- Katılım
- 18 Haziran 2011
- Mesajlar
- 420
- Tepkime puanı
- 5
- Yaş
- 38
EVLENMEYİ KOLAYLAŞTIRIN,
YIKICI HALE GETİRMEYİN
Son günlerde bir tek duası vardı.
Biricik kızına münasip bir eş bulmak,mutlu bir hayat kurmasını sağlamaktı.Bunun için gece gündüz demeden ALLAH’a yalvarıyor
Yavrusuna dindar bir bey nasip etmesini niyaz ediyordu.Çok geçmedi…
Duası kabul olmuş gibiydi,Dindar bir genç kızına talip olmuş kısa zamanda mesele tatlıya bağlanmıştı.
Dindar genç de başı örtülü ,namazında ,niyazında, bir aile kızıyla yuva kuracağından dolayı memnundu .Aradığını bulduğunu,kendini haramlardan kurtaracak mutlu bir yuva kuracağı düşüncesiyle sevinçliydi.
Ancak , gencin bu masum sevinci çok sürmedi!
Daha ilk çarşı Pazar alış verişinde En pahallı eşarp, En pahallı ayakkabı ,En pahallı çanta ,En pahallı elbise… onu şaşkına döndürmüştü .Kendi kendine sualler soruyordu?
-Bunları bana dinar bir aile olarak tanıttılar.Kendilerini ölçüsüz çevrenin israflı hayatına göre değil ,ölçülü müslümanın israfsız
sağduyusuna göre ayarlanmış dindar şeklinde takdim ettiler.
Ama daha ilk günlerin alış verişi beni yıkmaya yetti!Ben böylesine
Lüks ve pahallı bir hayatın ,masrafını helal yoldan karşılayama ki?...
İlk günlerin bu itimadı sarsan tatbikatı, iyiden iyiye düşündürdü masum genci .
Nişanın böylesine yüksek faturaya mal oluşu,ona nikahın nasıl olacağı konusunu hatırlattı.Endişelerini kimselere açamadan
Dini nikaha da teşebbüs ettiler.
Nikahta beklemediği bir şart daha karşısına çıktı .Bu şart mehirdi.
(Mehir, erkeğin evlenirken kıza vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. İstanbul’da genel olarak 11 Reşat altını mehir olarak verilir. Mehrin altın olması şart değildir. Herhangi bir mal [ev, apartman, bağ, araba,vs] veya bir menfaat de olabilir. Dul kadınla evlenen de mehir verir.)
Konuşulsa da konuşulmasa da otomatikman devreye girebilirdi .
Ancak konuşulursa konuşulan sabitlenmiş olurdu.Nitekim konuştular da
Ama ne teklif ettiler? Ne kadar mehir verecekti? Çeyrek,yarım felan değil Tam altın…Sayıda iki elin on parmağını beş defa geçen bir miktarda yekun!...
Tekrar içine döndü.Bana bunları dindar diye tanıttılar.Gerçektende dindarlar… Tesettürü ,namazı ,niyazı tamam …Ama bu gösterişler
Bu israflar ve helal parayla elde edilmeyecek masrafları üzerime yıkmaktan çekinmeyişler nasıl bir anlayışın eseri?
Düşünmeye devam etti.Hayalinde okuduklarını canlandırmaya başladı .Dindarların biricik örneği Allahın Resulü(s.a.v.), böylesine yekun tutan bir mehir almamış vermemişti.Yine böylesine israflı nişan ve nikah gösterişinde asla bulunmamıştı.Bunlar ise Allah
Resulünü(s.a.v.) örnek aldıklarını iddia eden dindarlardı.Bu nasıl bir uyumdu.?Bir ara bu sıkıntısını kızın annesine kayınvalidesine açacak gibi oldu .Bomba gibi bir karşılık aldı.
-Bu bir defa olur.Ne kadar pahallı olsa yeridir.Hem bizi görenler var duyanlar var.Onlara karşı aşağı düşmek olmaz!
Suskun damat düşünmeye devam etti..
-Doğrudur bu bir defa olur.Ama bu bir defa ele geçen fırsatta beni yıkan ailenin tavrı ömür boyu unutulur mu?Hem bizi görenler dindarlar ise ,onlara karşı bu israflı ve pahallı maliyet kötü örnek beğenilmemesi lazım gelen bir tavır? Nikah ve nişanın en hayırlısı
Allah resulünün(s.a.v.) efendimizin kudsi beyanıyla;
-Nikahın hayırlısı , kolay olanıdır.
Halbuki bu başlangıç,en kolay şekil değil , en pahallı ve en zor şekilde ,hem de müsrif bir örnek halinde gerçekleşmişti.
Hayatın henüz içine girmeye başlayan masum genç olayları düşünerek gitti camide ,itimat ettiği hoca efendiye durumu
durumu açtı ve bu çelişkinin izahını istedi.
Şöyle diyordu itimat ettiği zat;
-Bir başörtüsü,bir namaz,bir niyaz artık tercih sebebi olarak kafi gelmemektedir.Şuur mühimdir,Şuur!Kendini başkalarına göre ayarlayan müslüman’ın dindarlığı şuurlu değildir.Kendini imkanlarına ve islam’a göre ayarlayan dindarlık gerekmektedir.
Bundan böyle evlenecek eşlerde sadece tesettür ve namaz aranmayacak ,bunları şuurlu bir şekilde yaşayıp yaşamadığı da
tesbit edilecektir.Ayrıca her şey baştan çok açık seçik konuşulacaktır
Masum genç başını sallayarak tasdik etti;
-Demek bendede hata varmış…Evleneceğim eş namzedinde,İslami yaşayış, sadece görüntüdeki tezahürlede aramakla yetimemeliymişim.
Bu yaşayışın ne kadar şuura dayalı olduğunuda araştırmam gerekirmiş
YIKICI HALE GETİRMEYİN
Son günlerde bir tek duası vardı.
Biricik kızına münasip bir eş bulmak,mutlu bir hayat kurmasını sağlamaktı.Bunun için gece gündüz demeden ALLAH’a yalvarıyor
Yavrusuna dindar bir bey nasip etmesini niyaz ediyordu.Çok geçmedi…
Duası kabul olmuş gibiydi,Dindar bir genç kızına talip olmuş kısa zamanda mesele tatlıya bağlanmıştı.
Dindar genç de başı örtülü ,namazında ,niyazında, bir aile kızıyla yuva kuracağından dolayı memnundu .Aradığını bulduğunu,kendini haramlardan kurtaracak mutlu bir yuva kuracağı düşüncesiyle sevinçliydi.
Ancak , gencin bu masum sevinci çok sürmedi!
Daha ilk çarşı Pazar alış verişinde En pahallı eşarp, En pahallı ayakkabı ,En pahallı çanta ,En pahallı elbise… onu şaşkına döndürmüştü .Kendi kendine sualler soruyordu?
-Bunları bana dinar bir aile olarak tanıttılar.Kendilerini ölçüsüz çevrenin israflı hayatına göre değil ,ölçülü müslümanın israfsız
sağduyusuna göre ayarlanmış dindar şeklinde takdim ettiler.
Ama daha ilk günlerin alış verişi beni yıkmaya yetti!Ben böylesine
Lüks ve pahallı bir hayatın ,masrafını helal yoldan karşılayama ki?...
İlk günlerin bu itimadı sarsan tatbikatı, iyiden iyiye düşündürdü masum genci .
Nişanın böylesine yüksek faturaya mal oluşu,ona nikahın nasıl olacağı konusunu hatırlattı.Endişelerini kimselere açamadan
Dini nikaha da teşebbüs ettiler.
Nikahta beklemediği bir şart daha karşısına çıktı .Bu şart mehirdi.
(Mehir, erkeğin evlenirken kıza vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. İstanbul’da genel olarak 11 Reşat altını mehir olarak verilir. Mehrin altın olması şart değildir. Herhangi bir mal [ev, apartman, bağ, araba,vs] veya bir menfaat de olabilir. Dul kadınla evlenen de mehir verir.)
Konuşulsa da konuşulmasa da otomatikman devreye girebilirdi .
Ancak konuşulursa konuşulan sabitlenmiş olurdu.Nitekim konuştular da
Ama ne teklif ettiler? Ne kadar mehir verecekti? Çeyrek,yarım felan değil Tam altın…Sayıda iki elin on parmağını beş defa geçen bir miktarda yekun!...
Tekrar içine döndü.Bana bunları dindar diye tanıttılar.Gerçektende dindarlar… Tesettürü ,namazı ,niyazı tamam …Ama bu gösterişler
Bu israflar ve helal parayla elde edilmeyecek masrafları üzerime yıkmaktan çekinmeyişler nasıl bir anlayışın eseri?
Düşünmeye devam etti.Hayalinde okuduklarını canlandırmaya başladı .Dindarların biricik örneği Allahın Resulü(s.a.v.), böylesine yekun tutan bir mehir almamış vermemişti.Yine böylesine israflı nişan ve nikah gösterişinde asla bulunmamıştı.Bunlar ise Allah
Resulünü(s.a.v.) örnek aldıklarını iddia eden dindarlardı.Bu nasıl bir uyumdu.?Bir ara bu sıkıntısını kızın annesine kayınvalidesine açacak gibi oldu .Bomba gibi bir karşılık aldı.
-Bu bir defa olur.Ne kadar pahallı olsa yeridir.Hem bizi görenler var duyanlar var.Onlara karşı aşağı düşmek olmaz!
Suskun damat düşünmeye devam etti..
-Doğrudur bu bir defa olur.Ama bu bir defa ele geçen fırsatta beni yıkan ailenin tavrı ömür boyu unutulur mu?Hem bizi görenler dindarlar ise ,onlara karşı bu israflı ve pahallı maliyet kötü örnek beğenilmemesi lazım gelen bir tavır? Nikah ve nişanın en hayırlısı
Allah resulünün(s.a.v.) efendimizin kudsi beyanıyla;
-Nikahın hayırlısı , kolay olanıdır.
Halbuki bu başlangıç,en kolay şekil değil , en pahallı ve en zor şekilde ,hem de müsrif bir örnek halinde gerçekleşmişti.
Hayatın henüz içine girmeye başlayan masum genç olayları düşünerek gitti camide ,itimat ettiği hoca efendiye durumu
durumu açtı ve bu çelişkinin izahını istedi.
Şöyle diyordu itimat ettiği zat;
-Bir başörtüsü,bir namaz,bir niyaz artık tercih sebebi olarak kafi gelmemektedir.Şuur mühimdir,Şuur!Kendini başkalarına göre ayarlayan müslüman’ın dindarlığı şuurlu değildir.Kendini imkanlarına ve islam’a göre ayarlayan dindarlık gerekmektedir.
Bundan böyle evlenecek eşlerde sadece tesettür ve namaz aranmayacak ,bunları şuurlu bir şekilde yaşayıp yaşamadığı da
tesbit edilecektir.Ayrıca her şey baştan çok açık seçik konuşulacaktır
Masum genç başını sallayarak tasdik etti;
-Demek bendede hata varmış…Evleneceğim eş namzedinde,İslami yaşayış, sadece görüntüdeki tezahürlede aramakla yetimemeliymişim.
Bu yaşayışın ne kadar şuura dayalı olduğunuda araştırmam gerekirmiş