- Katılım
- 9 Mayıs 2014
- Mesajlar
- 1,176
- Tepkime puanı
- 4
Selamün aleyküm dün akşam ki dersimizde öğrendim ki;efendimiz sav ve cebrail as her hafta bir konu belirlerlermiş ve o konu tüm insanlar arasında dolanırmış ne alaka diyor insan ilk duyunca, bakın devamında ne diyor, insanlar yaşadıkları, konuştukları mevzuları mekan ve etrafındaki insanlar değişse bile yine aynı konuya farklı insanlar arasında ve ortamlarda yine tekrar edildiğini belirtiyorlar. Buna tevafuk diyoruz banada çok olduğu için hocama sordum oda böyle bir cevap verdi.
Haftanın konusuna gelince; Alimlerin nasıl zamanlarını yetirip o kadar çok eseri kaleme alabilmişler? Onların çoğunun zamanında şimdiki gibi daktilo bilgisayar yok sıkılmadan yorulmadan ciltler dolusu eseri mürekkebe banarak kalem ile yazmışlar, bu konu önce mesnevi dersinde önüme geldi sonra dün akşam kur'an dersinde şimdi ise okuduğum İsmail Hakkı Bursevi'nin eserinde...
Bu Allah dostunun bu kadar çok eseri bir ömre sığdırmasının kerametine dair bir rivayete de yer verilmiş eserinde;''Birgün zevcesi Bursevi hazretlerinin çalışma odasına yemek götürmek için girdiğinde kırk tane İsmail Hakkı'nın kitap yazmakta olduğunu görmüş ''hangisi bizim efendi'' diye şaşkın şaşkın bakarken içlerinden birinin işareti ile yemeği önüne bırakıp çıkmış.''
Buda zaman ve eserlerin o yüce ruhlara nasıl sığdırıldığına ait latifeli bir menkıbe idi.
Bakalım sonraki haftaların konusu ne olacak ;bende Allah cc tam anlayayım diye çok tekrarla önüme çıkarıyor ki konu çivi gibi kafama çakılsın bir daha çıkmasın diye kendimi teselli ediyordum
Selametle kalın dostlar.
Haftanın konusuna gelince; Alimlerin nasıl zamanlarını yetirip o kadar çok eseri kaleme alabilmişler? Onların çoğunun zamanında şimdiki gibi daktilo bilgisayar yok sıkılmadan yorulmadan ciltler dolusu eseri mürekkebe banarak kalem ile yazmışlar, bu konu önce mesnevi dersinde önüme geldi sonra dün akşam kur'an dersinde şimdi ise okuduğum İsmail Hakkı Bursevi'nin eserinde...
Bu Allah dostunun bu kadar çok eseri bir ömre sığdırmasının kerametine dair bir rivayete de yer verilmiş eserinde;''Birgün zevcesi Bursevi hazretlerinin çalışma odasına yemek götürmek için girdiğinde kırk tane İsmail Hakkı'nın kitap yazmakta olduğunu görmüş ''hangisi bizim efendi'' diye şaşkın şaşkın bakarken içlerinden birinin işareti ile yemeği önüne bırakıp çıkmış.''
Buda zaman ve eserlerin o yüce ruhlara nasıl sığdırıldığına ait latifeli bir menkıbe idi.
Bakalım sonraki haftaların konusu ne olacak ;bende Allah cc tam anlayayım diye çok tekrarla önüme çıkarıyor ki konu çivi gibi kafama çakılsın bir daha çıkmasın diye kendimi teselli ediyordum