Kuran Şifadır -4

Mekkavi

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
140
Tepkime puanı
1
Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu aleykum


Konu : Kuran Şifadır 4

“Onlar hâlâ Kur'ân'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer O Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı.” (Nisa sûresi 82. âyet)

Her aklına esen, İslâm dinine çelme takmak için kendi beğendiği şekilde yap yapma ilkesinde değişiklik yapsaydı, bir çok İslam dini oluşur ve her şey dejenere olurdu.Tıpkı diğer dinlerde olduğu gibi.

Örnek verecek olursak; “sen Hacca gitme, kurban kesme, parasını bir hayır cemiyetine ver”, “nasıl olsa vergi veriyorsun zekat verme”, “şimdilik başını aç sonra kapatırsın”, “sen daha gençsin namazını sonra kılarsın”, “ibadet yapmıyorum ama benim kalbim temiz” “herkes faizli para alıyor, sen de al sonra almazsın”, “ Bir mevlit okutturuver birde lokma tatlısı döktürüver olur biter” ve diğerleri.

“Ayetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar içinde, iğrenç ve acıklı bir azap vardır.” (Sebe sûresi 5. âyet)

Kur’anı Kerimin değiştirilemeyeceğini şu âyeti kerime pekiştirmektedir ;
“Deki bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destekte olsalar. Onun benzerini ortaya getiremezler.” (İsrâ sûresi 88. âyet)

Ya yaparız ya yapmayız. Eğer yüce Allah’ın buyruklarını yaparsak karşılığını alırız, yapmaz isek sonucuna katlanırız.

“Herkesin kazandığı, ya kendi lehinedir, yahut aleyhinedir.” (Bakara sûresi 286.âyet)

Ama her fırsatta, Cenâbı Allah’tan af ve özür dilemeliğiz. Çünkü biz, Allah’ın en sevgili kulu olsak bile, her gün yaklaşık 20.000 kez alıp verdiğimiz oksijenli nefeslerin, sadece bir tanesinin hakkını ödeyemeyiz.

“Ve onlar çirkin bir günah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler”(Âli imran sûresi 135. âyet)

Hiç şüphe yok ki, insanlarda kendilerini koruyacak inanca iten, zorlayan bir iç güdü vardır. Ve insanların çoğunun inançları doğrultusunda manevi huzur buldukları bir gerçektir. İşte o gücü düşünerek bulmaya çalışalım.

“Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla sükunet bulur.” (Rad sûresi 28. âyet)>

Kimi der ki benim anam Müslüman, babam Müslüman, ben de Müslüman bir âileden doğdum, dolayısı ile ben de Müslüman’ım. Müslümanlık kesinlikle gelenek, görenek, örf ve âdet dini değildir. İslamiyet kayıtsız şartsız yaratana ve peygambere tam itaat ve teslimiyet dinidir.

Hazreti Âdem’den Hz. Peygamber s.a.v.’e kadar gelen ilâhi dinlerin adıİslam’dır. Başka hak din yoktur. Musevilik ve İsevilik de böyledir. Özü Cenâbı Allah’a teslimiyettir.

Firavun, Kızıldeniz’de boğulmadan önce şöyle demişti.>
“Ben de Mûsa’nın Allah’ına inandım, ben de Müslümanlardanım.” (Yunus sûresi 90. âyet)

Fakat imânı kabul edilmedi. Neden kabul edilmedi? Çünkü hz. Mûsa şöyle duâ etmiştir ;

“Musa dedi ki, Ey Rabbimiz firavun ve yandaşlarına dünya hayatında mal, mülk, ziynet verdin. Bu yüzden insanları senin yolundan saptırdılar. Ey Rabbimiz onların mallarını yok et, Kalplerini de şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar iman etmesinler.” (Yunus sûresi 88. âyet)

Böylece Hazreti Mûsa a.s.’ın duâsını, yüce Allah kabul etti Çünkü hazreti Mûsa (a.s.) Uzun süre firavun ve taraftarlarını imana davet etmişti.

“Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.” (Mümin (ğafir) sûresi 41. âyet)

Havariler ise hazreti İsa a.s.’a Allah c.c. yolunda yardımcı olacaklarını şöyle ifade ettiler;

“Allah yolunda yardımcılarım kim dedi?. Havariler: "Allah yolunda yardımcılar biziz. Allah'a iman ettik. Şahit ol ki, biz de Müslümanlarız.” (Ali imran sûresi 52. âyet)

Yemendeki Sebe Melikesi Belkıs da, iman etmeden önce, O ve kavmi güneşe tapıyorlardı. Şeytan da yaptıkları işleri onlara güzel gösterirdi.

“Şeytan kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuştu.” (Neml sûresi 24.âyet)

İmân etmek zorunda kaldığında şöyle demiştir;
“Rabbim ben kendime yazık etmişim. Ben de Süleyman’ın yanında, âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oluyorum.” (Neml sûresi 44. âyet)

“Babanız İbrahim’in dininde (olduğu gibi) peygamberin size şahit olması, sizinde insanlara şahit olmanız için gerek bundan önceki kitaplarda gerekse bunda (Kur’an) da size Müslüman ismini veren Allah’tır.” (Hac sûresi 78.âyet)

Mûsevilik ve Hıristiyanlık, Kuranı kerimden önce hak dindi. Hazreti Mûsa ve Hazreti İsâ hak peygamberlerdir, onlara indirilen kitaplarda haktır, bütün peygamberlere kesinlikle saygılıyız ve inancımız sonsuzdur.

Her yeni kanun, önceki kanunun yerini alacağı için yalnız Dünya’da değil bütün kainatta görünen ve görünmeyen bütün mahlukat, İslam dininin son kitabına ve peygamberine sahip çıkmalıdır.
Dolayısıyla İslâm dininin son kitabı Kuran’ı Kerim’dir. Ve Cenâbı Allah bu mukaddes kitabı, Hz. Peygamber Efendimiz s.a.v.’e indirmiştir.

“Kur’anı sana kısım kısım biz indirdik.” (İnsan sûresi 23. âyet)

“Seni yalanlayanlar bütün peygamberleri yalanlamış olurlar.” (Âli İmrân sûresi 184.âyet)

“Resûle itaat eden Allah’a itaat etmiş gibidir.” (Nisâ sûresi 80.âyet)

Bu konu ile ilgili Kur’anı Kerimdeki âyeti kerimelerin bazılarışöyledir;
“Allah indinde din İslam’dır.” (Âli İmrân sûresi19.âyet)

“Kim İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o Ahirette ziyân edenlerden olacaktır.”(Âli İmrân sûresi 85. âyet)

“Peygamber kendisine Rabbi tarafından indirilen gerçeklere inandı, müminler de. Hepsi birlikte Allah'a, O'nun meleklerine, O'nun kitaplarına ve O'nun peygamberlerine inandılar. Onun peygamberlerinden hiçbirini diğerlerinden ayırmayız. Duyduk ve uyduk. Günahlarımızı bağışlamanı dileriz.” ( Bakara süresi 285. âyet)

“İçinizden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmet öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur.” (Âli imran sûresi 164. âyet)

“Bu gün size dininizi ikmâl ettim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı kabûl ettim.” (Mâide sûresi 3.âyet)

Yaklaşık aradan on beş asır geçmiş olmasına rağmen Kura’nı Kerimde ki buyruklardan hiç biri bugünkü yaşantımıza ters düşmemektedir. O, insanlar için bir ışıktır. Tersini bekleyenlerin elleri hep boş kalmıştır. Yani insanoğlunun şimdi ve ileride ulaşacağı medeniyetler Kuranı Kerimi hiç aşamayacaktır.

Cenabı Allah müminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzelliklerini nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…
 
Üst Alt