İnfak arınmaktır

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
İNFAK ARINMAKTIR...

224771_10150229915606422_241492791421_8876104_5691846_n.jpg


İNFAK ARINMAKTIR...

İnfak, Yüce Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan harcamadır ve Kur’an-ı Kerim’de çok söz edilen önemli bir ibadettir. Müminler infak ederek her türlü manevi kirden arınırlar. Rabb'imizin buyruğuna uygun olarak ve yalnızca O’nun rızasını kazanmayı hedefleyerek, ihtiyacından artakalan sevdiği şeylerden vermek, gerçek anlamda infak etmektir. Mümin için dünyevi hiçbir şey, Allah’ı hoşnut etmekten daha önemli değildir.

Mülkün asıl sonsuz sahibi olan ve rızık veren yalnızca Allah’tır. Kur’an’da birçok ayette bu bilgi verilmektedir:Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)

Birçok insan yalnızca kendi çalışması karşılığında para kazandığını, evine götürdüğü rızkı da sadece kendi gayretiyle elde ettiğini düşünür. Oysa “Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık.” (Hicr Suresi, 20) ayetinde çok açıktır ki; rızık verici olan ve geçimlikler kılan Rabb'imizdir; insan niyet ederek, çaba göstererek sebep kılınmaktadır. Ve “kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.” (Bakara Suresi, 3) ayetiyle de bildirildiği gibi mümin yine O’na ait olan şeyden infak etmektedir.

Yüce Allah, bu konuda da en güzel, en adaletli çözümleri Kur’an’da haber vermiştir. Bu soruna bir çözüm olarak insanlara ‘toplumsal yardımlaşma’ yani düşkünlere ve yoksullara yardımı emretmiştir.

“(Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (Ama) Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” (Bakara Suresi, 273)

Bazı kimseler de, kendi yanlış infak anlayışlarına göre mallarından çok azını ihtiyaç sahiplerine verirler ve bu önemli ibadeti yerine getirmiş olmanın rahatlığını yaşarlar. Oysa yaptıkları yalnızca vicdanlarını rahatlatmaktır. Kur’an'da bildirilen infak kavramı tamamen farklıdır. Kur’an'da "... Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "İhtiyaçtan artakalanı." Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz." (Bakara Suresi, 219) ayetindeki ‘ihtiyaçtan artakalan’, infak etmedeki ölçüdür.

Gelecek korkusuyla, Allah'ın verdiği malı yine O’nun yolunda harcamayan ve yığıp biriktiren kimselerin, "...Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele. Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve "İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın" (denilecek)." (Tevbe Suresi, 34–35) ayetiyle ahirette hepsini ‘tadacakları’ haber verilir.

İnsan nefsi kıskançlık, bencillik gibi çeşitli kötü ahlak özelliklerine eğilimli bir yapıda yaratılmıştır. Nefsini eğitmeyen kişi, bu bencilce duygular nedeniyle her zaman, herkesten çok kendisini düşünür, her şeyin en iyisini, en güzelini kendisi için ister. Bu duygular kişinin tüm ahlâkına hakim olabilir. Kullarına karşı iyiliği çok olan Rabbimiz, inanan kulunun imanını güçlendirmek ve nefsinin bu zayıflıklarından kurtulabilmesi için özveride bulunarak sevdiği şeylerden vazgeçmesini ister.Yüce Allah, "Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz..." (Al-i İmran Suresi, 92) ayetiyle önemli bir gerçeği haber verir. İnsanları gerçek anlamda iyiliğe ulaştıracak olan güzel ahlak özelliklerinden biri ‘özveri’dir. Özverili insan sahip olduğu, sevdiği, değer verdiği şeylerden hiç düşünmeden, seve seve vazgeçer. İnandığı değerler ya da sevdiği insanlar uğruna gerektiği zaman her türlü zorluğu göze alır, bu konuda elinden gelenin en fazlasını yapabilecek şevk ve azme sahiptir.

İnanan insan infak ederken niyetinde samimi olmalı, Allah’ın hoşnutluğu dışında bir amaç gözetmemelidir. Toplumda kendisi hakkında, "ne iyi insan” ya da "ne çok yardımda bulunuyor" denmesi için yardımlarda bulunmamalıdır. Allah’ın hoşnutluğu dışındaki başka bir beklenti, kişinin sonsuz ahiret yaşamını tehlikeye atabilir.

tevhid2cu8of1mj6.gif
 
Üst Alt