- Katılım
- 10 Haziran 2011
- Mesajlar
- 709
- Tepkime puanı
- 42

Birbirimize dua edelim!
Irak’ta yetişen velîlerden “Mimşâd-ı Dîneverî” hazretleri, bir gün sevdiklerine; - Birbirimize dua edelim, buyurdu. Âlimin ve garibin duası makbuldür.
- Nasıl dua edelim? dediler.
- En güzel dua, “Allah senden râzı olsun!” demektir.
Ve ekledi:
- Allahü teâlâ, kıyamet günü herkese; “Nasıl yaptın?” değil, “Niçin yaptın?” diye soracaktır.
- Niçin yaptın mı?
- Evet. Yâni “Ne niyetle yaptın?” diyecektir. Onun için her işimizi “Allah için” yapmaya bakalım.
Şöyle devam etti:
- Müminleri Allah için seviniz. Çünkü âhirette, birbirini Allah için seven Müslümanlara azab yapılmayacaktır. Mümin kimdir, biliyor musunuz?
- Kimdir efendim?
- Mümin, kimseye yük olmayan, herkesin yükünü çeken, güler yüzlü insan demektir.
Bir gün de sohbetinde;
- Şeytan, nefis ve kötü arkadaşın zararından kurtulmak isteyen, “ilmihal” okusun, buyurdu. Çünkü İslâmiyeti bilmeden bir yere varılamaz.
Ve ekledi:
- Büyüklerimiz; “Dînini bilmeyenin, dîni yoktur” buyurmuşlardır.
Bir gün de talebelerine;
- Bir araya geldiğinizde İslâmiyetten konuşun. Yahut bir “ilmihal kitabı” okuyun.
Ve ilave etti:
- Allah rızası için üç beş kişi bir araya gelir de Allahtan ve Peygamberden bahsederlerse, gökteki melekler onlara imrenirler.
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, nîmet ne kadar büyükse, şükür de o kadar çok olmalıdır, buyurdu.
- En büyük nîmet nedir? dediler.
- “Doğru îman” sahibi olmaktır. Ölümden sonra sonsuz bir hayat var. Orası için hazırlanın.
- Nasıl hazırlanalım efendim?
- Allahü teâlânın dînini öğrenin. Bize ne emretmiş? Neyi yasak eylemiş? Bunları öğrenip, gereğini yapın ki, en iyi hazırlık budur işte.