Gurbet ki, bilinmezliğin ötesinde..
Başka bir alemde, sırıtan mekanla yabancı olmak.
Bakıp da görmeme eğilimi,gönül sılada.
Bakışlarda muamma olan sarhoşluk.
Öylesine yaşamak,ama memleketten uzakta kalmak.
annenin, babanin, kardesinin cenazesini bile giyabinda kilmak!
Susamak, susuzluk değil.Açlık ki ,acıkmak değil.
Derbeder ruh halinde ,döne döne bakma isteksizliği ile ömür sürmek.
yalanci, sahte cennete bile kendin olamamak!
Yürümek,ama umut olmadan.
Firakın acısını ,yakan güneşin sızısında hissetmek .
Sevdiklerinden ayrılık, kalbi nahoş bir gariplik içinde...
Her acıdan yüz bin misli pay almak.
En ufak sözün bile tokat gibi gelen şiddeti...
Bununla beraber kış günlerinin derin anlamlı günlerinin sonunda ,düşen cemreyle beraber kavuşma isteği..Sıcak esen rüzgarlarda ,insanı huzura ileten anlam.Dirilme ve kavuşma ümidi.. Sadece firaka değil; huzura, hakikata, anlama kavuşma isteği..
Tek anlam, bu müzmin bakışları değiştirmek..
Hayalden hakikata yönelmek.
Özlemle gerçeği ,muhteşem bir alemde görme eğilimi.
Huzur dolu,hakikatın sır dolu rüzgarında huzura ermek;kendini bulma isteği ve bu çok boyutlu gönül ikliminden hiç ayrılmamak bilinci....
bu dunyanin zindani gurbetti dir...