- Katılım
- 23 Nisan 2011
- Mesajlar
- 3,344
- Tepkime puanı
- 25
YENİ HAYATINIZA HOŞGELDİNİZ!
En sevdiğiniz koltuğa oturun, rahatlayın, bir çay yada kahve için. Bir sigara yakın. Arkanıza yaslanın ve rahatlayın. Dumanı içinize çekin, dışarı verin. Keyfini çıkarın. Üzülmeyin nasıl olsa, sigarayı yarın bırakacaksınız, yada öbür gün, yada öbür hafta, belki öbür ay … Bu tamamen size bağlı, bunu sizin için bir başkası yapamaz. Kendi kendinize yapmak zorundasınız. Herkes kendi kararını kendisi vermek zorunda, herkesin bağımlılık durumu farklı. Ancak, her sigara tiryakisinin akciğerleri aynı karanlık görünüşe sahip ve vücutları acı içinde.
Sigara içen herkes onun zararlarını biliyor. Tüm tavsiyeleri, uyarıları duyuyor, hatta her pakete baktığında onun sağlık için zararlı olduğunu okuyor. Sigaranın zararları ile ilgili kampanyaları istemese de fark ediyor. Ancak bunların hiç biri yeterli olmuyor. Üstelik, halka açık yerlerde, kapalı mekanlarda, devlet dairelerinde ve pek çok iş yerindeki sigara yasakları da tiryakilerin günlük sigara tüketimini azaltmıyor. Çünkü, onlar her zaman bir yolunu bulup istedikleri kadar sigara içiyorlar.
Kısacası, eğer bir kişi sigarayı bırakmaya hazır yada kesin kararlı değilse, sigara içmek için geçerli bir sebep ve uygun bir mekân mutlaka yaratıyor. Sigarayı bırakamamış tüm tiryakiler bilir bunu. Bazen de sigarayı bırakmak isteyen bir tiryaki, bir gün hiç içmedikten sonra, “bütün gün dayandım, artık bir sigara içebilirim” der ve her şey yeniden başlar. Sigaraya yeniden başlamak için “çok gerildim, çok stres altındayım, bir sigaraya ihtiyacım var” gibi bahaneler de ileri sürülür. “Birkaç sigaradan ne olur” düşüncesi de bu konuda çok etkilidir.
Sigarayı bırakmak için, ilk önce karar vermelisiniz. GERÇEKTEN.Bu kararı kesin olarak verdiyseniz, sigarayı hayatınızdan sonsuza dek çıkarabilirsiniz.
Alışkanlığınız yada ondan nasıl kurtulacağınız konusunda ne yazık ki bir genelleme yapmak pek mümkün değil. Sizin sigara içme sebepleriniz yada sigara tüketiminiz bir başkasınınkiyle aynı değildir. Örneğin, bir tiryaki hep aynı markayı hiç değiştirmeden içebilir, bir başkası ise sürekli değişik markaları kullanabilir. Ne zaman içtiğiniz, nasıl içtiğiniz, nerede içtiğiniz ve ne kadar içtiğiniz tamamen size özeldir.
Sigara içilmemesi gereken bir durumda, bir tiryaki uzun süre çok da fazla çaba göstermeden dayanabilir, bir başkası bu duruma hiç tahammül edemeyerek, kendisine hemen sigara içecek bir ortam yaratabilir. Bunun genel bir kuralı yoktur.
Herkesin kendi kişiliği, metabolizması ve tercihleri vardır. Bir başkası bir diğerine müdahale edemez yada kimse kimseye benzemez. Dolayısıyla, sigarayı bırakma kararı da tamamen kişiseldir.
Ancak şunu unutmamalısınız ki; bu kararı verdiğinizde kârlı çıkacak olan sizsiniz, böylece sağlıklı ve daha rahat bir hayata ulaşacağınızı bilin. Biz bu web sitesinde size, sigaranın tüm yüzlerini, devasa paralar dönen ve sizin sağlınız pahasına zengin olan bir endüstriyi, ayrıca bu kötü alışkanlıktan kurtulabilmeniz için başarıya ulaşmış bazı metotları sunacağız. Hangisini uygulayacağınıza gene siz karar vereceksiniz. Ayrıca iradenizi güçlendirmek için ve hayat tarzınızı olduğu gibi değiştirecek olan bu kararı verirken yardımcı olacak önerilerde bulunacağız. Yeni hayatınıza HOŞ GELDİNİZ!(1)
SİGARANIN TARİHÇESİ
Sigaranın, Avrupalı kâşiflerin Kuzey Amerika’ya gidip, oranın yerli halkıyla barış çubuğu tüttürmesine kadar uzanan çok eski bir tarihçesi var. Sizlere burada tütünün kronolojik tarihçesini sunuyoruz:
19. Yüzyıldan Önce Tütün Kullanımı
1492′den önce: Amerika kıtasının yerlileri tedavi ve dini amaçlarla tütün üretimi yapıyorlardı.
1492: Kristof Kolomb Amerika’yı keşfetti. Avrupa’ya döndüğünde yanında bu kıtada daha önce hiç görülmemiş olan tütün tohumları ve yaprakları vardı. Kolomb’un mürettebatından Rodrigo Jerez tütün içerken görüldü ve şeytan tarafından ele geçirildiği iddia edilerek hapis cezasına çarptırıldı.
1535: Montreal Adasına ulaşan Jacques Cartier oradaki yerli halkın kendisine tütün sunmasından sonra günlüğüne “vücutlarını, ağızları ve burunları sanki birer bacaymışlar gibi tütene kadar, dumanla dolduruyorlar”, “biz de onları taklit ettik, ancak duman biber gibi acıydı ve ağzımızı yaktı” diye yazmıştı.
1556: Fransa ilk defa tütünle tanıştı ve Jean Nicot kısa zamanda tütün içmeyi popüler hale getirdi (19. Yüzyıl bilim adamları “nikotin” olarak tanınan kimyasal maddeye onun adını verdiler). 1565 yılına gelindiğinde, tüm Avrupa’ya yayılan tütün alışkanlığı, ünlü İngiliz aristokratı ve şairi Sir Walter Raleigh’nin tütün içmeye başlamasıyla, İngiltere’ye de girdi.
1610: Japonya’da tütün üretimi ve içimi yasaklandı.
1612: Amerika’da Virginia’da ilk defa ticari tütün ekimi yapıldı ve başarıya ulaştı. Amerikalı tütün ekicisi John Rolfe daha sonra ünlü Kızılderili kızı Pocahontas’la evlendi. On yıl içinde, tütün Virginia eyaletinin en önemli ihraç maddesi haline geldi. Tütün ekimi için köle iş gücü kullanılmaya başlandı.
1618: Virginia 20.000 libre tütün üretti.
1622: Virginia, bir Kızılderili saldırısında kolonisinin üçte birini kaybetmesine rağmen 60.000 libre tütün üretti.
1627: Virginia, 500.000 libre tütün üretti.
1629: Virginia tütün üretimini üç katına çıkararak 1.500.000 libre tütün üretti.
1634: Maryland kuruldu. Maryland’de de tütün üretimine başlandı. Rus Çarı tütün içimini tüm Rusya’da yasakladı. Tütün içerken yakalananların ceza olarak burnu kesiliyor, suçun tekrarı halinde ölüme mahkum ediliyorlardı.
1660: Tütün üreticisi olan Virginia ve Marland kolonilerinde kölelik başladı. Sayıları azalan beyaz uşaklar yerini kölelere bıraktı. Köle fiyatları tütün fiyatlarına göre belirlenmeye başlandı.
1676: New France Kolonisinde sokakta tütün içmek ve tütün taşımak yasaklandı. Bir süre için, perakende satışta yasaklandı ancak halkın kendileri için tütün yetiştirmeye başlamasıyla, Kanada’nın tütün endüstrisi düşüş gösterdi.
1732: Virginia’nın en zengin tütün üreticisi Robert King öldü. Öldüğünde 300.000 dönüm arazisi ve 700 kölesi vardı.
1739: Fransa, Kanada’dan tütün ithal etmeye başladı.
1761: İngiliz doktor John Hill, “Cautions Against the Immodetrate Use of Snuff” (Aşırı Enfiye Kullanımına Dikkat) isimli ve tarihte bilinen ilk tütün-kanser araştırması olan raporunu yayınladı.
1775: Virginia ve Maryland’in tütün üretimi 100 milyon libreye ulaştı.
19. Yüzyıl
1800: ABD’nin köle nüfusunun yarısından fazlası Virginia ve Maryland’deydi. Bu iki eyaletteki toplam zenci köle sayısı 395.000′di.
1800′lerin başı: Puro tüketimi, enfiye tüketimiyle rekabet etmeye başladı. Tütün çiğneme ve pipo kullanımı ortaya çıktı.
1854: 1856 yılında sona eren Kırım Savaşı başladı. İngiliz ve Fransız askerleri Türk tütünüyle tanışıp, onu Avrupa’ya götürdüler.
1878: Kanada’nın Ontorio bölgesinin rahibi Albert Sims “The Sin of Tobacco Smoking and Chewing Together With an Effective Cure for These Habbits” (Tütün İçme ve Çiğneme Günahı ve Bu Alışkanlıkları Bırakmak İçin Etkili Tedavi) isimli kitabını yayınladı.
1881: ABD’de, John Bonsack ilk sigara yapan makinenin patentini aldı. Böylece ABD, günde 120.000 sigara üretmeye başladı. Bir makine 48 kişinin yaptığı işi yapıyordu. Üretim maliyeti düştü ve güvenli kibritin de icadıyla, sigara tüketimi bir anda patladı.
1889: Saint John Hastanesi sigaranın zararlarını ve gırtlak kanserine neden olduğunu anlatan bir kitap yayınladı.
1891: Kanada’nın British Colombia eyaletinde, 15 yaşından küçüklerin tütün içmesi yasaklandı.
1895: Sadece Kanada’da 66 milyon adet sigara satıldı.
20. Yüzyıl
1903: Kanada, İngiltere ve Amerika’da sigaranın zararları ciddi bir şekilde ele alınmaya başlandı, Kanada’da sigaranın yasaklanması için meclise kanun tasarısı verildi.
1914: Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla, sigarayı yasaklama hareketi sekteye uğradı hatta tüm dünyada, cephedeki askerlere tütün yollama kampanyaları başladı.
1920′ler: Tüm dünyada sigara kullanımı hat safhaya ulaştı, bir yılda tüketilen sigara sayısı milyarları buldu.
1930: Almanya’nın Köln Üniversite’si bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak ortaya çıkardı.
1934: İlk mentollü sigara üretildi.
1938: John Hopkins Üniversitesi doktorlarından Raymond Pearl sigara içenlerin, sigara içmeyenlere oranla daha genç yaşta öldüklerini belirtti.
1939: Almanya Polonya’yı işgal etti ve İkinci Dünya Savaşı başladı. Cephedeki askerlere sigara taşınmaya başlandı.
Bu sırada Alman bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine inceleyen yeni bir istatistiksel rapor yayınladı.
1943: Dünya yetişkin nüfusunun yaklaşık %60-%80′nin sigara içiyordu.
1944: Amerikan Kanser Derneği, sigaranın sağlığa zararlı olabileceğini belirtti. Akciğer kanseri ve sigara arasındaki ilişkinin henüz kesinlik kazanmadığını ama gene de dikkatli olunması gerektiği hakkında halkı uyardı.
1947: Kanadalı doktor Norman Delarue akciğer kanseri hastalarının %90′ının sigara tiryakisi olduğunu gösteren bir araştırma yayınladı. (1)
SİGARA DÜNYASI
Nüfusun neredeyse altı milyara ulaştığı geniş dünyamız üzerinde yaşıyoruz. Pek çok zenginliği olan dünyamızda tütün çok önemli bir endüstri olmaya devam ediyor. Yıllık sigara üretiminden her birimize yaklaşık bin paket düşüyor. Bu da toplam altı trilyon paket sigara yapıyor! Bu rakam, sektörün para hacminin ne kadar büyük olduğuna dair bir fikir veriyor. Kısacası, sigara satışı, sektöre yaklaşık 200 milyar dolarlık (yaklaşık 1 Katrilyon 500 Trilyon Türk Lirası) bir gelir sağlıyor ve tabii parayı paylaşan dev sigara şirketleri, her yıl biraz daha devleşiyor.
Dünyanın en büyük sigara şirketleri ve bunların pazar payı şöyle:
Şirket AdıÜlkePazar Payı (%)Çin Milli Tütün FabrikasıÇin31Philip MorrisABD17BATİngiltere-ABD13RJR ReynoldsABD6Rothmas InternationalABD4
Ancak, bu ekonomik faaliyet dünyanın zenginleşmesine hiç de katkı sağlamıyor. 1993 yılında, Dünya Bankası sigaradan kaynaklanan hastalıkların maddi bedellerini, bu hastalıklar yüzünden oluşan iş kaybını, sigara tiryakilerinin kaybettiği iş gücünü, yangın kayıplarını ve sigaraya harcanın parayı hesaplayarak, tüm bunların dünya ekonomisine yılda net 200 milyar dolar kaybettirdiğini ortaya çıkardı. Ne yazık ki, bu kaybın yarısı gelişmekte olan ülkeleri kapsıyor.
Dünyada en çok sigara tüketen ülke, erkek nüfusunun %60’ının, kadınların ise %8’inin sigara içtiği Çin’dir. Bu ülkede toplam 385 milyon sigara tiryakisi yaşamaktadır. Buna bağlı olarak her yıl 750.000 kişi sigaranın yol açtığı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. DİKKAT EDİN BU SADECE ÇİN’DE SİGARA YÜZÜNDEN ÖLEN KİŞİLERİN SAYISIDIR!
Dünyada her yıl 4 milyon insan sigaradan hayatını kaybetmektedir. Eğer, gerekli önlemler alınmazsa bu sayı, önümüzdeki 20 yılda 10 milyona ulaşacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyada en büyük sağlık sorunun sigara olduğunu ilan etmiştir.
Türkiye’de ise her yıl 100.000 insanımızı erken yaşlarda sigaraya kurban vermekteyiz; eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 20 yılda bu sayı 250.000’e çıkacaktır.
Her yıl 100 bin kişi ne anlama geliyor?
SİGARA PAZARI
Sonraki Durak: Gelişmekte olan Ülkeler
Dünyanın gelişmiş ülkeleri başta Kanada ve ABD olmak üzere sigaraya karşı ciddi bir mücadele başlattılar. Avrupa ülkelerinde de başlayan anti-sigara kampanyalarıyla, çok uluslu sigara şirketleri ciddi bir pazar kaybıyla karşılaştı ve buna bağlı olarak satışlarını gelişmekte olan ülkelere yönlendirdiler.
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verdiği rakamlara göre dünyada her on üç saniyede bir kişi sigara yüzünden hayatını kaybediyor ve bu rakama ölmeden önce yıllarca acı çeken insanlar dahil değil.
Dört katrilyon Türk Lirasından fazla bir hacme sahip olan tütün endüstrisi dünyanın en büyük endüstrilerinden biri olmayı sürdürüyor. ABD, Kanada ya da Avrupa Birliği gibi yerlerde devlet, bu dev endüstriyi kırmış durumda ve her geçen gün sigarayı bırakanların sayısı artmakta. Bu ülkelerde, sigara reklamları yasaklanmış durumda ve aleyhlerine açılan yüksek tazminatlı davalar, sigara üreticilerini yıldırmaya devam ediyor.
Tüm bu sebepler, tütün şirketlerini gelişmekte olan ülkelere yöneltiyor. Çünkü bu ülkelerde ki kanunlar yetersiz ve olan kanunlar da gelişmiş ülkelerde uygulandığı gibi uygulanmıyor. Ne yazık ki, bu ülkelerde sigara reklamlarına karşı hiçbir kanun yok varsa bile yeteri kadar zorlayıcı değil ve sigara firmalar yeni tiryaki bulmakta hiç zorlanmıyor. Asya kıtasının nüfusu tüm dünya nüfusunun %60’ını oluşturuyor ve tütün endüstrisini yeni tüketici arayışında kendine çekiyor.
Batılı sigara markaları uyguladıkları kampanyalarla pek çok yeni Asyalı tiryaki yaratıyorlar. Özendirmeye dayalı bu reklamlarla tüm potansiyel tiryakilere ulaşmayı planlıyorlar. Yüksek fiyattan satılan Amerikan sigaralarını fakir insanlar alamasa bile, onlardan içmeyi hedefliyorlar. Az gelişmiş ülkelerde Amerikan sigarası içmek sanki bir ayrıcalıkmış gibi reklam kampanyaları yürütülüyor. İnsanlar bu sigaraları istemeye başlıyor.
Asya’da pek çok kafe, bar ya da benzeri yerler sigara firmaları tarafından dekore ediliyor, özendirici posterler asılıyor, gençler “Marlboro Man” olmaya heveslendiriliyor. İnsanları sigaraya alıştırmak için bedava sigara bile dağıtılıyor.
Philip Morris firması, Asya’da özellikle de Vietnam’da izlediği bu tanıtım kampanyasını reddediyor, kesinlikle gençleri ve çocukları hedef almadığını iddia ediyor. Ancak, Vietnam’da düzenlediği etkinlikler durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Örneğin, 1998 yılında yaptığı yılbaşı eğlencesinde, Philip Morris küçücük çocukları Marlboro renklerinde yapılmış kovboy elbiseleri giydirerek, Marlboro atlarına bindirerek, genç çocuklara bedava birer sigara dağıttı.
İnsanları Eğitmek için Çok Çaba Harcanmalı
Ne yazık ki, insanları sigara konusunda uyarmak ya da onlara sigaranın zararlarını anlatarak, sigara tüketimini engellemek için çalışan devletler ya da sivil örgütler çok çetin bir mücadeleyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu konuda cehalet ve gaflet, yazılı uyarıları yetersiz kılıyor. Çoğu az gelişmiş ülkede insanlar fakirlik sınırının bile altında yaşıyor. Bu insanların çoğunun televizyonu yok, hatta radyosu bile yok. Örneğin, Uzakdoğu ülkelerinde yaşayan pek çok etnik grup var ve bunlar birbirlerinden farklı diller konuşuyor.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerdeki doktorların da büyük bir kısmının sigara içiyor olması, sigara karşıtı çalışmaların inandırıcılığını azaltıyor. Politikacılar, sanatçılar ya da doktorlar gibi topluma örnek olan kişilerin sigara içmesi ne yazık ki, insanlara çok kötü örnek oluyor. Üstelik bu ülkelerde, pahalı sigara içmek, bir statü ya da güç sembolü haline geliyor ve politikacılar özellikle sigara içiyor.
Sigara ve Para
Sigara konusunda en önemli rolü tabii ki para oynuyor. Tütün çok uluslu firmaların yanı sıra, devletler için de önemli bir vergi kaynağı. Az gelişmiş ülkelerde sigaradan alınan vergi, gelişmiş ülkelerinden daha fazla. Bu ülkelerdeki insanlar için sigara tüketiminin sonuçları da bir o kadar kötü. İngiliz Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre;
Bir Başka Pazar, Kadın Tiryakiler:
Tütün endüstrisi için bir diğer cezp edici pazarı kadınlar oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre günümüzde az gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınların sadece %7’si sigara içiyor. Örneğin, Çin’de erkek nüfusun 1/3’ü sigara içerken, kadın nüfusunun yalnızca %1’i sigara kullanmaktadır. Ancak, endüstri kadınları ele geçirmek için, özellikle kadınlara yönelik sigara markaları üretmektedir. Çin’deki Yurin (Güzel Kadın) isimli sigara bunlara bir örnektir. Bunun yanı sıra, Philip Morris firması Hong Kong’da kadınlar arasında Virginia Slims markasını yaygınlaştırmak için kampanyalar yapmaktadır.
Tütün firmaları için, gelişmekte olan dünya fazlasıyla kârlı görünmektedir. Ancak, sürekli önlem alan ve sigara karşıtı kanunlar çıkaran Birinci Dünya ülkelerinde giderek kârları azalmaktadır.
Dünya Savaşıyor
1999 yılı, Mayıs ayında Cenevre’de, 50 ülke tarafından imzalanan “Tütün Kontrolü Taslak Anlaşması”, Dünya Sağlık Örgütünün tütün kullanımını engelleme girişimlerine destek veren ilk uluslar arası anlaşma olmuştur.
Bu taslak anlaşma, tütün reklamlarının, promosyonlarının yanı sıra tütün üretimi, kaçakçılığı, vergisi ve yan ürünleri gibi konularla ilgili maddelerden oluşmaktadır. Bu taslağın, uluslar arası bir anlaşmaya dönüşmesi ve böylece tütün kullanımına bağlı ölümlerin ve sağlık problemlerinin azaltılması umut edilmektedir. WHO’nun yanı sıra bu anlaşmanın yapılması için çalışan diğer organizasyonlar şunlardır: Kanser Birliği, Uluslararası Gelişim Araştırma Merkezi, Uluslararası Tütün ve Sağlık Ajansı, Uluslararası Verem ve Akciğer Hastalıkları Birliği ve Uluslararası Tüketici Birlikleri Örgütü.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler de sigarayla mücadele etmeyi öğreniyorlar. Latin Amerika ülkeleri buna güzel bir örnek. Venezüella, Nikaragua, Guatemala, Brezilya, Peru ve Ekvator bu konuda birlik yaparak, önlem almaya başladılar.
SİGARA BAĞIMLILIĞI
Bu soruya verilebilecek en kısa cevap “eroinden daha fazla”dır. Sigaradaki nikotin, ciddi bağımlılık yapan bir maddedir, insanları genellikle yetişme çağında kendisine esir etmektedir.
İnsanlar sigaraya genç yaşlarda başlar ancak yaşlandıkça onu bırakmak zorlaşır. Ergenlik döneminde sigaraya başlayan çocuklar, hayatları boyunca sigara bağımlısı olma riski taşırlar.
Gençlerin 1/3′ü sigarayı denemektir ve bunların yarısı sigara bağımlısı olma riski taşımaktadırlar. Ne yazık ki, hayatındaki ilk iki sigarasını tamamen bitiren gençlerin %85′i sigara bağımlısı olmaktadır. Kısacası bir kere başlayınca bir daha zor bırakılan bu korkunç alışkanlık, her yıl giderek artan rakamlarda can almaktadır.
Neden Başlıyorlar?
Sigara bağımlılığının çok az fiziksel yönünün yanı sıra, asıl beynimizde oluşan alışkanlık yönü vardır. Sık sık tekrar edilen her eylem zamanla, beynimizde alışkanlık yapar. Genelde alışkanlıklar hayatımızı sürdürmemiz için çok önemlidir. Yürümek, okumak, yazmak, yüzmek, araba kullanmak; tekrar yapa yapa kazandığımız faydalı alışkanlıklardır. Bir de sigara gibi kötü alışkanlıklar vardır ki; bunlar da tekrar edilerek alışkanlık kazanılır. Bu alışkanlığınızı hatırlatacak bütün nesneler ve eylemler ile otomatik olarak alışkanlığın gereğini yerine getirmeniz için, beyin emir verir. Bu otomatik şartlanmalarda, bu şartlanmanın sebebini bilirsek daha rahat karşı koyabiliriz. O nedenle size bu alışkanlığımızı körükleyecek bu şartlandıran nesne ve eylemlere “ÇIN” lamalar adını vereceğiz. Asla unutmamalısınız; “siz sigara içmek istemiyorsunuz” seçiminiz budur. Fakat uzun yıllar sürdürdüğünüz sigara içme alışkanlığınız, bulunduğunuz çevre ile bağlantılar yapmış durumdadır. Bazı eşyalar (çakmak, küllük, çay, kahve gibi) yada durumlar (yemek sonrası, televizyon seyrederken, arkadaş sohbetleri, araba kullanırken vs.) size çağrı yapacaktır.
Sigarayı bıraktıktan sonra bu “ÇIN” lamalar olacaktır. Canınız asla sigara içmeyi istemediği halde bu “ÇIN” lamalar neticesi, sizde daha önceki alışkanlığınıza dönük, otomatik tepki verme hali oluşmaktadır. Bu “ÇIN” lamaları tanımlayıp, sigara içmeme yönündeki seçiminizi ve kararlılığınızı devam ettirin. Buna karşılık gittikçe azalacak şekilde sigara içme yönünde “ÇIN” lamalar olacaktır. Bu çınların olması normal bir gelişmedir. Artık anlamını biliyorsunuz. Herhangi bir şekilde vücudunuzun tütüne/nikotine ve sigaranın içerdiği diğer zehirlere ihtiyacı yok. Bu “ÇIN” lamalar bir alışkanlığın terk edilmesi ile ortaya çıkan arayışlardan başka bir şey değildir. Çınlamaların zamanla çok azaldığını seyrekleştiğini göreceksiniz.
Neden İçmeye Devam Ediyorlar?
SİGARA TİRYAKİLERİNİN SİGARA İÇERKEN,
ÇOĞU KEZ SAVUNDUKLARI YANLIŞ İNANIŞLAR :
Sinirlerimi Yatıştırıyor : Baskı altında olduğunuz yada uymanız gereken tarihler veya yerine getirmeniz gereken sorumluluklarınız mevcut olduğu zaman bir sigara içmenin, sizi sakinleştirdiğini hissedebilirsiniz. Yani bütün bunlar, bir sigara yakmazsanız, zorlukla göğüs gerebileceğiniz olumsuzluklardır. Zorlu bir çalışma gününden sonra televizyonun karşısına geçerek ayaklarınızı uzatıp dinlenir yada yemekten sonra, bir tane de sigara yakmanın, günün yorgunluğunu daha kolay atmanıza yardımcı olduğunu, sizi daha çok rahatlattığını düşünebilirsiniz. Eğer sigara içmiyor olsa idiniz bütün bu zorluklara iç doğal dengeleriniz ile daha kolay karşı duracaktınız. Alacağınız, derin bir nefes bile sorunuzun size baskı yapmasına engel olacaktı. Ne yazık ki şimdi tam anlamı ile soluk bile alacak temiz akciğerlere sahip değilsiniz.
Beni Canlandırıyor : Güne canlı bir şekilde başlamak için de sigara içiyor olabilirsiniz. Bir sigara yakıncaya kadar kendinizi tembel, canı hiç bir şey yapmak istemeyen yada huzursuz biri olarak hissedebilirsiniz. Sigara içmek ayrıca sizin uyanık kalmanızı da sağlayabilir. Eğer sigara içmiyor olsa idiniz çok daha canlı ve enerjik olacaktınız. Tam anlamı ile soluk bile alacak durumda değilsiniz. Sigara ilerde refleksleriniz de azaltacaktır.
Sıkıntılarımı Gideriyor : Eğer sıkıntılı bir gün geçirmişseniz sigaranın bu sıkıntıyı giderdiğini hissedebilir yada zaman geçirmeniz gerektiğinde, örneğin tren veya otobüs yada bir arkadaşınızla buluşmak üzere beklerken sizi meşgul edebilir. Yine sigara, bir işi tamamladığınızda ödül yada bir işe başlarken teşvik olarak ta içiyor olabilirsiniz. Bu tarif tam anlamıyla bir esarettir. Hayatta vakit geçirecek o kadar güzel şeyler var ki. Bir dergi gazete okumak.Bir meyve yemek vücudun gerçek enerjisini ortaya çıkarır, ağza tat veren asıl güzel ödül odur.
Düşünmeme Yardım Ediyor : Bir sorunu çözümlemeye yada bir işi tamamlamaya çalıştığınız sırada zor anlar geçirebilirsiniz ve sigara size bu zorluğu atlatmanızda yardımcı oluyormuş gibi gözükebilir. Sigara içmenin, elinizdeki işin üzerinde konsantre olmanıza veya baskı altında bulunduğunuz sıralarda daha çabuk düşünmenize yardım edeceğini düşünebilirsiniz. Eğer tiryaki olmasaydınız işinize daha çok konsantre olabilirdiniz Unutmayın her nefes sigara yaklaşık 100.000 beyin hücrenizi öldürüyor. İlerdeki yıllarda reflekslerinizi bile kaybedebilirsiniz.
Kendime Olan Güvenimi Artırıyor : Bir topluluk içerisinde bulunduğunuz ve kendinizi biraz sıkıntınızda hissettiğinizde, özellikle yeni insanlarla tanıştığınız ya da elinize yeni bir iş aldığınız zamanlarda sigara içmek, sizi rahatlatabilir. Olasılıkla kendinize pek güvenmediğiniz zamanlarda sigara içmek, güveninizi artırabilir ya da zihninizi sorunlarınızdan uzaklaştırmanızda size yardım edebilir. Ne yazık ki tiryakiler buna kendilerini inandırmışlardır. Eğer sigaradan tamamen kurtulsalar, kendi başlarına bunların üstesinden daha kolay bir şekilde geleceklerini göreceklerdir.
Kilo Almama Yardım Ediyor : Sigaradaki nikotin, yemek yemenize engel olabilir. Bazı insanlar sabahları kahvaltı etmek yerine bir sigara yakmayı tercih ederler; diğerleri ise kilo almamak için, ara öğünlerin yerine sigara içerler. Sigara, kalp atışlarını dakikada 15 sayı daha artırır, jiklede bir motor gibi daha çok kalori harcarsınız. Sigarayı bıraktığınız zaman kilonuzda meydana gelen artışı düşünmeniz sizi, bu alışkanlığınızı sırf bu nedenle devam ettirmenize yetecek kadar etkileyebilir. Sigarayı bıraktığınızda aşırı yemeye kaçmadığınız süre, önceleri birkaç kilo almanız çok doğaldır. Daha sonra kazanacağınız enerji ile bu kiloyu çok rahat verebilirsiniz. Unutmayın; alacağınız bir kaç kilo belki sağlığınız için gerekli olabilir, fakat sigara sizi süratle ölüme götürür.
Sigaradan zevk alıyorum ya da sigarayı seviyorum: Tiryaki olarak bu sözleri kullanıyor olabilirsiniz. Size bir arkadaş dost gibi gözükebilir. Bir sevdiğinize söylediğinizden fazla onu sevdiğinizi söyleyebilirsiniz. Tiryakilerin en çok düştükleri tuzak; belki de bu kelimelerde yatmaktadır. “Sevgi” “zevk” “dost” bilinç altımız bu kullandığınız sözleri kaydeder ve sigarayı bırakmak istediğiniz zaman anlamını bulamadığınız kadar zorlanırsınız.
Unutmayın: Sigara zevk alınacak sevilecek bir şey asla değil. Bir insanın kuru üstelik zehirli bir otu sevmesi çok anlamsı bir davranıştır. Sigara zevk değil olsa olsa acı verir. İnsana dost değil düşmandır.
Bütün bu yanılgıları bir tarafa bırakıp gerçeklerle yüz yüze gelin: Sigara sizin dostunuz değil, sinsi bir düşman. Size zevk değil aslında acı veriyor. Bir insanın kendini çevresindekileri, hatta çocuklarını zehirlemesinden zevk alması düşünülemez. Sevgi ancak canlılara duyulabilir, sigara gibi son 55 yılda 80 milyon insanı yok eden bir halk düşmanına değil. Olsa olsa ondan nefret edilir tiksinti duyulur. Öncelikle bunca yıldır sizi kandırdığı ve aldattığı için, sonra da dünyada her yıl bu maddeden kurtulamayıp ölüme giden 3 milyon zavallı kurban için bu pislikten nefret edin. Her fırsatta ona olan nefretinizi artırın. Sigaranın içinde tütün denilen insandan başka hiçbir canlının yemediği kurutulmuş ot vardır. Siz daha ilersini hayal edip, bu maddeyi en çok tiksindiğiniz, iğrenç bulduğunuz nesnelerle özleştirin. Örneğin tütünle birlikte hamam böceklerinin de kuruyup karıştığını, yada kurumuş at gübresinin bunun içine karıştığını düşünün. Bu şekilde tiksintiniz daha da artacaktır.
Neden Bırakmak İstiyorlar?
1) Sağlığıma önem verdiğim için
2) Kendimde olumlu değişimler yapmak için
3) Damarlarımdaki daralmaya engel olmak için
4) Soluk soluğa kalmamak için
5) Kanser olmamak için
6) Kalp krizi geçirmemek için
7) Nefesimin kötü kokmaması için
8) Üstümün başımın kötü kokmaması için
9) Çevremdekilerin sağlığını korumak için
10) Çevremi rahatsız etmemek için
11) Kendime olan saygımı artırmak için
12) İlkel bir davranıştan kurtulmak için
13) Öz güvenimi kazanabilmek için
14) Çocuklarıma iyi örnek olmak için
15) Torunlarıma iyi örnek olmak için
16) Öğrencilerime iyi örnek olmak için
17) Çocuğumun hatırını kırmamak için
18) Paramı israf etmemek için
19) Eşime daha fazla işkence çektirmemek için
20) Rahat yürümek için
21) Rahat uyumak için
22) Rahat merdiven çıkmak için
23) Sigara sağlığımı ciddi şekilde tehdit ettiği için
24) Doktoruma giderken utanmamak için
25) İnsanlarla rahatça öpüşebilmek için
26) Hızlı yaşlanmamı durdurmak için
27) Özgür olmak için
28) Daha kolay nefes almak için
29) Yemeklerden daha fazla tat almak için
30) Daha iyi koku almak için
31) Daha fazla zehir solumamak için
32) Kendimle gurur duymak için
33) Kendime olan güvenimin artması için
34) Kendimin daha değerli olduğunu görmek
35) Kamuya açık yerlerde, sigara içmeyenlerin arasında utanıp sıkılmamak için
36) Temiz bir boğaz ve burun ile nefes almak için
37) Kendime yakıştıramıyorum
38) Sigara içmeyi hiç akıllıca bulmadığım için
39) Sigaradan tiksindiğin için
40) Sigara denen bu zararlıya yenilmemek için
41) Sigara tarafından daha fazla kandırılmamak için
42) Kendimi kurbanlık koyun gibi görmemek için
43) Doğacak bebeğim için
44) Baba olmanın sorumluğu için
45) Sigaraya daha fazla köle olmamak için
46) Sigaradan nefret ettiğim için
47) Modern bir insana hiç yakıştıramadığım için
48) Çevremin şikayetlerinden kurtulmak için
49) Enerji kapasitemi kaybetmemek için
50) Kendi kendimin efendisi olmak için
51) Kaliteli yaşamayı tercih ettiğim için
52) ………………………………………………………… ve sizin daha özel sebepleriniz
“AMA BEN SİGARA İÇMEYİ SEVİYORUM”
Bu cümle sigara tiryakileri tarafından sıklıkla söylenir. Sigara içmeyenler ise bu kadar zararlı bir şeye olan bu düşkünlüğe inanamazlar. Aslında tiryakiler yalan söylerler, yalan söylediklerini kendileri de fark etmezler. Onlar sadece sigara içmeyi sevdiklerine inanırlar. Eğer beyinleri devreye girmeden sadece vücutları konuşsaydı mutlaka bambaşka şeyler söylerdi.
Sigara içenler kendilerini sigarasız düşünemezler, bu onlar için vazgeçilmezdir, içmediklerinde elleri boş kalır. Pek çoğu bu korkunç maddeyi “en iyi arkadaşım” diye adlandırır, üstelik bu en iyi arkadaşın kendilerini yavaş yavaş öldürdüğünü bile bile. Ama gene de en geçerli sigara içme sebebi ona karşı olan “sevgidir”.
Aslında, onları sigaraya bağımlı yapan şey tam olarak fiziksel değildir. Eğer öyle olsaydı, sigarayı ilk içtiğimizde hoşumuza giderdi. Kaç insan hayatında içtiği ilk sigaradan zevk almıştır? Yada ilk sigarayı içer içmez günde iki paket sigara içen bir tiryaki haline gelmiştir? Eğer insana öyle mükemmel bir keyif verseydi herhalde bunlar gerçekleşirdi. Ama hiç kimse, ilk sigarasını içtiğinde zevkten dört köşe olduğunu söyleyemez.
Aksine ilk sigara içimi, çok keyifsiz, acıklı, çoğunlukla mide bulantısıyla sonuçlanan kötü bir tecrübedir. Herkes ilk deneyimini şöyle anlatır: Boğazım yandı ve öksürmeye başladım. Midem bulanmaya başladı ve saatlerce başım döndü. Dişimi fırçalasam da ağzımdaki o iğrenç tat geçmedi”. “Bir daha hiç sigara içmemeye karar verdim. Ama arkadaşlarım içiyordu ve ben de içmeliydim…”
Peki bu kötü ilk tecrübeden sonra, sigara içmeye devam edilmesinin sebebi nedir? Bunun genel olarak üç sebebi vardır, birinci ve en yaygın olanı, bizi yaşımızdan daha büyük ve daha olgun gösterdiğine inanmamızdır. Eğer bir yetişkin gibi sigara içersek, bir yetişkin gibi görüneceğimizi düşünürüz. Aslında bu doğrudur ama sadece yaşıtlarımız ve bizden daha küçük çocuklar arasında. Gerçek yetişkinler, sigara içen ergenlik çağında bir çocuk görünce, onun sigaraya ne kadar erken başladığını düşünüp, üzülürler.
İkinci sebep, sigara içenlerin daha cazibeli göründüğümüz yanılgısıdır. Büyüme çağındaki çocuklar genellikle ünlü artistlerden etkilenir ve kendi imajlarını onlara bakarak çizerler. Liz Taylor, James Dean, John Wayne, Humphrey Bogart, Suzan Avcı, Neriman Köksal, Ayhan Işık, Fikret Hakan gibi sigara içmeye çalışır pek çok genç, bilinçli olarak ya da bilinçsizce. Her gencin kendine seçtiği bir model vardır. Bahsettiğimiz bu oyuncular, filmlerin en önemli sahnelerinde hep sigara içerlerdi. Üstelik John Wayne bir Amerikan sigarasının reklamında bile oynamıştı. Ayrıca hep en seksi diye tanımlanan aktrisler sigarayla poz vermişlerdir.
Üçüncü yaygın sebep ise arkadaşlardır. Eğer arkadaş grubunuzdaki herkes sigara içiyorsa ve siz içmiyorsanız, onlar tarafından büyük ihtimalle tuhaf karşılanırsınız. İlk gençlik döneminde, asi genç imajı çizmek her zaman eğlencelidir. Sigara asi gençlerin sembolüdür.
Ancak, oyun gibi başlayan bu korkunç alışkanlık, ilerleyen yıllarda, içen kişiyi nikotin bağımlısı ve etrafına dayanılmaz kötü kokular yayarak dolaşan birisi haline getirecektir.
Bugün sigaranın zararları bilindiği halde, sigaraya başlayan veya onu bırakamayan insan sayısı da ne yazık ki hiç de az değil. Ateşin sönmesini engellemek için kimyasal bir uygulamadan geçirilmiş bir kağıda sarılı zehirli bitki, tohum ve maddelerden çıkan zehirli bir dumanı içimize çekerek hem kendimizin hem de çevremizdekilerin sağlını bozmamızın sebebi ancak, bu iğrenç maddenin arkasındaki maddi kazanç odakları olabilir. Hâlâ bu odaklar, insanları kendilerini öldürmeleri için motive edebilmekte ve biz de hâlâ bunların bizim hayatımız üzerinden para kazanmalarına izin vermekteyiz.
Yaptığımız şeyin farkında mıyız? Ne yazık ki değiliz. Neden sigara içtiğimizi bile sorgulamıyoruz. Bütün söyleyebildiğimiz, nikotin bağımlısı olduğumuz ve onu bırakmamızın zor olduğu…
Bu sizce yeterli mi? Yıllarca nikotin almadan yaşadığımızı unutuyor muyuz? Tüm gelişimimizi, sağlıklı, güzel kokarak geçirdiğimiz günlerimizi nikotin olmadan yaşıyoruz oysa… Kendimiz o kadar kandırıyoruz ki, sigara içmeden geçirdiğimiz yılları silip atıyoruz sanki.
Bazen sigarayı yıllarca bırakan kişiler, o kadar yıldan sonra, birdenbire bıraktıkları günkü kadar sigara tüketimine başlayabiliyorlar. Bunun sebebi sadece nikotin bağımlılığı olabilir mi?
Sigaraya bağımlığı yapan şey nedir? Başta bahsedilen üç sebepten başka bir şey değildir. Çünkü, sigara içerken hâlâ olgun, cazibeli ve farklı göründüğümüzü düşünüyoruz. Ötesini de düşünmüyoruz. Rol yapıyoruz.
Peki ne yapacaksınız? Sizi sigara içmeye iten sebepleri tekrar düşüneceksiniz. Hem de bir yada iki kez değil defalarca, binlerce kere. Çünkü yıllardır, bu sebepler sizi binlerce sigara içmeniz için şartladı. Her sigara vücudunuzun acı çekmesine sebep oldu. Sigara içmek acı verir, siz bunu hissedemeyecek kadar körelmiş olsanız da.
Bazen bir kişinin fikir değiştirmesi bir anda olur. Bazen daha uzun sürer. Kimileri sigarayı birdenbire bırakır, kimileri yavaş yavaş. Bu beyninizdeki şartlanmanın dozuna bağlıdır. Şartlanmayı yok ederseniz, sigara içmeniz için bir sebep kalmaz.
Unutmayın, sigarayı bırakmakla, sigara içme sebepleriniz yok etmek aynı şeyler değildir. Sigarayı bırakabilirsiniz ama eğer konuyu beyninizden silmezseniz yukarıdaki örnekteki gibi yıllar sonra hiç bırakmamış gibi başlayabilirsiniz.
Ne kadar sigarayı sevdiğinizi söyleseniz de, kendinizi kandırmayın. Belki geçmişi değiştiremeyip” EĞER SİGARAYI BIRAKIRSAM ÖLÜRÜM”
Sigara tiryakilerinin çok sık söylediği çok acıklı bir cümledir bu…
Bu yaklaşımdan kurtulmak için yapmanız gereken şey, kendinize şu soruyu sormaktır “sigara içtiğiniz için kendinizle gurur duyuyor musunuz?” Çoğunlukla, kişiler sigara içmekten dolayı gurur duymazlar ama sigaraya başlama nedenleri olan kendi kararlarını verme ve bağımsız olma isteklerini tatmin ederler. Bu yaptığınızın doğru olduğunuz, siz de dahil olmak üzere kimse söyleyemez. İşte bu yüzden, sigara bırakma isteğinin sizin içinizden gelmesi gerekir, başka kimse buna müdahale edemez.
Aslında, gerçekleri göze alarak, söylemeniz gereken “sigarayı bırakırsam ölürüm”, değil, “sigarayı bırakmazsam ölürüm” olmalıdır. Bu yanlış söylemin altında yatan aslında “kendimi yanımda arkadaşım sigara olmadan düşünemiyorum. Onsuz rahatlayamam. Onsuz hiçbir şeyi başaramam. Yaşamak için ona ihtiyacım var” düşünceleridir. Aslında bu düşünceler size değil, bağımlılığınıza aittir. Sigara bağımlılarının çoğu, sigarayı bırakmayı denemiştir ve kendilerini bedenen ve ruhen çok kötü hissetmişlerdir. Evet, bazen zor olabilir, bazen kendinizi ölü gibi hissedebilirsiniz. Sigarayı bıraktığınız için asla ölmez aksine hayata yeniden başlarsınız. İlk birkaç gün içinde tüm kötü hisleriniz yok olacak, canınız bir daha sigara istemeyecek ve hayatınızın sonuna kadar, sigara içmeden, sağlıklı bir ömür süreceksiniz. Unutmayın.
SİGARADA KAÇ ZEHİR VAR?
Sigarada bulunan zehirlerden birkaçı:
Polonyum – 210 (kanserojen),
Radon (radyasyon),
Metanol (füze yakıtı),
Toluen (tiner),
Kadmiyum (akü metali),
Bütan (tüpgaz),
DDT (böcek öldürücü),
Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri ),
Aseton (oje sökücü),
Naftalin (güve kovucu),
Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri),
Arsenik (fare zehiri),
Amonyak (tuvalet temizleyicisi) ,
Karbon (eksoz Monoksit gazı),
Nikotin
ve 3.885 toksik madde.
Sonuç olarak ciğerlerimizde oluşan Katran (asfalt).
En sevdiğiniz koltuğa oturun, rahatlayın, bir çay yada kahve için. Bir sigara yakın. Arkanıza yaslanın ve rahatlayın. Dumanı içinize çekin, dışarı verin. Keyfini çıkarın. Üzülmeyin nasıl olsa, sigarayı yarın bırakacaksınız, yada öbür gün, yada öbür hafta, belki öbür ay … Bu tamamen size bağlı, bunu sizin için bir başkası yapamaz. Kendi kendinize yapmak zorundasınız. Herkes kendi kararını kendisi vermek zorunda, herkesin bağımlılık durumu farklı. Ancak, her sigara tiryakisinin akciğerleri aynı karanlık görünüşe sahip ve vücutları acı içinde.
Sigara içen herkes onun zararlarını biliyor. Tüm tavsiyeleri, uyarıları duyuyor, hatta her pakete baktığında onun sağlık için zararlı olduğunu okuyor. Sigaranın zararları ile ilgili kampanyaları istemese de fark ediyor. Ancak bunların hiç biri yeterli olmuyor. Üstelik, halka açık yerlerde, kapalı mekanlarda, devlet dairelerinde ve pek çok iş yerindeki sigara yasakları da tiryakilerin günlük sigara tüketimini azaltmıyor. Çünkü, onlar her zaman bir yolunu bulup istedikleri kadar sigara içiyorlar.
Kısacası, eğer bir kişi sigarayı bırakmaya hazır yada kesin kararlı değilse, sigara içmek için geçerli bir sebep ve uygun bir mekân mutlaka yaratıyor. Sigarayı bırakamamış tüm tiryakiler bilir bunu. Bazen de sigarayı bırakmak isteyen bir tiryaki, bir gün hiç içmedikten sonra, “bütün gün dayandım, artık bir sigara içebilirim” der ve her şey yeniden başlar. Sigaraya yeniden başlamak için “çok gerildim, çok stres altındayım, bir sigaraya ihtiyacım var” gibi bahaneler de ileri sürülür. “Birkaç sigaradan ne olur” düşüncesi de bu konuda çok etkilidir.
Sigarayı bırakmak için, ilk önce karar vermelisiniz. GERÇEKTEN.Bu kararı kesin olarak verdiyseniz, sigarayı hayatınızdan sonsuza dek çıkarabilirsiniz.
Alışkanlığınız yada ondan nasıl kurtulacağınız konusunda ne yazık ki bir genelleme yapmak pek mümkün değil. Sizin sigara içme sebepleriniz yada sigara tüketiminiz bir başkasınınkiyle aynı değildir. Örneğin, bir tiryaki hep aynı markayı hiç değiştirmeden içebilir, bir başkası ise sürekli değişik markaları kullanabilir. Ne zaman içtiğiniz, nasıl içtiğiniz, nerede içtiğiniz ve ne kadar içtiğiniz tamamen size özeldir.
Sigara içilmemesi gereken bir durumda, bir tiryaki uzun süre çok da fazla çaba göstermeden dayanabilir, bir başkası bu duruma hiç tahammül edemeyerek, kendisine hemen sigara içecek bir ortam yaratabilir. Bunun genel bir kuralı yoktur.
Herkesin kendi kişiliği, metabolizması ve tercihleri vardır. Bir başkası bir diğerine müdahale edemez yada kimse kimseye benzemez. Dolayısıyla, sigarayı bırakma kararı da tamamen kişiseldir.
Ancak şunu unutmamalısınız ki; bu kararı verdiğinizde kârlı çıkacak olan sizsiniz, böylece sağlıklı ve daha rahat bir hayata ulaşacağınızı bilin. Biz bu web sitesinde size, sigaranın tüm yüzlerini, devasa paralar dönen ve sizin sağlınız pahasına zengin olan bir endüstriyi, ayrıca bu kötü alışkanlıktan kurtulabilmeniz için başarıya ulaşmış bazı metotları sunacağız. Hangisini uygulayacağınıza gene siz karar vereceksiniz. Ayrıca iradenizi güçlendirmek için ve hayat tarzınızı olduğu gibi değiştirecek olan bu kararı verirken yardımcı olacak önerilerde bulunacağız. Yeni hayatınıza HOŞ GELDİNİZ!(1)
SİGARANIN TARİHÇESİ
Sigaranın, Avrupalı kâşiflerin Kuzey Amerika’ya gidip, oranın yerli halkıyla barış çubuğu tüttürmesine kadar uzanan çok eski bir tarihçesi var. Sizlere burada tütünün kronolojik tarihçesini sunuyoruz:
19. Yüzyıldan Önce Tütün Kullanımı
1492′den önce: Amerika kıtasının yerlileri tedavi ve dini amaçlarla tütün üretimi yapıyorlardı.
1492: Kristof Kolomb Amerika’yı keşfetti. Avrupa’ya döndüğünde yanında bu kıtada daha önce hiç görülmemiş olan tütün tohumları ve yaprakları vardı. Kolomb’un mürettebatından Rodrigo Jerez tütün içerken görüldü ve şeytan tarafından ele geçirildiği iddia edilerek hapis cezasına çarptırıldı.
1535: Montreal Adasına ulaşan Jacques Cartier oradaki yerli halkın kendisine tütün sunmasından sonra günlüğüne “vücutlarını, ağızları ve burunları sanki birer bacaymışlar gibi tütene kadar, dumanla dolduruyorlar”, “biz de onları taklit ettik, ancak duman biber gibi acıydı ve ağzımızı yaktı” diye yazmıştı.
1556: Fransa ilk defa tütünle tanıştı ve Jean Nicot kısa zamanda tütün içmeyi popüler hale getirdi (19. Yüzyıl bilim adamları “nikotin” olarak tanınan kimyasal maddeye onun adını verdiler). 1565 yılına gelindiğinde, tüm Avrupa’ya yayılan tütün alışkanlığı, ünlü İngiliz aristokratı ve şairi Sir Walter Raleigh’nin tütün içmeye başlamasıyla, İngiltere’ye de girdi.
1610: Japonya’da tütün üretimi ve içimi yasaklandı.
1612: Amerika’da Virginia’da ilk defa ticari tütün ekimi yapıldı ve başarıya ulaştı. Amerikalı tütün ekicisi John Rolfe daha sonra ünlü Kızılderili kızı Pocahontas’la evlendi. On yıl içinde, tütün Virginia eyaletinin en önemli ihraç maddesi haline geldi. Tütün ekimi için köle iş gücü kullanılmaya başlandı.
1618: Virginia 20.000 libre tütün üretti.
1622: Virginia, bir Kızılderili saldırısında kolonisinin üçte birini kaybetmesine rağmen 60.000 libre tütün üretti.
1627: Virginia, 500.000 libre tütün üretti.
1629: Virginia tütün üretimini üç katına çıkararak 1.500.000 libre tütün üretti.
1634: Maryland kuruldu. Maryland’de de tütün üretimine başlandı. Rus Çarı tütün içimini tüm Rusya’da yasakladı. Tütün içerken yakalananların ceza olarak burnu kesiliyor, suçun tekrarı halinde ölüme mahkum ediliyorlardı.
1660: Tütün üreticisi olan Virginia ve Marland kolonilerinde kölelik başladı. Sayıları azalan beyaz uşaklar yerini kölelere bıraktı. Köle fiyatları tütün fiyatlarına göre belirlenmeye başlandı.
1676: New France Kolonisinde sokakta tütün içmek ve tütün taşımak yasaklandı. Bir süre için, perakende satışta yasaklandı ancak halkın kendileri için tütün yetiştirmeye başlamasıyla, Kanada’nın tütün endüstrisi düşüş gösterdi.
1732: Virginia’nın en zengin tütün üreticisi Robert King öldü. Öldüğünde 300.000 dönüm arazisi ve 700 kölesi vardı.
1739: Fransa, Kanada’dan tütün ithal etmeye başladı.
1761: İngiliz doktor John Hill, “Cautions Against the Immodetrate Use of Snuff” (Aşırı Enfiye Kullanımına Dikkat) isimli ve tarihte bilinen ilk tütün-kanser araştırması olan raporunu yayınladı.
1775: Virginia ve Maryland’in tütün üretimi 100 milyon libreye ulaştı.
19. Yüzyıl
1800: ABD’nin köle nüfusunun yarısından fazlası Virginia ve Maryland’deydi. Bu iki eyaletteki toplam zenci köle sayısı 395.000′di.
1800′lerin başı: Puro tüketimi, enfiye tüketimiyle rekabet etmeye başladı. Tütün çiğneme ve pipo kullanımı ortaya çıktı.
1854: 1856 yılında sona eren Kırım Savaşı başladı. İngiliz ve Fransız askerleri Türk tütünüyle tanışıp, onu Avrupa’ya götürdüler.
1878: Kanada’nın Ontorio bölgesinin rahibi Albert Sims “The Sin of Tobacco Smoking and Chewing Together With an Effective Cure for These Habbits” (Tütün İçme ve Çiğneme Günahı ve Bu Alışkanlıkları Bırakmak İçin Etkili Tedavi) isimli kitabını yayınladı.
1881: ABD’de, John Bonsack ilk sigara yapan makinenin patentini aldı. Böylece ABD, günde 120.000 sigara üretmeye başladı. Bir makine 48 kişinin yaptığı işi yapıyordu. Üretim maliyeti düştü ve güvenli kibritin de icadıyla, sigara tüketimi bir anda patladı.
1889: Saint John Hastanesi sigaranın zararlarını ve gırtlak kanserine neden olduğunu anlatan bir kitap yayınladı.
1891: Kanada’nın British Colombia eyaletinde, 15 yaşından küçüklerin tütün içmesi yasaklandı.
1895: Sadece Kanada’da 66 milyon adet sigara satıldı.
20. Yüzyıl
1903: Kanada, İngiltere ve Amerika’da sigaranın zararları ciddi bir şekilde ele alınmaya başlandı, Kanada’da sigaranın yasaklanması için meclise kanun tasarısı verildi.
1914: Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla, sigarayı yasaklama hareketi sekteye uğradı hatta tüm dünyada, cephedeki askerlere tütün yollama kampanyaları başladı.
1920′ler: Tüm dünyada sigara kullanımı hat safhaya ulaştı, bir yılda tüketilen sigara sayısı milyarları buldu.
1930: Almanya’nın Köln Üniversite’si bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak ortaya çıkardı.
1934: İlk mentollü sigara üretildi.
1938: John Hopkins Üniversitesi doktorlarından Raymond Pearl sigara içenlerin, sigara içmeyenlere oranla daha genç yaşta öldüklerini belirtti.
1939: Almanya Polonya’yı işgal etti ve İkinci Dünya Savaşı başladı. Cephedeki askerlere sigara taşınmaya başlandı.
Bu sırada Alman bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine inceleyen yeni bir istatistiksel rapor yayınladı.
1943: Dünya yetişkin nüfusunun yaklaşık %60-%80′nin sigara içiyordu.
1944: Amerikan Kanser Derneği, sigaranın sağlığa zararlı olabileceğini belirtti. Akciğer kanseri ve sigara arasındaki ilişkinin henüz kesinlik kazanmadığını ama gene de dikkatli olunması gerektiği hakkında halkı uyardı.
1947: Kanadalı doktor Norman Delarue akciğer kanseri hastalarının %90′ının sigara tiryakisi olduğunu gösteren bir araştırma yayınladı. (1)
SİGARA DÜNYASI
Nüfusun neredeyse altı milyara ulaştığı geniş dünyamız üzerinde yaşıyoruz. Pek çok zenginliği olan dünyamızda tütün çok önemli bir endüstri olmaya devam ediyor. Yıllık sigara üretiminden her birimize yaklaşık bin paket düşüyor. Bu da toplam altı trilyon paket sigara yapıyor! Bu rakam, sektörün para hacminin ne kadar büyük olduğuna dair bir fikir veriyor. Kısacası, sigara satışı, sektöre yaklaşık 200 milyar dolarlık (yaklaşık 1 Katrilyon 500 Trilyon Türk Lirası) bir gelir sağlıyor ve tabii parayı paylaşan dev sigara şirketleri, her yıl biraz daha devleşiyor.
Dünyanın en büyük sigara şirketleri ve bunların pazar payı şöyle:
Şirket AdıÜlkePazar Payı (%)Çin Milli Tütün FabrikasıÇin31Philip MorrisABD17BATİngiltere-ABD13RJR ReynoldsABD6Rothmas InternationalABD4
Ancak, bu ekonomik faaliyet dünyanın zenginleşmesine hiç de katkı sağlamıyor. 1993 yılında, Dünya Bankası sigaradan kaynaklanan hastalıkların maddi bedellerini, bu hastalıklar yüzünden oluşan iş kaybını, sigara tiryakilerinin kaybettiği iş gücünü, yangın kayıplarını ve sigaraya harcanın parayı hesaplayarak, tüm bunların dünya ekonomisine yılda net 200 milyar dolar kaybettirdiğini ortaya çıkardı. Ne yazık ki, bu kaybın yarısı gelişmekte olan ülkeleri kapsıyor.
Dünyada en çok sigara tüketen ülke, erkek nüfusunun %60’ının, kadınların ise %8’inin sigara içtiği Çin’dir. Bu ülkede toplam 385 milyon sigara tiryakisi yaşamaktadır. Buna bağlı olarak her yıl 750.000 kişi sigaranın yol açtığı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. DİKKAT EDİN BU SADECE ÇİN’DE SİGARA YÜZÜNDEN ÖLEN KİŞİLERİN SAYISIDIR!
Dünyada her yıl 4 milyon insan sigaradan hayatını kaybetmektedir. Eğer, gerekli önlemler alınmazsa bu sayı, önümüzdeki 20 yılda 10 milyona ulaşacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyada en büyük sağlık sorunun sigara olduğunu ilan etmiştir.
Türkiye’de ise her yıl 100.000 insanımızı erken yaşlarda sigaraya kurban vermekteyiz; eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 20 yılda bu sayı 250.000’e çıkacaktır.
Her yıl 100 bin kişi ne anlama geliyor?
- Her gün 1 uçak düşüyor ve 300 kişi ölüyor
- Her yıl yüz bin nüfuslu bir şehrimize bir atom bombası atılıyor
- Her gün içi dolu 6 otobüs uçuruma yuvarlanıyor kimse sağ kalmıyor
SİGARA PAZARI
- Son Durak
- Eğitim
- Sigara ve Para
- Kadın Tiryakiler
- Dünya Savaşıyor
Sonraki Durak: Gelişmekte olan Ülkeler
Dünyanın gelişmiş ülkeleri başta Kanada ve ABD olmak üzere sigaraya karşı ciddi bir mücadele başlattılar. Avrupa ülkelerinde de başlayan anti-sigara kampanyalarıyla, çok uluslu sigara şirketleri ciddi bir pazar kaybıyla karşılaştı ve buna bağlı olarak satışlarını gelişmekte olan ülkelere yönlendirdiler.
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verdiği rakamlara göre dünyada her on üç saniyede bir kişi sigara yüzünden hayatını kaybediyor ve bu rakama ölmeden önce yıllarca acı çeken insanlar dahil değil.
Dört katrilyon Türk Lirasından fazla bir hacme sahip olan tütün endüstrisi dünyanın en büyük endüstrilerinden biri olmayı sürdürüyor. ABD, Kanada ya da Avrupa Birliği gibi yerlerde devlet, bu dev endüstriyi kırmış durumda ve her geçen gün sigarayı bırakanların sayısı artmakta. Bu ülkelerde, sigara reklamları yasaklanmış durumda ve aleyhlerine açılan yüksek tazminatlı davalar, sigara üreticilerini yıldırmaya devam ediyor.
Tüm bu sebepler, tütün şirketlerini gelişmekte olan ülkelere yöneltiyor. Çünkü bu ülkelerde ki kanunlar yetersiz ve olan kanunlar da gelişmiş ülkelerde uygulandığı gibi uygulanmıyor. Ne yazık ki, bu ülkelerde sigara reklamlarına karşı hiçbir kanun yok varsa bile yeteri kadar zorlayıcı değil ve sigara firmalar yeni tiryaki bulmakta hiç zorlanmıyor. Asya kıtasının nüfusu tüm dünya nüfusunun %60’ını oluşturuyor ve tütün endüstrisini yeni tüketici arayışında kendine çekiyor.
Batılı sigara markaları uyguladıkları kampanyalarla pek çok yeni Asyalı tiryaki yaratıyorlar. Özendirmeye dayalı bu reklamlarla tüm potansiyel tiryakilere ulaşmayı planlıyorlar. Yüksek fiyattan satılan Amerikan sigaralarını fakir insanlar alamasa bile, onlardan içmeyi hedefliyorlar. Az gelişmiş ülkelerde Amerikan sigarası içmek sanki bir ayrıcalıkmış gibi reklam kampanyaları yürütülüyor. İnsanlar bu sigaraları istemeye başlıyor.
Asya’da pek çok kafe, bar ya da benzeri yerler sigara firmaları tarafından dekore ediliyor, özendirici posterler asılıyor, gençler “Marlboro Man” olmaya heveslendiriliyor. İnsanları sigaraya alıştırmak için bedava sigara bile dağıtılıyor.
Philip Morris firması, Asya’da özellikle de Vietnam’da izlediği bu tanıtım kampanyasını reddediyor, kesinlikle gençleri ve çocukları hedef almadığını iddia ediyor. Ancak, Vietnam’da düzenlediği etkinlikler durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Örneğin, 1998 yılında yaptığı yılbaşı eğlencesinde, Philip Morris küçücük çocukları Marlboro renklerinde yapılmış kovboy elbiseleri giydirerek, Marlboro atlarına bindirerek, genç çocuklara bedava birer sigara dağıttı.
İnsanları Eğitmek için Çok Çaba Harcanmalı
Ne yazık ki, insanları sigara konusunda uyarmak ya da onlara sigaranın zararlarını anlatarak, sigara tüketimini engellemek için çalışan devletler ya da sivil örgütler çok çetin bir mücadeleyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu konuda cehalet ve gaflet, yazılı uyarıları yetersiz kılıyor. Çoğu az gelişmiş ülkede insanlar fakirlik sınırının bile altında yaşıyor. Bu insanların çoğunun televizyonu yok, hatta radyosu bile yok. Örneğin, Uzakdoğu ülkelerinde yaşayan pek çok etnik grup var ve bunlar birbirlerinden farklı diller konuşuyor.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerdeki doktorların da büyük bir kısmının sigara içiyor olması, sigara karşıtı çalışmaların inandırıcılığını azaltıyor. Politikacılar, sanatçılar ya da doktorlar gibi topluma örnek olan kişilerin sigara içmesi ne yazık ki, insanlara çok kötü örnek oluyor. Üstelik bu ülkelerde, pahalı sigara içmek, bir statü ya da güç sembolü haline geliyor ve politikacılar özellikle sigara içiyor.
Sigara ve Para
Sigara konusunda en önemli rolü tabii ki para oynuyor. Tütün çok uluslu firmaların yanı sıra, devletler için de önemli bir vergi kaynağı. Az gelişmiş ülkelerde sigaradan alınan vergi, gelişmiş ülkelerinden daha fazla. Bu ülkelerdeki insanlar için sigara tüketiminin sonuçları da bir o kadar kötü. İngiliz Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre;
- 1974-1994 arasında Birinci Dünya Ülkelerinde sigara tüketimi %10 azalırken,
- Az gelişmiş ülkelerde sigara tüketimi %67 artış gösterdi,
- 2030 yılı itibarıyla sigara kullanımına bağlı ölümler %600 kat artacak, yani bu sayı şu an 1 milyondan, yedi milyona çıkacak.
Bir Başka Pazar, Kadın Tiryakiler:
Tütün endüstrisi için bir diğer cezp edici pazarı kadınlar oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre günümüzde az gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınların sadece %7’si sigara içiyor. Örneğin, Çin’de erkek nüfusun 1/3’ü sigara içerken, kadın nüfusunun yalnızca %1’i sigara kullanmaktadır. Ancak, endüstri kadınları ele geçirmek için, özellikle kadınlara yönelik sigara markaları üretmektedir. Çin’deki Yurin (Güzel Kadın) isimli sigara bunlara bir örnektir. Bunun yanı sıra, Philip Morris firması Hong Kong’da kadınlar arasında Virginia Slims markasını yaygınlaştırmak için kampanyalar yapmaktadır.
Tütün firmaları için, gelişmekte olan dünya fazlasıyla kârlı görünmektedir. Ancak, sürekli önlem alan ve sigara karşıtı kanunlar çıkaran Birinci Dünya ülkelerinde giderek kârları azalmaktadır.
Dünya Savaşıyor
1999 yılı, Mayıs ayında Cenevre’de, 50 ülke tarafından imzalanan “Tütün Kontrolü Taslak Anlaşması”, Dünya Sağlık Örgütünün tütün kullanımını engelleme girişimlerine destek veren ilk uluslar arası anlaşma olmuştur.
Bu taslak anlaşma, tütün reklamlarının, promosyonlarının yanı sıra tütün üretimi, kaçakçılığı, vergisi ve yan ürünleri gibi konularla ilgili maddelerden oluşmaktadır. Bu taslağın, uluslar arası bir anlaşmaya dönüşmesi ve böylece tütün kullanımına bağlı ölümlerin ve sağlık problemlerinin azaltılması umut edilmektedir. WHO’nun yanı sıra bu anlaşmanın yapılması için çalışan diğer organizasyonlar şunlardır: Kanser Birliği, Uluslararası Gelişim Araştırma Merkezi, Uluslararası Tütün ve Sağlık Ajansı, Uluslararası Verem ve Akciğer Hastalıkları Birliği ve Uluslararası Tüketici Birlikleri Örgütü.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler de sigarayla mücadele etmeyi öğreniyorlar. Latin Amerika ülkeleri buna güzel bir örnek. Venezüella, Nikaragua, Guatemala, Brezilya, Peru ve Ekvator bu konuda birlik yaparak, önlem almaya başladılar.
SİGARA BAĞIMLILIĞI
- Tütün Ne Kadar Bağımlılık Yapar?
- Sigara Tiryakileri
- Neden Başlıyorlar?
- Neden İçmeye Devam Ediyorlar?
- Neden Bırakmak İstiyorlar?
- “Ama Ben Sigarayı Seviyorum”
- “Eğer Sigarayı Bırakırsam Ölürüm”
Bu soruya verilebilecek en kısa cevap “eroinden daha fazla”dır. Sigaradaki nikotin, ciddi bağımlılık yapan bir maddedir, insanları genellikle yetişme çağında kendisine esir etmektedir.
İnsanlar sigaraya genç yaşlarda başlar ancak yaşlandıkça onu bırakmak zorlaşır. Ergenlik döneminde sigaraya başlayan çocuklar, hayatları boyunca sigara bağımlısı olma riski taşırlar.
Gençlerin 1/3′ü sigarayı denemektir ve bunların yarısı sigara bağımlısı olma riski taşımaktadırlar. Ne yazık ki, hayatındaki ilk iki sigarasını tamamen bitiren gençlerin %85′i sigara bağımlısı olmaktadır. Kısacası bir kere başlayınca bir daha zor bırakılan bu korkunç alışkanlık, her yıl giderek artan rakamlarda can almaktadır.
Neden Başlıyorlar?
Sigara bağımlılığının çok az fiziksel yönünün yanı sıra, asıl beynimizde oluşan alışkanlık yönü vardır. Sık sık tekrar edilen her eylem zamanla, beynimizde alışkanlık yapar. Genelde alışkanlıklar hayatımızı sürdürmemiz için çok önemlidir. Yürümek, okumak, yazmak, yüzmek, araba kullanmak; tekrar yapa yapa kazandığımız faydalı alışkanlıklardır. Bir de sigara gibi kötü alışkanlıklar vardır ki; bunlar da tekrar edilerek alışkanlık kazanılır. Bu alışkanlığınızı hatırlatacak bütün nesneler ve eylemler ile otomatik olarak alışkanlığın gereğini yerine getirmeniz için, beyin emir verir. Bu otomatik şartlanmalarda, bu şartlanmanın sebebini bilirsek daha rahat karşı koyabiliriz. O nedenle size bu alışkanlığımızı körükleyecek bu şartlandıran nesne ve eylemlere “ÇIN” lamalar adını vereceğiz. Asla unutmamalısınız; “siz sigara içmek istemiyorsunuz” seçiminiz budur. Fakat uzun yıllar sürdürdüğünüz sigara içme alışkanlığınız, bulunduğunuz çevre ile bağlantılar yapmış durumdadır. Bazı eşyalar (çakmak, küllük, çay, kahve gibi) yada durumlar (yemek sonrası, televizyon seyrederken, arkadaş sohbetleri, araba kullanırken vs.) size çağrı yapacaktır.
Sigarayı bıraktıktan sonra bu “ÇIN” lamalar olacaktır. Canınız asla sigara içmeyi istemediği halde bu “ÇIN” lamalar neticesi, sizde daha önceki alışkanlığınıza dönük, otomatik tepki verme hali oluşmaktadır. Bu “ÇIN” lamaları tanımlayıp, sigara içmeme yönündeki seçiminizi ve kararlılığınızı devam ettirin. Buna karşılık gittikçe azalacak şekilde sigara içme yönünde “ÇIN” lamalar olacaktır. Bu çınların olması normal bir gelişmedir. Artık anlamını biliyorsunuz. Herhangi bir şekilde vücudunuzun tütüne/nikotine ve sigaranın içerdiği diğer zehirlere ihtiyacı yok. Bu “ÇIN” lamalar bir alışkanlığın terk edilmesi ile ortaya çıkan arayışlardan başka bir şey değildir. Çınlamaların zamanla çok azaldığını seyrekleştiğini göreceksiniz.
Neden İçmeye Devam Ediyorlar?
SİGARA TİRYAKİLERİNİN SİGARA İÇERKEN,
ÇOĞU KEZ SAVUNDUKLARI YANLIŞ İNANIŞLAR :
Sinirlerimi Yatıştırıyor : Baskı altında olduğunuz yada uymanız gereken tarihler veya yerine getirmeniz gereken sorumluluklarınız mevcut olduğu zaman bir sigara içmenin, sizi sakinleştirdiğini hissedebilirsiniz. Yani bütün bunlar, bir sigara yakmazsanız, zorlukla göğüs gerebileceğiniz olumsuzluklardır. Zorlu bir çalışma gününden sonra televizyonun karşısına geçerek ayaklarınızı uzatıp dinlenir yada yemekten sonra, bir tane de sigara yakmanın, günün yorgunluğunu daha kolay atmanıza yardımcı olduğunu, sizi daha çok rahatlattığını düşünebilirsiniz. Eğer sigara içmiyor olsa idiniz bütün bu zorluklara iç doğal dengeleriniz ile daha kolay karşı duracaktınız. Alacağınız, derin bir nefes bile sorunuzun size baskı yapmasına engel olacaktı. Ne yazık ki şimdi tam anlamı ile soluk bile alacak temiz akciğerlere sahip değilsiniz.
Beni Canlandırıyor : Güne canlı bir şekilde başlamak için de sigara içiyor olabilirsiniz. Bir sigara yakıncaya kadar kendinizi tembel, canı hiç bir şey yapmak istemeyen yada huzursuz biri olarak hissedebilirsiniz. Sigara içmek ayrıca sizin uyanık kalmanızı da sağlayabilir. Eğer sigara içmiyor olsa idiniz çok daha canlı ve enerjik olacaktınız. Tam anlamı ile soluk bile alacak durumda değilsiniz. Sigara ilerde refleksleriniz de azaltacaktır.
Sıkıntılarımı Gideriyor : Eğer sıkıntılı bir gün geçirmişseniz sigaranın bu sıkıntıyı giderdiğini hissedebilir yada zaman geçirmeniz gerektiğinde, örneğin tren veya otobüs yada bir arkadaşınızla buluşmak üzere beklerken sizi meşgul edebilir. Yine sigara, bir işi tamamladığınızda ödül yada bir işe başlarken teşvik olarak ta içiyor olabilirsiniz. Bu tarif tam anlamıyla bir esarettir. Hayatta vakit geçirecek o kadar güzel şeyler var ki. Bir dergi gazete okumak.Bir meyve yemek vücudun gerçek enerjisini ortaya çıkarır, ağza tat veren asıl güzel ödül odur.
Düşünmeme Yardım Ediyor : Bir sorunu çözümlemeye yada bir işi tamamlamaya çalıştığınız sırada zor anlar geçirebilirsiniz ve sigara size bu zorluğu atlatmanızda yardımcı oluyormuş gibi gözükebilir. Sigara içmenin, elinizdeki işin üzerinde konsantre olmanıza veya baskı altında bulunduğunuz sıralarda daha çabuk düşünmenize yardım edeceğini düşünebilirsiniz. Eğer tiryaki olmasaydınız işinize daha çok konsantre olabilirdiniz Unutmayın her nefes sigara yaklaşık 100.000 beyin hücrenizi öldürüyor. İlerdeki yıllarda reflekslerinizi bile kaybedebilirsiniz.
Kendime Olan Güvenimi Artırıyor : Bir topluluk içerisinde bulunduğunuz ve kendinizi biraz sıkıntınızda hissettiğinizde, özellikle yeni insanlarla tanıştığınız ya da elinize yeni bir iş aldığınız zamanlarda sigara içmek, sizi rahatlatabilir. Olasılıkla kendinize pek güvenmediğiniz zamanlarda sigara içmek, güveninizi artırabilir ya da zihninizi sorunlarınızdan uzaklaştırmanızda size yardım edebilir. Ne yazık ki tiryakiler buna kendilerini inandırmışlardır. Eğer sigaradan tamamen kurtulsalar, kendi başlarına bunların üstesinden daha kolay bir şekilde geleceklerini göreceklerdir.
Kilo Almama Yardım Ediyor : Sigaradaki nikotin, yemek yemenize engel olabilir. Bazı insanlar sabahları kahvaltı etmek yerine bir sigara yakmayı tercih ederler; diğerleri ise kilo almamak için, ara öğünlerin yerine sigara içerler. Sigara, kalp atışlarını dakikada 15 sayı daha artırır, jiklede bir motor gibi daha çok kalori harcarsınız. Sigarayı bıraktığınız zaman kilonuzda meydana gelen artışı düşünmeniz sizi, bu alışkanlığınızı sırf bu nedenle devam ettirmenize yetecek kadar etkileyebilir. Sigarayı bıraktığınızda aşırı yemeye kaçmadığınız süre, önceleri birkaç kilo almanız çok doğaldır. Daha sonra kazanacağınız enerji ile bu kiloyu çok rahat verebilirsiniz. Unutmayın; alacağınız bir kaç kilo belki sağlığınız için gerekli olabilir, fakat sigara sizi süratle ölüme götürür.
Sigaradan zevk alıyorum ya da sigarayı seviyorum: Tiryaki olarak bu sözleri kullanıyor olabilirsiniz. Size bir arkadaş dost gibi gözükebilir. Bir sevdiğinize söylediğinizden fazla onu sevdiğinizi söyleyebilirsiniz. Tiryakilerin en çok düştükleri tuzak; belki de bu kelimelerde yatmaktadır. “Sevgi” “zevk” “dost” bilinç altımız bu kullandığınız sözleri kaydeder ve sigarayı bırakmak istediğiniz zaman anlamını bulamadığınız kadar zorlanırsınız.
Unutmayın: Sigara zevk alınacak sevilecek bir şey asla değil. Bir insanın kuru üstelik zehirli bir otu sevmesi çok anlamsı bir davranıştır. Sigara zevk değil olsa olsa acı verir. İnsana dost değil düşmandır.
Bütün bu yanılgıları bir tarafa bırakıp gerçeklerle yüz yüze gelin: Sigara sizin dostunuz değil, sinsi bir düşman. Size zevk değil aslında acı veriyor. Bir insanın kendini çevresindekileri, hatta çocuklarını zehirlemesinden zevk alması düşünülemez. Sevgi ancak canlılara duyulabilir, sigara gibi son 55 yılda 80 milyon insanı yok eden bir halk düşmanına değil. Olsa olsa ondan nefret edilir tiksinti duyulur. Öncelikle bunca yıldır sizi kandırdığı ve aldattığı için, sonra da dünyada her yıl bu maddeden kurtulamayıp ölüme giden 3 milyon zavallı kurban için bu pislikten nefret edin. Her fırsatta ona olan nefretinizi artırın. Sigaranın içinde tütün denilen insandan başka hiçbir canlının yemediği kurutulmuş ot vardır. Siz daha ilersini hayal edip, bu maddeyi en çok tiksindiğiniz, iğrenç bulduğunuz nesnelerle özleştirin. Örneğin tütünle birlikte hamam böceklerinin de kuruyup karıştığını, yada kurumuş at gübresinin bunun içine karıştığını düşünün. Bu şekilde tiksintiniz daha da artacaktır.
Neden Bırakmak İstiyorlar?
1) Sağlığıma önem verdiğim için
2) Kendimde olumlu değişimler yapmak için
3) Damarlarımdaki daralmaya engel olmak için
4) Soluk soluğa kalmamak için
5) Kanser olmamak için
6) Kalp krizi geçirmemek için
7) Nefesimin kötü kokmaması için
8) Üstümün başımın kötü kokmaması için
9) Çevremdekilerin sağlığını korumak için
10) Çevremi rahatsız etmemek için
11) Kendime olan saygımı artırmak için
12) İlkel bir davranıştan kurtulmak için
13) Öz güvenimi kazanabilmek için
14) Çocuklarıma iyi örnek olmak için
15) Torunlarıma iyi örnek olmak için
16) Öğrencilerime iyi örnek olmak için
17) Çocuğumun hatırını kırmamak için
18) Paramı israf etmemek için
19) Eşime daha fazla işkence çektirmemek için
20) Rahat yürümek için
21) Rahat uyumak için
22) Rahat merdiven çıkmak için
23) Sigara sağlığımı ciddi şekilde tehdit ettiği için
24) Doktoruma giderken utanmamak için
25) İnsanlarla rahatça öpüşebilmek için
26) Hızlı yaşlanmamı durdurmak için
27) Özgür olmak için
28) Daha kolay nefes almak için
29) Yemeklerden daha fazla tat almak için
30) Daha iyi koku almak için
31) Daha fazla zehir solumamak için
32) Kendimle gurur duymak için
33) Kendime olan güvenimin artması için
34) Kendimin daha değerli olduğunu görmek
35) Kamuya açık yerlerde, sigara içmeyenlerin arasında utanıp sıkılmamak için
36) Temiz bir boğaz ve burun ile nefes almak için
37) Kendime yakıştıramıyorum
38) Sigara içmeyi hiç akıllıca bulmadığım için
39) Sigaradan tiksindiğin için
40) Sigara denen bu zararlıya yenilmemek için
41) Sigara tarafından daha fazla kandırılmamak için
42) Kendimi kurbanlık koyun gibi görmemek için
43) Doğacak bebeğim için
44) Baba olmanın sorumluğu için
45) Sigaraya daha fazla köle olmamak için
46) Sigaradan nefret ettiğim için
47) Modern bir insana hiç yakıştıramadığım için
48) Çevremin şikayetlerinden kurtulmak için
49) Enerji kapasitemi kaybetmemek için
50) Kendi kendimin efendisi olmak için
51) Kaliteli yaşamayı tercih ettiğim için
52) ………………………………………………………… ve sizin daha özel sebepleriniz
“AMA BEN SİGARA İÇMEYİ SEVİYORUM”
Bu cümle sigara tiryakileri tarafından sıklıkla söylenir. Sigara içmeyenler ise bu kadar zararlı bir şeye olan bu düşkünlüğe inanamazlar. Aslında tiryakiler yalan söylerler, yalan söylediklerini kendileri de fark etmezler. Onlar sadece sigara içmeyi sevdiklerine inanırlar. Eğer beyinleri devreye girmeden sadece vücutları konuşsaydı mutlaka bambaşka şeyler söylerdi.
Sigara içenler kendilerini sigarasız düşünemezler, bu onlar için vazgeçilmezdir, içmediklerinde elleri boş kalır. Pek çoğu bu korkunç maddeyi “en iyi arkadaşım” diye adlandırır, üstelik bu en iyi arkadaşın kendilerini yavaş yavaş öldürdüğünü bile bile. Ama gene de en geçerli sigara içme sebebi ona karşı olan “sevgidir”.
Aslında, onları sigaraya bağımlı yapan şey tam olarak fiziksel değildir. Eğer öyle olsaydı, sigarayı ilk içtiğimizde hoşumuza giderdi. Kaç insan hayatında içtiği ilk sigaradan zevk almıştır? Yada ilk sigarayı içer içmez günde iki paket sigara içen bir tiryaki haline gelmiştir? Eğer insana öyle mükemmel bir keyif verseydi herhalde bunlar gerçekleşirdi. Ama hiç kimse, ilk sigarasını içtiğinde zevkten dört köşe olduğunu söyleyemez.
Aksine ilk sigara içimi, çok keyifsiz, acıklı, çoğunlukla mide bulantısıyla sonuçlanan kötü bir tecrübedir. Herkes ilk deneyimini şöyle anlatır: Boğazım yandı ve öksürmeye başladım. Midem bulanmaya başladı ve saatlerce başım döndü. Dişimi fırçalasam da ağzımdaki o iğrenç tat geçmedi”. “Bir daha hiç sigara içmemeye karar verdim. Ama arkadaşlarım içiyordu ve ben de içmeliydim…”
Peki bu kötü ilk tecrübeden sonra, sigara içmeye devam edilmesinin sebebi nedir? Bunun genel olarak üç sebebi vardır, birinci ve en yaygın olanı, bizi yaşımızdan daha büyük ve daha olgun gösterdiğine inanmamızdır. Eğer bir yetişkin gibi sigara içersek, bir yetişkin gibi görüneceğimizi düşünürüz. Aslında bu doğrudur ama sadece yaşıtlarımız ve bizden daha küçük çocuklar arasında. Gerçek yetişkinler, sigara içen ergenlik çağında bir çocuk görünce, onun sigaraya ne kadar erken başladığını düşünüp, üzülürler.
İkinci sebep, sigara içenlerin daha cazibeli göründüğümüz yanılgısıdır. Büyüme çağındaki çocuklar genellikle ünlü artistlerden etkilenir ve kendi imajlarını onlara bakarak çizerler. Liz Taylor, James Dean, John Wayne, Humphrey Bogart, Suzan Avcı, Neriman Köksal, Ayhan Işık, Fikret Hakan gibi sigara içmeye çalışır pek çok genç, bilinçli olarak ya da bilinçsizce. Her gencin kendine seçtiği bir model vardır. Bahsettiğimiz bu oyuncular, filmlerin en önemli sahnelerinde hep sigara içerlerdi. Üstelik John Wayne bir Amerikan sigarasının reklamında bile oynamıştı. Ayrıca hep en seksi diye tanımlanan aktrisler sigarayla poz vermişlerdir.
Üçüncü yaygın sebep ise arkadaşlardır. Eğer arkadaş grubunuzdaki herkes sigara içiyorsa ve siz içmiyorsanız, onlar tarafından büyük ihtimalle tuhaf karşılanırsınız. İlk gençlik döneminde, asi genç imajı çizmek her zaman eğlencelidir. Sigara asi gençlerin sembolüdür.
Ancak, oyun gibi başlayan bu korkunç alışkanlık, ilerleyen yıllarda, içen kişiyi nikotin bağımlısı ve etrafına dayanılmaz kötü kokular yayarak dolaşan birisi haline getirecektir.
Bugün sigaranın zararları bilindiği halde, sigaraya başlayan veya onu bırakamayan insan sayısı da ne yazık ki hiç de az değil. Ateşin sönmesini engellemek için kimyasal bir uygulamadan geçirilmiş bir kağıda sarılı zehirli bitki, tohum ve maddelerden çıkan zehirli bir dumanı içimize çekerek hem kendimizin hem de çevremizdekilerin sağlını bozmamızın sebebi ancak, bu iğrenç maddenin arkasındaki maddi kazanç odakları olabilir. Hâlâ bu odaklar, insanları kendilerini öldürmeleri için motive edebilmekte ve biz de hâlâ bunların bizim hayatımız üzerinden para kazanmalarına izin vermekteyiz.
Yaptığımız şeyin farkında mıyız? Ne yazık ki değiliz. Neden sigara içtiğimizi bile sorgulamıyoruz. Bütün söyleyebildiğimiz, nikotin bağımlısı olduğumuz ve onu bırakmamızın zor olduğu…
Bu sizce yeterli mi? Yıllarca nikotin almadan yaşadığımızı unutuyor muyuz? Tüm gelişimimizi, sağlıklı, güzel kokarak geçirdiğimiz günlerimizi nikotin olmadan yaşıyoruz oysa… Kendimiz o kadar kandırıyoruz ki, sigara içmeden geçirdiğimiz yılları silip atıyoruz sanki.
Bazen sigarayı yıllarca bırakan kişiler, o kadar yıldan sonra, birdenbire bıraktıkları günkü kadar sigara tüketimine başlayabiliyorlar. Bunun sebebi sadece nikotin bağımlılığı olabilir mi?
Sigaraya bağımlığı yapan şey nedir? Başta bahsedilen üç sebepten başka bir şey değildir. Çünkü, sigara içerken hâlâ olgun, cazibeli ve farklı göründüğümüzü düşünüyoruz. Ötesini de düşünmüyoruz. Rol yapıyoruz.
Peki ne yapacaksınız? Sizi sigara içmeye iten sebepleri tekrar düşüneceksiniz. Hem de bir yada iki kez değil defalarca, binlerce kere. Çünkü yıllardır, bu sebepler sizi binlerce sigara içmeniz için şartladı. Her sigara vücudunuzun acı çekmesine sebep oldu. Sigara içmek acı verir, siz bunu hissedemeyecek kadar körelmiş olsanız da.
Bazen bir kişinin fikir değiştirmesi bir anda olur. Bazen daha uzun sürer. Kimileri sigarayı birdenbire bırakır, kimileri yavaş yavaş. Bu beyninizdeki şartlanmanın dozuna bağlıdır. Şartlanmayı yok ederseniz, sigara içmeniz için bir sebep kalmaz.
Unutmayın, sigarayı bırakmakla, sigara içme sebepleriniz yok etmek aynı şeyler değildir. Sigarayı bırakabilirsiniz ama eğer konuyu beyninizden silmezseniz yukarıdaki örnekteki gibi yıllar sonra hiç bırakmamış gibi başlayabilirsiniz.
Ne kadar sigarayı sevdiğinizi söyleseniz de, kendinizi kandırmayın. Belki geçmişi değiştiremeyip” EĞER SİGARAYI BIRAKIRSAM ÖLÜRÜM”
Sigara tiryakilerinin çok sık söylediği çok acıklı bir cümledir bu…
Bu yaklaşımdan kurtulmak için yapmanız gereken şey, kendinize şu soruyu sormaktır “sigara içtiğiniz için kendinizle gurur duyuyor musunuz?” Çoğunlukla, kişiler sigara içmekten dolayı gurur duymazlar ama sigaraya başlama nedenleri olan kendi kararlarını verme ve bağımsız olma isteklerini tatmin ederler. Bu yaptığınızın doğru olduğunuz, siz de dahil olmak üzere kimse söyleyemez. İşte bu yüzden, sigara bırakma isteğinin sizin içinizden gelmesi gerekir, başka kimse buna müdahale edemez.
Aslında, gerçekleri göze alarak, söylemeniz gereken “sigarayı bırakırsam ölürüm”, değil, “sigarayı bırakmazsam ölürüm” olmalıdır. Bu yanlış söylemin altında yatan aslında “kendimi yanımda arkadaşım sigara olmadan düşünemiyorum. Onsuz rahatlayamam. Onsuz hiçbir şeyi başaramam. Yaşamak için ona ihtiyacım var” düşünceleridir. Aslında bu düşünceler size değil, bağımlılığınıza aittir. Sigara bağımlılarının çoğu, sigarayı bırakmayı denemiştir ve kendilerini bedenen ve ruhen çok kötü hissetmişlerdir. Evet, bazen zor olabilir, bazen kendinizi ölü gibi hissedebilirsiniz. Sigarayı bıraktığınız için asla ölmez aksine hayata yeniden başlarsınız. İlk birkaç gün içinde tüm kötü hisleriniz yok olacak, canınız bir daha sigara istemeyecek ve hayatınızın sonuna kadar, sigara içmeden, sağlıklı bir ömür süreceksiniz. Unutmayın.
SİGARADA KAÇ ZEHİR VAR?
Sigarada bulunan zehirlerden birkaçı:
Polonyum – 210 (kanserojen),
Radon (radyasyon),
Metanol (füze yakıtı),
Toluen (tiner),
Kadmiyum (akü metali),
Bütan (tüpgaz),
DDT (böcek öldürücü),
Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri ),
Aseton (oje sökücü),
Naftalin (güve kovucu),
Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri),
Arsenik (fare zehiri),
Amonyak (tuvalet temizleyicisi) ,
Karbon (eksoz Monoksit gazı),
Nikotin
ve 3.885 toksik madde.
Sonuç olarak ciğerlerimizde oluşan Katran (asfalt).