İslamda sorumluluk bilinci

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
İSLAMDA SORUMLULUK BİLİNCİ

Cenab-ı Hak, yaratılmışların en üstünü insana sayısız nimetler, üstün meziyetler vermiştir. İnsanoğlu da Allah vergisi olarak sahip olduğu, bu üstün meziyetlerini ve kabiliyetlerini geliştirmiş ve sonunda varlık âleminde layık olduğu müstesna yerini almıştır. Ancak yaratılış amacına doğru ilerlerken bütün kabiliyetlerini, sorumluluk duygusu içinde kullanmalıdır.

Zira insan toplumun bir ferdi olarak yaşamak zorundadır. Toplumun en küçük birimi olan aile içinde dünyaya gelmiştir. Kendi nefsinden başlayarak anne-babasına akraba ve dostlarına komşularına karşı görevleri ve sorumlulukları vardır. Çünkü İslam’a göre insan başıboş yaratılmamıştır. Yaratılışının bir gayesi vardır. Gerçek mümin olarak yaptığı her işin ve davranışın hesabını vereceğine inanır. İşte bu sorumluluk inancı onu maddeten ve manen yükseltir. Çünkü sorumluluk duygusuna sahip bir Müslüman, harama el uzatmaz, başkasının canına kıyamaz, malına, ırzına, namusuna göz dikemez, çalışmanın ve alın terinin kutsiyetine inanır. Kimseye yük ve muhtaç olmamaya çalışır. Sağlığını korur, temizliğe dikkat eder, kendine, ailesine, milletine zarar vermez. Komşularının haklarına saygı gösterir, açıkgözlülük yaparak kimseyi aldatmaya kalkışmaz, hile ile çürük malı sağlam diye satmaz, işlerine hile ve fesat karıştırmaz. Bu sebepten, İslam sorumsuzluğu reddeder. Her müslümanın mesuliyetine sahip çıkmasını emreder.

“Komşusu aç iken karnını doyuran kişi bizden değildir” buyururken sevgili Peygamberimiz, gerçek anlamda inanan kimsenin, çevresinde yaşayanların sıkıntılarına duyarsız kalamayacağını vurgulamış, sorumluluk sınırlarının genişliğine işaret etmiştir.

Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de: “İnsanlar, ‘İnandık’ demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.” , “Kim zerre ağırlığınca hayır işlerse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” buyurarak sorumluluğa dikkatlerimizi çekmiştir.

İnsan her şeyden önce yaratanına karşı sorumludur. İnsanın varlık borcunun karşılığı kulluktur. Din, bize bu kulluğun yol ve yöntemini gösterir. Allah’a karşı sorumluluğumuz, yalnızca onun varlığını kabullenmek ve bilmekle sınırlı değildir. Onu bütün kalbimizle sevmemiz, ona bağlanmamız ve sığınmamız gerekir. Allah’a karşı saygı ve sevgimizi, onun yaratıklarına adalet, şefkat ve merhametle davranarak, kullarına yardım ve hizmet ederek gösterebiliriz.

Sevgili Peygamberimiz’in bize yüksek sorumluluk duygusu telkin eden şu hadis-i şerifiyle bitirelim: “Hepiniz çobansınız, idarenize verilenlerden sorumlusunuz. Aile reisi aile fertlerinden sorumludur. Kadın kocasının evinden, malından ve çocuklarından sorumludur. Hizmetçi efendisinin malını korumaktan sorumludur. Hülasa hepiniz çobansınız ve elinizin altındakilerin haklarından ve görevlerinden sorumlusunuz.”

Duran KILIÇ
 
Üst Alt