- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,111
- Tepkime puanı
- 79
CEBEL-İ NÛR:
Nûr dağı. Mekke-i mükerreme yakınında Peygamber efendimize ilk vahyin geldiği mübârek dağ. Hirâ, Hirâ Nûr dağı da denir.
Peygamber efendimiz, peygamberliği bildirilmeden önce yanına yiyecek alarak Cebel-i Nûr'a gider burada bir kişinin kalabileceği büyüklükte olan ve Hirâ mağarası adı verilen yerde tefekkür ve ibâdetle meşgul olurdu. Kırk yaşında Ramazanın on yedinci P azartesi gecesi Hirâ mağarasında yine tefekkür hâlindeyken Cebrâil aleyhisselâm kendisine Alak sûresinin ilk beş âyetini getirdi. (Yûsuf Nebhânî, Kastalânî)
Nûr dağı. Mekke-i mükerreme yakınında Peygamber efendimize ilk vahyin geldiği mübârek dağ. Hirâ, Hirâ Nûr dağı da denir.
Peygamber efendimiz, peygamberliği bildirilmeden önce yanına yiyecek alarak Cebel-i Nûr'a gider burada bir kişinin kalabileceği büyüklükte olan ve Hirâ mağarası adı verilen yerde tefekkür ve ibâdetle meşgul olurdu. Kırk yaşında Ramazanın on yedinci P azartesi gecesi Hirâ mağarasında yine tefekkür hâlindeyken Cebrâil aleyhisselâm kendisine Alak sûresinin ilk beş âyetini getirdi. (Yûsuf Nebhânî, Kastalânî)
CEBEL-İ RAHMET:
"Rahmet dağı" mânâsına, Arafat ovasındaki tepe.
Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Vedâ haccında Arefe günü Cebel-i rahmet denilen koyu yeşil taş yığınlarından meydana gelen tepenin eteğinde, yüzbini aşkın müslümana Kusvâ adlı devesinin üzerinde Vedâ hutbesini okuyup, Eshâb-ı kirâmıyl a vedâlaştı. (Halebî)
Âdem aleyhisselâm ile Havvâ vâlidemiz, Cebrâil aleyhisselâmın yol göstermesiyle Arafat ovasında buluştular. Âdem aleyhisselâm Cebel-i rahmet tepesi üzerinde iken, Allahü teâlâdan rahmet ve mağfiret (bağışlanmasını) dileyip duâsı kabûl oldu.
Onun için bu tepe Cebel-i rahmet diye anıldı. (Altıparmak Muhammed Efendi)