Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İnancın Başarımızdaki Gizemli Derinliği
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="hacı anne" data-source="post: 3284" data-attributes="member: 4"><p style="text-align: center">İnancın Başarımızdaki Gizemli Derinliği</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">İnancın insanın elde edeceği sonuçlardaki etkisi çok büyüktür. Hiç kimse bir</p> <p style="text-align: center">yolda güçlü inançlarla yürüyen insandan daha fazla yol alamaz. İnanç,</p> <p style="text-align: center">insanları bunalıma sürükleyen Batılı kişisel gelişimcilerin önerdiği gibi</p> <p style="text-align: center">insanda yaratma kudreti iddia eden inanç değildir. Önerdiğim inanç, Hz.</p> <p style="text-align: center">İbrahim'i (a.s.) yakacak olan ateşi bir damla suyla söndürmeye giden</p> <p style="text-align: center">karıncanın kalbindekine benzer inançtır. Köy okulumuz mahallemizin epeyce</p> <p style="text-align: center">uzağındaydı. Karın, yağmurun, çamurun üzerinden, hendeklerden, uçurumlardan,</p> <p style="text-align: center">ormanlardan, dereden, köprüden geçerek okulumuza gider gelirdik. Yağmur</p> <p style="text-align: center">yağınca sınıfımıza su birikir; rüzgâr esince, üşürdük. Ortaokul bitti ve</p> <p style="text-align: center">ailemden daha fazla okuyamayacağımı öğrendim. Tarlalarda mısır, fasulye,</p> <p style="text-align: center">patates yetiştirecektim, ahırda inek besleyecektim. Aylar geçiyor, bu</p> <p style="text-align: center">şekilde yaşamaya alışamıyordum. Çöplerden topladığım kullanılmış kitapları,</p> <p style="text-align: center">defterleri yatağımın başucuna yığmıştım. Yalnız kaldığım evin alt katında</p> <p style="text-align: center">ineklerimiz, tavanında kocaman fareler yaşıyordu. Gece geç saatlere kadar</p> <p style="text-align: center">şiirler yazıyor, ağlıyor, üzülüyor, bu hapishane gibi hayattan kurtuluş için</p> <p style="text-align: center">bir yol gözlüyordum. Bir gece aniden kalbimde bir fikir doğdu: Bu köyden</p> <p style="text-align: center">okuyarak kurtulamayacaksam, acaba yazar olabilir miyim? Ertesi gün heyecanla</p> <p style="text-align: center">okul müdürümüze koştum, fikrimi danıştım. Önce şaşırdı, biraz düşündü ve</p> <p style="text-align: center">ümidimi beslemeye karar verdi: "Tabii ki evladım, filan dünyaca meşhur</p> <p style="text-align: center">yazarımız ortaokul mezunudur. Fransa cumhurbaşkanı en son onun kitabını</p> <p style="text-align: center">okumuş." Bu cevap yeterliydi. Heyecandan diğer cümlelerini duyamadım.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">Hemen köyümüzün bakkalı rahmetli Haydar Amca'ya koşup kalınca bir defter</p> <p style="text-align: center">aldım ve ilk kitabımı yazmaya başladım. Rahmetli babamın yılları yurt</p> <p style="text-align: center">dışında geçtiği için bildiğim gurbetçi ailelerin dramını konu edinen bir</p> <p style="text-align: center">romandı yazdığım. Bedenim mısır tarlalarında çalışıyor, zihnim romanımın</p> <p style="text-align: center">sahnelerini kurguluyordu. Öğlen aralarında veya geceleri odama kapanıp,</p> <p style="text-align: center">kurguladığım sahneleri kaleme alıyordum. Ortaokuldaki tek zayıf dersim</p> <p style="text-align: center">"güzel konuşma yazma" olduğu halde yazmaya cüret etmiştim. Yazdıkça güvenim</p> <p style="text-align: center">ve inancım beslendi, okuyabileceğime dair bir ümit doğdu kalbime. Bunu</p> <p style="text-align: center">yapabiliyorsam, ötekileri de yapabilecek olmalıydım. Her günün sabahına,</p> <p style="text-align: center">acaba bugün bir haber gelecek mi ümidiyle çıkıyordum. Romanın yazımı bitti</p> <p style="text-align: center">ve ansızın değişim başladı. Birileri parasız yatılı sınavına girmem için</p> <p style="text-align: center">gereken ayarlamaları yapmış. Bir günde ailem ikna edilmiş. Köyden ayrılış</p> <p style="text-align: center">maceram böylece başladı.Şimdi geçmişime bakıyorum, çocukluğumda neye dua</p> <p style="text-align: center">etmişsem, neyin ümidini beslemişsem, birer ikişer karşıma çıkıyor. Sonuç</p> <p style="text-align: center">için inanmak önemli İnancın insanın elde edeceği sonuçlardaki etkisi çok</p> <p style="text-align: center">büyüktür. Hiç kimse bir yolda güçlü inançlarla yürüyen insandan daha fazla</p> <p style="text-align: center">yol alamaz. Hiçbir asker ölmekten korkmayan asker kadar korkutucu savaşamaz.</p> <p style="text-align: center">Istıraplı çocukluğum nedeniyle ilk anda olumsuz ihtimalleri düşünmeye</p> <p style="text-align: center">alışkınım. Bir hedefe yöneleceğim zaman önce kaybetme ihtimalini dikkate</p> <p style="text-align: center">alıyorum. Bu benim zaafım. Karar aşamasında her ihtimali incelemek gerekir</p> <p style="text-align: center">elbette; ama harekete geçtikten sonra "acaba" sorgulaması yapmaktan daha</p> <p style="text-align: center">tökezletici bir neden görmedim. Buna karşılık olumsuzluklarla fazla</p> <p style="text-align: center">yüzleşmemiş birçok insanın değişim macerasına tanıklık ettim. Hatta bazı</p> <p style="text-align: center">maceraların vesilelerinden olduğumu bile söyleyebilirim. Bazı insanları</p> <p style="text-align: center">inanmadığım halde bir şeyleri başarabileceklerine inandırmaya çalışmamın</p> <p style="text-align: center">sonuçlarına defalarca tanıklık ettim. Bir dostumu siyasette çok başarılı</p> <p style="text-align: center">olabileceğine ikna ettim ve günün birinde karşıma milletvekili olarak çıktı.</p> <p style="text-align: center">Bir genci yazarlığa, hatipliğe, çeşitli organizasyonlara davet ederken,</p> <p style="text-align: center">potansiyeline dikkat çektim. Günün birinde yazılarıyla, konuşmalarıyla beni</p> <p style="text-align: center">de aşan noktalara yükseldiğine tanıklık ettim. Dostlarım hoş</p> <p style="text-align: center">karşılamayabilir diye isim vermiyorum; durum bu.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">Benim de hayattaki ilerleyişim böylesi yüreklendirmelerin, inandırmaların</p> <p style="text-align: center">karşılığıdır. Birçok yeteneğim inancımın eleştirilerle sarsılması yüzünden</p> <p style="text-align: center">çöktü ve birçok yeteneğim de takdirlerin beslediği inancımla gelişti.</p> <p style="text-align: center">İnanırsanız zirveye çıkarsınız Çok ilginç bir durum: Yüreği saf, ama</p> <p style="text-align: center">başarının bedelini ödemeye hazır bir insanı bir şeyleri başarabileceğine</p> <p style="text-align: center">inandırabilirseniz, günün birinde zirvelere tırmanmış olarak karşınıza</p> <p style="text-align: center">çıkıyor. İnsan muhteşem bir potansiyelle yaratılmıştır. Hepimiz az çok</p> <p style="text-align: center">sınırlarımızı biliriz. Bedensel ve zihinsel sınırlarımızın neler olabileceği</p> <p style="text-align: center">bellidir. Belirgin bir sınırımız yoksa hemen hepimiz az çok tüm dâhilerin</p> <p style="text-align: center">geliştirdiği yetenekleri açığa çıkarabilme potansiyelini içimizde</p> <p style="text-align: center">barındırıyoruz. Beynimizde yüz milyar nöron var. Herkesin zekâsı düşünmeyle,</p> <p style="text-align: center">yetenekleri egzersizle gelişiyor. Sistemli, ısrarlı, içten çalışmanın</p> <p style="text-align: center">kaçınılmaz sonucu gelişmedir. Hayattaki en büyük engelimiz içimizdeki</p> <p style="text-align: center">frenlerdir. Allah bizi sonsuzluğu, başarıyı, bilimi, sanatı, imanı, ahlakı,</p> <p style="text-align: center">ahireti yanarcasına arzulayan bir gönülle dünyaya gönderdi. Zaten</p> <p style="text-align: center">hayatımızın ilk üç yılında gösterdiğimiz amansız azim, Yaradan'ın bizden</p> <p style="text-align: center">nasıl bir gelişim beklediğinin en iyi göstergesidir. Allah zulmedenleri, dua</p> <p style="text-align: center">yerine beddua alanları, bencilleri, kibirlileri, tembelleri tanıdığı müddet</p> <p style="text-align: center">dolunca durdurur, tökezletir, çökertir. Fakat kural olarak ve genellikle,</p> <p style="text-align: center">güven ve erdem içerisinde ilerleyen insana kaderden yıkıcı bir taş</p> <p style="text-align: center">atılmaz, sadece</p> <p style="text-align: center">hızlandırıcı kamçılar vurulabilir. Bu yüzden, çakılıp kalan insan "kaderim</p> <p style="text-align: center">kötü" demek yerine, içinden kendini nasıl ve neden frenlediğine bakmalıdır.</p> <p style="text-align: center">İnançlar ilişkilere yansıyor Türkiye'de başbakanlık yapmış bazı isimlerin</p> <p style="text-align: center">özgeçmişlerini inceledim. Şaşırtıcı biçimde hepsi de çocukluklarında</p> <p style="text-align: center">başbakan veya önemli bir devlet adamı olacaklarına dair bir inanç</p> <p style="text-align: center">geliştirmişler. Bu inanç kalplerinde bir ümit ışığı halinde yanmış ve</p> <p style="text-align: center">hayatları ilerledikçe bu ümitlerini besleyecek eylemlere, ilişkilere</p> <p style="text-align: center">sürüklenmişler. İki hikâyeye dikkatinizi çekeceğim: Sevimli bir çocuk</p> <p style="text-align: center">rüyasında güneşin, ayın ve on bir yıldızın, etrafında dönerek kendisine</p> <p style="text-align: center">secde ettiğini gördü. Rüyasının heyecanına kapıldı ve hayallerini aramaya</p> <p style="text-align: center">başladı. Gün geldi, kıskanç kardeşleri tarafından ölsün veya kaybolsun diye</p> <p style="text-align: center">kuyuya atıldı. Esir düştü ve satıldı. Hayatının uzun yılları zindanlarda</p> <p style="text-align: center">geçti. Gün geldi, büyük bir saltanatın başına geçti. İnsanların kurtuluşuna</p> <p style="text-align: center">vesile oldu. Adı insanlık tarihine geçti: O zindanlarda bile rüyasındaki</p> <p style="text-align: center">ümit ve inanç ışığıyla kalbini aydınlatan Hz. Yusuf'tu (a.s.).</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">Genç, azimli, çalışkan, ahlaklı ve yiğit bir delikanlı ilme ve âlimlere</p> <p style="text-align: center">hayranlık duyardı. Bir gece Şeyh Edebali'nin misafiri oldu. Rüyasında,</p> <p style="text-align: center">Edebali'nin koynundan çıkan bir ayın kendi koynuna girdiğini, göğsünden</p> <p style="text-align: center">büyük bir çınarın yeşerdiğini gördü. Çınar büyüdü, dalları gökleri, kökleri</p> <p style="text-align: center">dünyayı kuşattı. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Genç, rüyasının</p> <p style="text-align: center">heyecanıyla ideallerine adandı, ümidine inandı, bir devlet kurdu ve kurduğu</p> <p style="text-align: center">devlet altı asır boyunca dünyaya hükmetti. O genç Osman Bey'di. Hayat bir</p> <p style="text-align: center">kader planıdır. Kaderi planlayan ve yaratan ve bizimle ilgili geleceğin</p> <p style="text-align: center">yaradılışında, dualarımızı, ümitlerimizi, inançlarımızı, beklentilerimizi</p> <p style="text-align: center">hesaba katan bir Allah'ın eserleriyiz. Bir şeye inanmak o şeyi yapmak</p> <p style="text-align: center">değildir elbette ama inanç ciddiyet, samimiyet, gerçekten isteme, güvenme</p> <p style="text-align: center">göstergesidir. Kendinden korkana sorumluluk yükleyemezler. Ümitsiz olanı</p> <p style="text-align: center">lider seçemezler. Yaradan'a güvensizlik hisseden de kaderden desteğe</p> <p style="text-align: center">liyakatini yitirir. İmanımızdan doğan ümit, Allah'a bakar. Anlatmaya</p> <p style="text-align: center">çalıştığım inanç, insanları bunalıma sürükleyen Batılı kişisel</p> <p style="text-align: center">gelişimcilerin önerdiği gibi insanda yaratma kudreti iddia eden inanç değil.</p> <p style="text-align: center">Kimseye, yumruğunu sıkarak, "benim içimde bir dev var, her şeyi</p> <p style="text-align: center">başarabilirim, dilediğim her şeyi yapabilirim" gibi bir herze savurmasını</p> <p style="text-align: center">önermiyorum. Önerdiğim inanç, Hz. İbrahim'i (a.s.) yakacak olan ateşi bir</p> <p style="text-align: center">damla suyla söndürmeye giden karıncanın kalbindekine benzer inançtır.</p> <p style="text-align: center">Birazcık aklı olan bilir ki Allah'ın kolaylaştırdığı kolay, zorlaştırdığı</p> <p style="text-align: center">zordur. Allah mümkün kılmazsa, gözlerimizi kırpmak bile imkânsızdır. Peki,</p> <p style="text-align: center">karınca o ateşi söndürebilir mi? Allah dilemezse galaksiler büyüklüğünde</p> <p style="text-align: center">okyanuslar gelse o ateş söndürülemez. Biliyoruz ki ilahî takdirle yumuşacık</p> <p style="text-align: center">su donunca demiri parçalayabiliyor. İncecik bitki kökleri taşları</p> <p style="text-align: center">delebiliyor. Bırakalım büyük işleri yaratmayı, bir buğday tanesini, hatta</p> <p style="text-align: center">tek bir kuantum alanını bile yaratacak güce sahip değiliz. Fakat imanımızdan</p> <p style="text-align: center">doğan ümidimiz Allah'a bakar. Öyle ilginç bir durum ki, Allah'a inanmayan</p> <p style="text-align: center">bile inançla hareket ederse büyük sonuçlar alabiliyor. İnsanoğlu evrendeki</p> <p style="text-align: center">en benzersiz canlıdır. Her hayvan türü az çok birbirinin kopyasıdır. Tüm</p> <p style="text-align: center">Ankara tavşanları aynı sayılır. Oysa iki insan arasında, akreple galaksiler</p> <p style="text-align: center">arasındaki fark büyüklüğünde mesafeler olabilir. Bu insanın manevî ve ruhanî</p> <p style="text-align: center">derinliğinden, insana sunulan potansiyelin enginliğinden, insanın, Kur'an-ı</p> <p style="text-align: center">Kerim'in ifadesiyle en yüksek donanımda yaratılmış olmasından kaynaklanıyor.</p> <p style="text-align: center">İnsanın bu potansiyelini açığa çıkarması, ancak inançla, sabırla, azimle ve</p> <p style="text-align: center">güvenle çalışmasına, bir karınca gibi, her hâl ve şartta kendi</p> <p style="text-align: center">sorumluluğunun gereğini yerine getirmeye çırpınmasına bağlıdır. Başarı için</p> <p style="text-align: center">inancın püf noktaları Doğmuşsanız uçağınız havalanmıştır. Eninde sonunda</p> <p style="text-align: center">toprağa döneceksiniz. Öyleyse çakılmadan gökte güzel izler bırakarak uçmanın</p> <p style="text-align: center">yollarını aramalısınız. Bu yolda Ruhsal Zekâ'da getirdiğim birinci önerim,</p> <p style="text-align: center">inancınızı güçlendirmeniz, içinizdeki frenlerle öncelikle baş etmenizdir.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">Kitaptaki felsefî önerilerden bir kaçını özetle sunmama izin verin:</p> <p style="text-align: center">-- Potansiyelinizin büyüklüğüne inanarak işe başlayın: Başkasının dehasını,</p> <p style="text-align: center">zekâsını, hafızasını kendinizi sınırlamak için bahane etmeyin. Herkes her</p> <p style="text-align: center">yeteneğini çabasının karşılığında almıştır. Allah adildir ve herkese</p> <p style="text-align: center">çabasının karşılığını eninde sonunda dünyada da ahirette de veriyor.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">-- Statünüzün mevcut sınırlarına kendinizi mahkûm hissederek, "yapamam,</p> <p style="text-align: center">beceremem" demeyin. Benim gibi bir köylü müsünüz? Ya da fakir, kavgacı,</p> <p style="text-align: center">tembel bir sülaleden mi geliyorsunuz? Geçmişinize soylu demiyorlar mı? Çoban</p> <p style="text-align: center">mısınız? Allah hiç kimsenin başkasının çamuruyla lekelenmesine razı olmaz.</p> <p style="text-align: center">Herkesin değeri bizzat kendi hayatından hesaplanır ve üstünlüğün tek gerçek</p> <p style="text-align: center">kıstası takvadır, ahlaktır, erdemdir. Allah çobanlardan bile peygamberler</p> <p style="text-align: center">seçmiş, imtihanlarla eğitmiş ve sorumluluk yüklemiştir. Kalbinize bakın,</p> <p style="text-align: center">içtenliğinize bakın. İnsan varmaya çalıştığı yere aittir.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">-- Kaderin planlamasına güveniniz sağlam olsun. Bir istediğiniz, bir</p> <p style="text-align: center">hedefiniz gerçekleşemiyorsa, bunun sizin yanlışlarınızdan kaynaklanmayan</p> <p style="text-align: center">sebepleri de olabilir. Yeterlilik sahibi herkes milletvekili seçilemez.</p> <p style="text-align: center">Hayatta roller planlanmış ve dağıtılmıştır. Size istediğiniz A değil de</p> <p style="text-align: center">niyetinizi karşılayan B veriliyorsa, inancınız sarsılmasın. Amaç zirveye</p> <p style="text-align: center">çıkmaksa, kaderin bizi hangi yoldan çıkardığının çok önemi yoktur. Ben</p> <p style="text-align: center">istemediğim üniversitede okudum, bir şey kaybetmedim, aksine amacıma daha</p> <p style="text-align: center">çok hizmet etti.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">-- Kendi görevinize odaklanın, Allah'ın ne takdir edeceğine değil. "Acaba</p> <p style="text-align: center">başarabilecek miyim?" sorusu inançsızlık üretir, çünkü insanı kendi</p> <p style="text-align: center">görevinden uzaklaştırır. "Acaba sınavı kazanabilecek miyim?" değil;</p> <p style="text-align: center">"Derslerime hakkıyla çalışabiliyor muyum?" "Acaba, ektiğim buğday verimli</p> <p style="text-align: center">başak verecek mi?" değil; "Verimli başak vermesi için üzerime düşeni yaptım</p> <p style="text-align: center">mı?" Buğdayı biz ekeceğiz ama başağı biz yaratmayacağız. En inançlı insan,</p> <p style="text-align: center">göreviyle ilgilenen insandır.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">-- Olumsuz telkinlerin canı cehenneme! "Yapamazsın, edemezsin, âlemin</p> <p style="text-align: center">akıllısı sen misin?" derler. Çünkü karamsardırlar, kıskançtırlar,</p> <p style="text-align: center">bezgindirler, başarısızdırlar. Yakınlarında başarılı birisini çekecek</p> <p style="text-align: center">halleri yoktur. Hedeflerimiz ya içimizde kalsın, ya da gerçek liderlere</p> <p style="text-align: center">açalım. Allah'ın bilmesi bile bize yeter. Yapamazsam yapamam, teşebbüs</p> <p style="text-align: center">edemeden, üzerime düşeni yapamadan mı öleyim? Ben yaptıklarımın hesabını</p> <p style="text-align: center">vereceğim, elde edeceğim karşılıkların değil.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">-- Kadere karşı taahhüt altına girmeyin. "Şunu yapacağım, bunu başaracağım"</p> <p style="text-align: center">gibi sözler belalı iddialardır. Ben böyle sözlerimin acısını çok çektim.</p> <p style="text-align: center">"Şunu bunu yapmayı çok istiyorum, bu konuda çırpınacağım veya Allah izin</p> <p style="text-align: center">verirse şöyle yapacağım" diyebilirsiniz. Söyleminizde "ben yapacağım"</p> <p style="text-align: center">iddiasında bulunursanız kader belki biraz hava atmanıza ve yapıyor</p> <p style="text-align: center">görünmenize izin verir, sonra da musibetler başınıza balyoz gibi çöker. Şu</p> <p style="text-align: center">yalan söyleyen siyasetçiler sinirlerimi mahvediyor: "Yapacağım, edeceğim"</p> <p style="text-align: center">diyorlar, sanki tanrısal güçleri varmış gibi, sonra da gelip milleti</p> <p style="text-align: center">soluksuz bırakıyorlar. Taahhütlerinizi iddia diliyle yapılandırırsanız kader</p> <p style="text-align: center">sizi yalancı çıkarır ve inancınız sarsılır. Ya inşallah deyin ya da "yapmayı</p> <p style="text-align: center">içtenlikle hedeflediğinizi" söyleyin.</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center">-- İnanın ama haddinize göre de davranın. Bir karınca gibi suyu güvenle</p> <p style="text-align: center">taşımak için kendimizi su püskürten dev yerine koymamız gerekmez.</p> <p style="text-align: center">Mevlana'nın tabiriyle, "Bir ot bir dağın yükünü çekemez." Çalışarak,</p> <p style="text-align: center">düşünerek, kötü huyla çatışarak, "zihinsel, psikolojik ve ahlakî" olarak,</p> <p style="text-align: center">her yönden kendimizi geliştirme yarışı içerisinde olacağız. Bileceğiz ki bu</p> <p style="text-align: center">dünyada iz bırakan her insan bunu bir vücudu, bir beyni, bir kalbi</p> <p style="text-align: center">kullanarak başardı. Tembel, bırakın başarıyı, insanlıktan nasibini bile</p> <p style="text-align: center">kaybeder.</p> <p style="text-align: center">*Dr Muhammed BOZDAĞ</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="hacı anne, post: 3284, member: 4"] [CENTER]İnancın Başarımızdaki Gizemli Derinliği İnancın insanın elde edeceği sonuçlardaki etkisi çok büyüktür. Hiç kimse bir yolda güçlü inançlarla yürüyen insandan daha fazla yol alamaz. İnanç, insanları bunalıma sürükleyen Batılı kişisel gelişimcilerin önerdiği gibi insanda yaratma kudreti iddia eden inanç değildir. Önerdiğim inanç, Hz. İbrahim'i (a.s.) yakacak olan ateşi bir damla suyla söndürmeye giden karıncanın kalbindekine benzer inançtır. Köy okulumuz mahallemizin epeyce uzağındaydı. Karın, yağmurun, çamurun üzerinden, hendeklerden, uçurumlardan, ormanlardan, dereden, köprüden geçerek okulumuza gider gelirdik. Yağmur yağınca sınıfımıza su birikir; rüzgâr esince, üşürdük. Ortaokul bitti ve ailemden daha fazla okuyamayacağımı öğrendim. Tarlalarda mısır, fasulye, patates yetiştirecektim, ahırda inek besleyecektim. Aylar geçiyor, bu şekilde yaşamaya alışamıyordum. Çöplerden topladığım kullanılmış kitapları, defterleri yatağımın başucuna yığmıştım. Yalnız kaldığım evin alt katında ineklerimiz, tavanında kocaman fareler yaşıyordu. Gece geç saatlere kadar şiirler yazıyor, ağlıyor, üzülüyor, bu hapishane gibi hayattan kurtuluş için bir yol gözlüyordum. Bir gece aniden kalbimde bir fikir doğdu: Bu köyden okuyarak kurtulamayacaksam, acaba yazar olabilir miyim? Ertesi gün heyecanla okul müdürümüze koştum, fikrimi danıştım. Önce şaşırdı, biraz düşündü ve ümidimi beslemeye karar verdi: "Tabii ki evladım, filan dünyaca meşhur yazarımız ortaokul mezunudur. Fransa cumhurbaşkanı en son onun kitabını okumuş." Bu cevap yeterliydi. Heyecandan diğer cümlelerini duyamadım. Hemen köyümüzün bakkalı rahmetli Haydar Amca'ya koşup kalınca bir defter aldım ve ilk kitabımı yazmaya başladım. Rahmetli babamın yılları yurt dışında geçtiği için bildiğim gurbetçi ailelerin dramını konu edinen bir romandı yazdığım. Bedenim mısır tarlalarında çalışıyor, zihnim romanımın sahnelerini kurguluyordu. Öğlen aralarında veya geceleri odama kapanıp, kurguladığım sahneleri kaleme alıyordum. Ortaokuldaki tek zayıf dersim "güzel konuşma yazma" olduğu halde yazmaya cüret etmiştim. Yazdıkça güvenim ve inancım beslendi, okuyabileceğime dair bir ümit doğdu kalbime. Bunu yapabiliyorsam, ötekileri de yapabilecek olmalıydım. Her günün sabahına, acaba bugün bir haber gelecek mi ümidiyle çıkıyordum. Romanın yazımı bitti ve ansızın değişim başladı. Birileri parasız yatılı sınavına girmem için gereken ayarlamaları yapmış. Bir günde ailem ikna edilmiş. Köyden ayrılış maceram böylece başladı.Şimdi geçmişime bakıyorum, çocukluğumda neye dua etmişsem, neyin ümidini beslemişsem, birer ikişer karşıma çıkıyor. Sonuç için inanmak önemli İnancın insanın elde edeceği sonuçlardaki etkisi çok büyüktür. Hiç kimse bir yolda güçlü inançlarla yürüyen insandan daha fazla yol alamaz. Hiçbir asker ölmekten korkmayan asker kadar korkutucu savaşamaz. Istıraplı çocukluğum nedeniyle ilk anda olumsuz ihtimalleri düşünmeye alışkınım. Bir hedefe yöneleceğim zaman önce kaybetme ihtimalini dikkate alıyorum. Bu benim zaafım. Karar aşamasında her ihtimali incelemek gerekir elbette; ama harekete geçtikten sonra "acaba" sorgulaması yapmaktan daha tökezletici bir neden görmedim. Buna karşılık olumsuzluklarla fazla yüzleşmemiş birçok insanın değişim macerasına tanıklık ettim. Hatta bazı maceraların vesilelerinden olduğumu bile söyleyebilirim. Bazı insanları inanmadığım halde bir şeyleri başarabileceklerine inandırmaya çalışmamın sonuçlarına defalarca tanıklık ettim. Bir dostumu siyasette çok başarılı olabileceğine ikna ettim ve günün birinde karşıma milletvekili olarak çıktı. Bir genci yazarlığa, hatipliğe, çeşitli organizasyonlara davet ederken, potansiyeline dikkat çektim. Günün birinde yazılarıyla, konuşmalarıyla beni de aşan noktalara yükseldiğine tanıklık ettim. Dostlarım hoş karşılamayabilir diye isim vermiyorum; durum bu. Benim de hayattaki ilerleyişim böylesi yüreklendirmelerin, inandırmaların karşılığıdır. Birçok yeteneğim inancımın eleştirilerle sarsılması yüzünden çöktü ve birçok yeteneğim de takdirlerin beslediği inancımla gelişti. İnanırsanız zirveye çıkarsınız Çok ilginç bir durum: Yüreği saf, ama başarının bedelini ödemeye hazır bir insanı bir şeyleri başarabileceğine inandırabilirseniz, günün birinde zirvelere tırmanmış olarak karşınıza çıkıyor. İnsan muhteşem bir potansiyelle yaratılmıştır. Hepimiz az çok sınırlarımızı biliriz. Bedensel ve zihinsel sınırlarımızın neler olabileceği bellidir. Belirgin bir sınırımız yoksa hemen hepimiz az çok tüm dâhilerin geliştirdiği yetenekleri açığa çıkarabilme potansiyelini içimizde barındırıyoruz. Beynimizde yüz milyar nöron var. Herkesin zekâsı düşünmeyle, yetenekleri egzersizle gelişiyor. Sistemli, ısrarlı, içten çalışmanın kaçınılmaz sonucu gelişmedir. Hayattaki en büyük engelimiz içimizdeki frenlerdir. Allah bizi sonsuzluğu, başarıyı, bilimi, sanatı, imanı, ahlakı, ahireti yanarcasına arzulayan bir gönülle dünyaya gönderdi. Zaten hayatımızın ilk üç yılında gösterdiğimiz amansız azim, Yaradan'ın bizden nasıl bir gelişim beklediğinin en iyi göstergesidir. Allah zulmedenleri, dua yerine beddua alanları, bencilleri, kibirlileri, tembelleri tanıdığı müddet dolunca durdurur, tökezletir, çökertir. Fakat kural olarak ve genellikle, güven ve erdem içerisinde ilerleyen insana kaderden yıkıcı bir taş atılmaz, sadece hızlandırıcı kamçılar vurulabilir. Bu yüzden, çakılıp kalan insan "kaderim kötü" demek yerine, içinden kendini nasıl ve neden frenlediğine bakmalıdır. İnançlar ilişkilere yansıyor Türkiye'de başbakanlık yapmış bazı isimlerin özgeçmişlerini inceledim. Şaşırtıcı biçimde hepsi de çocukluklarında başbakan veya önemli bir devlet adamı olacaklarına dair bir inanç geliştirmişler. Bu inanç kalplerinde bir ümit ışığı halinde yanmış ve hayatları ilerledikçe bu ümitlerini besleyecek eylemlere, ilişkilere sürüklenmişler. İki hikâyeye dikkatinizi çekeceğim: Sevimli bir çocuk rüyasında güneşin, ayın ve on bir yıldızın, etrafında dönerek kendisine secde ettiğini gördü. Rüyasının heyecanına kapıldı ve hayallerini aramaya başladı. Gün geldi, kıskanç kardeşleri tarafından ölsün veya kaybolsun diye kuyuya atıldı. Esir düştü ve satıldı. Hayatının uzun yılları zindanlarda geçti. Gün geldi, büyük bir saltanatın başına geçti. İnsanların kurtuluşuna vesile oldu. Adı insanlık tarihine geçti: O zindanlarda bile rüyasındaki ümit ve inanç ışığıyla kalbini aydınlatan Hz. Yusuf'tu (a.s.). Genç, azimli, çalışkan, ahlaklı ve yiğit bir delikanlı ilme ve âlimlere hayranlık duyardı. Bir gece Şeyh Edebali'nin misafiri oldu. Rüyasında, Edebali'nin koynundan çıkan bir ayın kendi koynuna girdiğini, göğsünden büyük bir çınarın yeşerdiğini gördü. Çınar büyüdü, dalları gökleri, kökleri dünyayı kuşattı. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Genç, rüyasının heyecanıyla ideallerine adandı, ümidine inandı, bir devlet kurdu ve kurduğu devlet altı asır boyunca dünyaya hükmetti. O genç Osman Bey'di. Hayat bir kader planıdır. Kaderi planlayan ve yaratan ve bizimle ilgili geleceğin yaradılışında, dualarımızı, ümitlerimizi, inançlarımızı, beklentilerimizi hesaba katan bir Allah'ın eserleriyiz. Bir şeye inanmak o şeyi yapmak değildir elbette ama inanç ciddiyet, samimiyet, gerçekten isteme, güvenme göstergesidir. Kendinden korkana sorumluluk yükleyemezler. Ümitsiz olanı lider seçemezler. Yaradan'a güvensizlik hisseden de kaderden desteğe liyakatini yitirir. İmanımızdan doğan ümit, Allah'a bakar. Anlatmaya çalıştığım inanç, insanları bunalıma sürükleyen Batılı kişisel gelişimcilerin önerdiği gibi insanda yaratma kudreti iddia eden inanç değil. Kimseye, yumruğunu sıkarak, "benim içimde bir dev var, her şeyi başarabilirim, dilediğim her şeyi yapabilirim" gibi bir herze savurmasını önermiyorum. Önerdiğim inanç, Hz. İbrahim'i (a.s.) yakacak olan ateşi bir damla suyla söndürmeye giden karıncanın kalbindekine benzer inançtır. Birazcık aklı olan bilir ki Allah'ın kolaylaştırdığı kolay, zorlaştırdığı zordur. Allah mümkün kılmazsa, gözlerimizi kırpmak bile imkânsızdır. Peki, karınca o ateşi söndürebilir mi? Allah dilemezse galaksiler büyüklüğünde okyanuslar gelse o ateş söndürülemez. Biliyoruz ki ilahî takdirle yumuşacık su donunca demiri parçalayabiliyor. İncecik bitki kökleri taşları delebiliyor. Bırakalım büyük işleri yaratmayı, bir buğday tanesini, hatta tek bir kuantum alanını bile yaratacak güce sahip değiliz. Fakat imanımızdan doğan ümidimiz Allah'a bakar. Öyle ilginç bir durum ki, Allah'a inanmayan bile inançla hareket ederse büyük sonuçlar alabiliyor. İnsanoğlu evrendeki en benzersiz canlıdır. Her hayvan türü az çok birbirinin kopyasıdır. Tüm Ankara tavşanları aynı sayılır. Oysa iki insan arasında, akreple galaksiler arasındaki fark büyüklüğünde mesafeler olabilir. Bu insanın manevî ve ruhanî derinliğinden, insana sunulan potansiyelin enginliğinden, insanın, Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle en yüksek donanımda yaratılmış olmasından kaynaklanıyor. İnsanın bu potansiyelini açığa çıkarması, ancak inançla, sabırla, azimle ve güvenle çalışmasına, bir karınca gibi, her hâl ve şartta kendi sorumluluğunun gereğini yerine getirmeye çırpınmasına bağlıdır. Başarı için inancın püf noktaları Doğmuşsanız uçağınız havalanmıştır. Eninde sonunda toprağa döneceksiniz. Öyleyse çakılmadan gökte güzel izler bırakarak uçmanın yollarını aramalısınız. Bu yolda Ruhsal Zekâ'da getirdiğim birinci önerim, inancınızı güçlendirmeniz, içinizdeki frenlerle öncelikle baş etmenizdir. Kitaptaki felsefî önerilerden bir kaçını özetle sunmama izin verin: -- Potansiyelinizin büyüklüğüne inanarak işe başlayın: Başkasının dehasını, zekâsını, hafızasını kendinizi sınırlamak için bahane etmeyin. Herkes her yeteneğini çabasının karşılığında almıştır. Allah adildir ve herkese çabasının karşılığını eninde sonunda dünyada da ahirette de veriyor. -- Statünüzün mevcut sınırlarına kendinizi mahkûm hissederek, "yapamam, beceremem" demeyin. Benim gibi bir köylü müsünüz? Ya da fakir, kavgacı, tembel bir sülaleden mi geliyorsunuz? Geçmişinize soylu demiyorlar mı? Çoban mısınız? Allah hiç kimsenin başkasının çamuruyla lekelenmesine razı olmaz. Herkesin değeri bizzat kendi hayatından hesaplanır ve üstünlüğün tek gerçek kıstası takvadır, ahlaktır, erdemdir. Allah çobanlardan bile peygamberler seçmiş, imtihanlarla eğitmiş ve sorumluluk yüklemiştir. Kalbinize bakın, içtenliğinize bakın. İnsan varmaya çalıştığı yere aittir. -- Kaderin planlamasına güveniniz sağlam olsun. Bir istediğiniz, bir hedefiniz gerçekleşemiyorsa, bunun sizin yanlışlarınızdan kaynaklanmayan sebepleri de olabilir. Yeterlilik sahibi herkes milletvekili seçilemez. Hayatta roller planlanmış ve dağıtılmıştır. Size istediğiniz A değil de niyetinizi karşılayan B veriliyorsa, inancınız sarsılmasın. Amaç zirveye çıkmaksa, kaderin bizi hangi yoldan çıkardığının çok önemi yoktur. Ben istemediğim üniversitede okudum, bir şey kaybetmedim, aksine amacıma daha çok hizmet etti. -- Kendi görevinize odaklanın, Allah'ın ne takdir edeceğine değil. "Acaba başarabilecek miyim?" sorusu inançsızlık üretir, çünkü insanı kendi görevinden uzaklaştırır. "Acaba sınavı kazanabilecek miyim?" değil; "Derslerime hakkıyla çalışabiliyor muyum?" "Acaba, ektiğim buğday verimli başak verecek mi?" değil; "Verimli başak vermesi için üzerime düşeni yaptım mı?" Buğdayı biz ekeceğiz ama başağı biz yaratmayacağız. En inançlı insan, göreviyle ilgilenen insandır. -- Olumsuz telkinlerin canı cehenneme! "Yapamazsın, edemezsin, âlemin akıllısı sen misin?" derler. Çünkü karamsardırlar, kıskançtırlar, bezgindirler, başarısızdırlar. Yakınlarında başarılı birisini çekecek halleri yoktur. Hedeflerimiz ya içimizde kalsın, ya da gerçek liderlere açalım. Allah'ın bilmesi bile bize yeter. Yapamazsam yapamam, teşebbüs edemeden, üzerime düşeni yapamadan mı öleyim? Ben yaptıklarımın hesabını vereceğim, elde edeceğim karşılıkların değil. -- Kadere karşı taahhüt altına girmeyin. "Şunu yapacağım, bunu başaracağım" gibi sözler belalı iddialardır. Ben böyle sözlerimin acısını çok çektim. "Şunu bunu yapmayı çok istiyorum, bu konuda çırpınacağım veya Allah izin verirse şöyle yapacağım" diyebilirsiniz. Söyleminizde "ben yapacağım" iddiasında bulunursanız kader belki biraz hava atmanıza ve yapıyor görünmenize izin verir, sonra da musibetler başınıza balyoz gibi çöker. Şu yalan söyleyen siyasetçiler sinirlerimi mahvediyor: "Yapacağım, edeceğim" diyorlar, sanki tanrısal güçleri varmış gibi, sonra da gelip milleti soluksuz bırakıyorlar. Taahhütlerinizi iddia diliyle yapılandırırsanız kader sizi yalancı çıkarır ve inancınız sarsılır. Ya inşallah deyin ya da "yapmayı içtenlikle hedeflediğinizi" söyleyin. -- İnanın ama haddinize göre de davranın. Bir karınca gibi suyu güvenle taşımak için kendimizi su püskürten dev yerine koymamız gerekmez. Mevlana'nın tabiriyle, "Bir ot bir dağın yükünü çekemez." Çalışarak, düşünerek, kötü huyla çatışarak, "zihinsel, psikolojik ve ahlakî" olarak, her yönden kendimizi geliştirme yarışı içerisinde olacağız. Bileceğiz ki bu dünyada iz bırakan her insan bunu bir vücudu, bir beyni, bir kalbi kullanarak başardı. Tembel, bırakın başarıyı, insanlıktan nasibini bile kaybeder. *Dr Muhammed BOZDAĞ[/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İnancın Başarımızdaki Gizemli Derinliği
Üst
Alt