Dua, Beddua, Gerçek Dua, Fiili Dua, Dua Almak (Gönül Almak)

muhsin

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Temmuz 2011
Mesajlar
93
Tepkime puanı
3
Dua, Beddua, Gerçek Dua, Fiili Dua, Dua Almak (Gönül Almak)
Dua, Allaha (c.c.) sunulan bir dilekçedir. Yöntemine ve kurallarına uygun olarak yapılırsa kabul edilir.

Kul Allaha (c.c.) dua yolu ile müracaat ettiğinde Allah (c.c.) onun duasını işitir ve ona karşılık verir. Sıkıntısını ve ihtiyaçlarını giderir.

İnsanın Allaha (c.c.) dua etmeden önce aczini, zayıflığını göstermesi gerekir ki bu da en güzel biçimde namazda bulunmaktadır. Namazda rükû ve secde gibi rükünler, insanın Allah (c.c.) karşısında aczini ve zayıflığını gösteren en ideal hareketlerdir. Kulluk makamı en güzel biçimde namazda yaşanır.

Eskiden padişahların huzuruna girmeden önce bazı merasimler yapılırdı. Bu merasimler padişahtan padişaha değişirdi. Kimisi azgınlıklarından insanlardan secde isterdi, kimisi de tahtlarının altındaki örtünün öpülmesini yeterli görürdü… Tabii en azından eller önde bağlanmak suretiyle makama saygı gösterilmesini beklerlerdi. Kuşkusuz şimdi de kimsenin elini kolunu sallayarak, rahat bir biçimde devletin en yüksek makamında bulunan birinin odasına girebileceğini düşünemeyiz.

Evrenleri yoktan yaratan Allahın (c.c.) huzuruna çıkıp dua etmeden önce de böyle bir kulluk merasimi gereklidir. İşte namaz bize bu yolu hazırlamaktadır.

Kuşkusuz dua başlı başına bir ibadettir. Namazdan bağımsızdır. Tek başına da yapılabilir. Ama dua özel bir andır. Yaratıcıya isteğin sunulduğu bir zaman dilimidir. Bir insanın diğer bir insanla bile görüşmeden önce kendisine çeki düzen vermeye çalıştığını düşünecek olursak dua öncesinin de namaz, oruç, sadaka… gibi bir ibadetle tamamlanmasının edebe, usule ve duanın kabul kurallarına daha uygun düşeceği anlaşılır. Ayrıca duaya başlamadan önce Allaha (c.c.) hamd u senâda bulunmak ve peygamberimize salât ve selâm getirmek de gerekir.

Sözlü duanın yanında bir de fiili dua vardır. Örneğin sigara içen birisi kanser vb. hastalıklara yakalanmak için fiili dua etmektedir. Derslerine günü gününe çalışan, sınavlarına hazırlık yapan birisi de sınıfını geçmek için fiili duada bulunmaktadır. Bu açıdan fiilli dua ile sözlü dua arasında bir uyum bulunursa bu duanın kabul şartlarından olan samimiyeti ve ihlâsı gösterir. Buna göre dualarında Allahtan (c.c.) kabir ve cehennem azabından korunup cenneti isteyenlerin de fiili duaları Allahın emir ve yasaklarına gösterdiği itinadır.

Dualarımızda Allahtan (c.c.) her şeyi isteyebiliriz. Bu dünyalık bir şey de olabilir. Ama istediğimiz dünyalık ile ahiret hayatımız ve Allahın (c.c.) rızası da gözetilmelidir: Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz (Şûrâ suresi, ayet 20).

Pek çok kişi dualarının kabul olunmadıklarından söz ederler. Duanın kabulünde aranan birtakım şartlar vardır. Bunlar dua eden kişi ile ilgili olabildiği gibi duanın konusu ile de ilgili olabilir. Ayrıca duanın kabul edilip edilmediği ilk anda anlaşılmaz. Belki duada istenilen şeyler daha makbul bir biçimde başka dünya ve ahiret nimetlerine dönüşecektir. Bunun yer ve zamanını kısıtlamak doğru olmadığı gibi kabul edilmediğini de varsaymak doğru değildir. Yüce yaratıcı aşağıdaki ayet-i kerimelerde duanın kabul edileceğine dair adeta teminat vermekte ve bizleri dua etmeye teşvik etmektedir: Kullarım Beni sana soracak olurlarsa bilsinler ki Ben onlara pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse onlar da Benim çağrıma cevap versinler, Bana iman etsinler (Bakara suresi, ayet 186).

Allahın El-Mucîbu (Duaları kabul eden) güzel ismi ile kula düşen görev, duanın kabul şartlarından olan Allaha (c.c.) karşı samimiyeti ve ihlâsı elde etmeye çalışmaktır. Bu da ibadetlerle gerçekleşir. Ayrıca şu ayet-i kerimedeki tehdidi de ciddiye almalıdır: Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin ki size karşılık vereyim. Bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler rezil ve zelil bir biçimde cehen
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Pek çok kişi dualarının kabul olunmadıklarından söz ederler.
Duanın kabulünde aranan birtakım şartlar vardır.
Bunlar dua eden kişi ile ilgili olabildiği gibi duanın konusu ile de ilgili olabilir.


Ayrıca duanın kabul edilip edilmediği ilk anda anlaşılmaz. Belki duada istenilen şeyler daha makbul bir biçimde başka dünya ve ahiret nimetlerine dönüşecektir.
Bunun yer ve zamanını kısıtlamak doğru olmadığı gibi kabul edilmediğini de varsaymak doğru değildir.
Yüce yaratıcı aşağıdaki ayet-i kerimelerde duanın kabul edileceğine dair adeta teminat vermekte ve bizleri dua etmeye teşvik etmektedir:
Kullarım Beni sana soracak olurlarsa bilsinler ki Ben onlara pek yakınım.
Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse onlar da Benim çağrıma cevap versinler Bana iman etsinler (Bakara suresi ayet 186).

Allahın El-Mucîbu (Duaları kabul eden) güzel ismi ile kula düşen görev duanın kabul şartlarından olan Allaha (c.c.) karşı samimiyeti ve ihlâsı elde etmeye çalışmaktır.
Bu da ibadetlerle gerçekleşir.
 
Üst Alt