- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı.
Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi.
Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadasın yanına giderek islerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister.
Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir.
Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir.
Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nisanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister.
Arkadaşı bu teklife çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.
Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nisanlısını arkadaşına verir.
Zaman içinde Saf olanın isleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir (ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek) arkadaşının is yerine gider ve kendisine çalışması için is vermesini ister.
Arkadaşı ona is vermez.
Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz.
Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaslı bir adam yaklaşır.
Fakir olduğu için ilaç alamadagini söyler. Bizimki yaslı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir.
Kısa bir süre sonra yaslı adamın öldüğünü duyar.
Yaslı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.
Saf adam artik zengindir.
Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun is yerinin karsısında bir ev alır ve oraya yerleşir.
Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar.
Yaslı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister.
Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnini doyurur, Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına; Kendisinin de yalnız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yasayalım sen evin islerini ve yemekleri yaparsın der, yaslı kadın hiç düşünmeden kabul eder.
Bir süre sonra yaslı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler, Bizimki böyle bir kızı nasıl bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.
Yaslı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler.
Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır.
Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yine de unutamamıştır.
Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir.
Düğün günü gelir çatar.
Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrofonu alır ve baslar yasadıklarını anlatmaya:
"Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı .
Bir gün isleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim.
Evlenmek üzere olduğum nisanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim.
Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim.
İslerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden is istedim.
Bana is vermedi. Çok üzüldüm, ama yine de arkadaşıma kızmıyorum, çünkü biz gerçek dosttuk."
Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve baslar konuşmaya:
"Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı.
İslerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi.
Sonra ondan nisanlısını istedim, üzülerek nisanlısını da verdi.
Nisanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı Çünki o kadın hayat kadınıydı.
Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım.
İsleri bozulduğunda gelip benden is istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden is vermedim.
Günün birinde karsılaştığı yaslı adam benim babamdı.
Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım.
Evine gelen dilenci kadın benim annemdi. Ona bakıp iyi yasamasını sağlamak için gönderdim.
Şu anda evlenmekte olduğu kişi de benim kız kardeşim.
Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim.
Değerli arkadaşlar, İste biz böyle dostuz" .........
Dostluğun günümüzde bu seviyelerde yaşandığı vaka o kadar azdır ki... hy..
Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi.
Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadasın yanına giderek islerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister.
Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir.
Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir.
Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nisanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister.
Arkadaşı bu teklife çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.
Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nisanlısını arkadaşına verir.
Zaman içinde Saf olanın isleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir (ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek) arkadaşının is yerine gider ve kendisine çalışması için is vermesini ister.
Arkadaşı ona is vermez.
Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz.
Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaslı bir adam yaklaşır.
Fakir olduğu için ilaç alamadagini söyler. Bizimki yaslı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir.
Kısa bir süre sonra yaslı adamın öldüğünü duyar.
Yaslı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.
Saf adam artik zengindir.
Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun is yerinin karsısında bir ev alır ve oraya yerleşir.
Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar.
Yaslı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister.
Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnini doyurur, Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına; Kendisinin de yalnız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yasayalım sen evin islerini ve yemekleri yaparsın der, yaslı kadın hiç düşünmeden kabul eder.
Bir süre sonra yaslı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler, Bizimki böyle bir kızı nasıl bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.
Yaslı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler.
Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır.
Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yine de unutamamıştır.
Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir.
Düğün günü gelir çatar.
Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrofonu alır ve baslar yasadıklarını anlatmaya:
"Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı .
Bir gün isleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim.
Evlenmek üzere olduğum nisanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim.
Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim.
İslerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden is istedim.
Bana is vermedi. Çok üzüldüm, ama yine de arkadaşıma kızmıyorum, çünkü biz gerçek dosttuk."
Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve baslar konuşmaya:
"Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı.
İslerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi.
Sonra ondan nisanlısını istedim, üzülerek nisanlısını da verdi.
Nisanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı Çünki o kadın hayat kadınıydı.
Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım.
İsleri bozulduğunda gelip benden is istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden is vermedim.
Günün birinde karsılaştığı yaslı adam benim babamdı.
Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım.
Evine gelen dilenci kadın benim annemdi. Ona bakıp iyi yasamasını sağlamak için gönderdim.
Şu anda evlenmekte olduğu kişi de benim kız kardeşim.
Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim.
Değerli arkadaşlar, İste biz böyle dostuz" .........
Dostluğun günümüzde bu seviyelerde yaşandığı vaka o kadar azdır ki... hy..
Alıntı
Saygılarımla.