- Katılım
- 14 Şubat 2015
- Mesajlar
- 1,512
- Tepkime puanı
- 10
Öncelikle şunu ifade edelim:
Yerine göre doğan çocuğu emzirmek de dahil, evin bütün ihtiyaçlarını (giderlerini) karşılamak erkeğe yüklenen bir emirdir. İslam Hukuku hükmünü bu şekilde ortaya koymuştur.
Kadın bazı istisnalar haricinde, çalışmakla mükellef tutulmamıştır evin giderlerini temin etme noktasında. Daha açık söyleyecek olursak, evin giderlerini karşılamak bağlamında kadın hiçbir şekilde mükellef tutulmamıştır. Onun çalışma alanı, mahremle, mahremiyetle ilgili hususlardır, ki haram'ı ortadan kaldırma adına çalışma bağlamında istisnai durumlar kadın için ifade edilmiştir.
Kur'an öğretmenliği,
Fıkıh (farz-ı ayın ilimler) öğretmenliği,
Ebelik,
Doktorluk vs.
İşte bu ve buna benzer alanlarda kadınların çalışma zaruretleri evin ihtiyaçlarına yardımcı olma anlamında değil, bilakis doğabilecek haramları ve ahlaki zaafiyetleri ortadan kaldırma adınadır.
Nereden bakarsanız bakın, kadının evin giderleri bağlamında çalışma mecburiyeti yoktur.
Eğer, devlet müsade etmiş ve kadının velisi durumunda olanları da (baba, koca vs.) kadının çalışmasında bir sakınca görmemişlerse, bu sefer İslam Hukuku kadına değil, ortama yüklenmiştir. Yani kadın nerede ve nasıl çalışacak, erkeklerle iç içe, karma mı olacak yoksa hemcinslerinin yanında erkeklerden ari bir şekilde mi çalışacaktır?
Devlet ya da velinin izni olursa İslam Hukuku hükmünü buraya yönlendirmiş ve kadınlar erkeklerden ayrı bir şekilde olup çalışacaklarsa, bu çalışmaya da cevaz vermiştir.
Günümüzde, okullar da dahil, hastaneler, iş yerleri, çalışma sahaları yani nereyi söylerseniz söyleyiniz o yerde "umum" olarak kadın erkek beraberliği hakimdir!
İslam Hukuku, böyle bir ortamı erkek için de kadın için de sakıncalı görmüş, sakıncalarını da kadınlara ya da erkeklere bir zulüm olarak değil olur ya, kelam gibi, bakışlar gibi, temas gibi bir takım hallerle günahlara girebileceği endişesini taşımıştır! Bundan mütevellit erkeklerin kadınlarla beraber çalışmasını ya da kadınların erkeklerle beraber çalışmasını İslam Hukuku tasvip etmemiştir.
İslam Hukuku'nu bir kenara bırakalım. İllaki işlerimiz oluyor, hastalanıyoruz, iş yeri sahibi arkadaşların yanına ziyarete gidiyoruz, şöyle dışarıdan oraları bir gözlemleyiniz, karma halde bulunan erkek ve kadınların öyle ya da böyle her an günah içersinde olduklarını göreceksiniz.
Sakın yanlış anlamayınız ben bu toplumdan ayrı bir nefer değilim, gerektiğinde ben de bu günaha ortak olanlardanım. Yani ben de bunun içersindeyim. Durumun vehametini İslam Hukuku'nun hükmünün güzelliğini sizlere ifade ediyorum.
İşte bunlardan mütevellit, bu halde bir çalışmayı İslam Hukuku erkeğe de kadına da tasvip etmemiştir.
NOT
Günümüzde çalışmalar bu merkezdedir. Hemen hemen her yerde kadınlar ve erkekler iç içedir. Bu kardeşlerimizin hemen hemen tamamı (199'de 99) müslümanlardır. Onlar da zaten bunun bilincinde. Ama çalışmadan da geri duramıyorlar, ne yapılır ne edilir çözüm noktasında benim gücüm kuvvetim yoktur, onlar için hayır dualarda bulunmaktan başka. Elimden bir şey gelmiyor.
Siz ne dersiniz bilemiyorum.
Güzelliğini koruyan kardeşlerime selamlar olsun.
Yerine göre doğan çocuğu emzirmek de dahil, evin bütün ihtiyaçlarını (giderlerini) karşılamak erkeğe yüklenen bir emirdir. İslam Hukuku hükmünü bu şekilde ortaya koymuştur.
Kadın bazı istisnalar haricinde, çalışmakla mükellef tutulmamıştır evin giderlerini temin etme noktasında. Daha açık söyleyecek olursak, evin giderlerini karşılamak bağlamında kadın hiçbir şekilde mükellef tutulmamıştır. Onun çalışma alanı, mahremle, mahremiyetle ilgili hususlardır, ki haram'ı ortadan kaldırma adına çalışma bağlamında istisnai durumlar kadın için ifade edilmiştir.
Kur'an öğretmenliği,
Fıkıh (farz-ı ayın ilimler) öğretmenliği,
Ebelik,
Doktorluk vs.
İşte bu ve buna benzer alanlarda kadınların çalışma zaruretleri evin ihtiyaçlarına yardımcı olma anlamında değil, bilakis doğabilecek haramları ve ahlaki zaafiyetleri ortadan kaldırma adınadır.
Nereden bakarsanız bakın, kadının evin giderleri bağlamında çalışma mecburiyeti yoktur.
Eğer, devlet müsade etmiş ve kadının velisi durumunda olanları da (baba, koca vs.) kadının çalışmasında bir sakınca görmemişlerse, bu sefer İslam Hukuku kadına değil, ortama yüklenmiştir. Yani kadın nerede ve nasıl çalışacak, erkeklerle iç içe, karma mı olacak yoksa hemcinslerinin yanında erkeklerden ari bir şekilde mi çalışacaktır?
Devlet ya da velinin izni olursa İslam Hukuku hükmünü buraya yönlendirmiş ve kadınlar erkeklerden ayrı bir şekilde olup çalışacaklarsa, bu çalışmaya da cevaz vermiştir.
Günümüzde, okullar da dahil, hastaneler, iş yerleri, çalışma sahaları yani nereyi söylerseniz söyleyiniz o yerde "umum" olarak kadın erkek beraberliği hakimdir!
İslam Hukuku, böyle bir ortamı erkek için de kadın için de sakıncalı görmüş, sakıncalarını da kadınlara ya da erkeklere bir zulüm olarak değil olur ya, kelam gibi, bakışlar gibi, temas gibi bir takım hallerle günahlara girebileceği endişesini taşımıştır! Bundan mütevellit erkeklerin kadınlarla beraber çalışmasını ya da kadınların erkeklerle beraber çalışmasını İslam Hukuku tasvip etmemiştir.
İslam Hukuku'nu bir kenara bırakalım. İllaki işlerimiz oluyor, hastalanıyoruz, iş yeri sahibi arkadaşların yanına ziyarete gidiyoruz, şöyle dışarıdan oraları bir gözlemleyiniz, karma halde bulunan erkek ve kadınların öyle ya da böyle her an günah içersinde olduklarını göreceksiniz.
Sakın yanlış anlamayınız ben bu toplumdan ayrı bir nefer değilim, gerektiğinde ben de bu günaha ortak olanlardanım. Yani ben de bunun içersindeyim. Durumun vehametini İslam Hukuku'nun hükmünün güzelliğini sizlere ifade ediyorum.
İşte bunlardan mütevellit, bu halde bir çalışmayı İslam Hukuku erkeğe de kadına da tasvip etmemiştir.
NOT
Günümüzde çalışmalar bu merkezdedir. Hemen hemen her yerde kadınlar ve erkekler iç içedir. Bu kardeşlerimizin hemen hemen tamamı (199'de 99) müslümanlardır. Onlar da zaten bunun bilincinde. Ama çalışmadan da geri duramıyorlar, ne yapılır ne edilir çözüm noktasında benim gücüm kuvvetim yoktur, onlar için hayır dualarda bulunmaktan başka. Elimden bir şey gelmiyor.
Siz ne dersiniz bilemiyorum.
Güzelliğini koruyan kardeşlerime selamlar olsun.