İlahi aşka dair 2

makes

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Mart 2011
Mesajlar
108
Tepkime puanı
4
"Ey insan!... Can bahçesine gam fidanı dikmeyi bırak. Ecel makası, ömür ipini kesmeden gönül erlerinin güzelliğinden renkler almaya bak. Kim onlar gibi bir dostun halkasına girerse, Allah'ı ve Resûl'ünü hoşnut eder!.." (Mevlânâ)

Allahı aşk ile seven bir kimse, O'ndan gafil olmaz. Sevdiklerini sever yerdiklerini yerer.

Hakk yolunun yolcusu, Rabbine duyduğu derin bir sevgiyle zikreder. Onda öyle bir muhabbet oluşurki, kalbine ulvî kattan ilhamlar gelir. Dilinden Hakk'ın kelamı dökülür, kalbine çeşitli hikmetler doğar. Bir olayla karşılaşsa, Hakk Teâlâ zaman içerisinde zaman yaratır ve ona, o olayın sırrını gösterir. Çünkü o, ulvî katla irtibat kurma ihsanına ve lütfuna kavuşmuştur. Böyle bir ihsan ne kutlu bir ihsan, böyle bir lütuf ne eşsiz bir lütuftur.

Ben aşkı böyle bilmezdim. Bu aşk bir acâyip sevdâ imiş.

Onun bir zerresi ay ve güneş, bir damlası derya imiş.

Aşk hastası olanların, dost derdidir dermanları

Aşka esir olanların, dosta fedâdır canları.

Bu aşkı ben bilmez idim, bu bir acep sevdâ imiş

Bir zerresi ây–u güneş, bir damlası deryâ imiş

Aşka esirdir ehl–i hâl, bu aşka sığmaz kıyl–ü kal

Aşkın acep hâlleri var, kul eyledi sultanları.

-Akşemseddin-

Fakat Hakk yolunun yolcusu, bu yolda çok çile çeker. Bu yol dikenlidir, yürüdükçe ayakları kanatır. Uçurumlar vardır bu yolda, uçsuz bucaksız. Kuyular vardır zifiri karanlık ve dipsiz. Yusufun kuyuya atılışı gibi atarlar seni dipsiz kuyulara. Soranda olmaz. Bir okyanustur, yelken açarsın. Ya sağ salimen hedefe ulaşır ya da alabora olursun. Belkide balığın karnındaki Yunus misali bulursun kendini nefsinin karnında. Bir imtihandır denenirsin! Ve o kadar ağır gelirki nefsine, sıkıntılar basar, dünyan daralır birden, o an yalvarırsın Rabbine:

Yârâb Senin yardımın ne zaman diye.

Senin iraden dışında, dilinden şu cümleler dökülür:

“Nefisler denenmeden gerçek iman ortaya çıkmaz” diye...

tüm zerrelerin ürperir.

Ve gözlerinden yaşlar dökülür, sabır ve şükürle yine Rabbine yönelir ve sığınırsın.

Çünkü sevgi emeksiz, sevgi çilesiz olmaz!

"Bilinizki, dünya hayati ancak bir oyun -eglence türünden- tutkulu bir oyalama, bir süs, kendi aranizda bir övünme -süresi ve konusu- mal ve cocuklarda bir cogalma tutkusudur..."1

Allah sevgisi sevgilerin en üstünüymüş!...

Allah aşkindan bahsediyoruzda, peki bunu nasil hakkıyle dilimizden kalbimize indirebiliriz!?

Yukarida ayette bahsedildiği üzere, bu gibi dünya sevgilerinden geçen bir kul; bir beşer için,

dünyanın bu görkemli süsüne dalmaz ve sürekli onunla meşkul olup dünya sarhoşu olmazsa, dünya kendisine zarar veremez. Aynı zamanda bu gibi sevgiler kalbini hasta etmesse, Allah sevgisini gönlünde oluşturup bu sevgiyi kalbine indirebilirse, şeriatın emrettikleriyle yaşamaya calışıp, islam ilmini de öğrenir ve onunla da amel ederse, ilmin neticeleri, yaratanın mülk ve melekûttaki sırların marifet lezzeti kalbine doğmaya başlar.

Senin aşkının oku, demirden taştan geçer

Aşkına düşen kişi, can ile baştan geçer.

Gece gündüz eder zâr, aşkın ile olur yâr

Endişesi Sen olan, yemekten aştan geçer.

Aşkına düşenlerin, yanar durur yüreği

Sana veren kendini, lüzumsuz işten geçer.

Başında aklı olan, ücretle amel etmez

Her güzele kapılmaz, göz ile kaştan geçer.

Gerçek âşık olasın, can vermeye ivesin

Dostla pazarlık eden, nice bin baştan geçer.

Yunus’un gönül evi, doludur Hak sevgisi

Tercih eden sohbeti, dosttan tanıştan geçer. 2

Ey gönlünde Allah sevgisinin meşâlesini tutuşturan kişi, bu meşâleyi kalbine atki, yüreğinin en derinliklerine kadar aydınlansın! islam ve şeriatte sebat üzere ol!

Bilki, Allah'a aşkın mührü LÂ iLÂHE iLLALLAH zikridir.

Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurduki: "Ben ve diğer peygamberlerin en faziletli hitab ve konuşması isbat ve nefi yönünden LÂ iLAHE iLLALLAH telaffuzudur."Bunun ihtiva ettiği ve taşıdığı manayı, bunun tartısını veya veznini ancak bilenler anlar!

Aşk ile dersen Lâ ilahe illallah; ulvî kattan ihsanlar sunulur sen de şaşarsın!

semaya yazılı olarak gördüğün zaman LÂ iLAHE iLLALLAH lafzı, bu sana lütufların ilkidir bunu bilesin!

Gecede vecd ile zikre edersen devam,

kalbin ruhunla bir olur, sadık ve salihlerin her gün seherde berzah âlemine yükseldiklerini ve günlük ilticâ dilekçelerini sunduklarını seyredersin!

Bu seyir sana: "Gecenin üçte birinde hareket vardır, çünkü onda bereket vardır" sözünün sırrını hatırlatır.
.................................
1- Hadid/20

2-Yunus Emre

Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'ın zikri ile yatışır. (Ra'd 28)

Ey iman edenler! Allah'ı çokça anın. Ve O'nu sabah akşam tesbih edin.(Ahzab 41,42)

Kâinattaki her zerreden nesneye varıncaya kadar hepsi Allah (celle celalühu)'ı aşk ile tespih eder.

Hakk Teâlâ'nın yaratmış olduğu mevcûdata sonsuz ihsan ve lütuflar bahşederken, lütuf ve ihsanların en güzeliyle nimetlenen insan O'ndan gafil yaşarsa, bu zilletin en büyüğü değilmidir?

Bunca lütuf ve ihsanlara hamd ile şükrederse insan, bu şükrün anlamı sevgi olur.

Yüreğimizdeki sevginin, aşkın ana kaynağı Yüce Mevlamızdan ve Vedûd ismi celîlinden bize lütuf, ihsan ve ikramı değilmidir?

Bir beşere duyduğumuz sevgi ve aşktan fazlasını Yüce Yaratanımıza karşı duyamıyor ve O'ndan gafilsek, bu nasıl bir kulluktur?

Cemal ve Kemal sahibi Allah (celle celalühu)'ın sonsuz rahmeti ile muamele etmesi, tükenmeyen nîmetleriyle rızıklandırması, bir annenin şefkatinden daha fazla şefkatle muamelesi ve bütün ihtiyaclarımızı karşılamasından dolayı kulluğumuz gereği Rabbimizi eşsiz bir sevgiyle seversek bu sevgi sevgilerin en üstünü olur.

Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem bir gün sahabelerine şöyle buyurdu:

“Sizden birinizin iki kölesi bulunsa, bunlardan biri sizin her emrinize itaat etse, diğeri size karşı çıksa ve emirlerinizi dinlemezlerse siz hangisini seversiniz?”

Sahabeler dediler ki:

“Elbette itaatkâr olanı severiz.”

Peygamberimiz (s.a.v) buyurdular:

“İşte sizin Allah’a karşı durumunuz böyledir. Allah da elbette kendisine itaat edeni sever. İsyan edeni de cezalandırır.”

Bir kimse sıdk ile Hakk'a teveccüh ederse, feyyâz-i nîmet ve vâsiurrahmet olan Hakk'ın maddî ve mânevî nîmetleri ve fuyûzâtı ve rahmeti o kimseye ulaşır.(İbn-i Arabi)

Bir insan sıdk ile Rabbine yönelmeli ve kalbî bir muhabbetle öyle bağlanmalıki,

başına her ne bela ve musîbet gelirse gelsin tam bir samimiyetle tevekkül olmali...

Îlâhî sevgiyi hakkıyle yüreğe indirmek kolay değildir!

Fakat zora talip olmayan ilâhî aşk'ı kazanamaz.

İlâhî aşkı kazanamayan Hakk'a ulaşamaz.

“Siz ne yöne yönelirseniz yönelin Hakk'ın vechi o yöndedir.”

Zahiren yönelebilen batınen -mânen- yönelemez.

Rabbini seven kişinin sevgisi onu ilâhî aşka erdirmiyorsa, sevgisi Rabbine tevekküle yöneltmiyorsa, Hakk'a sıdk ile bağlılıktan söz edilemez.

Kim olgun istidata ve yakınlığa ulaşırsa, o Hakk'a sevgili olur. Kimi Hakk severse onun kalbî uyanıklığının çokluğundan uykusu, başkalarının uyanıklığı hali gibi olur. (İbn-i Arabi)

Canın aşk yoluna vermeyen aşık mıdır?

Cehdeyleyüp ol dosta ermeyen aşık mıdır?

Dost sevgisin gönülde, can ile berkitmeyen

Tul-i emel defterin dürmeyen aşık mıdır?

Aşka danışık sığmaz, değme can göğe ağmaz

Pervaneleyin od'a yanmayan aşık mıdır?

Nefs arzusundan geçib, aşk kadehinden içib

Dost yoluna er gibi durmayan aşık mıdır?

Dün, gün riyazet çekib, halvetlerde diz çöküp

Sohbetlerde baş çatub yanmayan aşık mıdır?

Yunus şimdi ol dostun cefasına sabreyle

Yüreğine aşk od'ın urmayan aşık mıdır?

(Yunus Emre)

Kulun Allah'a muhabbeti, Allah'ın kula muhabbetindendir! Bunu iyi anlamaya çalış!
 

hüzün

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
27 Şubat 2011
Mesajlar
413
Tepkime puanı
6
emeklerinize sağlık kardeşim
 

cem

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
31 Mayıs 2011
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
ilahi aşk hepimize nasip olur inşallah.. :(
 
Üst Alt