İçimdeki Kötüyü Çıkarma!
Her kadın kadar iyiyim
her kadın kadar kötü!
Kendime saygımdandır edebimle duruşum
içimdeki kötüyü çıkarma!
Bütün oyunları bilirim diye bağırıyorum;
bunun kitabını ben yazdım yahu biliyorum!
Kendime yakıştıramadıklarımı bana yaptırtma!
Efendi gibi yaşayıp gidelim işte!
Sen bana ben sana yürek olalım.
Hayat zaten zor yeterince
neden üstüne tuz döküp ellerimizle
daha çok acıtalım?
Her şeyin ardını sorgulamaya kurulmuş akıllar.
Hep altında fesatlık mı arayalım?
İçten sevecen sımsıcak sarılıyoruz boynuna
zorla kötü mü olalım?
Ben bu yollardan çok önce geçtim be adam;
senin yeni gördüklerini unuttum bile!
Pandora’nın kutusunu gömmüşüm içime
açmasana işte!
Yumuşacık bir yürekle gelmişim önüne
ruhum acıkmış sevgiye
seni kendimden saymışım sevmeye niyetliyim
bırak beni kendi halime!
Egon öyle büyümüş ki
üstünde plan yapılmaya değeceklerden sayıyorsun kendini.
Oyunlar kumpaslar tuzaklar görmüşsün
veya gördüğünü sanmışsın;
sonra oturup kendini adamdan saymışsın.
Beylik lafların var
ağzından çıkana güvenilir mi
biliyor muyum?
İş karşılaştırmaya gelirse
çok mangalda kül bırakmayan gördüm
ama seni kıyaslıyor muyum?
Derdim başka benim
bütün yalınlığıyla sevmeye hazırım.
İçimde fesatlık yok plan yok;
oyun oynamaktan yorgunum diye haykırıyorum.
Ya sen duymuyorsun
ya ben anlatamıyorum!
Hepinizin lisanı aynı
sözüm ona dürüstlük arıyorsunuz.
“Al işte sana dürüstlük” dediğimizde
niye köşe bucak kaçıyorsunuz?
Bak Efendi!
Biliyorum ki
üç beşinizi cebimden çıkarırım
ama hanımlığımı bozmuyorum
üstüne alınma!
Kendini Hint kumaşı sayıp kafamın tasını attırma!
Değecek ilişkiler için sakladığım fedakarlıklarım var;
saçmalayıp hepsini harcama!
Bunu bir daha söylemem
içimdeki şeytanı azdırma.!
Candan Ünal
Alinti
Her kadın kadar iyiyim
her kadın kadar kötü!
Kendime saygımdandır edebimle duruşum
içimdeki kötüyü çıkarma!
Bütün oyunları bilirim diye bağırıyorum;
bunun kitabını ben yazdım yahu biliyorum!
Kendime yakıştıramadıklarımı bana yaptırtma!
Efendi gibi yaşayıp gidelim işte!
Sen bana ben sana yürek olalım.
Hayat zaten zor yeterince
neden üstüne tuz döküp ellerimizle
daha çok acıtalım?
Her şeyin ardını sorgulamaya kurulmuş akıllar.
Hep altında fesatlık mı arayalım?
İçten sevecen sımsıcak sarılıyoruz boynuna
zorla kötü mü olalım?
Ben bu yollardan çok önce geçtim be adam;
senin yeni gördüklerini unuttum bile!
Pandora’nın kutusunu gömmüşüm içime
açmasana işte!
Yumuşacık bir yürekle gelmişim önüne
ruhum acıkmış sevgiye
seni kendimden saymışım sevmeye niyetliyim
bırak beni kendi halime!
Egon öyle büyümüş ki
üstünde plan yapılmaya değeceklerden sayıyorsun kendini.
Oyunlar kumpaslar tuzaklar görmüşsün
veya gördüğünü sanmışsın;
sonra oturup kendini adamdan saymışsın.
Beylik lafların var
ağzından çıkana güvenilir mi
biliyor muyum?
İş karşılaştırmaya gelirse
çok mangalda kül bırakmayan gördüm
ama seni kıyaslıyor muyum?
Derdim başka benim
bütün yalınlığıyla sevmeye hazırım.
İçimde fesatlık yok plan yok;
oyun oynamaktan yorgunum diye haykırıyorum.
Ya sen duymuyorsun
ya ben anlatamıyorum!
Hepinizin lisanı aynı
sözüm ona dürüstlük arıyorsunuz.
“Al işte sana dürüstlük” dediğimizde
niye köşe bucak kaçıyorsunuz?
Bak Efendi!
Biliyorum ki
üç beşinizi cebimden çıkarırım
ama hanımlığımı bozmuyorum
üstüne alınma!
Kendini Hint kumaşı sayıp kafamın tasını attırma!
Değecek ilişkiler için sakladığım fedakarlıklarım var;
saçmalayıp hepsini harcama!
Bunu bir daha söylemem
içimdeki şeytanı azdırma.!
Candan Ünal
Alinti