- Katılım
- 8 Ağustos 2011
- Mesajlar
- 457
- Tepkime puanı
- 5
Müslümanların mükellef oldukları kitap Kur'an-ı Kerim'dir. Müslümanlar O'nun bilgilendirmesiyle hakk'ı da batıl'ı da O'ndan öğrenirler. Bir anlamda müslümanlar için yol göstericidir Kur'an. Hayatlarını ve yaşamlarını nasıl dizayn edeceklerini öğretir Kur'an muhataplarına. İhtilaflarını, mes'elelerini de nasıl çözeceklerini Kur'an muhataplarına öğretir ve muhataplarını da bilge kılar. Müslümanlar da Kur'an'larından ziyade hoşnutturlar. Bir mes'eleyi Kur'an nasıl çözüyorsa müslümanlar ona ayniyle ram olurlar itaat ederler. Kur'an'ın çözümü, nuru, mesajı ve bakış açısı hiç bir müslümanı rahatsız etmez. Edemez. Çünkü adı üzerinde müslüman ya da mü'min. O ismi kendisine iman edene vermiştir Kur'an. Dolayısıyla, Kur'an'ın hangi çözümü ve bakış açısı olursa olsun müslümanlar kalplerinde nokta kadarcık dahi hoşnutsuzluk gösteremezler. Bilirlerki onlar bu imanın, inancın, kabüllenmenin bir yıkımıdır. Hem Kur'ani değerlerle "imani bir şahsiyyet" kazanacaksınız ve hem de Kur'an'ın çözümünden rahatsız olacaksınız. Bu pek anlaşılır gibi değildir. Lakin her yaşanılan toplumda "iman"ı adetiymiş gibi algılayanlar ve "iman"a bu şekilde bakanlar her daim Kur'an'ın çözümünden rahatsız olmuşlardır.
Kur'an'ın çözümünden rahatsız olanları da Mevla Teala hiç de düşünmeden iman çemberinin dışına çok rahat bir şekilde itelemiştir.
Buraya kadar yazdıklarımız şu ayetin bir tezahürüydü...
Beraber okuyalım:
"Hayır! Rabb'in hakkı için onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyla teslim olmadıkça iman etmiş olamazlar..." (Nisa Suresi, ayet no, 65)
Evet ayet gayet açık...
Kur'an'ın çözümünden rahatsız olanlar islam dairesinin dışında kalan zavallılardır.
Bu incelik asla unutulmamalıdır...