İslamda oruç ibadeti

Mekkavi

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
140
Tepkime puanı
1
Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu aleykum

Konu : Oruç ibadeti

Oruç ibadeti, Yüce Allah’ın buyruklarına iman eden her mümin, bu emri kayıt ve şartsız olarak yerine getirmesidir. gereğini ve icraatını yaparak Allah’ın rızasını kazanmasıdır.

Çünkü, yüce Allah’ın sair günlerde helâl kıldıklarını, şu vakitten şu vakide kadar yemeyiniz, içmeyiniz, buyruklarına boyun eğen müminler. Allah’ın, şu hususlar haramdır, yapmayın emirlerine ise hiç el uzatmayacakları gibi yanından bile geçmezler.

Tabi hasta olanlar, rahatsız olan kadınlar, yolcu olanlar, çok yaşlı olanlar hariçtir. Bunlar kalan oruçlarını sonra tutarlar. Oruç tutamayacak kadar hasta veya çok yaşlı olanlar ise fidye verirler.

Fakat yine de kesinlikle aleni, insanların gözü önünde aşikâr olarak yemek ve içmek Allah’a, çevresine ve oruca saygısızlıktır.

“Ey iman edenler, sizin üzerinize oruç farz kılındı. Sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi, umulur ki korunursunuz.” (Bakara sûresi 183)

İslam dininde Cenâbı Allah’a inancı tam olan Müminin ibâdetlerinin tam ve eksiksiz yapması, kaydı ile yapacağı tüm iyilikler, kötülük ve günahları yok eder.

Cenâbı Allah indinde bir iyiliğin karşılığı on iyilik (sevap) veya daha çok, bir kötülüğün karşılığı bir kötülük (günah) yazılır.

“Kim Allah huzuruna bir iyilikle gelirse, ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de bir kötülükle gelirse o, sadece onun misliyle karşılık görür.” (Enam sûresi 160. âyet)

Yapacağın her işe cenabı Allah’ın rızası için riâyet edersen on misli veya daha fazla ödül alırsın. Ayrıca İslam’ı yaşamaya çalışan kimseler, iyi hal ve hareketleriyle çevrelerinde selâm sıfatını yani en güzel yaşamı kazanmış olurlar.

Öyle ki bu ahlâka sahip olan Müminler, polisin, jandarmanın veya insanların görmediği bir yerde, kimsenin canına, malına, namusuna zarar vermez, tersine onları korur, kollar ve haklarına riayet ederler.

Oruç âşikâr olduğu kadar aynı zamanda gizli bir ibâdettir. Ben oruçluyum der gider yemeğini yer. Ben oruçluyum der gider su içir, sigara içer. Oruç olmadığı halde siyaseten iftar davetlerine katılır.

Ama ilâhi gücün kâtipleri kayda aldığı için kişinin oruca gösterdiği titizlik ve önem derecesine göre yüce Allah bire bir, bire on, bire yüz… Eğer sevdiği kuluysa, istemeyerek bazı hatalar işlediyse, bire bin veya yeteri kadar verir. Böylece hatalarından arındırabilir.

“Çünkü Rabbin seni her an gözetlemektedir.” (Fecr sûresi 14. âyet)
Yukarıdaki âyeti kerimede ‘gözetlemek’ Meâlinin Arapça aslındaki ‘Lâbirmirsad’ buyruğunun asıl anlamı ise şöyledir ; Yukarıdaki gözetlemek olayı Arapça da çok farklı bir manâ taşır. Yüce Allah kullarını sanki radar ile veya sürekli kameranın görüş alanı içerisinde olması, yada rasathane gibi, aslında bu buyruk Arapça’da avlanmanın türemesinden de gelir, Arapça da ‘sayd’ avlanma anlamını taşır yani, hedefe varmak için göz gez ve arpacıktan nişan almak gibi. Yüce Allah’ın insanı gözetleme olayı yukarıdaki açıklamaların tamamını bir arada okuyabilir isek ancak bu buyruğun manasını anlamış oluruz.

‘Mirsad’ Buyruğu ile ilgili diğer ayeti kerime de şöyledir :
“Kuşkusuz Cehennem avını (yakalamak için) pusuda gözetler.” (Nebe sûresi 21. âyet)

Müminler Allah tarafından sürekli gözlem altında olduklarını bilirler ve kendilerine verilmiş olan nimetlere karşılık, Allah’a hamd ederler, şükür ederler, gece gündüz demeden Cenabı Allah’ın buyruklarını yerine getirmeye çalışırlar.

“Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (kaf sûresi 16. âyet)

Ayrıca İslâm’a uygun yaşamı yeren bazı münafıklar da vardır ki bunlar, imanı tasdik ettiklerini dilleri ile söyledikleri halde, kalpleri ile inkar ederler. Bu tip insanlar sürekli cenabı Allah’ın emirlerine karşı gelip ibadetlerin gerekli olmadığına inanırlar. Bunlar hayatlarını zevki safa içinde sürdürürken sanki biz sizin yaptıklarınızı yapmıyoruz da ne kaybettik neyimiz eksik derler. Hatta bizim yaşam seviyemiz sizden daha üstün diyerek kendilerini avuturlar.

Ramazan ayında hâşâ Allah’a ve oruçlulara meydan okurcasına herkesin gözü önünde kadeh kaldıranlar. Ben sizin tuttuğunuz orucu tanımıyorum dercesine ağzından sigarayı düşürmeyenler. Benzer eylemleri bilinçli olarak yaparak oruca saygı göstermeyenler veya Allah’ın emirlerinden biri olan kadınların baş örtüsüne inanmayanlar Kuran’dan ve İslâmiyet’ten nasibi olmayan münafıklardır.

Bunlar denizin ortasında karanlıkta dalgalarla boğuşmaktan bitap düştükleri için istediği kadar elini kaldırsın, imdat çığlıkları atsın, Allah’ın nuru olmadıkça artık kimse onları kurtaramaz.

Âyeti Kerimeler şöyle buyurmaktadır :
“O inanmayanlar engin bir denizdeki yoğun karanlıklargibidir. Onu dalgaüstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulut bir biri üstüne çöken karanlıklar, insan elini uzatsa dahi görünmez. Bir kimseye Allah nur vermemişse artık o kimsenin ışık ve aydınlıktan nasibi yoktur.”(Nur sûresi 40. âyet)

“Ve onlara nice süslü bir yaşam verdik. Bütün bunlar ve Dünya hayatının geçici zevklerinden başka bir şey değildir, ahiret hayatı ise Rabbinin katında takva sahipleri içindir.”(Zuhruf sûresi 35. âyet)

“Dünyada mücrimler imân edenlere gülerlerdi. Müminlere uğradıklarında kaş göz hareketleriyle alay ederlerdi.” (Mutaffifin sûresi 29-30. âyetler)

Evet böyle bir sonuca düşmemek için biz hangi hal ve durumda olursak olalım Cenabı Allah’a
Peygamberimize ve Kuran’ı kerimdeki buyruklara saygılı olmak zorundayız.

Oruçla ilgili Hadisi şeriflerden bazıları şöyledir :
“ Oruçlu iken birisi sana çatarsa deki: ‘Euzu billahi minke. Allahümme inni saimun’.” ( Faydul kadir hadis no 557 ) (Senin zararından Allah’a sığınırım Allah’ım ben oruçluyum.)

“ Cennette bir kapı vardır ki, derler ki ona Reyyan, kıyamet günü o kapıdan çok oruç tutanlar girer. Onlardan başka kimse girmez. Denilir ki: Oruç tutanlar nerede? Kalkarlar ve oradan girerler. Girdikten sonra kapanır ve daha sonra hiç kimse giremez.” ( Faydul kadir hadis no 2312 )

“ Üç dua geri çevrilmez. Babanın çocuklarına yaptığı dua, oruçlunun duası, yolcunun duası.” ( Faydul kadir hadis no 3456)

“ Ramazan ayı orucu on aya bedeldir. Sonraki ayda (Şevval ayında) altı gün oruç iki aya bedeldir. Böylece bir yıl oruç tutmuş sevabı alınır.” ( Faydul kadir hadis no 5117 )

“ Kim bir oruçluya iftar ettirirse, oda oruç sevabı alır. Oruçlunun da sevabı eksilmez.” ( Faydul kadir hadis no 8889 )

“Kim oruçlu iken oruçlu olduğunu unutur yer ve içer ise oruca devam etsin. Onu yediren ve içiren Allah’tır.” ( Faydul kadir hadis no 9061 )

Yukarıdaki 9061 nolu Peygamber s.a.v. in sahih hadisi şerifinde buyruğunu şöyle açıklayabiliriz:
Ramazan orucunu, kaza oruçlarını ya da nafile oruçları tutarken bilmeden, unutarak yemek içmek orucu bozmaz Oruçlu olduğunu hatırlar ise yemeyi içmeyi bırakır ve oruca devam eder

“ Biriniz sahurda su kabı elinde iken ezan okunmaya başlarsa bırakmasın. Hacetini ihtiyacı kadar görsün.” ( Faydul kadir hadis no 686 )

Yukarıdaki 686 nolu Peygamber s.a.v. in sahih hadisi şerifinde buyruğunu şöyle açıklayabiliriz: Orucun başladığını bildiren ezan’ın okunmasını, veya top’un atılmasını işittiğin anda eğer su içiyorsan su kabını hemen ağzından çekme ihtiyacını gider anlamına gelir.

Yüce Rabim oruçlarımızı hakkıyla tutmamızı nasip etsin.

Cenabı Allah müminleri Kuran ve peygamber yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzellikleri nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
“Oruç, insanları stresten uzaklaştırır”

RAMAZAN yaklaşırken, herkesi keyifli bir telâş sarmaya başladı.
Her yıl gündeme gelen, kimlerin oruç tutabileceği sorusu ise mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları dolayısıyla bu yıl biraz daha attı.

Oruç tutmanın insanı, kalp hastalıklarının en büyük düşmanı olan stres ve gerginliklerden uzaklaştıran faydasının altını çizen Universal Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Olcayto İncedere, “Hekiminiz aksi bir görüş bildirmediği takdirde, gündelik telâşlardan sıyrılıp bizleri psikolojik olarak rahatlatan orucun kalp hastaları için sonuçları olumlu olacaktır” dedi.

Dr. İncedere, “Uzun süreli açlığın temel olarak kalp hastaları üzerine bir takım olumsuz etkileri olduğu biliniyor.
Bunun en temel nedenleri; beslenmenin gün içinde sadece kısıtlı bir zamana sıkıştırılması, bu zaman diliminde tüm günün ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla fazla miktarda ve ağır yiyeceklerin yenmesi ve son olarak da ilâç kullanımının aksaması olarak özetlenebilir.

Özellikle yaz aylarında aşırı sıvı kaybına bağlı tansiyon düşüklüğü de insan hayatını tehdit edebilmektedir” diye konuştu. İncedere, kalp hastalıkları dahil bütün kronik hastalıklara sahip kişilerin Ramazan başlamadan önce sağlık kontrollerini yaptırmaları gerektiğini dile getirdi.

Oruç tutarken insanların sık yaptığı hataların başında iftar ve sahurda büyük porsiyonlardaki yemekleri hızlı bir şekilde tüketmeleri olduğunu belirten Universal Çamlıca Hastanesi Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Samet Yağlı ise “Ani mide gerginliği hem tansiyon yükselmesine hem de nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açıyor.
İftardan sahura küçük porsiyonlarla sık sık, azar azar ve besinleri iyi çiğneyerek yemek yiyiniz” ifadesini kullandı.
Yeni Asya Gazetesi
 
Üst Alt