Can sıkıntısı nasıl geçer?

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
can sıkıntısı nasıl giderilir,can sıkıntısı için dua,can sıkıntısı nasıl geçer, islamda can sıkıntısı,Can Sıkıntısı Duası,Can Sıkıntısı İçin Okunacak Dua,Can Sıkıntısı İçin Dualar
cansikintisi.jpg


Ruhun ayağına dolanıp onu kördüğüm eden kasvetli histir.
Bucaksız ve derin bir boşluğun ruha gözünü dikmiş karanlığıdır. Yokluk ve hiçliğin ruha akıttığı zehirdir.
Aydınlığın orta yerinde karanlıkta kalmaktır can sıkıntısı.
Bir nevi varlık içinde yokluk hayatın içinde ölümdür...
Dimdik daracık bir sütun gibi dikilir önüne ruhunun bedeninin kalbinin...
Geçit vermez bir türlü. Ucu kör bir bıçaktır öldürmez süründür. Bilinmez bir dehlizin içindeki havasızlıktır.
Duyguların en acayibi ele en gelmeyenidir.
İnsanın varoluş sancısının gözyaşı damlasıdır. Asıl hayret uyandıran ise ruh denen ummanın o damlanın içinde boğulmasıdır.
Ruh bir deniz iken nasıl olur da bir damlaya mağlup olur?

Vıdı vıdıların boş sözlerin boş kelimelerin kısaca "boş bir boşluğun" ruhça hissedilişidir. Öyle dolu dolu bir boşluk da değildir ki bir mana ile dolu olsun yaşamanın bir kıymeti olsun.
Can sıkıntısı nereden beslenir? Nasıl bu kadar kolay ruhumuzu ele geçirir?
Ruh birdenbire bu sağanağın altında nasıl sırılsıklam oluverir? Sıkıntı bulutlarını kendi semamıza süren rüzgâr nereden gelir?

Hayat denilen şu yolculukta yaşanan çıkmaz yola bizi oraya sürükleyen nedir?
İç sıkıntısı enva-i çeşit duygunun en farklısı en ıstırap verenidir.
Ruhumuzun yüzüne atılan bir avuç toprak gibi şaşırtır bizi...
Bir o yana bir bu yana koşturur ne yapacağımızı bilemez halde döner dururuz dönme dolap gibi.
Çoğunlukla görünür bir sebebi yoktur.
Bu yüzden en can sıkıcı histir. Kainatı içine alacak kadar geniş ve muhit bir kalbin bir zerrenin içine büzülmesidir. Hatta bir damlanın içinde boğulmasıdır.
Sinsi tırnaklarını ruhun en nazik yerine geçirir de geçirir.
Soluk borusuna kaçan şeyi dışarı atmak için ha bire öksürmek gibidir. Bir imdattır yardım talebidir ruhun ve vicdanın.
Adeta bir yerinde tıkanma olmuş da ha bire öksürüyordur vicdan.
Varoluşun anlamsızlığa bulanmış halidir bir yandan.
Öyle ki her şey anlamını yitirmiş bir yığına dönmüştür.
Ruh bir işaret veriyordur karanlığın içinde deniz feneri misali.
Sağa bakarsın sola bakarsın. İçine bakarsın dışarı bakarsın.
Ele geçirip boğmak istersin onu. Ne mümkün. Elle tutamazsınız onu yakalayamazsınız avucunun içine alamazsınız. Hava gibidir bu yönüyle. Bu daha da can sıkıcıdır.
Kendi kuyruğunu yakalamaya çabalayan kedi gibi dönenir dururuz can sıkıntısının peşinden. Kaçtıkça kovalarız. Kovaladıkça yüzümüze sırıtır.
Sonra canımızın sıkıldığına canımız sıkılır.
Bu can sıkıntısının kendisinden daha can sıkıcıdır. Can sıkıntısı bir takıntı halini alır.
İnsanın aklına gelmez ki canımız sıkılıyorsa bir hikmeti vardır. Bir vazifesi vardır.
Mustafa Ulusoy

Can Sıkıntısı İçin Okunacak Dua

Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût* Vel hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekün lehû şerîkün fil mülki ve lem yekün lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhü tekbîrâ

Anlamı
Ölmeyen diriye dayandım ve güvendim. Çocuk edinmeyen, mülkünde de ortağı olmayan, bir veliye ihtiyacı bulunmayan Allah'a hamd olsun. Allah'ın şanını yücelt de yücelt.

Fazileti
Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar: Bir şeye canım sıkılınca hemen Cebrail (as) gelir, bana bu duayı okumamı hatırlatırlardı.
Bizlerde canımız sıkılınca bu duayı en az 21 defa okumalıyız. Ancak okuma esnasında İhlas ve sadakatle okunması lazımdır. İhlas ile okumanın karşısında dağlar bile erir.

İnsan, maruz kaldığı sıkıntılı takdirlere nefsinin isyan etmeyip itaat etmesi için duâ etmeli, hakkında hayırlısını dilemelidir. Peygamberimiz (sav) böyle sıkıntı içinde kalan kimseye duâ tavsiye buyurmuştur. Onu okumalı, Allah'a teslim olmalıyız.

Duâ şöyledir:

"Bismillâhi alâ nefsi ve mâlî ve dînî. Allahümme raddınî bi-kadâike ve bârik lî fîmâ kuddire lî, hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahhartehu ve te'hîra mâ acceltehu."

Manası
"Allah'ım, senin ismine, malımı, dinimi ve nefsimi emanet ediyorum. Allah'ım, hükmüne beni razı kıl, kaderimde olanı bana mübarek kıl ki, te'hir ettiğinin acelesini, acele ettiğinin de te'hirini istemeyeyim. Nefsimin isyanını önle, teslimini sağla."
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
"Modernlik, bu dünyayı insana ebedi yurt kılmak istiyor..
Manevi bakış açısından düşündüğümüzde, canımızın sıkılıyor olması, iyiye, hayra alamet olarak düşünülebilir. Çünkü mutluluğu maksimum olarak 'burada ve şimdi" yaşandığı bu dünyadan memnunsa, ontolojik temeli olmayan bir zannın derin yanıltıcı etkisinde, hakikatte uyuşmuş olarak dünyayı tüketecektir.

Can sıkıntısını, belki daha doğru bir ifadeyle mutsuzluğu, bireysel yalnızlığı aşmak üzere daha çok alkol, daha çok uyuşturucu, sigara kullanımı ve internet, sanal alemin sonsuz labirentlerinde daha çok gezintilere başvurulabilir.
Aleyhteki bunca etkili propagandaya rağmen, sanki "negatif reklam" daha çok tüketici bulabiliyor. Fakat herkesin "kötü alışkanlık" dediği sigara, alkol ve uyuşturucudan çok daha "kötü" olanları var ki, bunlar genellikle büyük endüstriyel kuruluşların desteğinde ambalajlanıp sunulduğu için ya göz ardı ediliyorlar veya
yan etkileri uzun zaman içinde hissedildiği için pazarlayıcı firmaların izin verdiği ölçüde yıkıcı etkilerinden haberdar ediliyoruz.
İsviçre'de yapılan bir araştırma, internet kullanıcılarının yüzde 72'sinin sanal dünyayı "yıkıcı ve kötü amaçlar"da kullandığını göstermiştir.
İnternet bize inanılmaz derecede "malumat" kabilinden bilgiler sağlamakta, ama bizi "bilinç ve bilgelik"ten koparıp hafızayı zayıflamaktadır.
Hepsi üstüste geldiğinde belki de "zamanın ruhu" canımızı sıkmaktadır, işte buna çare bulunamıyor."
Ali Bulaç

"Seni sevindiren, seni sevinç ve neşe içinde tutan sevgili, seni üzen ve kendisinden sıkıntı duyduğun aynı sevgilidir.
Hep O'dur. Hep O'ndandır.
o halde niçin boş yere üzgün duruyor, sıkıntının elinde aciz kalıyorsun?
İçinde sıkıntı görünce onun çaresine bak; çünkü dalların hepsi aynı kökten biter. İçinde genişlik, ferahlık görünce de ona su ver.
Kalp ferahlığının verdiği meyveyi de dostlara ve ahbaplara sun!"
Mevlana

ilk once Can sıkıntısi ne oldugunu bir ögrenelim..
Yapılacak iş ve bir şeyle oyalanma imkânı bulamamaktan duyulan tedirginlik, içine düşülen bunalım...deprasyonun kucuk bir parcasidir..
<!-- google_ad_section_end -->
Can sıkıntısı, Çok defa yapacak bir işi ve meşguliyeti olmayanların canı sıkılır.
Kişi kendini olumlu ve güzel şeylerle meşgul etmezse nefis şeytan onu rastgele şeyler ile meşgul eder.
işi olmiyana şeytan iş bulur derler ya..
En kötü ihtimal bu durum can sıkıntısına dönüşür.
Can bazen ruh manasına gelir. "Bu can bu tende oldukça" ifadesindeki "can" ruh manasındadır.
Ruh, hayırlı ve güzel işlerden haz ve lezzet alır.
Şeytan ve nefis ise olumsuz ve hayırsız şeyleri arzular.
Can sıkılmaması için planlı, programlı, hedefli ve gayretli olmalıdır.
Siz kendinizi hayırlı ve güzel işler ile meşgul ederseniz
Caniniz sıkılmaz!der bu Muhacir...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
"kalpler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur."
(Ra'd:28)

"Mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp artırsınlar diye güven ve huzur indiren O'dur."
(Fetih:4)

BÜYÜK KÜÇÜK BÜTÜN İNSANLARA BÜYÜK BİR GERÇEKTEN HABER VEREN CÜMLE:
"Canım sıkılıyor!"

Yediden yetmişe her birimize "Canım sıkılıyor!" cümlesi oldukça tanıdıktır. İnsanoğlu can sıkıntısından kurtulmak için neler yapmaz ki?!

"Neden sıkılıyorsun?" diye sorulduğunda hatta "Neden sıkılıyorum?" diye kendi kendimize sorduğumuzda birçok kez cevabını bulamayız.
İnsanın sebebini açıklayamadığı belki de sebepsiz zannettiği bu ruh daralmaları aslında hiç de sebepsiz değil.

Can sıkıntılarının en önemli sebebi:
hakîkat arayan ruhun hakîkat arayışının göz ardı edilmesidir.
İnsanoğlu sadece gözüyle gördüğü şeylerle yani maddeyle çok meşgul olduğundandır ki; ruhundaki bu arayışın farkına varmaz.

Farkına varsa da ruhunun seslenişini bir şekilde bastırmaya, duymamaya çalışır.
Hakîkat arayışının göz ardı edilmesi neticesinde ise ruh sesini can sıkıntıları ile (ki; bu ileride bunalımlara dönüşecektir) duyurmaya çalışır.

Ruhlarımızın aradığı en büyük hakîkat ise; Allah'tır.
 

sevgisiz olmaz

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
306
Tepkime puanı
10
Can sıkıntısı için dua

Zaman zaman insanın hiçbir şeyden zevk alamadığı, hiçbir faaliyette bulunmak istemediği, hayatın güzel yönlerini göremediği, can sıkıntılı zamanları olur. Böyle anlarda büyük bir bunalıma düşeriz, eğer bu durumdan kurtulamazsak ruh sağlığımız tehlikeye girebilir. Bunu önlemek için hayattaki ufak detayları yakalamayı bilmemiz gerekir.

Bazen gazetelerde insanın tüylerini ürperten resimler görürüz. Çoğunlukla Kuzey Afrikalı fakir ve perişan insanların resimleri… Her biri sanki canlı birer iskelet… Kemiklerle etler arasında nerdeyse mesâfe kalmamış. Bu halleriyle bize olanca güçleriyle haykırırlar: “Biz açız bize yardım elinizi uzatın!” diye…

İşte maddî açlık insanı böyle perişan böyle zayıf böyle güçsüz ediyor… Beride maddî problemleri yok denecek kadar az ama kendilerini eğlenceyle sefahatleiçkiyle yahut uyuşturucuyla avutmak isteyen huzursuz kalabalıklar. Bunların dertleri öncekilerinden daha ileridir.

Ruh beden ülkesinin sultanıdır. Açlıktan kıvranan insanlarda hizmetçi zayıf düşmüştür huzursuz insanlarda ise sultan perişandır. Birincilere her insaf ve vicdan sahibi acır merhamet eder. İkincileri ise herkes kınar herkes onlara düşman kesilir. Halbuki asıl acınmaya el uzatılmaya muhtaç olanlar bunlardır… Çünkü bunlar hem hastadırlar hem de ilâç düşmanıdırlar. Bunlara karşı tedavi ehlinin çok şefkatli ve çok sabırlı olması gerekir.

“Fâsıklara ancak ârifler acır.” Abdulkadir Geylâni (ks.)

Bugün huzur ve saadet arayanlar sadece bu insanlar değildir. Hemen herkes bu dertten bir iz taşımaktadır. Öyle ise biz öncelikle kendi nefsimize bir şeyler söylemeye çalışalım:

Neden yer yer ruhî sıkıntılara giriyor sabırsızlanıyor ve bir şeyler yapamamanın ıstırabıyla ruhumuzu kıvrandırıyoruz. Beden sıhhatimizden mali durumumuzatoplumdaki itibarımızdan dünyevî zevklerimize kadar her şeyi kendimize dert ediniyor ve bunları çözemeyince de üzülüyor rahatsız oluyoruz…

Niçin dünyanın üstünde gezeceğimize altına giriyor bize hizmet etmesi gereken eşyaya biz hizmetçi oluyoruz.

Bu halimiz ruhumuzu hayli yoruyor ve takatten düşürüyor. Bütün bu olup bitenlere karşı sabırla karşı koymayı da başaramıyoruz. Zira Üstat Bediüzzaman hazretlerinin o güzel teşhisiyle biz sabır kuvvetimizi maziye ve müstâkbele dağıtıyoruz; hâle karşı sabrımızda güç kalmıyor ve sonunda sıkıntıyaümitsizliğe düşüyoruz.

Bütün bunların kaynağına indiğimizde şu yanlışla karşılaşırız:

“Biz nefsin doymasıyla kalbin tatmin olmasını birbirine karıştırmışız.”

Yanlış yoldan giden yorulur. İşte bizi yoran sıkıntıya düşüren ve sonunda perişan eden bu büyük hatadır. Bundan döndüğümüz an huzur ve saadete yönelmiş olacağız.

Nefis şerle beslenir. Şer ise kalbi yaralar vicdanı rahatsız eder ve huzuru kaçırır. İşte bu fasit daire stresin ve huzursuzluğun önemli bir kaynağıdır. Bu çemberi aşamayanlar nefislerini besledikçe kalp ve vicdanlarında huzur melekesini kaybederler. Ve bunun çaresini yeniden nefsin tatmininde ararlar.

Sadece birkaç misâl:

Nefis cimrilikten yanadır. Para biriktirdikçe mutlu olacağını zanneder. Halbukikalp ve vicdan muhtaçları doyurmaktan zevk alırlar.

Nefis büyüklenmekten hoşlanır. Kalp ve ruhun rahatı ise tevazudaalçakgönüllü olmaktadır.

Nefis oyun ve eğlence düşkünüdür. Akıl ise çalışmayı ve gayreti emrederonunla rahat bulur.

Ve nihayet nefis fâni ve geçici eşyanın meftunudur. Kalp ise bekâya ebediyete aşıktır. İşte bütün huzursuzluklar bu çelişkilerin ürünüdür. Ve insan nefsini beslemekle değil kalbini tatmin ile saadet bulur.

Ve her türlü bunalım ve huzursuzluğun İlahî reçetesi:

“Bilesiniz ki kalpler ancak ALLAH’ın zikriyle mutmain olur (ALLAH’ı anmakla sükûnet bulur). (Ra’d Sûresi 28)

Maddî ve manevî nice rızıklara muhtaç olan insanoğlunun kalbini ancak ALLAH’ı zikir yâni Onu yâd etme Onu hatırlama tatmin edebilir. O halde insanOndan başka neyi yâd etse mahlûku yâd etmiş Ondan gayri neyi sevse fâniyi sevmiş olur. O ulvî kalp bu süflî eşya ile tatmin olmadığı içindir ki gafil insanı daima rahatsız eder. İşte can sıkıntısı huzursuzluk bunalım stres dediğimiz şeyler hep bu doymayan kalbin açlık feryatları ölüm çığlıklarıdır.

Bir gün dünya seni sıkarsa Rabbine dönüpte ‘Sıkıntım var’ deme. Sıkıntına dön ‘ benim Rabbim var’ de..!

Kalplerimizin sıkıldığı, ruhlarımızın daraldığı bu anlarda Ruhları sıkan ve daraltan Kâbid olan Allah, isterse Bâsit olan Allah ruhları bu sıkıntıdan kurtarır. Bunun için duaları kabul eden Mûcib olan Allah’a dua etmemiz gerekir.

İnşaallah bu dua ile sıkıntılarımızdan kurtuluruz. Allah bizi kalp sıkıntılarından korusun.

Sıkıntı Duası Arapça Orjinal Metin

cansikintisiduasi.jpg


Sıkıntı Duası Okunuşu

Yâ Vedûd ! Yâ Vedûd ! Yâ Vedûd ! Yâ ze’l-Arşi’l-Mecîd! Yâ Mubdiu, Yâ Muîdu! Yâ Fe’âlun limâ yurîd! Es’eluke bi nurî vechikellezi mele’e erkâne’ arşike ve es’eluke bi gudretikellezî kadderte bihâ alâ halkike ve bi rahmetikellezi vesi’te kulle şey’in lâ ilâhe illâ ente, Yâ Muğîsu eğîsnî, Ya Muğîsu eğîsnî, Ya Muğîsu eğîsnî

Sıkıntı Duası Türkçe Meali

Yâ Vedûd ! Yâ Vedûd ! Yâ Vedûd ! Ey yüce Arşın sahibi! Ey her şeyi hiçten yaratan Mubdi! Ey ölmüş yaratıkları yeniden yaratacak Muîd! Dilediğini yapabilen Allah’ım.

Arşının rükünlerini dolduran Zâtının nuru hürmetine, bütün yaratıklara gücünün yettiği kudretin ve her şeyi içine alan rahmetin hürmetine… Sana yalvarıyoruz… Senden başka ilah yoktur.

Ey imdad isteyenlerin yardımcısı !Bizim imdadımıza koş ! Ey zorda kalanlara yardım eden ! Bize yardım eyle.
 

sevgisiz olmaz

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
306
Tepkime puanı
10
Can sıkıntısından kurtulmanın yolları

Hayatın olağan iniş-çıkışlarından, med-cezirlerinden hoşlanmaya bakmalıyız. Ancak sıkıntıya tahammül eden, sıkıntısını güzel ve verimli çalışmalarla yenmesini bilen insan olgunluğa erebiliyor güçlü ve zengin bir iç dünya sahibi olabiliyor. Yoksa can sıkıntılarını bahane edip evde faydasız şeylerle vakit öldürmek, komşulara ya da uzak mesafelere seyahatlere gitmek, insanın kendinden kaçışından başka bir şey değildir.

Her can sıkıntısı yaşadığımızda, içimizde bir daralma hissettiğimizde tefekküre dalabilsek, şu kendi kâinatımızı okumayı düzenli olarak yapabilsek, ne kadar çok faydalar elde edeceğimizi tahmin etmek zor olmasa gerek. Cato isimli bir düşünür bakın ne diyor: “Düşünmekten daha faal, kendi başına olmaktan daha sakin olunamaz.”

Gerçekten de tefekkür çok verimli bir düşünce faaliyetidir. Böylece yapıcı ve keşfedici faaliyetlerin kaynağı olan faal sessizliği bulmuş oluruz. Evet. Faal sessizlik… Sessiz, sakin, kimsenin olmadığı bir mekânda tek başımıza oturmak, tefekküre dalmak suretiyle sessiz bir faaliyet içine giriyoruz. Belki görünüş itibariyle hiçbir şey yapmıyor görünüyoruz, ama düşüncelerimizde aşırı bir faaliyet meydana geliyor.

Netice olarak, tefekkür, faaliyet yolunu ve şeklini öğreten en güzel yöntem ve can sıkıntılarımızı gidermenin de en güzel yoludur.

Aslında bizi tefekküre yönlendirdiği için can sıkıntılarımıza teşekkür bile etmeliyiz. Hatta belki de Rabbimiz can sıkıntılarımızı bize tefekkür edelim, faydalı meşguliyetlerle kendisine yönetelim diye veriyordur, ne dersiniz?

O halde hepimiz can sıkıntılarımızla tefekkür arasında sağlam bir köprü ve güzel bir dostluk kurmaya çalışalım. Ve böylece her zaman içimizi daraltan can sıkıntılarımızın gereksiz olmadığını, ne kadar verimli faaliyetlere yol açtığını görerek mutlu olalım.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
denizyelkenli.jpg


Yoğun can sıkıntısı nasıl geçer acep ..?
zikir ile inşirah suresi ,la havle vela kuvvete illaa billaah okuyabiliriz Güzel bir çay demleyip Dini kitap ,kuran okuyabilirsin mesela beni rahatlatır....
Sonra da Rabbime şükrederim..Öyleleri varki sıkılacak canları yok...
sırıtık.:,
canım sıkılıyor” dediğimde rahmetli aannem “sıkı can iyidir, çabuk çıkmaz” derdi...islikcalan
Can sıkıntısı aslında manevi boşluktan oluyor, benim tecrübelerime göre...hy..

Laf aramizda benim ne can sıkıntısına ne de stress ve deprasyona vallahi vakit bulamiyorum..
vakit bulanlar nasil vakit buluyor bunu da anlamiyorum...
dfgtn

Herkesin canı zaman zaman sıkılır.Ancak yetişkinler,olgun insan kısa süreli can sıkıntısıyla harap olmazlar,tecrubelidirler.Hayatın her zaman eğlence ve heyecan getirmediğini bilirler.

Ergenin can sıkıntısıyla yetişkininki arasındaki fark,çocuğun ara sıra olan sıkıntı hissinin,hayatın tabii ve kaçınılmaz bir parçası olduğunu fark edememesinde yatar.
Yaşları icabı ergenin bir de sabırsız olduğu düşünülürse,boyut büyür.Genç,geleceği hemen şimdi yakalamak ister.Ne yazık ki,biz yetişkinlerin gayet iyi bildiği gibi,hayatın gerçekleri çoğu defa gençlik beklentilerine ayak uyduramaz.Bundan kaynaklanan meydan okuma veya teşvik eksikliği,bizim can sıkıntısı dediğimiz duruma yol açar.

Gençlikte yaşanan can sıkıntısı,hiç bitmeyecekmiş gibi algılanır.Bunun sonucunda sinirlilik,huysuzluk ve halsizlik belirtileri ortaya çıkar.
Ergen,hiçbir şey yapmadan öylece yatar ve geriye kalan herkesi bu durumdan sorumlu yutar...sasi..sırıtık.:,

Genclerin, şunu bilmesi lazımdır: Can sıkıntısı hayatın kaçılamayan,doğal ve en gelip geçici yanlarından biridir.Hepimizin canı sıkılır.
Depresyon derecesinde olmayan sıkıntıdan endişe duymak gereksizdir....:tamam:.

İçten bir Besmele çekin, silkinin ve kendimizi bir gözden geçirelim, inşallah..
bazen düşünüyorum da ,aklıma geliyor insanlarda namaz yok, ibadet yok,Dua yok,günahların boyunu geçmiş nasil Canın sıkılmaz ki...
nereden geldim, nereye gideceğim ,bura nere bile bilmiyorsan nasil Canın sıkılmaz ki...
Allah’a emanet olun kardeşim Can sıkıntısını Allah'a havale edin...
duaa..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Yoğun can sıkıntısı nasıl geçer acep ..?
zikir ile inşirah suresi ,la havle vela kuvvete illaa billaah okuyabiliriz Güzel bir çay demleyip Dini kitap ,kuran okuyabilirsin mesela beni rahatlatır....
 
Üst Alt