Kuran Hakiymdir -6

Mekkavi

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
140
Tepkime puanı
1
Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu aleykum


Konu : Kuran Hakiymdir 6

Nasıl olurda Yüce Allah’ın Kuran’ına ve dinine inanmazlar, halbuki Kuran’ı kerimdeki şu Ayeti kerime tek başına onların İman etmeleri için bir nedendir:

“Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslamiyet'e açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah böylece, inanmayanları küfür bataklığında bırakır.” (Enam sûresi 125. âyet)

Yukarıdaki ayeti kerimede buyurduğu gibi semaya doğru yükseldikçe hava basıncı azalacağından kişinin göğsü daralacaktır, oksijen ve nefes darlığından dolayı yaşamı sona erecektir.

Kuran’ı kerim ise, Allah’ın koyduğu bu tabiat kanununun var olduğunu bize yaklaşık 15 asır önce bildirmiştir. Halbuki o tarihlerde semaya yükseldikçe hava basıncı ve oksijenin azalacağı ile ilgili hiç bir bilgi yok idi. Bilim ise bu hususu daha yeni keşfetmiştir.

İşte yukarıdaki Ayeti kerimede Kuran’ı kerim bu ilâhi kanuna işaret ederek İslâm dinini hazmedemeyenlerin göğüsleri daima dar ve sıkıntılı olacağını bildirmektedir.

“Yoksa sen Ashabı Kehf'i ve Rakim'i şaşılacak âyetlerimizden mi sandın? O gençler mağaraya sığınınca şöyle dediler: Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve bizim için şu işimizden bir kurtuluş yolu hazırla. Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.” (Kehf sûresi 9.10.11. âyetler)

Ashabı Kehfin mağarada 309 yıl uyuduktan sonra kendi aralarında; kaç gün kaldık? diye sorunca, bir gün veya daha az dediler.

“Onlar mağaralarında 3 asır kalmışlar ve dokuz yılda buna ilâve edilmiştir.” (Kehf suresi 25.âyet)

Ashâbı Kehf’i mağarada 309 yıl uyutup sonra tekrar diriltmesi yine Yüce Allah’ın gücü ve kudretinin, tecellisinden başka bir şey değildir.

“Üstlerinde kanatlarını aça kapata uçan kuşları hiç görmediler mi ? Onları havada Rahman olan Allah tan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir.” (Mülk sûresi 19. âyet)

Yukarıdaki âyeti kerimenin Arapça aslında ki ‘saffat’ şeklinde, sıra sıra uçan kuşları hiç görmediniz mi? Buyruğu, aynı zamanda bize göçmen kuşlarını da hatırlatmaktadır, bu kuşlar hiç mola vermeden gece ve gündüz günlerce havada kanat çırparlar, ulaşacakları menzili ise özel radarları ile bulurlar, ve dizi halinde uçarlarken birbirlerinin kanat rüzgârlarından istifade ederler.

Peki bu kuşlar, günlerce yemeden içmeden havada uçmalarını sağlayan enerjiyi nereden buluyorlar? İşte bunun yanıtı ise yine yukarıda ki aynı âyeti kerimede mevcuttur.

Ayrıca Kur’anı Kerim de;
“O iki doğunun ve iki batının Rabbidir.” (Rahman sûresi 17.âyet)

Bu âyetin Kuran’ı Kerimdeki yorumu şöyledir;
(Burada yaz ve kış mevsimlerine göre doğu ve batının durumlarında değişiklik olduğu için iki batı ve iki doğu tabiri kullanılmıştır.)

Diğer taraftan doğu ve batının uç sınırları arasında her gün değişen doğular ve batılar olduğu için bazı ayeti kerimelerde ise, Doğuların ve Batıların Rabbi olarak bildirilmektedir.

“Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter.” (Mearic sûresi 40 ve 41. âyetler)

“O göklerde ve yerde ne varsa hepsini size boyun eğdirmiştir. Şüphesiz bunda düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (Casiye sûresi 13. âyet)

“Yer yüzünde olanların hepsini sizin için yaratan O'dur.” (Bakara sûresi 29. âyet)

“Yer yüzünü size buyun eğdiren O,dur.”(Mülk sûresi 15. âyet)

Eğer Yüce Allah’ın buyruğu ile, yukarıdaki âyeti kerimelerde görüldüğü gibi söz konusu bütün bu varlıkların tamamı bize boyun eğdirilmiş olmasaydı, ne tavuktan ne balıktan ne yediğimiz hayvanlardan ne de bineklerimizden istifade edemezdik, denizde ve karada yolculuk yapamazdık, dağ kendini deldirip tünel açtırmazdı, hava ise, havada yolculuk yapmamıza müsaade etmezdi.

Bize öyle bir direniş gösterirlerdi ki yanlarına bile yaklaşamazdık, aynen yanar dağın lavlarından kaçtığımız gibi onlardan kaçardık, dolayısıyla Allah’u Tealâ’nın emri ile insan oğlunun tasarrufuna ve istifadesine bırakılan, Bütün bu nimetlere karşılık Cenabı Hakka ne kadar şükretsek azdır.

Böylece kâinattaki canlı ve cansız yaratıkların tamamı, Cenabı Allah’a kesintisiz her hususta, Secde ve ibadet görevleri ile birlikte programları gereği İnsanlara olan hizmetlerini de tam itaatle kusursuz yerine getirmektedirler.

Yaklaşık aradan on beş asır geçmiş olmasına rağmen Kura’nı Kerimde ki buyruklardan hiç biri bugünkü yaşantımıza ters düşmemektedir. O, insanlar için bir ışıktır. Tersini bekleyenlerin elleri hep boş kalmıştır. Yani insanoğlunun şimdi ve ileride ulaşacağı medeniyetler Kuranı Kerimi hiç aşamayacaktır.

Cenabı Allah müminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzelliklerini nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…
 
Üst Alt