Kuran Mubindir -2

Mekkavi

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
140
Tepkime puanı
1
Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu aleykum


Konu : Kuran Mubindir 2

Kuran’ı Kerimde Cenâbı Allah bal arısına, dişilere hitap edilen şekilde hitap ederek, üstelik tekil takısını kullanarak, onun ne yapması gerektiğini bildirmiştir. Çünkü Arapça’da dişiye ayrı, erkeğe ayrı gramer kullanarak hitap edilmektedir.

Bu konu ile ilgili Kuran’ı kerimde ;
“Rabbin bal arısına vahyetti; dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına git. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar. Onda insanlar için bir şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır.” (Nahl sûresi 68. ve 69. âyetler)

Neden dişi? Yüzlerce yıl sonra öğreniyoruz ki. Bal arıları, aralarında az olan erkekleri yok ediyorlar. Dişi kraliçe arı tek kalıyor ve koloninin yönetimine de tek başına hakim oluyor. Çok miktarda larvalar üreterek, ömürleri 6 hafta olan işçi ve diğer arıların yerini dolduruyor. İşçi ve diğer arıların ise cinsiyeti yoktur. Kısırdır, eşleşemezler.

Bu ve diğer gerçekler bizi daha çok düşünmeye iten olaylardır. Mucizeden de ötedir. Bütün bunları yaratanından daha iyi bileni olamaz. Yaklaşık on beş asır önce çölde, bitki, sebze ve meyve olmayan bir yerde, Cenâbı Allah bize rüzgarları aşılayıcı ve döllendirici olarak gönderdiğini bildirmektedir.

Günümüzdeki bilim, rüzgarın aşılayıcı özelliği olduğunu, bitkilerin üzerinden eserken erkek tohumlarla dişi tohumları döllendirdiğini, yağmurun yağmasında da büyük rol oynadığını daha yeni ispat etmiştir.

“Biz rüzgarları aşılamayı sağlayan vasıtalar olarak gönderdik. Ve gökten bir su indirdikte onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (biz bunları yapmasaydık) Siz o suyu saklayamazdınız.” (Hicir sûresi 22.âyet)

Bu âyette ayrıca; yağmur sularının yine yüce Allah’ın yarattığı yer katmanlarında stok edildiğini ve buralardan insanların ihtiyacının temin edildiği ifade edilmektedir.

“O size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve ağır bulutları meydana getirendir.” (Rad sûresi 12. âyet)

“Gök gürültüsü Allah’a hamd eder. Meleklerde onun korkusundan tespih ederler.” (Rad sûresi 13. âyet)

“Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen odur. Sonunda onlar (rüzgarlar) ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir memlekete sevk ederiz. Oraya su indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.” (Araf sûresi 57.âyet)

Bu âyeti kerimelerden anlaşılacağı gibi yüce Allah, ölüleri nasıl dirilteceğini kullarına bildirmektedir. Ancak “ağır bulutları” buyruklarının da üzerinde durmak gerekiyor.

Cenabı Allah’ın gücünü, kudretini her yerde gördüğümüz gibi burada da görebiliriz. Hava rüzgarlı ve bulutlu olduğunda, zaman zaman o bölgedeki bulutların ağırlığının 300 bin tona yakın bir ağırlık olduğunu, yaklaşık 15 asır sonra bilim tespit etmiştir.

Yer çekimine karşılık, bu devasa ağırlığı havada durduran Allah’tan başka kimse değildir. Böylece su baskınlarının ve sellerin getirdiği felâketlerin kaynağı daha iyi anlaşılmaktadır.

Cenâbı Allah, bizi kıyamet günü toprağın içinden dışarı atacağını, âdeta fışkırtacağını, yer altındaki milyarlarca gömülü insanın nasıl dirileceğini, mezarlarından nasıl kalkacaklarını, Kuran’ı Kerimdeki çekirgelerle ilgili ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır ;

“Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi davetçiye koşarak kabirlerinden çıkarlar, O esnâda kâfirler ise utangaç, gözleri dönmüş bir durumda bu çok çetin, şiddetli ve zorlu gündür, diyecekler.” (Kamer sûresi 7.8 . âyetler)

Kuran’ı Kerim neden çekirgeyi misal vermiştir? Çekirgelerin hayatını incelediğimizde karşımıza ilginç bir olay çıkar. Çekirgeler yumurtalarını toprağa tohum gibi yerleştirirler. Larvalar uzun bir süre toprağın altında kaldıktan sonra milyarlarca çekirge yeryüzüne çıkar.

Çekirge sürüleri, kilometrelerce uzunlukta ve genişliktedir. Kapkara bir yağmur bulutu gibi. Bazı sürülerin 35 km. genişliğinde ve metrelerce derinlikte olduğu tespit edilmiştir. Ben şahsen bu olaylara 1950 ile 1990 yılları arasında defalarca şahit olmuşumdur.

Güneşi bile kapayarak yeşil alanlara inerler ve yeşillikleri kuruturlar. Milyarlarca çekirgenin, toprak altından aynı zamanda toplu halde yeryüzüne çıkmalarında bizim için çok büyük ibretler vardır. Mezardan kalkmamızın en büyük kanıtıdır. Ama kalpleri mühürlü olanlar yine de anlamazlar.

İşte çekirgeleri böylece yeryüzüne çıkaran yüce Allah, insanları da kabirlerinde böyle diriltecektir.

“Ölüden diriyi, diriden de ölüyü O çıkarıyor. İşte sizide (kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız.” (Rum sûresi 19. âyet)

Yukarıdaki âyeti kerimede buyurduğu gibi, öldükten sonra dirilmenin hiç de öyle akıl almaz bir şey olmadığını yeryüzünde, ilk ve son baharda sürekli ölme ve dirilme olayları bize bu gerçeği özlü bir şekilde anlatmaktadır. Gerçekten, kupkuru topraktan ve ağaçlardan, yemyeşil bitkiler ve yapraklar, rengarenk çiçekler ve meyveler çıkaran ilahi kudret için, yoktan var ettiği insanı tekrar diriltmesinin zor olacağı düşünülemez.

Çok akıllı süper zekaya sahip 10 kişiyi gün ışığı almayan, takvim, saat, haberleşme cihazları ve diğer zaman göstergelerinin olmadığı bir yere kapasak. Yalnız yeme içmelerini temin etsek ve onlara, 20 gün sonra buradan hep birlikte çıkacaksınız desek? İnanıyorum ki her biri ayrı çıkış zamanı verecektir. Veya hiçbir yorum yapamayacaklardır. Üstelik bunlar akıllı insanlardır.

Peki milyarlarca çekirge, uzun bir süre sonra hep birlikte bulundukları karanlık yarıklardan aynı günde yeryüzüne çıkmalarına ne denir? Allahu Ekber (Allah büyüktür) demekten başka çaremiz yoktur.

Yaklaşık aradan on beş asır geçmiş olmasına rağmen Kura’nı Kerimde ki buyruklardan hiç biri bugünkü yaşantımıza ters düşmemektedir. O, insanlar için bir ışıktır. Tersini bekleyenlerin elleri hep boş kalmıştır. Yani insanoğlunun şimdi ve ileride ulaşacağı medeniyetler Kuranı Kerimi hiç aşamayacaktır.

Cenabı Allah müminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzelliklerini nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…
 
Üst Alt