Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Kastamonu Lâhikası, (76. Mektup)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 14835" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px">Gayet ehemmiyetlidir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><strong>2</strong><span style="font-size: 15px">وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ</span><strong>1</strong><span style="font-size: 15px">بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ</span></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Şiddet-i şefkat ve rikkatten, bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden biçarelere gelen felâketler, helâketler, sefaletler, açlıklar şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki:</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o musibet ona nispeten çok ucuz düşer. Böyle musibet-i semaviye mâsumlar hakkında bir nevi şehadet hükmüne geçiyor.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Üç dört aydır ki, dünyanın vaziyetinden ve harbinden hiçbir haberim yokken, Avrupa’da, Rusya’daki çoluk çocuğa acıyarak tahattur ettim. O mânevî ihtarın beyan ettiği taksimat bu elîm şefkate bir merhem oldu. Şöyle ki:</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">O musibet-i semaviyeden ve beşerin zâlim kısmının cinayetinin neticesi olarak gelen felâketten vefat eden ve perişan olanlar, eğer on beş yaşına kadar olanlar ise, ne dinde olursa olsun şehit hükmündedir. Müslümanlar gibi büyük mükâfat-ı mâneviyeleri, o musibeti hiçe indirir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">On beşinden yukarı olanlar, eğer mâsum ve mazlum ise, mükâfatı büyüktür, belki onu Cehennemden kurtarır. Çünkü âhirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedîye (a.s.m.) bir lâkaytlık perdesi gelmiş. Ve madem âhirzamanda Hazret-i İsâ’nın (a.s.) din-i hakikîsi hükmedecek, İslâmiyetle omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa’ya (a.s.) mensup Hıristiyanların mazlumları, çektikleri felâketler onlar hakkında bir nevi şehadet denilebilir. Hususan ihtiyarlar ve musibetzedeler, fakir ve zaifler, müstebit büyük zâlimlerin cebir ve şiddetleri altında musibet çekiyorlar. Elbette o musibet onlar hakkında medeniyetin sefahetinden ve küfranından ve felsefenin dalâletinden ve küfründen gelen günahlara keffaret olmakla beraber, yüz derece onlara kârdır diye hakikatten haber aldım, Cenab-ı Erhamürrâhîmine hadsiz şükrettim. Ve o elîm elem ve şefkatten tesellî buldum.</p> <p style="margin-left: 20px">Eğer o felâketi gören zâlimler ise ve beşerin perişaniyetini ihzar eden gaddarlar ve kendi menfaati için insan âlemine ateş veren hodgâm, alçak insî şeytanlar ise, tam müstehak ve tam adalet-i Rabbaniyedir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Eğer o felâketi çekenler mazlumların imdadına koşanlar ve istirahat-i beşeriye için ve esasat-ı diniyeyi ve mukaddesat-ı semaviyeyi ve hukuk-u insaniyeyi muhafaza için mücadele edenler ise, elbette o fedakârlığın mânevî ve uhrevî neticesi o kadar büyüktür ki, o musibeti onlar hakkında medâr-ı şeref yapar, sevdirir</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"> <strong>Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :</strong></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><strong>1</strong> </strong> : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla. </p> <p style="margin-left: 20px"><strong><strong>2</strong> </strong> : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.</p> <p style="margin-left: 20px">********************************************************</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px">Lügatler :</span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">âhirzaman : dünya hayatının kıyamete yakın son devresi</p> <p style="margin-left: 20px">beşer : insanlık</p> <p style="margin-left: 20px">beyan : açıklama, izah</p> <p style="margin-left: 20px">biçare : çaresiz</p> <p style="margin-left: 20px">cebir : zorlama</p> <p style="margin-left: 20px">din-i hakikî : gerçek din</p> <p style="margin-left: 20px">din-i Muhammedî : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) dini</p> <p style="margin-left: 20px">ehemmiyet : önem</p> <p style="margin-left: 20px">elîm : acı veren, üzücü</p> <p style="margin-left: 20px">felâket : belâ, sıkıntı</p> <p style="margin-left: 20px">fetret : karanlık, mânevî buhran zamanı</p> <p style="margin-left: 20px">helâket : mahvolma, yok oluş</p> <p style="margin-left: 20px">hususan : bilhassa, özellikle</p> <p style="margin-left: 20px">ihtar : hatırlatma, ikaz</p> <p style="margin-left: 20px">kâfir : Allah’ı veya Onun kesin olarak emrettiği şeylerden herhangi birini inkâr eden kimse</p> <p style="margin-left: 20px">lâkaytlık : ilgisizlik, gevşeklik</p> <p style="margin-left: 20px">mazlum : zulme, haksızlığa uğrayan</p> <p style="margin-left: 20px">mensup : bağlı</p> <p style="margin-left: 20px">merhamet : acıma, şefkat etme</p> <p style="margin-left: 20px">musibet : belâ, felaket, sıkıntı</p> <p style="margin-left: 20px">musibet-i beşeriye : insanî musibetler, sıkıntılar</p> <p style="margin-left: 20px">musibet-i semaviye : bir hikmete binaen Allah tarafından gökten indirilen musibet, belâ</p> <p style="margin-left: 20px">musibetzede : felâkete uğrayan</p> <p style="margin-left: 20px">mükâfat : ödül</p> <p style="margin-left: 20px">mükâfat-ı mâneviye : mânevî mükâfat, karşılık</p> <p style="margin-left: 20px">müstebit : istibdatçı, diktatör</p> <p style="margin-left: 20px">nevi : tür, çeşit</p> <p style="margin-left: 20px">nispeten : kıyasla, oranla</p> <p style="margin-left: 20px">rikkat : acıma, yufka yüreklilik</p> <p style="margin-left: 20px">sefalet : perişanlık, yoksukluk</p> <p style="margin-left: 20px">şefkat : acıma, merhamet</p> <p style="margin-left: 20px">şehadet : şehitlik</p> <p style="margin-left: 20px">şiddet-i şefkat ve rikkat : acıma ve şefkatin şiddeti</p> <p style="margin-left: 20px">tahattur : hatırlama</p> <p style="margin-left: 20px">taksimat : kısımlara ayırımlar, paylaştırmalar</p> <p style="margin-left: 20px">zâlim : zulmeden, haksızlık eden</p> <p style="margin-left: 20px">adâlet-i Rabbâniye : herşeyi idare ve terbiye eden Allah’ın adaleti</p> <p style="margin-left: 20px">beşer : insanlar</p> <p style="margin-left: 20px">Cenâb-ı Erhamürrâhimîn : merhametlilerin en merhametlisi olan şeref ve azamet sahibi yüce Allah</p> <p style="margin-left: 20px">dalâlet : hak yoldan sapkınlık</p> <p style="margin-left: 20px">elem : acı, sıkıntı, üzüntü</p> <p style="margin-left: 20px">elîm : acı veren, üzücü</p> <p style="margin-left: 20px">esasat-ı diniye : dinin esasları, temelleri</p> <p style="margin-left: 20px">esrar : sırlar, gizli gerçekler</p> <p style="margin-left: 20px">esrar-ı gaybiye : gizli sırlar</p> <p style="margin-left: 20px">gaddar : acımasız, çok zulmeden</p> <p style="margin-left: 20px">gaybî : bilinmeyen, gayb âlemine ait</p> <p style="margin-left: 20px">hadsiz : sonsuz, sınırsız</p> <p style="margin-left: 20px">hakaik-i imaniye : imân hakikatleri, gerçekleri</p> <p style="margin-left: 20px">hakikat : gerçek, doğru</p> <p style="margin-left: 20px">hodgâm : kendi keyfini düşünen, bencil</p> <p style="margin-left: 20px">hukuk-u insaniye : insan hukuku, hakları</p> <p style="margin-left: 20px">ihtar : hatırlatma, ikaz</p> <p style="margin-left: 20px">ihzar etme : hazırlama</p> <p style="margin-left: 20px">imdad : yardım</p> <p style="margin-left: 20px">insî : insan cinsinden olan</p> <p style="margin-left: 20px">istirahat-i beşeriye : insanlığın rahatı, huzuru</p> <p style="margin-left: 20px">keffâret : işlenen bir hata veya günahın bağışlanmasına vesile olması için verilen sadaka veya tutulan oruç, karşılık</p> <p style="margin-left: 20px">küfran : iyilik bilmeme, nankörlük</p> <p style="margin-left: 20px">mazlum : zulme, haksızlığa uğrayan</p> <p style="margin-left: 20px">medar : dayanak, sebep, vesile</p> <p style="margin-left: 20px">medâr-ı şeref : şeref kazandıran sebep</p> <p style="margin-left: 20px">muhafaza : koruma</p> <p style="margin-left: 20px">mukaddesât-ı semâviye : İlâhî emre ve vahye dayanan mukaddes şeyler</p> <p style="margin-left: 20px">musibet : belâ, felaket, sıkıntı</p> <p style="margin-left: 20px">müstehak : hak etmiş, lâyık</p> <p style="margin-left: 20px">mütalâa : dikkatlice okuyup inceleme</p> <p style="margin-left: 20px">perişaniyet : perişanlık</p> <p style="margin-left: 20px">remz : ince işaret</p> <p style="margin-left: 20px">risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü</p> <p style="margin-left: 20px">sefahet : yasak zevk ve eğlencelere düşkünlük, beyinsizce davranış, budalalık</p> <p style="margin-left: 20px">şükür : Allah’a karşı minnet duyma, Ona teşekkür etme</p> <p style="margin-left: 20px">tevafuk : denk gelme, uygunluk</p> <p style="margin-left: 20px">uhrevî : âhirete dair, yönelik</p> <p style="margin-left: 20px">umumî : genel, herkese ait</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 14835, member: 3"] [INDENT][CENTER][B][SIZE=4]Gayet ehemmiyetlidir.[/SIZE][/B] [B]2[/B][SIZE=4]وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ[/SIZE][B]1[/B][SIZE=4]بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ[/SIZE] [/CENTER] Şiddet-i şefkat ve rikkatten, bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden biçarelere gelen felâketler, helâketler, sefaletler, açlıklar şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o musibet ona nispeten çok ucuz düşer. Böyle musibet-i semaviye mâsumlar hakkında bir nevi şehadet hükmüne geçiyor. Üç dört aydır ki, dünyanın vaziyetinden ve harbinden hiçbir haberim yokken, Avrupa’da, Rusya’daki çoluk çocuğa acıyarak tahattur ettim. O mânevî ihtarın beyan ettiği taksimat bu elîm şefkate bir merhem oldu. Şöyle ki: O musibet-i semaviyeden ve beşerin zâlim kısmının cinayetinin neticesi olarak gelen felâketten vefat eden ve perişan olanlar, eğer on beş yaşına kadar olanlar ise, ne dinde olursa olsun şehit hükmündedir. Müslümanlar gibi büyük mükâfat-ı mâneviyeleri, o musibeti hiçe indirir. On beşinden yukarı olanlar, eğer mâsum ve mazlum ise, mükâfatı büyüktür, belki onu Cehennemden kurtarır. Çünkü âhirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedîye (a.s.m.) bir lâkaytlık perdesi gelmiş. Ve madem âhirzamanda Hazret-i İsâ’nın (a.s.) din-i hakikîsi hükmedecek, İslâmiyetle omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa’ya (a.s.) mensup Hıristiyanların mazlumları, çektikleri felâketler onlar hakkında bir nevi şehadet denilebilir. Hususan ihtiyarlar ve musibetzedeler, fakir ve zaifler, müstebit büyük zâlimlerin cebir ve şiddetleri altında musibet çekiyorlar. Elbette o musibet onlar hakkında medeniyetin sefahetinden ve küfranından ve felsefenin dalâletinden ve küfründen gelen günahlara keffaret olmakla beraber, yüz derece onlara kârdır diye hakikatten haber aldım, Cenab-ı Erhamürrâhîmine hadsiz şükrettim. Ve o elîm elem ve şefkatten tesellî buldum. Eğer o felâketi gören zâlimler ise ve beşerin perişaniyetini ihzar eden gaddarlar ve kendi menfaati için insan âlemine ateş veren hodgâm, alçak insî şeytanlar ise, tam müstehak ve tam adalet-i Rabbaniyedir. Eğer o felâketi çekenler mazlumların imdadına koşanlar ve istirahat-i beşeriye için ve esasat-ı diniyeyi ve mukaddesat-ı semaviyeyi ve hukuk-u insaniyeyi muhafaza için mücadele edenler ise, elbette o fedakârlığın mânevî ve uhrevî neticesi o kadar büyüktür ki, o musibeti onlar hakkında medâr-ı şeref yapar, sevdirir [CENTER] • • • [B]Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :[/B] [/CENTER] [B][B]1[/B] [/B] : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla. [B][B]2[/B] [/B] : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44. ******************************************************** [B][SIZE=3]Lügatler :[/SIZE][/B] âhirzaman : dünya hayatının kıyamete yakın son devresi beşer : insanlık beyan : açıklama, izah biçare : çaresiz cebir : zorlama din-i hakikî : gerçek din din-i Muhammedî : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) dini ehemmiyet : önem elîm : acı veren, üzücü felâket : belâ, sıkıntı fetret : karanlık, mânevî buhran zamanı helâket : mahvolma, yok oluş hususan : bilhassa, özellikle ihtar : hatırlatma, ikaz kâfir : Allah’ı veya Onun kesin olarak emrettiği şeylerden herhangi birini inkâr eden kimse lâkaytlık : ilgisizlik, gevşeklik mazlum : zulme, haksızlığa uğrayan mensup : bağlı merhamet : acıma, şefkat etme musibet : belâ, felaket, sıkıntı musibet-i beşeriye : insanî musibetler, sıkıntılar musibet-i semaviye : bir hikmete binaen Allah tarafından gökten indirilen musibet, belâ musibetzede : felâkete uğrayan mükâfat : ödül mükâfat-ı mâneviye : mânevî mükâfat, karşılık müstebit : istibdatçı, diktatör nevi : tür, çeşit nispeten : kıyasla, oranla rikkat : acıma, yufka yüreklilik sefalet : perişanlık, yoksukluk şefkat : acıma, merhamet şehadet : şehitlik şiddet-i şefkat ve rikkat : acıma ve şefkatin şiddeti tahattur : hatırlama taksimat : kısımlara ayırımlar, paylaştırmalar zâlim : zulmeden, haksızlık eden adâlet-i Rabbâniye : herşeyi idare ve terbiye eden Allah’ın adaleti beşer : insanlar Cenâb-ı Erhamürrâhimîn : merhametlilerin en merhametlisi olan şeref ve azamet sahibi yüce Allah dalâlet : hak yoldan sapkınlık elem : acı, sıkıntı, üzüntü elîm : acı veren, üzücü esasat-ı diniye : dinin esasları, temelleri esrar : sırlar, gizli gerçekler esrar-ı gaybiye : gizli sırlar gaddar : acımasız, çok zulmeden gaybî : bilinmeyen, gayb âlemine ait hadsiz : sonsuz, sınırsız hakaik-i imaniye : imân hakikatleri, gerçekleri hakikat : gerçek, doğru hodgâm : kendi keyfini düşünen, bencil hukuk-u insaniye : insan hukuku, hakları ihtar : hatırlatma, ikaz ihzar etme : hazırlama imdad : yardım insî : insan cinsinden olan istirahat-i beşeriye : insanlığın rahatı, huzuru keffâret : işlenen bir hata veya günahın bağışlanmasına vesile olması için verilen sadaka veya tutulan oruç, karşılık küfran : iyilik bilmeme, nankörlük mazlum : zulme, haksızlığa uğrayan medar : dayanak, sebep, vesile medâr-ı şeref : şeref kazandıran sebep muhafaza : koruma mukaddesât-ı semâviye : İlâhî emre ve vahye dayanan mukaddes şeyler musibet : belâ, felaket, sıkıntı müstehak : hak etmiş, lâyık mütalâa : dikkatlice okuyup inceleme perişaniyet : perişanlık remz : ince işaret risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü sefahet : yasak zevk ve eğlencelere düşkünlük, beyinsizce davranış, budalalık şükür : Allah’a karşı minnet duyma, Ona teşekkür etme tevafuk : denk gelme, uygunluk uhrevî : âhirete dair, yönelik umumî : genel, herkese ait[/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Kastamonu Lâhikası, (76. Mektup)
Üst
Alt