- Katılım
- 23 Nisan 2011
- Mesajlar
- 3,345
- Tepkime puanı
- 25
Hafta sonları açık havada dolaşmak yerine kalabalık alışveriş merkezleri, kafe ve restoranlar tercih ediliyor. Bunun yanı sıra; okullar, ofisler, toplu taşıma araçları ve evler de yeterince havalandırılmıyor. Böylece mevsimin yaygın hastalığı olarak zatürree ön plana çıkıyor.
Uz. Dr. İlkay Keskinel, zatürree hastalığı ve tedavisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Uz. Dr. Keskinel, “Zatürree, çeşitli mikroplar veya kimyasallar nedeniyle akciğerlerin iltihaplanması anlamına geliyor. Yaşlılar, altta yatan kalp veya solunum yolu hastalığı olanlar, diyabetliler, böbrek yetmezliği olanlar, bağışıklık yetmezliği bulunanlar (AIDS hastaları, doğumsal bağışıklık bozukluğu olanlar gibi) ve alkolikler özellikle risk altındadır. Zatürree, gripten sonra da gelişebilir” diyor.
Zatürree hapşırık ile bulaşabilir
Dr. Keskinel, “Zatürree, genellikle, mikrop içeren damlacıkların hasta kişinin öksürmesi veya hapşırmasıyla havaya karışması ve kişinin bunu soluması ile bulaşır. Ayrıca, kişinin ağız, burun ya da boğazında hastalık yapmadan bulunabilen bazı mikroplar, vücut direncinin düşmesiyle hastalık yapar hale gelebilir.
Bu belirtilere dikkat edin
Zatürreenin belirtileri arasında öksürük, balgam, ateş, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kimi zaman kan tükürme bulunur. Baş, vücut ve eklem ağrıları, hatta karın ağrısı olabilir. Zatürree tanısında, akciğer filmi, kan tahlili ve balgam incelemelerinden yararlanılır. Tümöral olaylar da bazen bronşları tıkayarak zatürreeye zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, ileri yaşta, sigara içme öyküsü olan hastaların bu yönden de araştırılmaları uygun olacaktır.
Zatürree tedavisi sabır gerektiriyor
Başka bir hastalığı bulunmayan, genç ve genel durumu iyi olan hastalarda zatürree ayaktan tedavi edilebilir, ancak 65 yaşın üzerindekilerin, altta yatan başka hastalığı olanların, solunum yetmezliği bulunanların ya da ağır zatürreesi olanların hastanede yatırılarak tedavi edilmeleri uygun olur. Tedaviye başlandıktan sonra genellikle birkaç gün içinde ateş düşer. Muayene bulgularının ve akciğer filminin düzelmesi daha uzun zaman alır.
Zatürreede kalabalık ortam riskli
Zatürreeden korunmada genel sağlık tedbirlerine uyulmasının yararı olacaktır. İyi beslenme, sigaradan uzak durulması da önerilebilir. Özellikle kış aylarında, kapalı kalabalık ortamlar enfeksiyonların yayılmasını kolaylaştırabilir. Zatürreeye neden olan mikroplar hava yoluyla yayılabileceğinden bu tür yerlerde mümkünse bulunmamak önerilebilir.”
Pnömokok aşısı imdada yetişiyor
Zatürreenin sık sebeplerinden biri olan ‘pnömokok’ isimli mikroplara karşı aşı da, risk grubundaki kişilere uygulanabiliyor. Pnömokok aşısı, bu mikrobun 23 tipini içeriyor. Bağışıklık yetmezliği olanlar, altta yatan kronik bir hastalığı bulunanlar, 65 yaşın üzerindekiler ve dalağı alınmış olanlar, zatürree gelişimi açısından daha büyük risk taşımaktadır.
Pnömokok aşısının yan etkileri
Aşının yan etkileri genellikle hafiftir. Nadiren de olsa alerjik reaksiyon gelişebilir. Aşı, ateşli hastalıklar, enfeksiyonlar gibi aktif başka bir hastalık sırasında uygulanmamalıdır. Yılın herhangi bir zamanında yapılabilir. Genellikle tek doz aşı yeterlidir, ancak özellikle 65 yaş üzerindekilerde ve bağışıklık yetmezliği olanlarda ilkinden 5 yıl sonra ikinci bir aşı gerekebilir.
alıntı
Uz. Dr. İlkay Keskinel, zatürree hastalığı ve tedavisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Uz. Dr. Keskinel, “Zatürree, çeşitli mikroplar veya kimyasallar nedeniyle akciğerlerin iltihaplanması anlamına geliyor. Yaşlılar, altta yatan kalp veya solunum yolu hastalığı olanlar, diyabetliler, böbrek yetmezliği olanlar, bağışıklık yetmezliği bulunanlar (AIDS hastaları, doğumsal bağışıklık bozukluğu olanlar gibi) ve alkolikler özellikle risk altındadır. Zatürree, gripten sonra da gelişebilir” diyor.
Zatürree hapşırık ile bulaşabilir
Dr. Keskinel, “Zatürree, genellikle, mikrop içeren damlacıkların hasta kişinin öksürmesi veya hapşırmasıyla havaya karışması ve kişinin bunu soluması ile bulaşır. Ayrıca, kişinin ağız, burun ya da boğazında hastalık yapmadan bulunabilen bazı mikroplar, vücut direncinin düşmesiyle hastalık yapar hale gelebilir.
Bu belirtilere dikkat edin
Zatürreenin belirtileri arasında öksürük, balgam, ateş, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kimi zaman kan tükürme bulunur. Baş, vücut ve eklem ağrıları, hatta karın ağrısı olabilir. Zatürree tanısında, akciğer filmi, kan tahlili ve balgam incelemelerinden yararlanılır. Tümöral olaylar da bazen bronşları tıkayarak zatürreeye zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, ileri yaşta, sigara içme öyküsü olan hastaların bu yönden de araştırılmaları uygun olacaktır.
Zatürree tedavisi sabır gerektiriyor
Başka bir hastalığı bulunmayan, genç ve genel durumu iyi olan hastalarda zatürree ayaktan tedavi edilebilir, ancak 65 yaşın üzerindekilerin, altta yatan başka hastalığı olanların, solunum yetmezliği bulunanların ya da ağır zatürreesi olanların hastanede yatırılarak tedavi edilmeleri uygun olur. Tedaviye başlandıktan sonra genellikle birkaç gün içinde ateş düşer. Muayene bulgularının ve akciğer filminin düzelmesi daha uzun zaman alır.
Zatürreede kalabalık ortam riskli
Zatürreeden korunmada genel sağlık tedbirlerine uyulmasının yararı olacaktır. İyi beslenme, sigaradan uzak durulması da önerilebilir. Özellikle kış aylarında, kapalı kalabalık ortamlar enfeksiyonların yayılmasını kolaylaştırabilir. Zatürreeye neden olan mikroplar hava yoluyla yayılabileceğinden bu tür yerlerde mümkünse bulunmamak önerilebilir.”
Pnömokok aşısı imdada yetişiyor
Zatürreenin sık sebeplerinden biri olan ‘pnömokok’ isimli mikroplara karşı aşı da, risk grubundaki kişilere uygulanabiliyor. Pnömokok aşısı, bu mikrobun 23 tipini içeriyor. Bağışıklık yetmezliği olanlar, altta yatan kronik bir hastalığı bulunanlar, 65 yaşın üzerindekiler ve dalağı alınmış olanlar, zatürree gelişimi açısından daha büyük risk taşımaktadır.
Pnömokok aşısının yan etkileri
Aşının yan etkileri genellikle hafiftir. Nadiren de olsa alerjik reaksiyon gelişebilir. Aşı, ateşli hastalıklar, enfeksiyonlar gibi aktif başka bir hastalık sırasında uygulanmamalıdır. Yılın herhangi bir zamanında yapılabilir. Genellikle tek doz aşı yeterlidir, ancak özellikle 65 yaş üzerindekilerde ve bağışıklık yetmezliği olanlarda ilkinden 5 yıl sonra ikinci bir aşı gerekebilir.
alıntı