Ey hayat.. Sana yetişemiyorum ...BEKLE

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
eyhayat.jpg


Sürekli, bir koşuşturmaca içinde yaşıyoruz şu hayatı, sürekli yetişmemiz gereken bir yer, yetiştirmemiz gereken bir iş, yetmemiz gereken birileri arasında bir kaosa dönüşüyor hayatımız...
Basimi donduruyor kendimi unuturuyorsun Ey Hayat...
Tüm bunlar yetmezmiş gibi üstüne bir de kendi kendimize karmaşıklaştırıyoruz Basit yaşamayı beceremiyoruz bir türlü.

İş yerimizde ki masamızı işgal eden gerekli gereksiz evrak kirliliği, son teknoloji cep telefonu, laptop, son moda kıyafetlerle dolup taşan dolaplar, sayısını ancak öderken hatırlayabildiğimiz kredi kartları, daha iyi araba, daha büyük ev… İlişkilerimizi bile sade yaşayamıyor olduk...
2 kişi yetmiyor artık bir aşkı yaşamaya hep bir 3. yü dahil etmeye çalışıyoruz.

Ne kazandığımız parayla tatmin oluyoruz ne de o paranın satın alabildikleriyle…
Bu karmaşa içinde her şeye yetişmeye çalışırken veya bir şeyleri yakalamaya en çokta kendimizden vazgeçiyoruz.
Sağlığımızdan oluyoruz, terapistler arası mekik dokuyup stresimizden kurtulmaya çalışıyoruz.
Yani önce kendimize hayatı zehir ediyoruz, sonrada ruhumuzu beslemek adına namaz yerine yoga, meditasyon yapıyoruz..
Gün geçtikçe bu kadar sadelikten uzaklaşıyor olmamızın asıl sebebi nedir acaba?
Elimizdeki imkanlar çoğaldıkça doyumsuzlaşıyor muyuz?
Yoksa ruhumuzu açlığa mahkum edip hep fiziksel doyum arayışımız mı bu tatminsizliğin asıl sebebi?
Ne zamandan beri bir aşk yetmiyor bize? Ne zaman unuttuk azın aslında daha çok olduğunu ve hayatta her güzel şeyin paylaşarak arttığını?

Sade yaşayalım hayatı, sanki günün birinde ceketimizi alıp gidebilecek, geride bıraktığımız, özleyecek hiçbir şey olmayacak kadar sade yaşayalım.
Bağlanmayalım hiç bir şeye körü körüne, bağlılıklarımızın ve sahip olduklarımızın esiri olmayalım. Bağlandığımız fani, bağlandığımız biten, bağlandığımız geçici olmamalı…Vesselam...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Karanlıkların kuytusunda bırakma Ya Rabbim..
Sensizlik zindanında mahkum etme bizleri..
Adını anmayan kalbi neyleyim..
Bu yürek emanet bu bedene,
Senden gayrısını doldurursa içine,
emaneti nasıl teslim edeyim..
Kalbimi Senin ile atmaya..
Seninle can bulup,
Sana koşmaya aşikar eyle bedenimi..
Varlığımı rızanın yollarına kurban eyle..
her daim aşkın ile yandır Ya Rabbim..
Sana İncindiğim Kadar Dökülsem'de Ey AŞK,
Bilki Ben Ne Mecnun'un Leyla'sından,
Nede Züleyha'nın İffetinden Bildim Seni...
Ne Vazgeçişleri Ara'f Edindim Yüreğime,
Nede Vuslat'ı Yâr Bildim Ömrüme,
Ben AŞK'ı ''Muhammed Mustafa'' dan Miras Edindim..
Baki'ydi Emir.. Hak Edindiğimdi Yâr'e.... <!-- /haber -->
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bu karmaşa içinde her şeye yetişmeye çalışırken veya bir şeyleri yakalamaya en çokta kendimizden vazgeçiyoruz.
Sağlığımızdan oluyoruz, terapistler arası mekik dokuyup stresimizden kurtulmaya çalışıyoruz.
Yani önce kendimize hayatı zehir ediyoruz, sonrada ruhumuzu beslemek adına namaz yerine yoga, meditasyon yapıyoruz
Ne kazandığımız parayla tatmin oluyoruz ne de o paranın satın alabildikleriyle…
Allahim! sonumuzu Hayr eyle...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
kalpkdk.jpg


Her şey devamlı değişmekte, hiçbir şey aynı kalmamaktadır. Büyük bir bilge soyle demistir “insan bir suda iki defa yıkanmaz, her şey değişir ancak değişme yasası değişmez” demiş.
Değişmek var oluşun ebedi kuralıdır. Ancak insanı iyiye, doğruya, güzele, gelişmeye götüren değişiklik iyidir.
Böyle olmayan değişiklikte hayır yoktur.
Aslından, özünden, kökünden kopmadan değişmeli.
Çok hızlı değişmek ve aslindan uzaklasarak değişmesi, insanın yabancılaşmasına ve yozlaşmasına yol açar.
Bir ayağımız merkezde bir ayağımız çevrede olmalı.
Hızlı değişenler gibi hayatında hiç değişmeyenler de vardır.
Kırk yıl evvel nasılsalar şimdi de öyledirler, O zamanki fikirleri ve idealleri bağnazca savunurlar.
Değişmeyenler hayatın gerisinde kalır ve bir tarafa atılırlar. Değişmek kültür ve uygarlığı yaratmıştır..
lakin Bir ayağımız DAIMA Islam HAK HUKUK ,INSANLIK merkezinde olmali ki,Değişim ve gelisme dengeli ve olculu guzellikte olabilsin..
Bir ayağımız merkezde bir ayağımız çevrede olmalı."
İnsan, okyanusa düşen bir damla gibi halka halka yayılıyor.
Belki herkesin çapı aynı değil, ama insanlık ve islam dairesinde OLmak önemli ..
 
Üst Alt