- Katılım
- 18 Haziran 2011
- Mesajlar
- 420
- Tepkime puanı
- 5
- Yaş
- 38
Nikahlarını iki bayram arasına denk getirmemek için soluğu belediyede alan vatandaşları bu koşuşturmadan kurtarmak isteyen Van Müftülüğü, dün, il sınırları içerisindeki tüm camilerden, "iki bayram arasında nikah kıyılmaz" düşüncesinin hurafe olduğunu anlatan bir hutbe okuttu.
Müftülük hutbede, hurafelerin İslam dininde yeri olmadığını da bildirdi.
Van Müftülüğü il sınırları içindeki tüm camilerinden "Bid'at ve Hurafeler" konulu bir hutbe okuttu. Hutbede, İslam'ın, insan hayatının her anını kontrol altında tutan bir din olduğu belirtilirken, "İslam, insanın tüm inanç dünyasını şekillendirir. Kendisine kutsallık atfedilen her şey dinimizin temel kaynaklarında yer almaktadır. Bunların dışında başka şeyleri kutusal saymak bid'attır, hurafedir" denildi.
İslam'da olmayan ve İslam'a sonradan sokulan dini mahiyet ve amaçlı adetler anlamına gelen Bid'ata yönelmenin hiçbir zaman hoş karşılanamayacağı kaydedilen hutbede, hurafe ise "Aslı esası olmayan, hiçbir gerçeğe dayanmayan, buna rağmen kötüye yorumlanan ve kuruntu edilen şeyler" olarak tanımlandı. Hutbede, İslam'da hurafelerin hiçbir yeri olmadığı belirtilirken, ancak dinden uzaklaşan insanların hurafelere dört elle sarıldığına işaret edildi.
Hutbe şöyle devam etti:
"Baykuş acı acı öttü mü, uçup gitti mi, bir bacaya kondu mu uğursuzluk getirirmiş. Tavşan kaçınca, köpek uluyunca, horoz vaktinden önce ötünce felaket gelirmiş. Bazı günleri uğursuz saymak, salı ve cuma günleri iş yapmamanın aslı esası yoktur. Hıristiyanlar, İstanbul salı günü fethedildiği için o gün yas tutarlarmış. Cuma günü ise müminlerin bayramıdır. O gün temizlenmek niçin yanlış olsun. Bazı bölgelerde talih denemek için kuş uçurulurmuş, evden misafir gidince üç gün ev temizlenmezmiş, sökük elbise üzerindeyken dikilirse iftiraya uğranılırmış, bunların hepsi yanlış şeyler. Türbelere mum yakmanın, taşlarını, demirlerini, parmaklıklarını öpmenin, çalı ve dallarına çaput bağlamanın, türbeye kurban kesmenin İslam'da yeri yoktur. Kurşun dökme, kum döktürme, bakla attırma, kısmeti çıkmayan kızı mezar mezar dolaştırmanın da İslam'la alakası yoktur. İki bayram arasında nikah kıyılmaz sözü de yanlıştır. Bizzat Peygamberimiz, Hz. Aişe ile nikahını Ramazanla Kurban bayramı arasında yapmıştır. Bir toplum İslam'dan uzaklaştıkça orada hurafeler hayat bulup yeşeriyor. Hakikatin hakim olmadığı yerde başka ne olabilir ki? Yapılacak ilk iş, İslam'ı bizzat kaynağından okuyarak öğrenmek olmalıdır."
Alıntıdır
Müftülük hutbede, hurafelerin İslam dininde yeri olmadığını da bildirdi.
Van Müftülüğü il sınırları içindeki tüm camilerinden "Bid'at ve Hurafeler" konulu bir hutbe okuttu. Hutbede, İslam'ın, insan hayatının her anını kontrol altında tutan bir din olduğu belirtilirken, "İslam, insanın tüm inanç dünyasını şekillendirir. Kendisine kutsallık atfedilen her şey dinimizin temel kaynaklarında yer almaktadır. Bunların dışında başka şeyleri kutusal saymak bid'attır, hurafedir" denildi.
İslam'da olmayan ve İslam'a sonradan sokulan dini mahiyet ve amaçlı adetler anlamına gelen Bid'ata yönelmenin hiçbir zaman hoş karşılanamayacağı kaydedilen hutbede, hurafe ise "Aslı esası olmayan, hiçbir gerçeğe dayanmayan, buna rağmen kötüye yorumlanan ve kuruntu edilen şeyler" olarak tanımlandı. Hutbede, İslam'da hurafelerin hiçbir yeri olmadığı belirtilirken, ancak dinden uzaklaşan insanların hurafelere dört elle sarıldığına işaret edildi.
Hutbe şöyle devam etti:
"Baykuş acı acı öttü mü, uçup gitti mi, bir bacaya kondu mu uğursuzluk getirirmiş. Tavşan kaçınca, köpek uluyunca, horoz vaktinden önce ötünce felaket gelirmiş. Bazı günleri uğursuz saymak, salı ve cuma günleri iş yapmamanın aslı esası yoktur. Hıristiyanlar, İstanbul salı günü fethedildiği için o gün yas tutarlarmış. Cuma günü ise müminlerin bayramıdır. O gün temizlenmek niçin yanlış olsun. Bazı bölgelerde talih denemek için kuş uçurulurmuş, evden misafir gidince üç gün ev temizlenmezmiş, sökük elbise üzerindeyken dikilirse iftiraya uğranılırmış, bunların hepsi yanlış şeyler. Türbelere mum yakmanın, taşlarını, demirlerini, parmaklıklarını öpmenin, çalı ve dallarına çaput bağlamanın, türbeye kurban kesmenin İslam'da yeri yoktur. Kurşun dökme, kum döktürme, bakla attırma, kısmeti çıkmayan kızı mezar mezar dolaştırmanın da İslam'la alakası yoktur. İki bayram arasında nikah kıyılmaz sözü de yanlıştır. Bizzat Peygamberimiz, Hz. Aişe ile nikahını Ramazanla Kurban bayramı arasında yapmıştır. Bir toplum İslam'dan uzaklaştıkça orada hurafeler hayat bulup yeşeriyor. Hakikatin hakim olmadığı yerde başka ne olabilir ki? Yapılacak ilk iş, İslam'ı bizzat kaynağından okuyarak öğrenmek olmalıdır."
Alıntıdır