- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118
Resulullah (Sallallah-u Aleyhi ve selem) buyuruyor ki;
-“Ümmetimin ibadetlerinin en efdalı Kur’an okumaktır.”
-“Kur’an bir deride bulunmuş olsaydı ateş onu yakmazdı.” (Taberani, İbni Hıbban)
Kiyamet günü Allah (c.c.) katında derece bakımından Kur’an’dan daha üstün dereceli şefaatçı yoktur. Ne peygamber, ne melek ve ne de başkası.
Allah (c.c.) –HADİSİ KUDSİ’DE – Buyuruyor ki;
-“Kur’an okumak, kimi bana dua etmek ve benden istemekten alıkorsa, ben ona, bana şüküredenlere verdiğim sevabın efdalını veririm.” Tirmizi.
Bil ki; Kur’an okumanın zahiri adabı ve batını sırları vardır. Kur’an okumanın zahiri adabı üçtür:
1-Kur’ana hürmet ve ta’zimle okumandır. Zahiri hürmetin şeklini yerine getirmedikçe kalbinle olan hürmeti elde edemezsin. Kalbin azalarla olan alakasını ve azalardan nurların kalbe nasıl ve ne şekilde yükseldiğini biliyorsun.
Kur’an okurken ona hürmet etmenin şekli, abdestli olarak sükünetle oturman, kıblaya karşı yönelmen, bağdaş kurarak oturmaman ve uyuklamaman, okuyanın nezdinde oturduğun gibi oturmanla olur. Ve Kur’an-ı tecvid üzere ona ta’zim ederek okursun.
İbni Abbas (Radiyallah-u Anhu) der ki;
-“Zilzal ve Karia surelerini düşünerek okumam, Bakara ve Ali İmran surelerini düşünmeksizin gelişi güzel okumaktan bana daha sevimlidir.”
2-Vakitlerin bir kısmında kur’andaki yüksek derecelerin en yükseğine ulaşmağı arzulamandır. O da, bilhasa mescit’de ve geceleğin namazda dururken Kur’an-i okumak ile husule gelir.
Çünkü Kalb geceleğin daha saf, daha temizdir. Zira geceleyin bir çok meşgalelerden fariğ bulunur.
Sen gündüz her ne kadar tenha yerde bulunsan da, insanların etrafındeki haraketleri ve çalışmaları senin iç alemini haraket ettirir, ve seni meşgül eder.
Bahusus, bir iş bulma isteği sende bulunursa o zaman kalbi meşgüliyetin daha da artar. VE KUR’AN OKUMAKTAKİ ŞEVKİN AZALIR. Bu şartlara riayet etmeden abdestsiz ve bir yere dayanarak Kur’an okursan yine sevab alırsın. Zira Allah (c.c.) hepsini yanı kur’an okuma şekillerinin tümünü medh etmiştir.
Buyrumuştur ki;
-“Onlar (O salim akıl sahibleri öyle insanlardır ki) ayakta iken, otururken, yanları üstünde (yatar) iken (Yanı bütün hallerinde ) Allah (c.c.) ı hatırlayıp anarlar. Ve göklerin, yerin yaradılışı hakkında inceden inceye düşünürler.
(ve şöyle derler);
-“Ey Rabbımız, sen bunları boşuna yaratmadın sen ( bundan) pak ve münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru.” Ali İmran : Ayet-191
Fakat bizim zikrettiğimiz şartlar, fazla sevab almak hakkındadır. Eğer sen ahireti isteğenlerden isen daha faziletli olanı yerine getirmek senin için kolaydır.
Hazreti Ali (Radiyallahu anhu) buyuruyor ki;
-“Kim ki, Kur’an-i namazda ayakta iken okursa her harfı için yüz sevab vardır. Kim ki, Kur’an’ı namaz dışında abdestli olarak okursa yirmi beş sevab alır, kim ki, Kur’an’ı abdestsiz olarak okursa on sevab alır.”
3-Kur’an okumanın mikdarıdır. Onun üç derecesi vardır; en ednası ayda bir kere hatm etmektir. En alası ise üç günde bir hatm etmektir.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Kim ki kur’an’ı üç günden daha az bir zamanda hatm ederse O, Kur’an’ı anlamaz.” buyurmuştur. (Tirmizi.)
Kur’an okumanın mikdarı, haftada bir hatmetmektir. Her gün bir hatim yapmak ise sevablı ve iyi bir şey değildir.
Ey kardeşim, aklınla bir mantık yürütüp, hayırlı ve menfaatlı olan her şey ne kadar çok olursa o kadar yararlı ve faideli olur deme.
Çünkü senin aklın ilahi işlerin sırlarına ulaşamaz.
İlahi işlerin sırlarını ancak PEYGAMBERLİK kuvveti kavrayabilir. Sana ; yapması gereken şey peygambere uymaktır. Görmüyormusun ki, sen namaz kılmakla emrolunduğun halde bütün gün namaz kılmaktan menedildin, Sabah namazı vaktından sonra, güneş doğarken ve batarken z*******vakti (Öğle vaktının yaklaşması anı) namazı kılmamakla emrolundun.
Senin bu kıyasındeki, yanı
-“Nekadar çok namaz kılarsan o kadar çok sevab alırım” demenin fasıd ve doğru olmadığı zahirdır.
Zira senin bu sözlerin, ilaç hastaya yararlıdır, ne kadar çok kullanırsa o kadar çok fayda görür diyen gibidir. Halbuki sen bilirsin ki, ilacı çok almak bazı kere insanı öldürür.
-“Ümmetimin ibadetlerinin en efdalı Kur’an okumaktır.”
-“Kur’an bir deride bulunmuş olsaydı ateş onu yakmazdı.” (Taberani, İbni Hıbban)
Kiyamet günü Allah (c.c.) katında derece bakımından Kur’an’dan daha üstün dereceli şefaatçı yoktur. Ne peygamber, ne melek ve ne de başkası.
Allah (c.c.) –HADİSİ KUDSİ’DE – Buyuruyor ki;
-“Kur’an okumak, kimi bana dua etmek ve benden istemekten alıkorsa, ben ona, bana şüküredenlere verdiğim sevabın efdalını veririm.” Tirmizi.
Bil ki; Kur’an okumanın zahiri adabı ve batını sırları vardır. Kur’an okumanın zahiri adabı üçtür:
1-Kur’ana hürmet ve ta’zimle okumandır. Zahiri hürmetin şeklini yerine getirmedikçe kalbinle olan hürmeti elde edemezsin. Kalbin azalarla olan alakasını ve azalardan nurların kalbe nasıl ve ne şekilde yükseldiğini biliyorsun.
Kur’an okurken ona hürmet etmenin şekli, abdestli olarak sükünetle oturman, kıblaya karşı yönelmen, bağdaş kurarak oturmaman ve uyuklamaman, okuyanın nezdinde oturduğun gibi oturmanla olur. Ve Kur’an-ı tecvid üzere ona ta’zim ederek okursun.
İbni Abbas (Radiyallah-u Anhu) der ki;
-“Zilzal ve Karia surelerini düşünerek okumam, Bakara ve Ali İmran surelerini düşünmeksizin gelişi güzel okumaktan bana daha sevimlidir.”
2-Vakitlerin bir kısmında kur’andaki yüksek derecelerin en yükseğine ulaşmağı arzulamandır. O da, bilhasa mescit’de ve geceleğin namazda dururken Kur’an-i okumak ile husule gelir.
Çünkü Kalb geceleğin daha saf, daha temizdir. Zira geceleyin bir çok meşgalelerden fariğ bulunur.
Sen gündüz her ne kadar tenha yerde bulunsan da, insanların etrafındeki haraketleri ve çalışmaları senin iç alemini haraket ettirir, ve seni meşgül eder.
Bahusus, bir iş bulma isteği sende bulunursa o zaman kalbi meşgüliyetin daha da artar. VE KUR’AN OKUMAKTAKİ ŞEVKİN AZALIR. Bu şartlara riayet etmeden abdestsiz ve bir yere dayanarak Kur’an okursan yine sevab alırsın. Zira Allah (c.c.) hepsini yanı kur’an okuma şekillerinin tümünü medh etmiştir.
Buyrumuştur ki;
-“Onlar (O salim akıl sahibleri öyle insanlardır ki) ayakta iken, otururken, yanları üstünde (yatar) iken (Yanı bütün hallerinde ) Allah (c.c.) ı hatırlayıp anarlar. Ve göklerin, yerin yaradılışı hakkında inceden inceye düşünürler.
(ve şöyle derler);
-“Ey Rabbımız, sen bunları boşuna yaratmadın sen ( bundan) pak ve münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru.” Ali İmran : Ayet-191
Fakat bizim zikrettiğimiz şartlar, fazla sevab almak hakkındadır. Eğer sen ahireti isteğenlerden isen daha faziletli olanı yerine getirmek senin için kolaydır.
Hazreti Ali (Radiyallahu anhu) buyuruyor ki;
-“Kim ki, Kur’an-i namazda ayakta iken okursa her harfı için yüz sevab vardır. Kim ki, Kur’an’ı namaz dışında abdestli olarak okursa yirmi beş sevab alır, kim ki, Kur’an’ı abdestsiz olarak okursa on sevab alır.”
3-Kur’an okumanın mikdarıdır. Onun üç derecesi vardır; en ednası ayda bir kere hatm etmektir. En alası ise üç günde bir hatm etmektir.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Kim ki kur’an’ı üç günden daha az bir zamanda hatm ederse O, Kur’an’ı anlamaz.” buyurmuştur. (Tirmizi.)
Kur’an okumanın mikdarı, haftada bir hatmetmektir. Her gün bir hatim yapmak ise sevablı ve iyi bir şey değildir.
Ey kardeşim, aklınla bir mantık yürütüp, hayırlı ve menfaatlı olan her şey ne kadar çok olursa o kadar yararlı ve faideli olur deme.
Çünkü senin aklın ilahi işlerin sırlarına ulaşamaz.
İlahi işlerin sırlarını ancak PEYGAMBERLİK kuvveti kavrayabilir. Sana ; yapması gereken şey peygambere uymaktır. Görmüyormusun ki, sen namaz kılmakla emrolunduğun halde bütün gün namaz kılmaktan menedildin, Sabah namazı vaktından sonra, güneş doğarken ve batarken z*******vakti (Öğle vaktının yaklaşması anı) namazı kılmamakla emrolundun.
Senin bu kıyasındeki, yanı
-“Nekadar çok namaz kılarsan o kadar çok sevab alırım” demenin fasıd ve doğru olmadığı zahirdır.
Zira senin bu sözlerin, ilaç hastaya yararlıdır, ne kadar çok kullanırsa o kadar çok fayda görür diyen gibidir. Halbuki sen bilirsin ki, ilacı çok almak bazı kere insanı öldürür.
