Hayal kırıklığı

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
hayalkirikligi.jpg


Yaşadığın her hayal kırıklığın seni gafletten uyandırıp hakikatına ulaştıran bir basamaktır...

Elimde kocaman bir elma şekeri, kan kırmızı Dışı şekerden ya içi de öyle olsa diye mırıldandım kendime Ulu caminin
yanındaki küçük pencereli büfenin önünde nice şekerler vardı benim olmayan Bir ân dalmışım var gücümle dişledim şekerimi Sonra bir burukluk, bir hayal kırıklığı…

O da ne? Yoksa bu şekerin içi de dışı gibi tatlı değil miymiş, sadece bu kadarcık mıymış?
Hemen mi bitecekmiş tatlı kısmı? Bir elmaya baktım, bir tatlısına, bir de diş izlerime
“Kandırıldım!” diye bağırdım; geçtim büfecinin karşısına
“Bana yalancı şeker satmışsın!” dedim “Önce heveslendirip sonra hayâllerimi yıktın”

Bir yandan ağlamayla karışık bağırıyordum, bir yandan ha şimdi kızdı, ha şimdi kızacak diye buruşuk simâsına bakıyordum şekerci ihtiyarın Neden kızmadı anlayamadım Galiba ben haklıydım Öyleyse biraz daha bağırmalıydım
Bağırdım da Kısa pantolonumun cebindeki bozuklukları yerlere saçtımAdamakıllı bir yaygara çıkardım; “Ya paramı isterim ya da her tarafı şeker olan elmamı”
Ne yapsam kızmıyordu ihtiyar Tepinirken göz ucuyla iki yanımı süzdüm, bana bakıyorlardı..

Utandım, yerden kalktım, toparlandım; ama gözüm hâlâ ihtiyarda
Kızdıramamıştım ihtiyarı, öcümü alamamıştım Hiç olmazsa bir cevap verseydi Bekliyordum Kaşlarımın altından tekrar süzdüm simâsını Hani gözlerim
ateş saçıyordu ya, aklımca yakacaktım şekerciyi Gülümsüyordu, eliyle işaret etti, içeri girdim “Otur bakalım” dedi “Ali’ydi değil mi?”

“Evet, Ali” dedim “Ne için bu kadar üzüldüğünü biliyor musun?” diye sordu “Bana kazık attın
Dışı tatlı şekermiş; ama içi bildiğimiz yavan elmaymış” dedim
Bembeyaz dişleriyle tekrar gülümsedi “Ben elli yıldır aldanırım böyle şekerlere” dedi

Bir anda hayâlimde elinde elma şekeriyle koskoca ihtiyar belirince kıkırdamaya başladım “Nasıl?” dedim ağzımı doldura doldura Anlattı:

—İnsan tat aldığı ve sevdiği şeye öyle bir bağlanır ki âdeta ona yapışır; ama ya kendi ömrü kısadır arkada bırakır,
ya lezzetinin ömrü yetmez biter gider, seni yüz üstü bırakır
Böyle yapışmış bir kalbi lezzetinden ayırmak için ya yırtmak ya parçalamak gerekir
Şâhidim evlât, çok acıtıyor İşte ben elli yıldır bu biten şekerlerin acısıyla yaşıyorum

—İyi de bana ne, sen beni kandırdın, şimdi de aklımı karıştırıyorsun, diye çıkıştım
Bana tezgâhın üzerinde şekere batırılmayı bekleyen elmaları gösterdi
—Al bir tane, dedi
En kırmızısını aldım, ısırdım

—Şimdi tadına iyice bak lezzetini tam almaya çalış diyerek üsteledi

Gerçekten de dişlediğim elma çok lezzetliydi Elmanın lezzetiyle kendimden geçerken,

— Şimdi dedi, onu bırak, şu şekerlenmişlerin tadına bak
Bir tanesini aldım, ısırdım Şekerin tadı bütün damağımı bir ânda kapladı
Bu sırada tekrar diğerini gösterdi Isırdım ama eski lezzeti kaybolmuştu
Yüzümdeki çizgilerden hissettiklerimi okuyan ihtiyar,

—Dinle Ali dedi, eğer sen şekere talipsen, dünyadaki bütün elmaların ve diğer güzel meyvelerin lezzetlerini unut Eğer elmaya talipsen,
bir daha seni çabucak terk edecek lezzetlere fazla değer verme Çünkü bunlar bir lokma yedirir, bin tokat vurur adama

—Ne yani, hiç elma şekeri yemeyecek miyim?

—Yiyeceksin tabi, hem de ne elma şekerleri Hayatında elmaya niyet edip nasibine şeker düşerse mutlu olursun; şekeri niyet edip her şeyi dişlersen
ömür boyu bugünkü gibi ağlamaya mahkûmsun

Düşündüm, galiba ihtiyar haklıydı Yerimden zıpladım, yere saçtığım paralarımı toplayıp, cebime koydum Bana iyi bir ders olmuştu
Artık eğlenmek için çizgi filmlere, bilgisayarlara ihtiyaç duymuyordum, sevinmek için de öyle pahalı hediyelere ihtiyacım yoktu...
Çünkü artık dünyaya bakan gözlüklerim değişmişti Dünya artık değil benim için, rengârenkti
Şimdi büyüdüm bir sürü elma şekerim var ve mutluyum, çünkü artık bir tekerlemem var:
“Elmasına can feda, şekerine beş para”
ALINTI.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
kisgulu.jpg


Her insan Nefis ile Aşk Arasındadir!!bunu unutmayin...unutursaniz bir gün güvendiğiniz dağlara kar yağarda ruhunuz üşür, hem de donarcasına deprasyona girebilirsiniz..
Sevgiliye alınan gül elden düşmüş,güvenilen dağlara karlar yağmış...

Bazen öyle bir hayal kırıklığı yaşarsınız ruhunuz üşür, hem de donarcasına...
Siz, bedeninizin üşüdüğünü düşünerek sımsıkı giyinip kalın battaniyelere sarınırsınız kat kat; fakat nafile...Isınmanız mümkün değildir.
İçiniz titrer, sanki bir el içinize girip ruhunuzu söküp alarak buzlar içindeki kutuplara bırakmıştır.

Peki hiç ruhunuz acıdı mı? Keskin bir acı... Bıçak yarası gibi...Ruh acımasının da zinhar çaresi yoktur zamandan başka...
Acıyan, bedeninizde bir yer olsa, bir ilâç içer veya bir merhem sürer, iyileştirirsiniz. Fakat ruh acısı başka şeye benzemez.
Kimi zaman öyle durumlar yaşarız ki ruh üşümesine veya ruh acısına neden olur bu yaşadıklarımız.

Hayal kırıklığı, öfke, acı, üzüntü, hastalık, ölüm gibi bizleri etkileyen pek çok olumsuz olaydan biri başımıza gelebilir.
Elbette burada önemli olan bu tür durumları en az hasarla atlatarak yola devam edebilmek...Atlatamadığımız taktirde
travmalar veya çeşitli rahatsızlıklarla boğuşmak gibi sevimsiz seçenekler de var çünkü..

Ayrıca böyle olumsuz olayların bizlere bir şeyler öğretmek için başımıza gelmiş olduğunu artık neredeyse hepimiz biliyoruz.
Aynı olumsuzlukları tekrar tekrar yaşamamak için, bu kez dersimizi almış ve iyice öğrenmiş olarak yola devam ederiz..
Unutmayin!!Burası bir imtihan dünyası hep birbirimiz ile imtihan ediliriz....her birimizin insan oldugumuzu hic unutmayin!!!
İnsan beşer, kuldur şaşar...şaşbilir o yuzden hic Hayal kırıklığı yaşamayin...
Insan beser, durmaz sasar, eyler hatâ, üçer beser.
Düz ovada yürür iken, ayagını sürter, düser.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bizim burda halen kar var...Güvendiğin Dağlara Ya Kar Yağarsa...
Güvenmek ve temkinli olmak.Bu ikisinin dengesini iyi tutturmak gerek.Hiç kimseye güvenmeden de yaşanmaz ki.Herkese hak ettiği kadar değer vermek gerek.Zaten fazlasını kaldıramazlar...fazla değer verirsen kendilerini kral sanip seni yine yanlız bırakırlar... bazen en iyisi insanı kendi değeri ile kendi kendisi ile bırakmak...
 
Üst Alt