Hashimoto Hastalığı

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
Hashimoto Hastalığı (Hashimoto Tiroiditi) Nedir?

Hashimoto Tiroiditi
Hashimoto hastalığı ilk kez 1912 yılında Almanyada yaşayan bir Japon cerrah (Hakaru Hashimoto) tarafından tarif edilmiştir. Hashimoto tiroiditi bir otoimmün hastalıktır. Otoimmün hastalık kişinin kendi dokularına karşı toleransının kaybolması ile ortaya çıkar ve bağışıklık sistemi (immün sistem) dokuların kendisine ait olduğunu anlayamaz.
Hashimoto tiroiditi (iltihaplanması), tiroid hücrelerinin bağışıklık olayları zincirinde tahribatı sonucu gelişir. Başlatan mekanizma tam anlaşılamamıştır. Kalıtım çok önemli bir rol oynar. kişinin amme, baba, kardeşleriveya akrabalarından birisinde hastalık saptanabilir. Tiroid bezi tipik olarak büyük olsa da bazılarında küçülmüş hatta kaybolmuştur. Tiroid hücrelerinde bulunan bir algaça (reseptör) bağlanan bloke edici antikorlar da hücre fonksiyonlarını daha da bozabilir. Sonuç yetersiz tiroid hormon üretimi ve salgısıdır. Buna rağmen başlangıçta hasar görmüş hücrelerden T4 ve T3 hormonları kana karışabilir.
Hashimoto hastalarında çeşitli antijenlere karşı antikorlar mevcut olup başlıcaları Anti-TPO ve Anti-Tiroglobulindir (anti-tg). Daha düşük oranlarda TSH reseptör bloke edici antikorlar da bulunabilir. Hastaların %10 nunda ise antikorlar negatif olabilir.
Hashimoto tiroiditi tipik olarak bir iltihaplanma sürecidir. Bu süreçte antikorlar, tiroid hücreleri içinde bulunan tiroidperoksidaz (TPO) ve tiroglobulin (tg)’e karşı oluşur ve bu maddelere karşı saldırarak onları yok etmeye çalışır. Bu sırada kanda bulunan bazı lenfosit hücreleri de tiroit bezi içine girer ve bir kısım tiroit follikül hücrelerinin fonksiyonunu engeller. Bu durumu telafi etmek için tiroid hücreleri çoğalır. Bu olaylar bezin şişmesine ve bazı folliküllerin parçalanmasına neden olur. Böylece tiroid büyür yani guatr oluşur. Ancak, zaman içinde parçalanmış folliküllerin tamiri sonucu yerlerini nedbe (fibroz) dokusu alır. Bir müddet sonra, bazı yerlerde nedbe dokusu ve bazı yerlerde hücre çoğalması ile tiroid bezi düzensiz bir yapı arzeder. Zamanla nedbe dokusu artar, iltihabi durum kaybolur ve tiroid glandı küçülür (atrofik tiroidit).
Ülkemizde hipotiroidinin (tiroid bezinin az çalışması) en sık görülen nedeni Hashimoto tiroiditi olup sıklığı %2-3 kadar olabilir. Hashimoto hastalarının % 95’i kadındır. Tüm yaşlarda ortaya çıkarsa da 30-50 yaş arasında sıktır. Kadınlarda erkeklere göre 15-20 kat daha fazla görülür. Ergenlik çağındaki kızlarda sıklığı % 0.8-1.6’dır.

ŞİKAYETLER
hipotiroidi genellikle sinsi başlangıçlı olup belirti ve semptomlar aylar içinde yavaş ilerler. Hipotiroidik (tiroidi az çalışan) hastalarda başlangıçta herhangi bir semptom olmayıp sadece rutin bir tiroid fonksiyon kontrolü esnasında ortaya çıkabilir. Genelde gözlenen sorun ise artmış bir TSH değeridir. Çoğu hastalarda doğrudan tiroid sorunu düşündürmeyecek özgül olmayan sorunları vardır. Uzun zaman tedavi edilmemiş şiddetli hipotiroidik hastalar ise miksödem koması adı verilen bir koma durumuna girebilir.
En sık ve en erken saptanan hipotiroidi belirtilerinden kabızlık, yorgunluk, cild kuruluğu, kilo artışı spesifik olmayan belirtilerdir. Kilo artışı normal çalışan tiroid durumuna göre en %10 fazla olabilir ama bu durum dokularda sıvı toplanmasına bağlıdır. Diğer semptomlar aşağıdaki gibidir.
o Soğuk intoleransı
o Ses kalınlaşması, tiroid bezinin büyümesi sonucu baskı hissi.
o Yavaş hareketler
o Azalmış terleme
o Hafif duyma kaybı
o Periferik nöropati
o Adetlerde bozulma (tipik olarak ara kanamaları, kısırlık, cinsel isteksizlik)
o Memeden süt gelmesi
o Depresyon, demans, ve diğer psikiyatrik sıkıntılar
o Hafıza kaybı
o Uyku apnesi ve gün içinde uyku basması
o Eklem ağrıları ve kas krampları
o Saç dökülmesi: kıl folliküllerine karşı gelişen otoimmün saldırı sonucu olur.


FİZİK MUAYENE BULGULARI

o Şişkin yüz ve göz çevresinde ödem
o Soğuk, kuru, kabalaşmış ve kabuklu görünümlü cild, deri sarımsı olabilir.
o Çukur bırakmayan el ve ayak şişliği
o Kalın ve kırılgan tırnaklar
o Saçlarda azalma, kaşların kenarlarında seyrelme.
o Yavaş nabız
o Tansiyon yüksekliği, çoğunlukla küçük tansiyonun yüksekliği
o Tendon reflekslerinde azalma
o Dil büyümesi
o Tiroid bezi tipik olarak büyümüş (guatr), sert, ve lastık kıvamında olur. Bazen normal boyutlarda veya tamamen kaybolmuş da olabilir.
o Konuşma zorluğu
o Hafızada problemleri
o Periferik nöropati- el veya ayaklarda uyuşma, yanma gibi sıkıntılara yol açar
o Yürüme zorluğu

AYIRICI TANI

Bazı otoimmün olaylar hashimoto hastalarında olabilir veya tiroiditle birlikte ortaya çıkabilir.
• Addison hastalığı
• Alopesi areata, totalis ve üniversalis (alopesi: tüylerin veya saçın tamamen dökülmesi)
• Otoimmün gastrit (B-12 vitamin eksikliği kansızlığı)
• Kronik aktif hepatit
• İdiopatik hipoparatiroidi (paratiroid bezlerinin çalışmaması)
• Polimiyalji
• Primer bilier siroz
• Primer over veya testis fonksiyon kaybı
• Romatoid artrit
• Tip 1 diyabet
• Vitiligo (cilde renk veren pigment hücrelerinin tahribatı ile oluşan bir deri hastalığı)

LABORATUVAR TETKİKLERİ

Belirti ve şikayetlerin olması durumunda yapılacak olan test TSH ölçümüdür. Tiroid fonksiyon durumunun aydınlatılmasına yardımcı olur. Hassas bir testtir, hashimoto tiroiditi olsun diğer tiroid iltihaplanmaları olsun mutlaka yükselir. Subklinik hipotiroidi de TSH yükselir, ve hipofiz bezinin azalmaya başlayan tiroid fonksiyonlarını kompanse etme çabalarını yansıtır. Subklinik hipotiroidide T4 ve T3 hormonları normal sınırlardadır. Poliklinik şartlarında eğer hastanın beyin veya hipofiz bez problemleri veya ilaç kullanmaya bağlı tiroid fonksiyon sorunu yoksa yüksek TSH mutlaka tiroid bezi hastalığından kaynaklanır. Hastalarda bazen T4 (total veya serbest) hormonu da tetkik edilir. Düşük olması primer hipotiroidiyi (primer hipotiroidi: tiroid bezi az çalışması nedeni tiroid bezinin kendi hastalığı, sekonder: hipofiz veya beyin hastalıkları) kanıtlar. T3 hormon rakamları bazen en ileri hipotiroidi olgularında bile normal bulunabilir. Bundan dolayı hipotiroidinin tanısında yeterli değeri yoktur. Antikorların pozitif olması tanının tipik olarak Hashimoto olarak doğrulanmasına yardımcı olsa da %10 kadar olguda negatif olacağı da unutulmamalıdır. İlk tanı anında bakıldıktan sonra kontrol vizitlerinde antikorların yeniden incelenmesine gerek yoktur.

GÖRÜNTÜLEME ÇALIŞMALARI

Ultrasonografide (USG) hashimoto iltihaplanma özellikleri saptanabilse de tanı için USG gerekli değildir. Yine de tiroid bez büyüklüğü, eko yapısı ve en önemlisi nodüllerin saptanabilmesi açısından yararlıdır. Tiroid sintigrafisi ise tanı açısından gerekli değildir. Bazı hashimoto hastalarında ilk evrelerde tahrip olmuş tiroid hücrelerinden kana çok miktarda tiroid hormonu karışır, bu durum yalancı zehirli guatr oluşturur. bu durumu ayırt etmek için için sintigrafi yapılmalıdır.

DİĞER TESTLER

Aşağıdaki testler hipotiroidinini tanısında gerekli olmamakla birlikte rahatsızlığın komplikasyonlarını tanımlamakta kullanılabilir.
• Tam kan sayımı, lipidler, kan sodyumu, böbrek fonksiyon testleri, kreatinin kinaz (kas enzimidir ve bazen hipotiroidi hastalarda yüksek bulunabilir), prolaktin (hipofiz homronudur ve hipotiroidik hastaların çoğunda yüksek bulunur bazen de yanlışlıkla tedavi edilmeye çalışılır),
Tiroid US de şüheli görünen nodüller varsa biopsi yapılabilir. Hashimoto hastalarında nedbe dokuları bazen nodül ile karıştırılabilir. Bu nodülümsü dokulardan biopsi yapılması gereksizdir. En önemlisi Hashimoto tanısı için biopsi yapmak çok gereksiz, hastaya hem acı veren hem de maddi külfet çıkaran bir tetkikdir. Hashimoto tanısı laboratuvar ile rahatça konulabilir.

TEDAVİ
Hashimoto tiroiditinde veya herhangi bir sebebe bağlı hipotiroidide hormon replasmanı yapılmalıdır. Kullanılacak ilaç “genellikle de ömür olacak şekilde” levotiroksindir. Kişinin ihtiyaçlarına göre doz ayarlanır. Hedef klinik ve biyokimyasal olarak ötiroid (normal tiroid fonksiyoları) durumu oluşturmaktır. Elli yaş altında ve herhangi bir kardiyak sorunu olmayanlarda ilaç tam dozda başlanabilir. Yani yavaş artırılan ilaç dozları şeklinde kullanım eskide kalmıştır. Buna karşın halen bir çok hekim bunu bilmemektedir. Yine başka bir popüler tedavi yaklaşımı T3-T4 hormon kombinasyonu olan ve çok zor bulunan bir bitiron adlı ilacın normal fizyolojiyi taklit etmek için tercih edilmesidir. Ancak dokuz ayrı çalışmada bu ilacın hiçbir üstünlüğü olmadığı kanıtlanmış durumdadır. Bunun yerine levotiroksin kullanmak yeterlidir. Tiroid ilaçlarının demir ilaçları ve vitaminlerle birlikte alınmamasına dikkat edilmelidir.
Hashimoto hastalarında eşlik eden bir tiroid kanseri veya büyük bir nodül saptanmadıkça ameliyat endikasyonu yoktur. Küçük nodüller hashimoto hastalığının doğasında vardır, ve çoğu gerçek nodül bile değildirler. Bunlar düzensizleşmiş tiroid dokusunun veya iltihap alanlarının görüntüleridir.
Hastaların özellikle merak ettikleri bir konu kullandıkları ilacın kemik erimesine yol açıp açmadığır? Yerine koyma tedavisinde yani normal dozlarda bu söz konusu değildir. Çünkü biz eksik olanı yerine koyuyoruz. Ama eğer kişi gerek bir hekimin önerisi ile gerekse de kendisi sırf zayıflamak için aşırı dozda kullanırsa kemik erimesi ve kas erimesi sorunları ile karşılacaktır. Diğer bir soru da hamilelikte kullanım ile ilgilidir. Hashimoto hastası gebe kaldığını öğrendiği andan itibaren ilaç dozunu ¼ doz artırmalıdır. Eskisine oranla daha sık doktor kontrolüne gitmeli ve doz ayarı sağlanmadır. Artık bir çok kadın doğum uzmanı gebe hastalarında rutin olarak tiroid testlerini yaptırmaktadırlar. Böylelikle çocuğun ileride beyin gelişimine olumsuz etkileri olan hipotiroidinin saptanması mümkün olmaktadır.
Hastanın tedavisine başlandıktan sonra genellikle 6-8 hafta sonra doz ayarı için tetkik edilir, sonrasında 6-12 ayda bir kontrol edilmesi yeterlidir. Ultrason yılda bir kez yapılmalıdır.
 
Üst Alt