Cennete Giden Gemi

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
İnsan, hep arayış içinde olan bir varlıktır. Ruhun ihtiyaçlarını gideremeyen bir insanın çektiği manevi sıkıntılar, bilinen bütün hastalıklardan daha sıkıntılı daha acı vericidir.

okudugum bir kitap da“Allah inancı olan, Allah’a inanan bir insanın, zorluk ve sıkıntılar karşısında sırtını dayayabileceği en sağlam duvara yaslandığı için, ufak tefek sıkıntılar karşısında bunalıma girmeyeceğini” vurgulanmaya çalışılmıştı.

Allah inancı olduğu halde, hayatının önemli bir kısmını ruhunu aç bırakarak, ibadetsiz geçiren birçok insan var. Bu insanlar hep arayış içerisinde olurlar. Okul, iş, evlilik, ev, araba, çocukları büyütmek gibi her insanın koşturduğu temel hayatı işlere koşturmaktan manevi boşluğu hissetmez bir kısmı.

Bu insanlar hayatlarının belli bir döneminde “ibadet” eden insanlarla, gruplarla karşılaşır. O gruptaki insanlar o güne kadar karşılaştığı ve tanıdığı birçok insandan daha fazla ibadet eden insanlardır. Kendi aralarında belli bir muhabbetleri, belli aralıklarla sohbetleri ve dertleşmelerine şahit olur. İlk defa ruhu farklı duygular hissetmeye başlayınca, yerini bulduğunu düşünür.

Allah’ı arayan insan, bu arayışın belli bir döneminde, herhangi bir cemaat / tarikat / dernek ile karşılaşır. Buraya kadar her şey güzel… Ancak cemaate giren kişi, cennete giden gemiye bindiğini zannetmeye başlarsa, şeyhini bulan, Allah’ı bulmuş gibi arayışını bırakırsa, problem başlar.

Arayıştan vazgeçen herkes, bu hatayı yapmış demektir. Herhangi bir cemaate, tarikata girdikten sonra, ilmini artırma çabasını bırakıp, cennete giden gemiye bindiğini düşündüğü için, yan gelip yatma hakkı olduğunu düşünen kişi, arayışın anlamını kavramamış demektir. Arayış, ölüm meleği gelinceye kadar devam eden bir yolculuktur.

Şeytan, yanlış yolda olanların doğru yolu bulmaması için onları oyalar. Şeytanın bazı tuzaklarından kendini kurtarıp, arayışı sonucunda bir cemaat / tarikat gemisine binen kişiyi şeytan rahat bırakmaz. Geminin içinde yanlışlara göz yumması, yanlışlara ortak olması için ikna etmeye çalışır. “Geminin selameti için her şey mubahtır” fetvası bu şekilde alınan fetvalardandır.

“Ey iman edenler!” diye başlayan yüzlerce ayetin varlığı, Kur’an’ın iman etmeyenleri imana davet eden bir kitaptan daha çok, iman ettiğini söyleyen Müslümanların sürekli eğitilmesi amacını taşımaktadır.

Sayın Senai DEMİRCİ’nin güzel bir benzetmesiyle anlatmak gerekirse, “İman etmek bisiklete binmek gibidir. Sürekli pedal çevirmek gerekir. Yoksa gaflete düşer, şirke sürükleniriz!”

Ömer bin Abdülaziz’in “İlimsiz amel edenin yıktıkları yaptıklarından çok daha fazladır” sözü, ilimsiz Müslüman’ın iyi niyetle de olsa yapacağı hatalara işaret etmektedir.
 
Üst Alt