- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

İnsanların çoğunun kıymetini bilmediği iki nimet vardır:Bunlar;sıhhat ve boş zamandır..”
İnsanlar, gençliklerinde para kazanmak için sıhhatlerini,yaşlılıklarında ise sıhhatlerini kazanmak için paralarını harcarlar....
Sonuç çoğunlukla elem,ıstırap ve pişmanlıktır. An bu andır, dem bu demdir...
Yaşanmayan yada boşa giden zaman israf edilmiştir, telafisi yoktur.
Tekasür suresinin sekizinci ayet-i kerimesinde, “Sonra o gün (kıyamet günü) her türlü nimetten mutlaka hesaba çekileceksiniz” buyurulmaktadır. Bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:
“Ademoğluna kıyamet günü şunlar sorulmadıkça asla yerinden ayrılmaz:
• Ömrünü nerede ve ne şekilde geçirdiğinden,
• İlmi ile ne yaptığından,
• Malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve
• Bedenini nerede yıprattığından” (Tirmizi,no: 2419)
Yapılan araştırmalar,insanların çoğunun ömürlerini pek de verimli kullanmadıklarını ortaya koyuyor...
Yetmiş beş yıl yaşayan, yüksek okul mezunu düzenli ve normal bir hayat süren insanın faaliyetleri, harcadığı saat ve dakikalar dikkate alınarak hesaplandığında ortalama olarak ortaya şu ilginç tablo çıkmıştır...
Evet yetmiş beş yıllık düzenli bir ömrün;
Yirmi bir yılı uykuda,on yılı iş hayatında, on yılı istirahat,tatil ve eğlencede, üç yılı tahsilde,üç yılı ibadette,dört yılı yemekte, iki yılı temizlik işlerinde,dört yılı yolculukta,iki yılı durak ve muhtelif yerlerde beklemede,üç yılı misafirlik ve sohbette,üç yılı da hastalık ve beklenmedik meşguliyetlerde geçmektedir.
Yaptığımız hesapta, düzenli ibadet yapan birinin ömrünün toplam üç yılın ibadetler geçtiğini görüyoruz. Fakat,gayesi Allah’ın rızasını kazanmak olan ve İslami bir hayat tarzını benimseyen insanın yaptığı her iş, hatta uykusu dahi ibadet sayılır.
“Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler” şeklinde eski bir deyiş vardır. Yani balığın,hayat kaynağı olan suyun kıymetini, suyun içinden çıkınca anladığı gibi, insan da nimetlerin ve imkanların kadrini onları kaybedince anlar...
Eyvah demeden Allah diyenlerden olursak, sonuçta da pişman olanlardan olmayız
Allah Kur’an-ı Kerim’de bazı surelere, zamana yada zamanın bir anına yemin ederek başlar. Ve’l-asr, ve’l-fecr, ve’d-duha, ve’l-leyl…Bu Kur’ani tarzdan, Allah’ın zamana ne kadar değer verdiğini anlamalıyız.
Zamanını öldüren hayatının bir kısmını da öldürdüğünü bilmelidir...
Öğrencilere, boş zamanlarında ne yaparsın? diye soruluyor, o da kitap okurum, ders çalışırım, top oynarım vs vs cevaplar veriyor...
Bir defa insanın boş zamanı olmaz, ikincisi, ders çalışma ve kitap okuma boş zamanı savuşturmak için yapılacak lüzumsuz bir iş değildir.
Aslında boş geçen zamanımız yok. Her anı lüzumlu yada lüzumsuz bir takım işlerle geçiriyoruz....boşa gecirdigimiz zamanlarimiz var..
Tükettiğimiz her nefesin hesabı sorulacağına göre hesabı kolay olan işlerle meşgul olalım.
Zamanı verimli, ömrü bereketli, hesabı kolay bahtiyar mü’minlerden olmamız dileği ile