İlim, Sohbet ve Zikir Meclislerine İlahi Rahmet ve Sekinet İner

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
İlim, Sohbet ve Zikir Meclislerine İlahi Rahmet ve Sekinet İner

Resulullah (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:

“Şu üç şey hariç insanoğlunun bütün sözleri zararınadır:

1-İyiliği emir, 2-Kötülüğü nehiy, 3-Allah’u Teala’yı zikir.” [1]

Hadis-i şerifin mealinden de anlaşılacağı üzere; ilim meclisleri, Allah’u Teala’nın emrettikleri ve nehy ettikleri belirtilen sohbet ortamı ve Allah’u Teala’nın zikredildiği mekanlar meleklerin uğrak yeri olup, Allah’ın rahmetinin indiği mekanlardır.

Bir hadisi şerifte Resulullah (s.a.v):

“Cennet bahçelerine uğradığınız zaman, oralara girip istifade ediniz.” buyurdu.

-Cennet bahçeleri nerelerdir?” diye sorulduğunda Resulullah (s.a.v):

-Zikir meclisleridir, buyurdu. [2]

Başka bir hadisi şerifte ise şöyle buyurulmuştur:

“Allah’u Teala’nın halkın amellerini yazan meleklerden ayrı olarak havada dolaşan bir takım melekleri vardır. Bir zikir meclisi gördükleri zaman diğerlerine: “Geliniz, aradığınız burada!” diye seslenirler. Onlar da gelir ve hep beraber zikredenlerle birlikte otururlar. Onların etrafını kuşatır, zikirlerini dinlerler. Dikkat edin, (siz de uyanık olun zikir meclisleri kurarak) Allah’ı zikredin, Allah’ın (önünüze getireceği hesap ve azap) günlerini hatırlayın.” [3]

Vehb b. Münebbih el-Yemanî demiştir ki: “İçinde ilim alınıp verilen bir meclis, bana, o kadar vakitte namazla meşgul olmaktan daha sevimlidir. Belki insanlardan birisi, (ilim meclisinde) bir kelime duyar da ömrünün kalan günlerinde ondan istifade eder.”

Ahmed b. Hanbel’e zikir meclislerinin durumu ve faziletinden sorulunca, İmam, böyle meclislere teşvik ederek: “İnsanların bir araya gelerek Aziz ve Celil olan Allah’ı zikretmelerinden ve üzerlerindeki ilâhî nimetleri sayıp şükretmelerinden daha güzel ne olabilir ki?” demiştir. [4]

Tasavvufta sohbet ve muhabbet yoluyla yapılan ilim faaliyetine yaygın eğitim diyebiliriz. Zira her zikir meclisi aynı zamanda bir edep ve ilim halkasına dönüştürülmelidir.

Menfaatinin çok olması nedeniyle de ilim nefse ağır gelebilir. Bir yaştan sonra beyin, ciddi şeyleri anlamakta zorlanabilir. Ancak sabretmeli, öğrenmek gerektiğine inanmalı, ilimsiz ve irfansız kimsenin gerçek bir mümin, iyi bir sufi olamayacağı anlaşılmalıdır.

Rivayet edildiğine göre yine Hz. Ömer şöyle demiştir:

“İlim öğreniniz. İlimle birlikte sekinet ve hilm elde ediniz. İlim öğrendiğiniz kimselere karşı tevazu sahibi olunuz ki, sizden ilim öğrenenler de size karşı tevazu sahibi olsunlar. Sert ve haşin davranan alimlerden olmayınız, yoksa ilminiz cehlinizi ortaya kor”[5]

Lokman (a.s), oğluna yaptığı bir vasiyetinde şöyle demiştir:

“Oğlum! Bir ekin (ziraat) ancak toprak ve su ile yetişebildiği gibi, iman da ancak ilim ve amelle sahih ve güzel olur.” [6]

İlim, yüce Allah’ın nurudur, Peygamberimiz (s.a.v)’in mirasıdır; bütün Allah dostlarının hedefi ilim sermayesini korumaktır; bunun için seferber olmak gerekir.

İlim, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)’in tek mirasıdır. Efendimiz (s.a.v) ümmetine altın gümüş, bağ bahçe değil ilim bırakmıştır. Çünkü ilim Allah’u Teala’nın en büyük emanetidir.

Kainat bu ilmin bulunması ve korunması için ayakta tutulmaktadır. İlim ehli Allah’u Teala’nın sevgilisidir. Peygamberimizin ifade ettiğine göre Cenâb-ı Hak, ilim peşinde olan herkesi meleklerine ve bütün âleme sevdirmekte, bu sevginin sonucu denizdeki balığa, yuvasındaki karıncaya kadar bütün varlıklar onlar için istiğfar etmektedir. [7]

---------------------------------------------------

[1]-Tirmizî,Zühd,63

[2]-Tirmizi,Deavat,82;Ahmed b. Hanbel,Müsned,III,150

[3]-Tirmizi,Deavat,129;Ahmed, b. Hanbel,Müsned,III,150

[4]-Mekki,Kutu’l-Kulub,II,173

[5]-Mekki,Kutu’l-Kulub,II,127

[6]-Mekki,Kutu’l-Kulub,II,103

[7]-Ebu Davud,İlim,1;Tirmizî,İlim,19;İbnu Mace.Mukaddime,17;Ahmed, Müsned,V,196
 
Üst Alt