Bediüzzaman ve Bir Rüya

YaRaLiyiM

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
4 Haziran 2011
Mesajlar
162
Tepkime puanı
1

Üzerimde garip bir hal olduğunun farkındaydım, dersaneden eve geldim ve kendimi odama kapattım. Kimseyle konuşmak gelmiyordu içimden annem bu halimin farkındaydı. "Neyin var neden bu kadar suskunsun, hasta mı oldun yoksa" diyordu oysaki hasta felan değildim sadece ruhumda müthiş bir ürperti vardı nedenini ben de bilmiyordum.

Bol bol la havle vela kuvvete zikrini çekiyordum, Rabbim sen hayırlara karşı getir diyordum. Galiba derslerin vermiş olduğu rehavet ve sınavı kaybetme korkusunun vermiş olduğu bir ruh hali diyordum, geçiştiriyordum öylece. Neyse güç bela akşam etmiştim.

O gün rehber hocamızla ve dersaneden bir kaç arkadaşla beraber Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur külliyatından ders işlemiştik. O zamana kadar ben Üstadı pek fazla tanımıyordum. Artık cehaletimden mi diyeyim ya da bulunduğum ortamdan mı diyeyim karar veremiyorum.

Ama keşke daha önce tanışsaymışım diye kendi kendime içimden geçiriyordum. Ama zararın neresinden dönersek kardır dedim ve heyecanla ve merakla gelecek hafta yapılacak olan rehberlik dersini beklemeye başladım. Saat gece yarısını geçiyordu gece namazını kılıp biraz da tesbihattan sonra artık yatayım çok farklı bir gündü dedim kendi kendime ve öylece uykuya daldım.

"Gece rüyamda kendimi bir deniz kıyısında gördüm. Denizin ortasında kocaman bir dağ var, öyle yükler yüklemişim ki sırtıma ağırlığından ayakta zor duruyorum. Ve o denizi aşmam gerektiğini düşünüyorum. Ben böyle kendi kendime o denizi nasıl aşacağımı düşünürken denizin ortasındaki dağdan bir ses geldi " Ne duruyorsun gel artık yeter bu kadar beklediğin diyordu" ve ben de karşılık olarak heyecanlı bir ses tonuyla "Gelmek istiyorum fakat yüküm o kadar ağır ki gelemiyorum hem denize girsem boğulurum yüzme bilmiyorum" ben diyordum.

Tekrar o ses " Sen gel Allah yardımcın olacaktır çünkü sen her işinde Allah rızasını gözeten birisin eğer ki gerçekten yapamayacağına inanırsan hem sen zarar edersin hem de seni bekleyenleri hüsrana uğratırsın" tekrar ben beni kim bekliyor diye bir soru sordum.

O da bana "Sen Bediüzzaman'ı merak etmiyormusun işte o seni merakla bekliyor diye cevap verdi ve ses kesildi. O kadar heyecanlıydım ve korkuyordum ki gözümden damla damla yaşlar dökülüyordu.

Ya rabbi diyordum bana yardım et ben bu denizi aşayım üstadın yanına gideyim diyordum ve heyecanla ilk adımımı attım denize girdim. Deniz o kadar ihtişamlı görünüyordu ki sanki billurdan yapılmış gibi parlıyordu sırtımdaki yüklere rağmen bir tüy gibi hafiftim suyun üzerinde yürüyordum ve öyleyece yürüyerek denizin ortasındaki dağa ulaştım.

Ve birden ne göreyim dağın bir kenarında Bediüzzaman hazretleri bana elini uzatmış ve gülümseyerek hoşgeldin bak biz de seni bekliyorduk diyordu. O kadar heyecanlıydım ki gözümden yaşlar dökülüyordu Rabbime şükürler ediyordum bana yardımcı olduğu için.

Tekrar sordum Üstad başka kimler var burada, beni onların yanına götürebilir misin dedim o da sağ elinin işaret parmağıyla bak şu sağdaki tepeyi görüyormusun işte oradaki Sıddıklar Sıddık-ı Hz.Ebubekir'dir, dedi tekrar soldaki tepeyi işaret ederek oradaki de Hz.Ömerdir dedi ben o kadar sevinmiştim kalbim duracaktı neredeyse peki ya dedim Peygamber Efendimiz nerede bana onu da gösterebilirmisin ne olur dedim Üstad da bana başını kaldır da bak!

"Şu güneştenparlak nuru görebiliyormusn dağın en üstündeki işte o Peygamberimiz Muhammed Mustafa'nın (
selamunaleykum.gif
v) nurudur dedi. ve Rabbim seni iman yolundan ayırmasın eğer tam bir müslüman olursan hem kendini sevindirmiş olursun hem de Peygamberimizi sevindirmiş olursun.

Herşey senin elinde gözünü aç ve iyice bak hayatına ve yapman gerekenleri yap dedi bana üstad hazretleri. O sırada uyandım o kadar etkilenmiştim ki uyandığımda hala ağlıyordum. Rabbime sonsuz şükürlerimi ilettim bu rüya boş bir rüya olamazdı çünkü o kadar mübarek Zatları gördüm ki gerçekten Rabbime ne kadar şükretsem azdır...

Tekrar durdum ve düşündüm kendi kendime dedim ki demek ki üzerimdeki garip halin nedeni bu rüya imiş. Üstad bana gel artık diyordu üzerindeki bütün yükleri at ve gel erişeceğim güzellikleri bana göstermek istiyordu ve gösterdi de Rabbim ondan razı olsun.


Gerçekten aklı başında bir müslüman şöyle bir etrafına baksa neden bu kainatın yaratılmış olduğunu ve varlığının gayesini anlar. Ve Rabbim kendi büyüklüğünü yüceliğini şanını bizlere göstermek için kavimlere, milletlere günümüze kadar bir çok peygamber göndermiştir ki doğru yolu bulalım varlığımızın gayesini anlayalım diye. Ayrıca öyle insanlar yaratmıştır ki ehl-i kitap olan bunların başında Üstad hazretleri Bediüzzaman Said Nursi geliyor elbette Allah ondan razı olsun. Şöyle ki ;

Peygamberimiz (sav) hadislerinde, her yüzyıl başında Allah'ın yeryüzüne bir müceddid (dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre izah etmek üzere gönderilen büyük alim) göndereceğini müjdelemektedir:


Bediüzzaman Said Nursi Hicri 13. asrın büyük müceddididir. Allah ona üstün bir ilim ve hikmetle lütufta bulunmuştur. Bediüzzaman, Risale-i Nur gibi önemli bir külliyat meydana getirerek Allah’ın izniyle yüzbinlerce insanın hidayetine, imanda derinleşmelerine, inkar sahiplerinin Allah’a iman etmelerine ve doğruyu görmelerine vesile olmuştur.

Bizlere böyle nimetleri verdiği için Rabbime sonsuz şükürler olsun...
Zuhal KAYGUSUZ / VANASYANUR

 
Üst Alt