- Katılım
- 28 Şubat 2011
- Mesajlar
- 318
- Tepkime puanı
- 13
KURBAN BAYRAMI HUTBESİ
Allaha onların ne etleri, ne de kanları ulaşır; fakat sizden Allaha ulaşan yalnızca takvanızdır.
[Hac sûresi, âyet 37]
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
İmkânı olduğu halde kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.
Muhterem Müslümanlar,
Müslümanlık bilincimizi yenileyen, birlik ve kardeşlik duygularımızı olgunlaştıran, rahmet ve bereket dolu bu bayram sabahına bizleri kavuşturan Yüce Mevlâya hamd-u senâlar olsun.
Allahın gerçek dostu İbrâhîm (a.s.)a, Allah rızası için kurban olmaya kendini teslim eden İsmâîl (a.s.)a ve dedelerinin bu sadakat ve teslîmiyetini İslam âlemine bir bayram yapan Hz. Muhammed (s.a.v.)e de sonsuz salât ve selâm olsun.
Bugüne anlam ve değer kazandıran, Hz. Âdemin oğullarıyla başlayan, Hz. İsmâîl ve Hz. İbrâhîmin örnekliği ile devam eden ve son olarak da Hz. Muhammedin uygulamaları ile bizlere kadar ulaşan, Hakka yaklaşmanın ve Hakk yolunda fedakârlıkta bulunmanın alâmetlerinden biri de kurban ibadetidir.
Değerli Müminler,
Kurban, Allah yolunda samimiyetin, fedakârlığın, cömertliğin ve teslîmiyetin ifadesidir. Hutbemizin başında okudugum âyet-i kerîmede cenab-ı Allah (c.c.) şöyle buyurur: Allaha onların ne etleri, ne de kanları ulaşır; fakat sizden Allaha ulaşan yalnızca takvanızdır. [1] Bir hadîs-i şerîfinde sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: İmkânı olduğu halde kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın. [2] Ben, kurban gününü bayram yapmakla emrolundum. Allah onu bu ümmet için bayram kılmıştır. Kurban kesiniz. Zira o babanız İbrâhîmin adetidir. [3]
Bugün iftihâr ve sevinç günümüzdür. Bizden güler yüz, tatlı söz, iyi komşuluk, iyi evlatlık, iyi ebeveynlik bekleyenleri sevindirmeliyiz. Birbirimize sevgimizi ikrâr ve ilan etmeliyiz; Bayramı bayram yapan güler yüzdür, hayır duadır, gönül yapmaktır, bizi insan yapan temel özelliklerin yeniden hatırlanmasıdır. Öyleyse birbirimizi ziyaret ederek evlerden evlere barış, huzur, sevinç, müjde ve kardeşlik duygularımızı taşıyalım. Bu arada âhirete göç etmiş olan yakınlarımızı dualarla ve fatihalarla analım.
Gönüllerimizin en ağır yükü olan küslüklere son verelim, hatta dargınların ayağına gidelim, özür bekleyenlerden özür dileyelim; komşuluk, akrabalık, dostluk ve en güzeli Allah rızası uğruna, gerekirse yüzümüzü toza bulayalım. Dünyanın en güzel ve en büyük bayramını küçücük nefsânî duyguların altında ezmeyelim. Hebâ etmeyelim.
Kıymetli Müminler,
Bu güzel bayram sabahında, mümin ve şen gönüllerimizi yaralayan mühim bir gerçeği hatırlamadan geçemeyiz. Ne yazık ki bu bayram günümüzde, Müslüman toplumlar arasında bayram sevincini hissedemeyecek kadar yaralı, yorgun, yoksul, endişeli bir halde acı çeken topluluklar vardır. Kendi dinî bayramlarını dâhi sevinç ve mutlulukla kutlamaya hasret kalan; gözyaşı, şiddet, savaş, ekonomik sıkıntı ve yoksulluğun gölgesinde bayram yapmak zorunda olan din kardeşlerimiz vardır. Bu sabah, onların acısını yüreğimizin derinliğinde hissedelim. Darda ve sıkıntıdaki bütün müminler, ezâ ve cefâ çeken tüm insanlar için bütün samimiyetimizle Rabbimize yönelip dua edelim.
Azîz Cemaat-i Müslimîn,
Yüce Rabbimiz, ihlas ile ifâ ettiğimiz namazlarımızı, dualarımızı, teşrik tekbirlerimizi ve kurbanlarımızı kabul buyursun. Arafatta vakfe yapan, şu an Kâbe-i Muazzamada tavaf eden milyonlarca hüccac-ı müslimîn kardeşimizin ibadetlerini kabul eylesin. Huzurun hâkim olduğu, yetimin sevindirildiği, yoksulların gözetilip yaraların sarıldığı bir dünya dileyerek, bayramınızı tebrik ediyor daha nice kurban bayramlarına millet olarak huzur ve barış içerisinde bizleri kavuşturmasını Yüce Allahtan niyaz ediyorum.
Allaha onların ne etleri, ne de kanları ulaşır; fakat sizden Allaha ulaşan yalnızca takvanızdır.
[Hac sûresi, âyet 37]
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
İmkânı olduğu halde kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.
Muhterem Müslümanlar,
Müslümanlık bilincimizi yenileyen, birlik ve kardeşlik duygularımızı olgunlaştıran, rahmet ve bereket dolu bu bayram sabahına bizleri kavuşturan Yüce Mevlâya hamd-u senâlar olsun.
Allahın gerçek dostu İbrâhîm (a.s.)a, Allah rızası için kurban olmaya kendini teslim eden İsmâîl (a.s.)a ve dedelerinin bu sadakat ve teslîmiyetini İslam âlemine bir bayram yapan Hz. Muhammed (s.a.v.)e de sonsuz salât ve selâm olsun.
Bugüne anlam ve değer kazandıran, Hz. Âdemin oğullarıyla başlayan, Hz. İsmâîl ve Hz. İbrâhîmin örnekliği ile devam eden ve son olarak da Hz. Muhammedin uygulamaları ile bizlere kadar ulaşan, Hakka yaklaşmanın ve Hakk yolunda fedakârlıkta bulunmanın alâmetlerinden biri de kurban ibadetidir.
Değerli Müminler,
Kurban, Allah yolunda samimiyetin, fedakârlığın, cömertliğin ve teslîmiyetin ifadesidir. Hutbemizin başında okudugum âyet-i kerîmede cenab-ı Allah (c.c.) şöyle buyurur: Allaha onların ne etleri, ne de kanları ulaşır; fakat sizden Allaha ulaşan yalnızca takvanızdır. [1] Bir hadîs-i şerîfinde sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: İmkânı olduğu halde kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın. [2] Ben, kurban gününü bayram yapmakla emrolundum. Allah onu bu ümmet için bayram kılmıştır. Kurban kesiniz. Zira o babanız İbrâhîmin adetidir. [3]
Bugün iftihâr ve sevinç günümüzdür. Bizden güler yüz, tatlı söz, iyi komşuluk, iyi evlatlık, iyi ebeveynlik bekleyenleri sevindirmeliyiz. Birbirimize sevgimizi ikrâr ve ilan etmeliyiz; Bayramı bayram yapan güler yüzdür, hayır duadır, gönül yapmaktır, bizi insan yapan temel özelliklerin yeniden hatırlanmasıdır. Öyleyse birbirimizi ziyaret ederek evlerden evlere barış, huzur, sevinç, müjde ve kardeşlik duygularımızı taşıyalım. Bu arada âhirete göç etmiş olan yakınlarımızı dualarla ve fatihalarla analım.
Gönüllerimizin en ağır yükü olan küslüklere son verelim, hatta dargınların ayağına gidelim, özür bekleyenlerden özür dileyelim; komşuluk, akrabalık, dostluk ve en güzeli Allah rızası uğruna, gerekirse yüzümüzü toza bulayalım. Dünyanın en güzel ve en büyük bayramını küçücük nefsânî duyguların altında ezmeyelim. Hebâ etmeyelim.
Kıymetli Müminler,
Bu güzel bayram sabahında, mümin ve şen gönüllerimizi yaralayan mühim bir gerçeği hatırlamadan geçemeyiz. Ne yazık ki bu bayram günümüzde, Müslüman toplumlar arasında bayram sevincini hissedemeyecek kadar yaralı, yorgun, yoksul, endişeli bir halde acı çeken topluluklar vardır. Kendi dinî bayramlarını dâhi sevinç ve mutlulukla kutlamaya hasret kalan; gözyaşı, şiddet, savaş, ekonomik sıkıntı ve yoksulluğun gölgesinde bayram yapmak zorunda olan din kardeşlerimiz vardır. Bu sabah, onların acısını yüreğimizin derinliğinde hissedelim. Darda ve sıkıntıdaki bütün müminler, ezâ ve cefâ çeken tüm insanlar için bütün samimiyetimizle Rabbimize yönelip dua edelim.
Azîz Cemaat-i Müslimîn,
Yüce Rabbimiz, ihlas ile ifâ ettiğimiz namazlarımızı, dualarımızı, teşrik tekbirlerimizi ve kurbanlarımızı kabul buyursun. Arafatta vakfe yapan, şu an Kâbe-i Muazzamada tavaf eden milyonlarca hüccac-ı müslimîn kardeşimizin ibadetlerini kabul eylesin. Huzurun hâkim olduğu, yetimin sevindirildiği, yoksulların gözetilip yaraların sarıldığı bir dünya dileyerek, bayramınızı tebrik ediyor daha nice kurban bayramlarına millet olarak huzur ve barış içerisinde bizleri kavuşturmasını Yüce Allahtan niyaz ediyorum.