- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
Edirne'nin gezilecek görülecek yerlerinden biri, Külliyenin Merkezi Darüşşifa hastane müzesi. II. Bayezid Külliyesi, 2004 yılında Avrupa'nın En İyi Müzesi seçilmiş. Yeni adı Trakya Üniversitesi Edirne Sağlık Müzesi. Darüşşifa bileşik bir isim olup, Arapça Dâr ve Şifa sözcüklerinin birleştirilip meydana gelmiş. Osmanlı hastenesi Darüşşifa, üç bölümden oluşan, poliklinikler, özel diyet mutfağı ve personel odaları bulunmaktadır. İkinci bölümde ilaç deposu ve üst düzey personelere, Üçüncü bölümde ise 6 kişilik ve 4 yazlık yatak odası ile bir müsiki sahnesi bulunur. Burada on kişiden oluşan musiki topluluğu tarafından haftada üç gün musiki konserleri verilirmiş.
Evliya Çelebi'nin hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def'i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam ayrıldığı, bunların üçü hanende, biri neyzen, biri kanuni, biri musikari,biri cengi santuri, biri udi olup haftada üç gün hastalara ve delilere büyük kubbenin altında musiki faslı verdiklerini; neva, rast, dügah, çargah ve suzinak makamlarını çaldıklarını bildirmektedir.Mevsim çiçeklerinin (gül, karanfil, sümbül, reyhan ve misk-i rum) koku ve renklerinde de tedavi yapıldığını yazmaktadır.
Darüşşifa'nın her tarafından dinlenebilen bu konserler kadar; su sesi ve güzel kokulardan yararlanarak ruh hastalarının tedavisi yoluna gidilirmiş. Bu noktada önemli sayılan bir olgu; aynı yılarda Avrupa'da delilik denilen hastalık durumlarında hastanın Şeytandır gerekçesiyle yakılmasıdır.
Her türlü tedavinin yapıldığı yer olan Külliyenin Merkezi Darüşşifa tedavisi parasımış. Hastahanede, zincire vurulması gereken akıl hastalarına, paslı demirin olumsuz etki yapma olasılığı düşünülerek bu demir aksam altın ve gümüşle yaldızlanmıştır.
Evliya Çelebi'nin hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def'i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam ayrıldığı, bunların üçü hanende, biri neyzen, biri kanuni, biri musikari,biri cengi santuri, biri udi olup haftada üç gün hastalara ve delilere büyük kubbenin altında musiki faslı verdiklerini; neva, rast, dügah, çargah ve suzinak makamlarını çaldıklarını bildirmektedir.Mevsim çiçeklerinin (gül, karanfil, sümbül, reyhan ve misk-i rum) koku ve renklerinde de tedavi yapıldığını yazmaktadır.
Darüşşifa'nın her tarafından dinlenebilen bu konserler kadar; su sesi ve güzel kokulardan yararlanarak ruh hastalarının tedavisi yoluna gidilirmiş. Bu noktada önemli sayılan bir olgu; aynı yılarda Avrupa'da delilik denilen hastalık durumlarında hastanın Şeytandır gerekçesiyle yakılmasıdır.
Her türlü tedavinin yapıldığı yer olan Külliyenin Merkezi Darüşşifa tedavisi parasımış. Hastahanede, zincire vurulması gereken akıl hastalarına, paslı demirin olumsuz etki yapma olasılığı düşünülerek bu demir aksam altın ve gümüşle yaldızlanmıştır.