Gül alırlar, gül satarlar,

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Gül alırlar, gül satarlar,
Gülden terazi tutarlar,
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazarı güldür gül. (Nesimî)


Yillarca her hafta cuma pazarinda elma satmistir Arabaci Huseyin.
Devamli musterilerinden bir yahudi gulerek yaklasir her seferinde yanina. Selamlasirlar evvela.
Adam;
Useyin efendi iki kilo elma, der sonra.
Huseyin efendinin adetidir; sattigi her meyvadan bir iki tane fazladan atmak musterisinin posetine.
Bu yuzden Yahudi her seferinde alacagi meyvalari toptan istemez.
Sirasiyla iki kilo daha soylemek suretiyle boler de boler.
Useyin efendi, iki kilo daha...
Huseyin efendi yine fazladan bir-iki elma atar posete.
Bu bazen birkac defa tekrarlanir.
Ne adam boyle yapmaktan gocunur ne de Huseyin efendi ayni mukabelede bulunmaktan.
Her Cuma adam fazlasiyla memnun ayrilir tezgahin basindan.
Huseyin efendininse kaybettigi hic bir sey yoktur, onu efendi yapan bu davranislari her halindan boylece akmaktadir.
Dedemdir, sadece bu hatirasi icin bile hayatima gectigi altin seride ne kadar sukretsem azdir.

Bizler adaletle olcup tartmaya hayretengiz bir isarla vurgu yapan bir ilahi nizama iman etmis kullar olarak, tartida adil olma eylemimizi hayatimizin her demine ve yasadigimiz her duruma yansitmakla mukellefiz.
Insani iliskilerimiz, aldigimiz kararlar, yaptigimiz ticaret ve tercihlerimizden tutun da hersey dahildir bu adaletle tartma emrine.
Tartma ayni zamanda akledip, degerlendirdigimiz konular icin de gecerlidir.
Bu emir insanlari elestirmede de karsimiza bir kistas olarak cikar.
Tabi tartida adaleti temin icin evvela dogru tartiya, kistaslara sahip olmamiz gerekmekte.
Terazinin bir kefesinde haset, kin, varsa elbette tartida adalet gozetmek pek mumkun olmuyor.

Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır.
Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.
Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı İşte bundan tiksindiniz.
O halde Allah'tan korkun.
Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.
Hucurat 12

Insanlar arasi iletisimlerde de bu konuda problemler yasamaktayiz.
Bilhassa elestirirken ve de severken dozunu kacirmaktayiz.
Sevmeleri, sevilene aklimizi kiraya vermeye, elestirmeleri de nefrete, topyekun reddedip, tekfir etmeye kadar goturebiilmekteyiz.
Oysa bize itidal uzere yasamak emredildi.
Fakat terazimiz pek cok defa adaletle tartmiyor.
Muhammed Esed'in mealinden yayinladigim birkac ayetten sonra, kendisi hakkinda alternatif bilgi edinmem icin benimle bir link paylasan kiymetli bir ziyaretci kardesim vesilesiyle Esed ve Mustafa Islamoglu hakkinda elestiriler iceren bir video izleme imkanim oldu.
Elestiriyi yapan kisi evvela insan kardeslerinden, din kardeslerinden bu hitabiyla bashediyor.
Sanki hakkinda konustugu kisiyi muhatap almayip nesnelestiriyor. Ki boylesi bir davranis ilk etapta savundugunu dusundugu Raslulullah'in uslubuna ve sunnetine de aykidir.
Sonrasinda kizil denizin yarilmasi mucizesine mantiki bir yorum getirdigi icin mucizeyi inkar ettigi gerekcesiyle yerden yere vuruyor Muhammed Esed'i.
Ardindan da Esed'in evveliyatinda yahudi oldugundan dem vurarak bu gecerli bir sebepmis gibi iftiralarda bulunuyor calismalarina guvenilmeyecegine dair.
Boylesi bir gerekceyle, omrunu Kuran'a vakfeden insanlar nasil bu kadar kolay harcanabilir Insanin ici sizliyor sahitlik ederken.

Yine Islamoglu'nun yeni cikan gerekceli meal tefisirinde Rasulullah'in tipki bizler gibi birer beser olduguna dair getirdigi aciklamalarini, mucizeyi ve sunneti inkar ettigine dair bir kanaate baglayip yerden yere vuruyor bahzettigim zat.
Bu cikarimlari kendisini dinleyenlerin yapamacagini vurguluyor da vurguluyor.
Bu yaklasimin en mutedil haliyle fikrin namusuna ve ihtilaf ahlakina aykiri olarak nitelendirilebilecegini dusunuyorum.
Zaten Islamoglu'nun goruntulu olarak bu ithamlara verdigi cevaplar youtube de mevcut.
Islamoglu, peygamberi kitaba donusturun; Kuran olsun, Kitabi insana donusturun; peygamber olsun, demistir.
Pratik kaynagini yok ederseniz yasayan dini zedelemis olursunuz, diye de ilave eder.
Lakin bununla birlikte Rasulullah'tan bu yana bize dogru akan bu ilim irmagindaki cakillarin da elenmesi gerektiginin altini cizer.
Elbette bu da Kurani bir saglamaya sevk eder bizi. Nihayetinde hadislere Kuran gibi bir korunmusluk atfedemeyiz.
Onlari Kuran'in tasvir ettigi Rasul cercevesinde saglamaya tabii tutmaliyiz.
Bunun icin de taklidi imandan tahkiki imana gecip bu alanda yurek teri dokmek, zora talip olmak gerekiyor.

Burada birincil amacim da elestirilen kardeslerimi savunmak degildir. Ithamlarin saglamasini yapmak isteyen takipciler zaten kiyaslamak icin farkli kaynaklara ulasacaklardir.
Evet pek cok konuda mantigi one cikartan akilci yaklasimlara sahip olabilirler.
Lakin farkli goruslere sahip bile olsalar ihtilaflarimizi aciklarken en azindan daha makul gerekcelere dayandirabilir, ithamdan sakinip, icinde oneri olan elestirilerde bulunabiliriz.
Bu bizim ancak insani kalitemizi arttirir.
Peygamber'in mucizelerini reddettikleri gerekcesiyle aforoz edilen her iki kiymetli kardesimiz de Rasulullah'in en buyuk ve belki de bazilarina gore tek mucizesine; Kuran'a omurlerini vakfetmis insanlardir.
On yillarini, omurlerini Kuran yoluna vermis kardeslerimize boyle ithamlarda bulunup, bozuk para gibi harcamak bize terazimizde bir carpiklik oldugu uzerine tefekkur etmeye sevketmeli diye dusunuyorum.
Nihayetinde insani kardeslikten ote daha yakin bir kardeslik icin tevhidi oncelememiz sahip oldugumuz meveddeti daha da bereketlendirecektir.

Bizler dogru teraziyle adil bir tartimdan ote fazladan fazladan sefkatle muamelede bulunmaliyiz birbirimize.
Ki iman ettigimiz hakikatler halimize yansiyip hayatimizda bereketli filizlere vesile olsup, meyveye dursunlar.
Imanimiz adaletle tartacak gozlerimize dolanan suni ortuleri bertaraf etmeye yetmeli.

Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi, 8)

Aliya Izzetbegovic'in de dedigi gibi dusmanlarımıza yalnızca adalet borcluyuz.
Dusmanına dahi boylesi erdemli bir yaklasima sahip olmasi gereken muminlerin kendi aralarinda adaleti temin edip, sefkat ve meveddetle muamelede bulunmaları onlari ayird edici secde izlerindendir.

M.RabiaTaşbilek
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
ortayolu bulmak... işte bütün zorluk burada.. maalesf hep aşırılıklardayız..
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
ortayolu bulmak... işte bütün zorluk burada.. maalesf hep aşırılıklardayız..
Aynen dediğin gibi kardeşim maalesef hep aşırılıklardayız..
Yorum içinTeşekkürlerr
 
Üst Alt