- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118
"Kurbanlık develeri de sizin için Allah'ın sembolleri kıldık." (Hac, 36)
"Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Ama O'na sizin takvanız ulaşır." (Hac, 37)
Kurban, mü'minin, sırf Allah istediği için malından vazgeçebildiğini ortaya koyduğu ve malını Allah yolunda kurban edebildiğini fiiliyle gösterdiği önemli bir ibadettir. ıhramda bir otu dahi koparmak yasak iken, Allah'a bağlılığın, fedakârlığın bir göstergesi olarak bayramda canlı hayvanlar kurban edilmektedir.
Kurban, bir taraftan hac görevlerini yerine getirebilmenin şükrünü eda etmek için kesilmektedir. Nasıl Ramazan orucunu tamamlayınca Ramazan Bayramı yapılıyorsa, Hac ibadetleri tamamlanınca da Hac kurbanları (Hedy) kesiliyor ve Kurban Bayramı kutlanıyor. Sabır, savaş, şükür ve zafer. Arafat'ta bilgiye, Meş'ar'da bilince, Mina'da sevgiye ve Cemerât'ta zafere kavuşan hacı, kurban hedyi (hediyyesi) ile takvaya, takva ile de Allah'a ulaşmaktadır.
Kurban Bayramı günlerinde getirilen tekbirler "teşrik tekbirleri" diye isimlendirilmiştir. "Teşrik", cahiliyye döneminde kesilen kurban etlerinin kızgın kayalara serilerek güneşte kurutulmasına denilmektedir. Böylece hacılar, hacda kesilen kurban etlerini güneş ve taşlar üzerinde kurutarak sonraları yemek üzere kendileri için saklamışlardır. Hacı, teşrik tekbirlerini tekrarlarken, sonra kullanmak üzere kendisi için hangi iyi alışkanlıkları, hangi güzellikleri sakladığını, muhafaza ettiğini düşünmelidir. En azından hacca gelirken nasıl takva azığıyla geliyorsa, Mina'dan da geriye yine takva azığı götürmelidir.
Allah için ve Allah'ın adıyla kesilen kurbanlar, zikir ve şükrün, tevazu ve teslimiyetin, dayanışma ve kardeşliğin bir göstergesidir. Özellikle hacıların kurban etlerinden hemen hiç yemeden, tamamının ıslam Kalkınma Bankası aracılığıyla yoksul ıslam ülkelerine gönderildiği günümüzde, hiç tanımadığı Müslüman kardeşlerine karşı verdiği destek ve sosyal dayanışma haccın en hikmetli bir yönünü oluşturmaktadır. Faraza, ülkemiz hacılarının kurbanlarının, Afrika'da adını bile bilmedikleri bir Müslüman bölgede tüketilmesi ve onların gıyâbî dualarını kazanmaları ne kadar güzeldir!
Hacının kurban ettiği koyun, inek, deve değil; heva ve hevesi, şehvetidir. O'nun rızası için hepsini kurban etmeli ki bayramı yüreğinde, yakınlığı öz benliğinde hissedebilsin. Çünkü bu bayram Kurban Bayramı, kurbiyyet ânıdır, Allah'a yakınlık bayramıdır. Kurban Bayramı, çok uzak coğrafyalarda olsalar bile haccın anlamını yaşayanların bayramıdır. Burada, bu yakınlaşmayı yaşayanlar, kazandığı güzellikleri gittikleri yerlere de taşıyacaktır. Kendi mekânlarında manevî bir kan dolaşımına sebep olacak, tertemiz, ter ü taze kanlar olacaklardır. Daha sonra kimi hacılara hicran yolu, kimi hacılara hicret yolu, kimilerine ise hasret yolu gözükecektir.
Allah için kesilen bu kurbanlardan akıtılan kanlar, kurban sahibinden de günahların döküldüğünü, "kirlerin giderildiğini" (Hac, 29) sembolize eder. Hacı, Allah için kurban keserken, bunun Hz. ıbrahim'den kalma bir sünnet olduğunu, Allah yolunda en sevdiği yavrusunun kurban edilmesinden bir bedel olduğunu tefekkür eder. Allah'ın verdiği mal ve evlatların, Allah yolunda engel değil, tam tersine kendisini Allah'a yaklaştıracak birer vesile olduğunu düşünür. Orada Allah için gönül rahatlığıyla herhangi bir canlıyı kurban ederken, memleketindeki çocuklarının da Allah yolunda olmaları, Allah'a yakın ve yaklaştırıcı olmaları için dua eder, hayatı boyunca da bunu gerçekleştirebilmek için gayret eder.
"Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Ama O'na sizin takvanız ulaşır." (Hac, 37)
Kurban, mü'minin, sırf Allah istediği için malından vazgeçebildiğini ortaya koyduğu ve malını Allah yolunda kurban edebildiğini fiiliyle gösterdiği önemli bir ibadettir. ıhramda bir otu dahi koparmak yasak iken, Allah'a bağlılığın, fedakârlığın bir göstergesi olarak bayramda canlı hayvanlar kurban edilmektedir.
Kurban, bir taraftan hac görevlerini yerine getirebilmenin şükrünü eda etmek için kesilmektedir. Nasıl Ramazan orucunu tamamlayınca Ramazan Bayramı yapılıyorsa, Hac ibadetleri tamamlanınca da Hac kurbanları (Hedy) kesiliyor ve Kurban Bayramı kutlanıyor. Sabır, savaş, şükür ve zafer. Arafat'ta bilgiye, Meş'ar'da bilince, Mina'da sevgiye ve Cemerât'ta zafere kavuşan hacı, kurban hedyi (hediyyesi) ile takvaya, takva ile de Allah'a ulaşmaktadır.
Kurban Bayramı günlerinde getirilen tekbirler "teşrik tekbirleri" diye isimlendirilmiştir. "Teşrik", cahiliyye döneminde kesilen kurban etlerinin kızgın kayalara serilerek güneşte kurutulmasına denilmektedir. Böylece hacılar, hacda kesilen kurban etlerini güneş ve taşlar üzerinde kurutarak sonraları yemek üzere kendileri için saklamışlardır. Hacı, teşrik tekbirlerini tekrarlarken, sonra kullanmak üzere kendisi için hangi iyi alışkanlıkları, hangi güzellikleri sakladığını, muhafaza ettiğini düşünmelidir. En azından hacca gelirken nasıl takva azığıyla geliyorsa, Mina'dan da geriye yine takva azığı götürmelidir.
Allah için ve Allah'ın adıyla kesilen kurbanlar, zikir ve şükrün, tevazu ve teslimiyetin, dayanışma ve kardeşliğin bir göstergesidir. Özellikle hacıların kurban etlerinden hemen hiç yemeden, tamamının ıslam Kalkınma Bankası aracılığıyla yoksul ıslam ülkelerine gönderildiği günümüzde, hiç tanımadığı Müslüman kardeşlerine karşı verdiği destek ve sosyal dayanışma haccın en hikmetli bir yönünü oluşturmaktadır. Faraza, ülkemiz hacılarının kurbanlarının, Afrika'da adını bile bilmedikleri bir Müslüman bölgede tüketilmesi ve onların gıyâbî dualarını kazanmaları ne kadar güzeldir!
Hacının kurban ettiği koyun, inek, deve değil; heva ve hevesi, şehvetidir. O'nun rızası için hepsini kurban etmeli ki bayramı yüreğinde, yakınlığı öz benliğinde hissedebilsin. Çünkü bu bayram Kurban Bayramı, kurbiyyet ânıdır, Allah'a yakınlık bayramıdır. Kurban Bayramı, çok uzak coğrafyalarda olsalar bile haccın anlamını yaşayanların bayramıdır. Burada, bu yakınlaşmayı yaşayanlar, kazandığı güzellikleri gittikleri yerlere de taşıyacaktır. Kendi mekânlarında manevî bir kan dolaşımına sebep olacak, tertemiz, ter ü taze kanlar olacaklardır. Daha sonra kimi hacılara hicran yolu, kimi hacılara hicret yolu, kimilerine ise hasret yolu gözükecektir.
Allah için kesilen bu kurbanlardan akıtılan kanlar, kurban sahibinden de günahların döküldüğünü, "kirlerin giderildiğini" (Hac, 29) sembolize eder. Hacı, Allah için kurban keserken, bunun Hz. ıbrahim'den kalma bir sünnet olduğunu, Allah yolunda en sevdiği yavrusunun kurban edilmesinden bir bedel olduğunu tefekkür eder. Allah'ın verdiği mal ve evlatların, Allah yolunda engel değil, tam tersine kendisini Allah'a yaklaştıracak birer vesile olduğunu düşünür. Orada Allah için gönül rahatlığıyla herhangi bir canlıyı kurban ederken, memleketindeki çocuklarının da Allah yolunda olmaları, Allah'a yakın ve yaklaştırıcı olmaları için dua eder, hayatı boyunca da bunu gerçekleştirebilmek için gayret eder.