Başörtüsü İle İlgili Hadisler

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
başörtüsü hadisleri, tesettürle ilgili ayetler, tesettür hadisleri, kuranda başörtüsü ayetleri , kuranda tesettür, başörtüsü hadisleri , basortusu ayetleri, başörtüsü ile ilgili ayet ve hadisler, başörtüsü ile ilgili güzel sözler, başörtüsü ile ilgili ayetler, tesettürle ilgili hadisler, tesettürle ilgili hadisi şerifler, tesettür ile ilgili hadisler
4fba72f991165781e934bdde.jpg

Tesettürle ilgili ayetler:
"Ey Peygamber! hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir. " (el-Ahzab, 33/59).

"Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin" umduğunuza nail olasınız" (en-Nûr, 24/31).

"Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır" (en-Nûr, 24/60).

"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir" (el-Ahzâb, 33/59) .

Tesettürle ilgili hadisler:
Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dediki: Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde Vucudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe (r.anha) kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi: “Kızkardeşini görmedinmi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez. (Mecmeu’zzevâid nr:4168)

Bu hadis-i şerif’ten hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) bu kıyafetinden hoşlanmadığını ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anla-mışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir.

Usame b.Zeyd (r.a) nakletti. Dediki:

“Resulüllah (s.a.v) Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi bende onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedimki ey Allah’ın resulü ben onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) buyurduki altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet b. Hambel)

Ibn-i Abbas (r.anhuma)’dan dediki: “Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)

“Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır”. (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)

Hz. Âişe'den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti" (Ebu Davûd, Libâs, 31). "Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259).

"Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır" (Ahmed b. Hanbel, II, 187). Diz kapağı avret yerindendir" (Zeylai, Nasbu'r-Raye, I, 297).

Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.)

Harbın oğlu Züheyr bana anlattı:bize Cerir Sehl’den o da babasından o da ebu Hureyre (r.a)’den nakletti. Ebu Hureyre (r.a) dediki:Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:

Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamcılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biride bir takım kadınlar topluluğudurki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremiyecekler, kokusu şu kadar! Şukadar! Yürüme mesafesinden alındığı halde bunlar cennetin kokusunu da bulup alamıyacaklardır. (Müslim - sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971)

Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:

"Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı. (Muvatta', Libas:4)

Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhakî. Sünen, 2:235)

İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, "Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: "Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz." (el-Mebsût, 10:155)

"Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker" (Tirmizî, Radâ, 18). Hz. Âişe (R.anhâ)'dan nakledilen; "Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160) hadisi saçları da kapsamına alır.

Hz. Âişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır: "Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; "Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." (en-Nûr, 24/31) ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar". Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı" (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600).
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Hz. Âişe (R.anhâ)'dan nakledilen; "Allah Teâlâ ergenlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez"

Selamun aleyküm kardeşlerim, bir şey danışmak istiyorum.
Dünden beri kafam karıştı iyice.. Dün forumda gezerken yukarıdaki hadis-i Şerif'i okudum ve düşünmeye başladım! daha önce bu hadisi hiç duymamıştım...

Benim saçlarımın diplerinde egzamadan dolayı yaralar var ve çok kaşınıyor, daha önceleri kapalı bir bayandım ve bu hastalık sebebi ile açmak zorunda kaldım saçımı...

Çok kaşınıyordu ve kaşındıkça kanıyor, tekrar daha çok çıkıyordu...Şimdi saçım açık, eskisi kadar olmasa da, yine de var içinde yaralar...

Şimdi bu hadisi okuyunca sizin de tahmin ettiğiniz gibi, kendi kendime içimde şüphe oluştu, acaba saçım açık olduğu için Allah benim kıldığım namazları kabul etmez mi? diye...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ve aleykümselam, kardeşim,
Allah cc başı açık olduğu halde bunun eziklik ,noksanlık ve eksikliğini duyan ancak zaruretler gereği engellenen tüm müslüman kadınlara yardım etsin inşAllah..

" Açık giyinen kadının kıldığı namaz geçerli olur mu?
Kadının baş açık gezmesi ibadetlerine mani olur mu?
Kadının başını örtmesi Allah'ın bir emri olduğundan dolayı, başını açan bir kadın bir farzı terk etmekle mesul olmaktadır. Öte yandan Allah'ın bir diğer emri olan namazını kılmakla da onun sorumluluğundan kurtulur ve namaz kılma sevabını alır.

Namaz kılarken Allah'ın emrettiği şekilde örtünen, fakat sokağa çıkarken başını açan bir kadının namazının kabul olmaması diye bir durum bahis mevzuu değildir.

Bu hususta Hülasatü'l-Ecvibe' de şöyle bir fetvaya yer verilmektedir."Maasiyi mürtekip olan [günahları işleyen> kimsenin salat [namazı> ve ibadatı [ibadetleri> sahih olup sevabına nail olur.(1)

Diğer taraftan "Şüphesiz, iyilikler kötülükleri siler" (2) mealindeki ayetin işaretiyle de namaz ve benzeri diğer ibadet ve iyilikler insanın işlemiş olduğu günahların affına vesile olmaktadır. Ayrıca namazın insanı kötülüklerden alıkoyması da bir gerçektir ve bir vakıadır.

Bu gerçek bir ayet-i kerimede şöyle beyan buyurulur: "Namazı dosdoğru kıl. Şüphesiz ki, namaz, insanı fuhuş ve kötü şeylerden alıkoyar." (3) Ancak, kılınan namazın kısa zamanda insanı bütün kötülüklerden çekip çıkaracağı söylenemez. Zamanla "Namazın bir kerameti ve bereketi" olarak kişi birçok günahlara bulaşamamakta ve onlardan uzak kalmaktadır.

Çünkü, günde beş defa abdest alarak Allah'ın huzuruna çıkan, el bağlayıp namaz kılan bir insan Rabbinin yasaklamış olduğu fiilleri işleyemez.

İşte bunun içindir ki, namaz kılan, fakat başı açık olarak dolaşan bir kadının namazının kabul edilmeyeceği söylenemez. Zaten zaman içerisinde kendisi bunun ezikliğini hissedecek ve başını kapayacaktır.

(1) Hud Sûresi, 114.
(2) Hülasatü'l-Ecvibe s. 8.
(3) Ankebut Sûresi, 45.
Mehmet Paksu

Allah Teâlâ ergenlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez” (Hz. Muhammed(S.A.V), İbn Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160).

ben de anlamadim ,kafam karıştı !!
acaba kız çocuğunun ergen olmadan başı açık namaz kılabilir lakin Allah Teâlâ ergenlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez.. olmasın en iyisi bir bilene yada fetva hatına sormak....
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Sağ olasın abla, ben kendimce, namaz kılma sorumluluğunu yani farz emrini yerine getirmiş olup, ama ecrini alamıyacağımı düşünmeye başlamıştım...

Açıklaman çok faydalı oldu, Allah razı olsun...
 
Üst Alt