Kişi ettiği her secde ile yeni bir rütbeye erişir ve her rütbe ile de aklında yeni melekeler hasıl olur. Kadınlar her ay belli günlerde hasta olduğu için erkeklere nispetle hem akılları hem de secde ile aldıkları dereceleri eksik olur. Hz. Havva validemiz, yasak meyveden yedikten sonra, Allah; Kadınların her ay hasta olmasına, 2 kadın şahidin bir erkek şahit hükmünde olmasına ve mirastan da 1/2 pay almalarına hükmetmiştir. Bu yüzden 2 kadın bir erkek hükmünde olduğu için aklı, her ay namazlarda eksiği olduğu için de dini (erkeğe göre) eksiktir.
O kişinin tevbe etmiş olması onun pişmanlığını hiç bir zaman dindirmeyecektir.. Siz tevbe edin ve hayatınıza başka biri ile devam edin derseniz, ileride onun pişmanlığı kat ve kat artacaktır.. Hem yaptığı eylem için hem de o kişiyi bu duruma düşürüp onunla evlenmediği için.. Ayrıca siz de verdiğiniz bu nasihatten ayrı bir şekilde nasip alacaksınız. Bunu yaşamınızda göreceksiniz.
Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir). Asr Süresi 1-3
Eğer kişi hakkı tavsiye edemiyorsa o kişiye en azından sabrı tavsiye etmelidir.. Eğer kişi bunları yapamıyorsa susması konuşmasından çok daha hayırlıdır..
"Ya hayır konuş ya da sus" Hadisi Şerif
Tevbe konusuna gelirsek, Allah ile kul arasında işlenilen günahlar diğer günahlara göre çok daha çabuk mağfiret olunur. Ama bir başkasını etkileyen günahlar böyle değildir. Hakkına girdiği kişiden helallik alması gerekmektedir ki kimse kolay kolay bu durumdaki birine hakkını helal etmez. O kişiyle evlenmesi bu yüzden kaçınılmazdır.. O kişinin bundan başka bir çıkış yolu yoktur.
Kişi önce Kur'an'ı, sonra hadisleri anlamalıdır. Kur'an'a ters düşen bir hadis görürse bunun yanlış olduğunu bilmelidir. Nefsine doğru gelen bilgiye hemen kanmamalı, gerçek gözüyle bakmaya çalışmalıdır. Bahsettiğiniz hükümlerin gerçek manasını bir düşünün. Öncelikle ayette "Erkeklerinizden iki şahidi de tanık tutun.
Şahitler iki
erkek olmazlarsa, rıza göstereceğiniz şahitlerden
bir erkekle -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki de
kadın olsunlar." buyruluyor. Allah kadını mahkemede yalnız bırakmamak için ona bir de yardımcı buyurmuş. Bunun sebebi kadının aklının yarım olması değil, kadına destek olması için.
İkinci olarak erkekler kadınlara bakmakla hükümlüdür. Erkeğin kazandıklarından karısına, kızına veya annesine bir pay vardır. Kadınlar ise erkeklere bakmakla hükümlü değildir, kazandığı kendinedir. Bu sebeple erkeğe miras daha çok düşer.
Kadınların hasta olması ise imanlarına eksiklik değildir. Tam tersi imanlarının bir parçasıdır. Allah kadınları özel günlerde adet sancısı ve çeşitli zorluklarla sınar, bu sıkıntıya katlanmak kadının sınavıdır ve belki de günahlarının kefareti. Bu günlerde onlara namazı farz kılmaması Allah'ın lütfudur.
Kadınların aklı kesinlikle az değildir, nitekim dünyada birçok erkekten daha zeki kadınlar da vardır. Her şey eşit dağılmıştır, zeki erkekler olduğu gibi zeki kadınlar da vardır, aptal erkekler olduğu gibi aptal kadınlar da.
Zina kul hakkı gerektiren bir günah değildir. Tekrar söylüyorum, eğer tecavüz gibi bir şey yaşanmamışsa bu günahta ikisi de ortaktır. Evlenip evlenmemek onlara kalmış, ancak yollarını ayırırlarsa ve biri Allah yoluna girerse yine o yoldaki kişiyle evlenir. Yok eğer zinayı helal kabul edip hayatına devam ederse kendisi gibi pisle evlenir.
Siz de benim bir din kardeşimsiniz. Önce Kur'an'ı anlayın, sonra hadisleri. Yoksa Allah korusun yanlış hadislere kanabiliriz. Size bir nebze yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Yazdıklarımda bir hata olduysa da Allah affetsin. Ne kadar şey bilsek de aslında hiçbir şey bilmediğimizi unutmayalım. Allah'a emanet olun.