- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 983
- Tepkime puanı
- 16

Torun, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla sorar:
Dedeciğim...
Bir insanın ömrü ne kadar olur?'
Dede tatlı bir gülücükle: Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum, deyince
Torun: Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı? der.
Dede: Evet yavrum. ömür, Namazsız Ezanla, Ezansız Namaz arası kadardır, diye cevap verir.
Torun yeniden sorar: Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne kastettiğini anlamadım dedeciğim. Bu ne demek açıklar mısın?
Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa:
Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu.
O çocuğun kulağına ezan okundu değil mi?
İşte o ezanın namazı kılındı mı? Kılınmadı. O ezan Namazsız Ezandı.
İnsan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur.
O da Ezansız Namazdır.
Aslında o namazın ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına.
Bak ey insan... Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir. Boşa vakit harcama... ikazını yapıyordu o ezan.
İşte yavrum ÖMÜR, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR