- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185
can sıkıntısı nasıl giderilir,can sıkıntısı için dua,can sıkıntısı nasıl geçer, islamda can sıkıntısı,Can Sıkıntısı Duası,Can Sıkıntısı İçin Okunacak Dua,Can Sıkıntısı İçin Dualar
Ruhun ayağına dolanıp onu kördüğüm eden kasvetli histir.
Bucaksız ve derin bir boşluğun ruha gözünü dikmiş karanlığıdır. Yokluk ve hiçliğin ruha akıttığı zehirdir.
Aydınlığın orta yerinde karanlıkta kalmaktır can sıkıntısı.
Bir nevi varlık içinde yokluk hayatın içinde ölümdür...
Dimdik daracık bir sütun gibi dikilir önüne ruhunun bedeninin kalbinin...
Geçit vermez bir türlü. Ucu kör bir bıçaktır öldürmez süründür. Bilinmez bir dehlizin içindeki havasızlıktır.
Duyguların en acayibi ele en gelmeyenidir.
İnsanın varoluş sancısının gözyaşı damlasıdır. Asıl hayret uyandıran ise ruh denen ummanın o damlanın içinde boğulmasıdır.
Ruh bir deniz iken nasıl olur da bir damlaya mağlup olur?
Vıdı vıdıların boş sözlerin boş kelimelerin kısaca "boş bir boşluğun" ruhça hissedilişidir. Öyle dolu dolu bir boşluk da değildir ki bir mana ile dolu olsun yaşamanın bir kıymeti olsun.
Can sıkıntısı nereden beslenir? Nasıl bu kadar kolay ruhumuzu ele geçirir?
Ruh birdenbire bu sağanağın altında nasıl sırılsıklam oluverir? Sıkıntı bulutlarını kendi semamıza süren rüzgâr nereden gelir?
Hayat denilen şu yolculukta yaşanan çıkmaz yola bizi oraya sürükleyen nedir?
İç sıkıntısı enva-i çeşit duygunun en farklısı en ıstırap verenidir.
Ruhumuzun yüzüne atılan bir avuç toprak gibi şaşırtır bizi...
Bir o yana bir bu yana koşturur ne yapacağımızı bilemez halde döner dururuz dönme dolap gibi.
Çoğunlukla görünür bir sebebi yoktur.
Bu yüzden en can sıkıcı histir. Kainatı içine alacak kadar geniş ve muhit bir kalbin bir zerrenin içine büzülmesidir. Hatta bir damlanın içinde boğulmasıdır.
Sinsi tırnaklarını ruhun en nazik yerine geçirir de geçirir.
Soluk borusuna kaçan şeyi dışarı atmak için ha bire öksürmek gibidir. Bir imdattır yardım talebidir ruhun ve vicdanın.
Adeta bir yerinde tıkanma olmuş da ha bire öksürüyordur vicdan.
Varoluşun anlamsızlığa bulanmış halidir bir yandan.
Öyle ki her şey anlamını yitirmiş bir yığına dönmüştür.
Ruh bir işaret veriyordur karanlığın içinde deniz feneri misali.
Sağa bakarsın sola bakarsın. İçine bakarsın dışarı bakarsın.
Ele geçirip boğmak istersin onu. Ne mümkün. Elle tutamazsınız onu yakalayamazsınız avucunun içine alamazsınız. Hava gibidir bu yönüyle. Bu daha da can sıkıcıdır.
Kendi kuyruğunu yakalamaya çabalayan kedi gibi dönenir dururuz can sıkıntısının peşinden. Kaçtıkça kovalarız. Kovaladıkça yüzümüze sırıtır.
Sonra canımızın sıkıldığına canımız sıkılır.
Bu can sıkıntısının kendisinden daha can sıkıcıdır. Can sıkıntısı bir takıntı halini alır.
İnsanın aklına gelmez ki canımız sıkılıyorsa bir hikmeti vardır. Bir vazifesi vardır.
Mustafa Ulusoy
Can Sıkıntısı İçin Okunacak Dua
Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût* Vel hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekün lehû şerîkün fil mülki ve lem yekün lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhü tekbîrâ
Anlamı
Ölmeyen diriye dayandım ve güvendim. Çocuk edinmeyen, mülkünde de ortağı olmayan, bir veliye ihtiyacı bulunmayan Allah'a hamd olsun. Allah'ın şanını yücelt de yücelt.
Fazileti
Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar: Bir şeye canım sıkılınca hemen Cebrail (as) gelir, bana bu duayı okumamı hatırlatırlardı.
Bizlerde canımız sıkılınca bu duayı en az 21 defa okumalıyız. Ancak okuma esnasında İhlas ve sadakatle okunması lazımdır. İhlas ile okumanın karşısında dağlar bile erir.
İnsan, maruz kaldığı sıkıntılı takdirlere nefsinin isyan etmeyip itaat etmesi için duâ etmeli, hakkında hayırlısını dilemelidir. Peygamberimiz (sav) böyle sıkıntı içinde kalan kimseye duâ tavsiye buyurmuştur. Onu okumalı, Allah'a teslim olmalıyız.
Duâ şöyledir:
"Bismillâhi alâ nefsi ve mâlî ve dînî. Allahümme raddınî bi-kadâike ve bârik lî fîmâ kuddire lî, hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahhartehu ve te'hîra mâ acceltehu."
Manası
"Allah'ım, senin ismine, malımı, dinimi ve nefsimi emanet ediyorum. Allah'ım, hükmüne beni razı kıl, kaderimde olanı bana mübarek kıl ki, te'hir ettiğinin acelesini, acele ettiğinin de te'hirini istemeyeyim. Nefsimin isyanını önle, teslimini sağla."

Ruhun ayağına dolanıp onu kördüğüm eden kasvetli histir.
Bucaksız ve derin bir boşluğun ruha gözünü dikmiş karanlığıdır. Yokluk ve hiçliğin ruha akıttığı zehirdir.
Aydınlığın orta yerinde karanlıkta kalmaktır can sıkıntısı.
Bir nevi varlık içinde yokluk hayatın içinde ölümdür...
Dimdik daracık bir sütun gibi dikilir önüne ruhunun bedeninin kalbinin...
Geçit vermez bir türlü. Ucu kör bir bıçaktır öldürmez süründür. Bilinmez bir dehlizin içindeki havasızlıktır.
Duyguların en acayibi ele en gelmeyenidir.
İnsanın varoluş sancısının gözyaşı damlasıdır. Asıl hayret uyandıran ise ruh denen ummanın o damlanın içinde boğulmasıdır.
Ruh bir deniz iken nasıl olur da bir damlaya mağlup olur?
Vıdı vıdıların boş sözlerin boş kelimelerin kısaca "boş bir boşluğun" ruhça hissedilişidir. Öyle dolu dolu bir boşluk da değildir ki bir mana ile dolu olsun yaşamanın bir kıymeti olsun.
Can sıkıntısı nereden beslenir? Nasıl bu kadar kolay ruhumuzu ele geçirir?
Ruh birdenbire bu sağanağın altında nasıl sırılsıklam oluverir? Sıkıntı bulutlarını kendi semamıza süren rüzgâr nereden gelir?
Hayat denilen şu yolculukta yaşanan çıkmaz yola bizi oraya sürükleyen nedir?
İç sıkıntısı enva-i çeşit duygunun en farklısı en ıstırap verenidir.
Ruhumuzun yüzüne atılan bir avuç toprak gibi şaşırtır bizi...
Bir o yana bir bu yana koşturur ne yapacağımızı bilemez halde döner dururuz dönme dolap gibi.
Çoğunlukla görünür bir sebebi yoktur.
Bu yüzden en can sıkıcı histir. Kainatı içine alacak kadar geniş ve muhit bir kalbin bir zerrenin içine büzülmesidir. Hatta bir damlanın içinde boğulmasıdır.
Sinsi tırnaklarını ruhun en nazik yerine geçirir de geçirir.
Soluk borusuna kaçan şeyi dışarı atmak için ha bire öksürmek gibidir. Bir imdattır yardım talebidir ruhun ve vicdanın.
Adeta bir yerinde tıkanma olmuş da ha bire öksürüyordur vicdan.
Varoluşun anlamsızlığa bulanmış halidir bir yandan.
Öyle ki her şey anlamını yitirmiş bir yığına dönmüştür.
Ruh bir işaret veriyordur karanlığın içinde deniz feneri misali.
Sağa bakarsın sola bakarsın. İçine bakarsın dışarı bakarsın.
Ele geçirip boğmak istersin onu. Ne mümkün. Elle tutamazsınız onu yakalayamazsınız avucunun içine alamazsınız. Hava gibidir bu yönüyle. Bu daha da can sıkıcıdır.
Kendi kuyruğunu yakalamaya çabalayan kedi gibi dönenir dururuz can sıkıntısının peşinden. Kaçtıkça kovalarız. Kovaladıkça yüzümüze sırıtır.
Sonra canımızın sıkıldığına canımız sıkılır.
Bu can sıkıntısının kendisinden daha can sıkıcıdır. Can sıkıntısı bir takıntı halini alır.
İnsanın aklına gelmez ki canımız sıkılıyorsa bir hikmeti vardır. Bir vazifesi vardır.
Mustafa Ulusoy
Can Sıkıntısı İçin Okunacak Dua
Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût* Vel hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekün lehû şerîkün fil mülki ve lem yekün lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhü tekbîrâ
Anlamı
Ölmeyen diriye dayandım ve güvendim. Çocuk edinmeyen, mülkünde de ortağı olmayan, bir veliye ihtiyacı bulunmayan Allah'a hamd olsun. Allah'ın şanını yücelt de yücelt.
Fazileti
Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar: Bir şeye canım sıkılınca hemen Cebrail (as) gelir, bana bu duayı okumamı hatırlatırlardı.
Bizlerde canımız sıkılınca bu duayı en az 21 defa okumalıyız. Ancak okuma esnasında İhlas ve sadakatle okunması lazımdır. İhlas ile okumanın karşısında dağlar bile erir.
İnsan, maruz kaldığı sıkıntılı takdirlere nefsinin isyan etmeyip itaat etmesi için duâ etmeli, hakkında hayırlısını dilemelidir. Peygamberimiz (sav) böyle sıkıntı içinde kalan kimseye duâ tavsiye buyurmuştur. Onu okumalı, Allah'a teslim olmalıyız.
Duâ şöyledir:
"Bismillâhi alâ nefsi ve mâlî ve dînî. Allahümme raddınî bi-kadâike ve bârik lî fîmâ kuddire lî, hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahhartehu ve te'hîra mâ acceltehu."
Manası
"Allah'ım, senin ismine, malımı, dinimi ve nefsimi emanet ediyorum. Allah'ım, hükmüne beni razı kıl, kaderimde olanı bana mübarek kıl ki, te'hir ettiğinin acelesini, acele ettiğinin de te'hirini istemeyeyim. Nefsimin isyanını önle, teslimini sağla."