İzmir Bornova İlçesi

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
bornova.jpg

BORNOVA ADI NEREDEN GELİYOR?

Bilinen en eski adı “Birun-u Abad” olan Bornova’da yerleşim Hellenistik çağda başlamıştır. İsmi Osmanlı kayıtlarında Birunabad olarak geçmiş ise de, Farsça "dış, harici" anlamına gelen "birun" kelimesinin, genellikle yer isimlerinde bir özel isimle birlikte kullanılan "-abad" takısı (İslamabad, Haydarabad gibi) ile pek uyuşmaması, Birunabad'ın başka bir ismin tahrif edilmiş veya uyarlanmış şekli olabileceğini düşündürmektedir. İsmin başlangıçta "Burunova" şeklinde geçtiği de öne sürülmüştür. Amazon’lar, Hititler, İon’lar, Frigya’lılar, Lydya’lılar, Pers’ler, Makedonya’lılar,Bergama Krallığı ve Roma’lılar bu bölgede hüküm sürmüş ve yaşamışlardır.

BORNOVA COĞRAFYASI

İlçenin Konumu: İzmir’in kuzeydoğusunda, Yamanlar Dağı eteğinde, 380 kuzey enlem ve 270 derece boylam üzerinde bulunan Bornova, İzmir’e 8 km. uzaklıktadır. 400.000 yerleşik ve 1.000.000 hareketli nüfusa sahip olan Bornova, köyleriyle birlikte 205 km2’lik bir alanı kapsamaktadır.

Deniz seviyesinden yüksekliği yerleşim alanlarında 20 ile 200 metre arasında değişmektedir. Bu yükseklik dağlık bölgelerde 600 m’ye kadar çıkmakta hatta aşmaktadır. İlçe Merkezinin güneyinde yer alan geniş düzlük, Bornova Ovası; Bozalan, Hacılarkırı, Karasuluk, Mersinli ve Bayraklı Ovalarının birleşmesinden oluşmaktadır. Bu ovalar genelde yamaçlardan inen suların getirdiği alüvyonların birikmesiyle oluşmuştur. İlçenin yüzölçümü 220 km2’dir. İlçede Akdeniz iklimi hâkimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yaz mevsiminde imbat ve poyraz rüzgârları etkilidir. Kışın ise karayel, yıldız ve poyraz rüzgârları kuru soğuk getirmektedir.

En sıcak ay Temmuz, en soğuk ay ise Ocak’tır. Bugüne dek ölçülen en yüksek sıcaklık 13.07.2000 tarihinde 45,3, en düşük ise 09.02.1929 tarihinde – 8,4 derecedir. İlçe topraklarında Akdeniz bitkilerinin tümüne rastlanmaktadır. 600 metreye kadar olan yüksekliklerde Kızılçam ormanları, daha yüksekler de ise Karaçam ormanları bulunmaktadır. İlçemizde yer alan ormanlık alanlar su yönünden oldukça zengindir. Yamaçlardan akan sular yer altı suları ve yağışlarla beslenen akarsular bulunmaktadır. Manda Çayı, Kavaklıdere Çayı, Şeytanderesi Çayı, Bornova Çayı, Nif Çayı önemli akarsulardandır. Yamanlar Dağı üzerinde İkizgöl yer almaktadır. Bu Çam ormanları arasında İlçe’nin önemli dinlenme alanlarından birini oluşturmaktadır.

Nüfus Özellikleri: İlçe nüfusu merkez ve köyler dahil 419.070 olup, ilçemizin iş ve sosyal konumu itibari ile gündüz hareketli nüfus da dahil 1.000.000 civarında olmaktadır.

9 Eylül 1922 İzmir’in işgalden kurtuluşu sırasında Bornova’daki pek çok Levanten köşk ve evleri Türk ordusunca karargâh olarak kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Rum nüfusu Bornova’yı terk etmiş, Levantenlerin bir kısmı ise yaşamlarını burada sürdürmüşlerdir. Bornova, Rum göçünden doğan nüfus kaybını zaman içinde Balkanlardan, Girit’ten ve Anadolu’dan aldığı göç ile karşılamıştır.

Yamanlar Dağı eteğinde kurulmuş olan İlçe Merkezi zamanla hızlı bir sanayileşme, köylerden ve özellikle doğudan gelen yoğun göç, Ege Üniversitesinin kurulması ve asker sayısının artması ve bölgesel kuruluşların ilçemizde bulunması sonucu hemen hemen tüm ovaya yayılmış ve eskiden bir köy görünümünde olan yerleşim merkezleri ile birleşmesi sonucu büyüyerek 31.12.2010 tarihinde Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre ilçe nüfusumuz 419.070 kişi olup, köylerimizde ikamet eden vatandaşlarımızın nüfus sayısı ise 6.795 dir. İlçe merkezinde 33 mahalle – ilçeye bağlı 12 köy mevcuttur. Son göçlerle nüfusun artmasına rağmen, İlçemizde gecekondulaşma yok denecek kadar azdır.

Sanayi alanında İlçemiz Ege Bölgesinin ve İzmir’in lokomotifi durumundadır.200 civarında büyük ve küçük sanayi ve üretim kuruluşu, İzmir de mevcut olan 6 sanayi sitesinin 4 tanesi ilçemiz hudutları içerisinde bulunmaktadır. Evka-3 ve Evka-4 toplu konut alanları ki buralarda tamamen bitmiş ve sahiplerine teslim edilmiş 7.500 konut bulunmaktadır. İlçenin önemli yerleşim alanlarını oluşturmaktadır.

İzmir Kent bütünü içinde Bornova’dan başlayan metro hattının, Bornova Merkez ve Otogar bağlantısı çalışmaları hızlandırılıp ulaşıma açıldığında İzmir ulaşımı daha da hızlı ve rahat olacaktır.

Yeşili, bamyası, domatesi, nar bahçeleriyle ve piknik alanlarıyla bilinen Bornova, tarihin akışı içinde değişik kültürleri konuk etmiş ve bu misyonunu halen sürdürmektedir. Yakın geçmişten günümüze kadar özelliklerini yitirmeyen bazı tarihi köşk, ev ve yapıtların başlıcaları şunlardır: Maltas Evi, Belhomme Evi, Paterson Köşkü, Steinbüchel Evi, Chamaud Evi, Charlton Wittal Evi, Well House, Edmund Giraud Evi, Donald Giraud Evi, Kanalaki Evi, Aliotti Evi, Murat Evi, Bari Evi, Pandespanian Köşkü, Paggy Köşkü, Yeşil Köşk, Bornova Büyük Cami, St. Maria Magdalena Protestan ve Santa Maria Katolik Kiliseleridir.

Halkın dinlenme ve eğlenme ihtiyacını karşılamak üzere çok sayıda park, çocuk bahçeleri, çay bahçeleri ve semt sahaları mevcuttur.

BORNOVA TARİHİ

ANTİK DÖNEM

Bilinen en eski adı “Birun-u Abad” olan Bornova’da yerleşim Hellenistik çağda başlamıştır. Amazon’lar, Hititler, İon’lar, Frigya’lılar, Lydya’lılar, Pers’ler, Makedonya’lılar, Bergama Krallığı ve Roma’lılar bu bölgede hüküm sürmüş ve yaşamışlardır.

MÖ.6500 yıllarında ilk uygarlığı misafir eden ilçemiz Bornova dünden bugüne beri çok uygarlığın da yaşam mekânı olmuştur. Bornova, 17. yüzyıldan itibaren antik kaynakları rehber alan Batılı araştırmacı ve gezginlerin ilgi odaklarından biri olmuştur. Osmanlı devrinde bu bölgenin verimli bir tarım bölgesi ve bunun yanı sıra yoğun bitki örtüsü nedeniyle bir sayfiye yeri olduğu anlaşılmaktadır. Ovanın su kaynakları bakımından çok zengin olduğu bilinmektedir.

Prehistorik dönemde zengin bitki örtüsü ve hayvan kaynaklarıyla uygun çevre koşullarına sahip Bornova Ovası, İzmir’in ilk yerleşimcilerine ev sahipliği yapmıştır. En eski yerleşime ait kalıntılar Yeşilova Höyüğü'nde bulunmuştur 2005 ve 2006 yıllarında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda Bornova Ovası’nda ortaya çıkartılan Yeşilova Höyüğü’nün sadece İzmir’in değil aynı zamanda Ege Bölgesi’nin de bilinen en eski yerleşim merkezi olduğu anlaşılmıştır. İlk toplulukların Yeşilova Höyüğü’ne günümüzden 8500 yıl önce yerleşmeye başladıkları tespit edilmiştir.

Yeşilova Höyüğü ve höyüğün 400 m. kuzeyinde yer alan Yassıtepe Höyüğü ile birlikte ovada Bayraklı, Pınarbaşı, Bornova Anadolu Lisesi höyükleri gibi beş höyüğün yer alması, Bornova’daki yoğun eski yerleşimlerin varlığını ortaya koymuştur. Bu prehistorik yerleşimlerle gerek Bornova ve gerekse İzmir kentinin geçmişi bilinenden çok daha eski tarihlere gitmiştir.

Daha sonraki çağlarda artan nüfusla birlikte İzmir halkı ihtiyaçlar doğrultusunda Bornova Ovası’nın batısına, sırasıyla MÖ.650-545’de Smyrna-Tepekule ve MÖ.300 ‘de Kadifekale’nin bulunduğu alanlara taşınmış, kültürel ve ekonomik bakımdan gelişimini sürdürmüştür.

TÜRK HÂKİMİYETİ ve CUMHURİYET DÖNEMİ

1071 yılında Malazgirt zaferiyle Anadolu’ya adım atan Türk’ler, 1076 yılında Bornova’nın yönetimini Emir Çakabey’e vermişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra 15 Mayıs 1919’da Yunan işgaline uğrayan Bornova, 9 Eylül 1922’de Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğindeki Türk Ordusunun Belkahve sırtlarından İzmir’e girmesiyle düşman işgalinden kurtulmuştur.

1881 yılında ilk belediye teşkilatı oluşturulan Bornova, 1981 yıldan bu güne kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı metropol belediyesi olarak işlevini sürdürmektedir. Türkiye’deki ilk futbol maçı 1890 yılında İzmir’e gelen İngiliz denizcilerle, İzmir’li gençler arasında Bornova’da ve yine ülkemizdeki ilk atletizm yarışmaları 1895’de Bornova’da gerçekleşmiştir.

9 Eylül 1922 İzmir’in işgalden kurtuluşu sırasında Bornova’daki pek çok levanten köşk ve evleri Türk ordusunca karargah olarak kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Rum nüfusu Bornova’yı terk etmiş, levantenlerin bir kısmı ise yaşamlarını burada sürdürmüşlerdir. Bornova, Rum göçünden doğan nüfus kaybını zaman içinde Balkanlardan, Girit’ten ve Anadolu’dan aldığı göç ile karşılamıştır.

Verimli toprakları ile bilinen Bornova ovasına 1932 yılında inşa edilen Ziraat Mektebi, 1955 yılında kurulan Ege Üniversitesi’nin çekirdeğini oluşturmuştur.

1958 yılında ilçe statüsüne kavuşan Bornova, 1955 yılında kurulan Ege Üniversitesi kampüsü sayesinde 1960’lı yıllardan itibaren giderek öğrenci kenti olmaya başlamıştır. Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Ege ve Ülke boyutunda büyümesi ve gelişmesi Bornova’yı bir çekim merkezi haline getiren başlıca etkenlerden birisidir.

Üniversite etkeninin yanında 2 büyük askeri birliğin de ilçe içinde konuşlandırılmış olması ve yakın çevresindeki iki hakim aksın (Kemalpaşa Ovası ve Işıkkent) sanayi bölgeleri olarak saptanması ve 4 sanayi sitesinin yerleşim alanı içinde bulunması Bornova’nın gelişimine bugün ve gelecekte etki yapacak unsurların başında gelmektedir. Pınarbaşı, Çiçekli ve yakın köyleriyle İzmir’in akciğeri konumuna gelmiş; İzmir-Ankara İzmir-Aydın ve İzmir-Çanakkale karayolu ağının merkezinde bulunması ve ayrıca 2000 yılında da metro ve Santral Garaj’ın gelmesi ile önemini bir kat daha arttırmıştır.

BORNOVA YÖRESİNDEKİ TARİHİ YERLER

Peterson Köşkü

İngiliz tacir John Peterson tarafından 1859 yılında inşa edilmeye başlanmıştır. Bugünkü Mustafa Kemal Caddesi üzerinde bulunan 38 odalı köşkün birçok yapı malzemesi Avrupa ve İngiltere'den getirilmiştir. Yedi kez değişikliğe uğrayan köşkte 1991 yılında Kültür Bakanlığı tarafından restorasyon çalışmaları başlatılmış, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayı ile de çevresindeki 54 bin metrekarelik alanda Büyükşehir Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi yapılmıştır. Kültür Bakanlığı, Peterson Köşkü'nün kullanım hakkını 49 yıllığına İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne kiralamıştır.

Santa Maria Katolik Kilisesi

Bornova Cumhuriyet Meydanı'nda Kars İlköğretim Okulu yanındaki kilisenin yapım tarihi 1797'dir. Franciscan Mezhebince inşa edilen yapı, Bizans tarzındadır ve halen misyonunu sürdürmektedir.

Paggy Köşkü

Ege Üniversitesi Rektörlük binasının karşısında bulunan köşk, 1800 yıllarında Fontan d'Escalon tarafından inşa edilmiştir. Restore edilen köşk halen canlılığını korumaktadır.

Pandespanian Köşkü

Eski tren istasyonu son durağı ve üniversite kampüsü girişindeki köşk, 1880 yılında Pandespanian ailesi tarafından inşa edilmiştir. Ege Üniversitesi tarafından restore edilen köşk, enfes mimari tarzı ile bugün üniversitenin sosyal tesisi olarak kullanılmaktadır.

Murat Evi (Perili Köşk)

Halk arasında 'Perili Köşk' olarak bilinen Murat Evi, Fevzi Çakmak Caddesi ile Gençlik Caddesi'nin kesiştiği yerdedir. Bina, 1880'de İngiliz ailesi olan Edwards tarafından yaptırılmıştır. Büyük bahçesinin arka kısmında yıkılmaya yüz tutan bir hamam bulunur.

Rivayate göre uzun yıllar köşke geceleri bakire bir kız uğrayıp bir şeyler taşımıştır. Dilden dile dolaşan bu rivayet nedeniyle köşkün adı halk arasında; "Perili Köşk" olarak anılır.

Belhomme Evi

Aliberti House'nin evini yapan İngiliz mimar Clark tarafından 1880 yılında inşa edilmiştir. Yakın geçmişte Belhomme Ailesi'nden gelen ve UNESCO'da görev yapan Helene ARMAND tarafından restore ettirilmiştir. Gösterişli dış cephesi ve girişte muhteşem kolonlara sahip olan binanın röleve ve restorasyonu 1997 yılında dönemin Belediye Başkanı Prof. Dr. Aysel BAYRAKTAR tarafından yapılmıştır.

Fevzi Çakmak Caddesi İş Bankası'nın yanında no:34'te bulunan bina, bugün Bornova Belediyesi Kitaplığı (Atatürk Kitaplığı) olarak kullanılmaktadır.

Steinbuchel Evi

Hürriyet Caddesi üzerinde halen Ege Üniversitesi Rektörlük binasının karşısında yer alan köşk, İngiliz John Maltass tarafından 1860 yılında inşa edilmiştir. Kurtuluş Savaşı'nda ise bu muhteşem köşk Atatürk'ün karargahı olarak kullanılmıştır.

Charlton Whittal (Büyük Ev)

Gençlik Caddesi üzerinde bulunan ve günümüzde Ege Üniversitesi Rektörlük binası olarak kullanılan köşk, tarih içinde Hollandalı rahibelerin manastırı olarak kullanılmıştır. Evin sahibi ünlü Whittal Şirketi'nin kurucusu Charlton Whittal'dir. Giraud Ailesi'ne satılan ev daha sonra Türk yetkililere geçmiştir.

Giraud Evleri

Bugünkü Sanat Sokağı'nın yanında Dokuz Eylül İlköğretim Okulu'nun karşısında Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde bulunan köşk, 1860 yılında William Gıraud tarafından inşa edilmiştir. William Gıraud'un babası Türkiye'de ilk tekstil fabrikasının kurucularındandır. Bina uzun yıllar Jean BAPTISTE'nin yeğeni Lui Cortazzı tarafından Venedik Konsolosluğu olarak kullanılmıştır.

REKREASYON ALANLARI

HOMEROS VADİSİ

Kentin yoğun yaşamından uzaklaşmak isteyen İzmirlilere, günübirlik tatil ihtiyacı için eksiksiz bir rekreasyon alanı yaratıldı. Bornova'nın merkezi ile Kayadibi arasında uzanan Bornova Çayı'nın yatağı, Homeros Vadisi Projesi ile yepyeni bir çehreye büründü. Bornova Çayı'nı, hem su baskınlarını önlemek, hem de kente yeni mesire alanları kazandırmak amacıyla Homeros Vadisi’ni projelendirerek hayata geçirdi.

Yaklaşık 7 kilometre uzunluğundaki vadi boyunca göletler ve su bentleri inşa edilerek; çiçekler ve ağaçlarla çevrili piknik alanları düzenlendi. Piknik alanları içerisine doğayla uyumlu ahşap oturma grupları yerleştirildi ve güvenlik ekipleri oluşturularak alanın güvenliği sağlandı. Halkın inancına göre Bornova Çayı’nın aşağı kısmında bir mağara ve kaya kitlesinin bulunduğu ve burada İzmirli olduğu bilinen ünlü ozan Homeros’un yaşadığı varsayıldığı için, uygulanan proje ile bu vadinin dünya insanlığı için bir çekim merkezi olması sağlanmaya çalışılmış ve adı da “ Homeros Vadisi” olarak konmuştur.Doğanın yapısını bozmadan, İzmir’e özgü endemik bitki türlerinin de kullanıldığı, kentin ekolojik yapısına katkı sağlayan 500.000 m²’lik Homeros Vadisi; kentin yoğun yaşamından uzaklaşmak isteyen insanlar için doğal zenginlik haline gelmiştir.

Vadideki uygun yerlere at kestanesi, ıhlamur, çınar, sığla gibi yapraklı türlerle birlikte; sedir, ladin, fıstık çamı gibi ibreli türler olmak üzere; 3.001 adet ağaç; zakkum, kızılcık, defne, leylak, berberis gibi türler olmak üzere; 31.777 adet çalı ve zeminin renklenmesi için, bodrum papatyası, mesem, katır tırnağı gibi türler olmak üzere 156.920 adet yer örtücü, mevsimlik ve sarılıcı bitki dikimi yapılmış olup; Vadinin III. Kısmında yapılan çalışmaların sonucunda yerleştirilen piknik masaları ve çocuk oyun grubunun yanı sıra; dikimleri gerçekleştirilen yer örtücü bitkiler zemini mor renge boyandı.

Homeros Vadisi Endemik Canlı Türleri’ne Yönelik Yapılan Araştırma Çalışmalarında;

Eğreltilerde 2 familyada 2 tür, Açık tohumlularda 3 familyada 4 tür, Kapalı tohumlularda; çift çeneklilerde 46 familyada 146 tür, tek çeneklilerden 5 familyada 29 tür olmak üzere toplam; 54 familyada 182 tür bitki ve 103 kuş türünün tespiti yapılmıştır.

BORNOVA ÂŞIK VEYSEL REKREASYON ALANI

Bornova’daki Âşık Veysel Rekreasyon alanı ve içinde yer alan olimpik buz pateni, amfi tiyatro gibi yapıların da yer aldığı dev kompleksten oluşmaktadır. Bornova ve İzmir çok önemli yeni spor ve kültür-sanat mekânları ile yeni bir dinlenme alanıdır.Toplam 231.000 m² düzenleme alanında, 527 araçlık otopark, 125.000 m² yeşil alan, alanları 352 m² ve 142 m² olan iki kafeterya, 135 m² lik duş ve WC binası, toplam alanı 2.079 m² olan üç adet basketbol sahası, toplam alanı 1089 m² olan iki tenis kortu, 1215 m²lik mini futbol sahası, 180-220- 350 m² lik üç adet kum-çocuk alanı,toplam 280 m² 2 adet spor aletleri alanı, 1550 m² lik gölet, 10.000 m² lik taban tuğlası-yaya yolu, 34.500 m²lik granit küp taş yaya yolu, 1.6 km uzunluğunda bisiklet yolu ve inşaat toplam alanı 7.693 m² olan 5.000 kişilik anfitiyatro yapıldı. Tamamlanan tesisler 25 Eylül 2010 tarihinde hizmete girdi.

Buz Pateni Salonu

Bornova aşık Veysel Rekreasyon Alanı içerisinde yer alan Buz Pateni Salonu; Toplam inşaat alanı 12.000 m² olan bina bodrum, zemin ve 1.katlardan oluşuyor. Binada Olimpik Buz pisti ve buz hokeyi sahası (1830 m²), sığınak, teknik odalar, soyunma odaları, antrenör odaları, WC’ler, duşlar, zemin katta; tribünler, bilet satış, ofisler, klüp odaları, 1.katta vip tribünleri, basın tribünleri, kafeterya, yayın odaları gibi mahaller yer almaktadır. Bünyesinde Seyirci, VİP, basın ve engelli olmak üzere 1751 kişilik tribün ve 66 araçlık açık otopark da bulunmakta olup, 25 Eylül 2010 tarihinde hizmete girmiştir.
 
Üst Alt