Kimdir Esas Yalnızlar

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
Kimdir Esas Yalnızlar...?

Sizce yalnızlığı en iyi kim anlatır?
Ya da yalnızlık en çok kimin adıdır?
SİZ NE KADAR YALNIZSINIZ mesela?!

Dağda inzivaya çekilmiş adam mı daha yalnızdır?
Dağ gibi insanların üzerine aktığı bulvarlarda yaşayan mı?

Peki, “Yalnız” kime denir?
Kimsesi olmayana mı?
Herkesi olup da ‘kimse’si olmayana mı?
Hiç kimse tarafından anlaşılamayana mı?
Kimsesizliğe mahkûm olana mı?
Terk edene mi?
Terk edilene mi?
Kime ?

“Yalnız yaşayan bir adam vardı” diye başlar en bilinen yalnızlar. Oysaki onların birçoğunun kendi tercihidir yalnız olmak.
Yalnızdırlar ve belki de mutludurlar…

“Adamı yalnızlığa mahkum ettiler” denir, ailesi tarafından terk edilip bir köşede unutulanlara…
Onlar ki yürekleri baştan sona bir hançerle ikiye ayrılanlar…
Yalnızdırlar ve her geçen gün tevekküle yol alırlar…

“Kimsesi yok garibin” dediklerimiz ise doğuştan yalnızdırlar ve çoğunun hikayesi bir caminin avlusunda başlar. Kimsesizler yurdundan sokağa bırakıldıkları anda ise artık kendi ayakları üstünde durmak ve varolmak zorundadırlar…
Yalnızdırlar ve hınçlıdırlar…

“Valla garip bir adam, kimseye de bir zararı yok” diyerek çözemediklerimiz, ama sırlı dünyalarını hep merak ettiklerimizdir onlar.
Ne kadar girmeye çalışsak da mütebessim yüzlerine rağmen asla çeperini kırdırmayanlar, anlaşılmayan, anlaşılamayan, delilikle velilik arasında her gün kendi limanına kulaç atanlar.
Yalnızdırlar ve muhtemelen huzurludurlar…

“Dokuz senedir içerde, üç yılı da hücre” diyerek “ALLAH kurtarsın” duasını peşine eklediğimiz yalnızlığa mahkum olanlar…
Onlar ki geçmişin karanlık dehlizlerinden yol alan, her gece bin kez kafasını duvara vuranlar…
Yalnızdırlar ama umutludurlar…

Bir de çevresi dolu, seveni çok, derdine derman olmak adına üstüne titreyen pervane olanı bol ama terkedilmiş bir aşkın yıkıntılarını, enkazını yüreğinde taşıdığından “O”nun haricinde herkes anlamsız ve her söz boş…
Asla geçmeyeceğine inandıkları o süreç geçinceye kadar,
Yalnızdırlar ve yaşarken ölüme mahkûmdurlar…

Oysa bilmezler ki en büyük yalnızlar…
Coşkunun ve heyecanın
Huzurun ve dinginliğin tavana vurduğu şu günlerde
İftarını tek başına açanlar…


İşte onlar yalnızdırlar…
Koşarak getirdiği bir pide için “bak sıcacık” sözünü kimseyle paylaşamayanlar…
Yalnızdırlar ve hep sofralarını pencere kenarına kurarlar…

Bedirhan Gökçe
 
Üst Alt