- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

En çok sevdiklerimizi kırıyoruz!...
Bazen anlamadan...Bazen, öylesine,
Bazen, başkasına olan hıncımızı onlardan çıkartıyoruz...
COCUKLARIMIZIN ANNESINI ACITIRKEN EVLADIMIZIN YUREGINI KANATIGIMIZI FARK ETMIYORMUYUZ?
Bazen, gün boyu süren suskunluklarımızın, ezilmişliklerimizin, ses çıkartamayışlarımızın faturasını onlara kesiyoruz...
En çok kadınlarimizi seviyor, en çok kadınlarımızı kırıyoruz...
Türkiye’de kadına uygulanan şiddet oranının yüksek olmasının bir sebebi de bu olabilir mi?...
Nasıl olsa onlar bizi anlar!...
Peki biz onları ne zaman anlamaya başlayacağız?...
Karısını öldüresiye döven; erkek
Daha sonra özür dilemek adına karısının ayaklarına kapanan; yine erkek...
İnsan merak ediyor; hangisi daha erkek?...
Onca hakaretin ardından, akşam elimizde bir buket çiçekle zili çalıyoruz...
kadının kapıyı hiçbir şey olmamış gibi açmasını bekliyoruz...
Ayak sesleri geliyor kulağımıza önce, arkasından içeriden çevrilen anahtarın sesini duyuyoruz...
Kapı açılıyor...
En şirin halimizle çiçekleri ona uzatıyoruz…
İşte bütün sorunları hallettik, tüm kötü günlere sünger çektik…
Çiçekleri alıyor, genç kızlık hayallerinden yaptığı vazonun içine koyuyor...
Yıllar sonra, kurutulmuş çiçeklere bir fotoğraf albümünün içinde rastlıyoruz...
Çok gerilerde kaldığını düşündüğümüz, unuttuğunu zannettiğimiz o günü...
Çiçeklerin dalından koparıldığı tazelikte hala içinde yaşattığını anlıyoruz…
Acı bir gülümseme kaplıyor dudaklarımızı…
Kendimizi sorguluyoruz...
Sahi biz...
Neden bu kadar çabuk affediyor ama hic unutamiyoruz?..