- Katılım
- 27 Şubat 2011
- Mesajlar
- 413
- Tepkime puanı
- 6

İman eden bir insan dünyadaki ve ahiretteki kurtuluşu için, Kuran'da bildirilen tüm ibadetleri ve ahlak özelliklerini, hayatının sonuna kadar kesintisiz olarak uygulamalı ve ahirete hazırlık yapmalıdır.
Mümin, Allah'ın rızasını, sevgisini ve yakınlığını kazanabilmek ve sonsuz hayatında Rabbimiz'in rahmeti ve cennetine layık olabilmek için oruç, tesettür gibi ibadetleri ihlasla, samimiyetle ve yalnızca Rabbimiz'in rızasını gözeterek yerine getirmelidir.
Tüm inananlara farz kılınan beş vakit namaz da, müminin titizlikle koruması ve ihlasla yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (sav), beş vakit namazın müminleri kurtuluşa yönelten bir vesile olduğunu bir hadisinde şöyle bir örnekle anlatır:
Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?" "Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu." (Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872); Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174).
İnkar edenler hesap günü bu gerçeklerle yüz yüze kaldıklarında telafisi olmayan hatalarından dolayı çok derin bir pişmanlık duyacaklardır. Dolayısıyle gerçeklerden kaçmak, görmezden gelmek, yaklaştığımız sonu ertelemez.