işte Sustum Seni Dinliyorum!

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
işte Sustum Seni Dinliyorum!

işte asrı saadette bir gün, kâinatın kalbi olan Medine’de, kainatın övünç kaynağı Allah Resûlü (sallu aleyhi vesellem) konuşuyor: “Erihnâ Ya Bilal” (Ezan ile bizi ferahlandır)

işte Hazreti Bilal (radıyu anh) ezan okuyor ötelerden...

Aman Ya Rabbi! Keşke bir kez duyabilseydik, Allah Resûlü’nün müezzininden bu muhteşem sedayı.

Ey mübarek sedâ-yı Dâvûdî! Muhteşem ezan, ezanım, ezanımız; o gün de ferahlattın sineleri, bugün de seninle ferahlıyor mahzun yürekler, susamış bağırlar.

Yüreğim sıkılıyor; bütün iç disiplini tahrip edilmiş, manadan yoksun yürekler karşısında...

Ferahlat yüreğimi, kuşatsın gönlümü ahengin, ey sevgili mübarek ezanım! Zaman durur, kâinat seni dinlerken, doldurur evreni eşsiz bir huzur ve sûrur. Susma ne olur, düş yüreğimin sınırlarına, koru fıtratımı, çalmasınlar şahsiyetimi, şerefimi, yâdımı.

Hayata madde ve şehvet gözlüğünden bakan kokuşmuş yaklaşımlar karşısında; iman adına, mukaddesat adına, insanlık adına bu çağın beklediği nefes; ötelerden süzülüp gelen pörsümez, solmaz yeni, senin nefesin!

Kulaklarını bu sese tıkayıp özgürlük teranesi okuyanlar, işte bu seda, işte bu ses, özü gürleştiren, özgürleştiren bedenleri ve ruhları… Rabbe kul olmanın çağrısı bu, söz verip de tutamadığımız ahitlerimiz...

Takımlar tuttuk, partiler tuttuk, adamlar tuttuk ama kendimizi tutamadık. Uyduk tutamadığımız nefislerimize. Ey ezanım!.. Ulvi ve garip sedam, tut beni ne olur!

Ahenginle, gelişinle her vakit efsunla vicdanımı, vicdanlarımızı... Oğlunu cepheye uğurlayan Anadolu gibi, ana gibi, hani demişti ya: "Oğlum babanı Dimetoka’da, dayını şıpka’da, ağabeylerini de çanakkale’de kurban verdim. Git! Sen de git oğul! Minareler ezansız, camiler Kur’an’sız kalmasın!" diye...

Sen susma ezanım! Susturmasın seni Yüce Mevlam, kalmasın minareler ezansız. Yadellerde sana hasret olanların hüznü var derunumda, koşarken vatanına bir ezan sesi duymak için.

Erihna Ya Bilal! Ferahlat bizi kıyamete kadar, sonsuza değin...

Ruhlar eskimeyen esvaplarını giyiniyor, bahar yüklü ıtırların. Suyun içinde ahenkle raks eden yosunları seyreder gibi, yağmur damlalarının duru sulara düşüşü gibi sen düşerken kâinatın bağrına; bir kayanın üzerine oturup da dinlesem seni, bu girift halimi dinlesem seninle birlikte.

şair; "Mecnunsan sus" diyor. işte sustum, seni dinliyorum...

Zekeriya MARAL


 
Üst Alt