Fıkıh nedir? Akaid nedir?

hacı anne

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
984
Tepkime puanı
16
Fıkıh nedir? Akaid nedir?

FIKIH NEDİR?


Fıkıh veya İslam hukuku, bir İslam dini terimidir. Şeriatin, ulema tarafından verilen fetvaların da katkılarıyla genişletilmesi ve Müslümanların hayatını düzenlemek amacıyla açıklanmasıdır.

İslam hukuku (fıkıh) 4 ana kaynağa dayanır: Kur'an, Hadis, İcma, Kıyas. Bunların dışında istihsan, ıstıhlah, örf, maslahat uygulamaları vardır. Osmanlı imparatorluğu'nda uygulandıktan ve bu imparatorluk dağıldıktan sonra oluşan İslam dinine mensup ülkelerde uygulanmaktadır.

Fıkıh, Arapça kökenli bir sözcüktür. "Bir şeyin özünü ve inceliklerini kavramak" anlamındadır. İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an'da bir bilimden çok "ince anlayış, keskin idrak ve konuşanın amacını anlamak" anlamlarında kullanılmıştır. Bu nedenle genel açıdan fıkıh "bir şeyi özüne vakıf olarak anlamak ve deliliyle birlikte bilmek" anlamında kullanılır.

Fakat fıkıh bir bilim olarak, İslam hukuku anlamında kullanılmıştır. Bu anlamda kullanımının farklı bilgin ve taraflarca yapılmış iki ana, farklı tanımı vardır. Biri fıkıh mezheplerinden Hanefilik mezhebinin tanımıdır ki "kişinin ameli bakımdan lehinde ve aleyhinde olanları maharetle bilmesi" şeklindedir.

Diğer tanımsa yine bir fıkıh mezhebi olan Şafiilik mezhebinin tanımıdır ve "eylem ve şeriat hükümlerini, yani ibadet, muamelat ve cezaları (ceza hukukunu), açıklayıcı (tafsili) delillerden çıkararak bilmek, tanımak" şeklindedir.

"Fıkh" kökünden türeyen "Fakih" "bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse" demektir. Fakih kelimesinin çoğulu "fukaha"dır. Fakih kelimesinin İslam İlimlerindeki terim anlamı ise tarih içerisinde fıkıh kelimesinin değişen manası ile paralel olarak değişikliğe uğramıştır.

Tarihçesi
İslamiyetin ilk devirlerinde islam dini ile ilgili bütün çalışma ve tartışmalar fıkıh disiplini altında yapılmaktaydı. Daha sonra fıkıh, Hicri 1. asırda (Miladi 7.- 8. yüzyıllar) sadece ameli yani eylemsel konulara has kılınan, İslam hukuku olarak ayrı bir ilim haline geldi. Fıkhın metodolojisi anlamına gelen Fıkıh Usulü müctehidin (yani dinde hüküm verebilecek şahsın) şer'i hükümleri tafsili (açıklayıcı) delillerinden çıkarmasına yarayan kurallar bütünüdür. Fıkıh usulü açısından elimize ulaşan ilk eser hicri 2. yüzyılda İmam Şafii'nin Er-Risale fil-Usul adlı eseridir.

Fıkıh kelimesinin sözlük anlamı nedir?
1- Bir şeyi, gereği gibi iyice anlayıp bilme.

2- İslam hukukunda din ve dünya işleriyle ilgili ana kaynaklardan yararlanarak konulmuş olan kuralların tümü.

AKAİD NEDİR?

Akaid, akd kökünden türetilmiş olan akide kelimesinin çoğuludur. Akîde, sözlükte "gönülden bağlanılan, düğüm atmışçasına sağlam inanılan şey" demektir. Dinî literatürde akîde, "inanılması zorunlu olan ilke" (iman esası, mü'menün bih), çoğulu olan akaid kelimesi ise "İslam dininde inanılması farz olan hususlar, iman esasları, dinin temel kural ve hükümleri" anlamına gelmektedir. Buna göre, dinin temel kural ve hükümlerini oluşturan iman esaslarından bahseden ilme de akaid ilmi denir.

İslam akaidinin ilk ve en önemli kaynağı Kur'an-ı Kerîm, daha sonra da sahih hadislerdir. İslam akaidini oluşturan esaslar, Kur'an-ı Kerîm'de ve hadislerde hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açık, yalın ve sade olarak yer almıştır. Kur'an'da Allah'a, peygamberlerine, kitaplara, meleklere, ahirete, kaza ve kadere iman konusuna temas eden ve yer yer ayrıntılı bilgiler veren birçok ayet vardır. Hadis kitaplarının "iman, enbiya, tevhid, cennet, cehennem, kader, kıyamet" gibi bölümlerinde, iman esaslarıyla ilgili çeşitli açıklamalar yer almaktadır. Bu sebeple de Kur'an ayetleri ile başta mütevatir hadisler olmak üzere sahih hadisler akaidin temel kaynaklarını teşkil eder. Duyu organlarının verileri ve akıl her ne kadar akaid ilminin kaynakları arasında ise de, bu ikisi doğrudan doğruya dinî prensiplerin ve iman esaslarının belirlenmesinde kaynak sayılmazlar. Akıl ve duyu organlarının verileri, daha çok ayet ve hadislerin belirlediği esasların açıklanması, yorumu ve ispatlanması konusunda malzeme oluştururlar, nakli desteklerler. Bu sebeple iman esaslarının belirlenmesinde tek kaynak vahiydir.

İslam akaidini oluşturan esaslar, hem kesin delile dayanmaktadır hem de apaçıktır. Zamana, mekana, fert ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bu hükümler bir bütün teşkil edip, bölünme kabul etmezler. Yani bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak söz konusu olamaz.
 

hacı anne

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
984
Tepkime puanı
16
Batini Fıkıh Ne Demektir?

Batini Fıkıh Ne Demektir?


Zahirî fıkıhtan maksat, Allah’ın emir ve yasaklarını belirten fıkhî kurallardır. Namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur, haramlar nelerdir? Bu gibi hususlar, ibadetler ve muameleler bu zahirî olan fıkhın konularıdır.

Batınî fıkıhtan maksat ise, kalp, aklı, duygu ve hissiyatın durumunu tanzim etmek, onları Allah’ın rızasına uygun hale getirmek demektir. Fıkhın sözlük anlamı itibariyle anlayış ve kavrayış manasına gelir. Geylanî Hazretleri bu ifadesiyle, insanların mükemmel bir mümin olabilmesi için, önce göz, kulak,dil, mide gibi organların terbiye edilmesi, daha sonra da akıl, kalp, ruh, nefis ve hissiyatın Allah’ın rızasına uygun yola yönlendirilmesinin gereğine işaret etmiştir.

Önce namaz kılmak, sonra riyakârlıktan uzak durmak, önce faizden uzaklaşmak, sonra nefsi gururdan kurtarmak, önce zekatını vermek, sonra nefsini-kibirden, gururdan, hasetten, gıybetten, riyâdan ve benzeri- kötü huylardan arındırarak terbiye edip tezkiye etmek.. Önce dışını, sonra içini temizlemek..
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
AKAİD İLMİNİN KAYNAĞI NEDİR?

İslâm akaidinin ilk ve en önemli kaynağı Kur'ân-ı Kerîm, daha sonra da sahih hadislerdir. İslâm akaidini oluşturan esaslar, Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadislerde hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açık, yalın ve sade olarak yer almıştır. Kur'an'da Allah'a, peygamberlerine, kitaplara, meleklere, âhirete, kazâ ve kadere iman konusuna temas eden ve yer yer ayrıntılı bilgiler veren birçok âyet vardır. Hadis kitaplarının "iman, enbiya, tevhid, cennet, cehennem, kader, kıyamet" gibi bölümlerinde, iman esaslarıyla ilgili çeşitli açıklamalar yer almaktadır. Bu sebeple de Kur'an âyetleri ile başta mütevâtir hadisler olmak üzere sahih hadisler akaidin temel kaynaklarını teşkil eder. Duyu organlarının verileri ve akıl her ne kadar akaid ilminin kaynakları arasında ise de, bu ikisi doğrudan doğruya dinî prensiplerin ve iman esaslarının belirlenmesinde kaynak sayılmazlar. Akıl ve duyu organlarının verileri, daha çok âyet ve hadislerin belirlediği esasların açıklanması, yorumu ve ispatlanması konusunda malzeme oluştururlar, nakli desteklerler. Bu sebeple iman esaslarının belirlenmesinde tek kaynak vahiydir.

İslâm akaidini oluşturan esaslar, hem kesin delile dayanmaktadır hem de apaçıktır. Zamana, mekâna, fert ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bu hükümler bir bütün teşkil edip, bölünme kabul etmezler. Yani bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak söz konusu olamaz.
 
Üst Alt