Anneme çok kızabiliyorum bazen, Rabbim affetsin.

nur98

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
5 Nisan 2024
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Yaş
21
Selamünaleyküm öncelikle annemle çok tartışıyorum kendimi tutamıyorum sonrasında pişman oluyorum ama saygısızlık yaptığım için konuda haklı olabilirim belki bunu düşünmem büyük bencillik ama açıklayamıyorum kendimi bir konu hakkında sürekli inanmıyor gibi bakıyor sanki kızı değilmişim veya sürekli yalan söyleyen biriymişim gibi annemi çok iyi tanıyorum bakışlarından ağzından çıkanlardan aslında ne demek istediğini anlıyorum ama kendimi anlatamıyorum aileme neredeyse hiç yalan söylemedim bu yüzden beni ciddiye almadıklarını özellikle annemin düşünüyorum. çok dindar bir ailem yok ama inanıyoruz da çok şükür ne zaman tartışsak çok yanlış biliyorum Allah affetsin çok kızıyorum kendime sürekli aşağılıyor bakışlarınla sözlerinle en büyük günahlardan olduğunu söylüyor ki haklı bela okuyor bazen sonrasında Allah seni affetsin diyor çok garip çoğu konuda çok farklı düşünebiliyoruz ama muhabbet arasında annem ile tartışamıyorum yani tartışmak derken kötü anlamda değil muhabbet gibi sadece bakıyor cevap vermemesine çok sinir oluyorum bu benim suçum evet gereksiz bir sinir gibi gelebilir ama yazarak anlatabileceğim bir şey değil ne zaman tartışsak bana çok günah olduğundan bahsediyor onu üzdüğüm için çok çekeceğimden odama geçip saatlerce ağlıyorum göstermeden ona bazen karısında dayanamıyorum benimle dalga geçip taklidimi yapıyor bu beni daha çok üzüyor her tartışmamızda o gece ağlıyorum uzun süre de vicdan azabı çekip üzülüyorum bazen o da ağlıyor en kötüsü o daha büyük günah o an o kadar sinirli oluyorum ki anneye kullanılmayacak kelimeler kullanabiliyorum sus kes öf gibi Allahım affet son 3 senedir borçlarımdan dolayı hayatım çok kötü hiçbir arkadaşım bilmiyor anlatmıyorum evde delirmek üzereyim annemi çalışmak zorunda bırakıyorum ben de çalışıyorum ama eve hiçbir katkım olmuyor yüklü miktarlarda borcum var 3 4 senedir kendime kıyafet bile alamıyorum neredeyse durumu anlayın diye söylüyorum bu durumdan şikayetçi değilim borcuma bile zar zor yeten bir kazancım var o kazancımdan sadece sigarama para ayırıyorum eve 5 kuruş bile harcayamıyorum ailem de bundan şikayetçi muhtemelen bu durumlardan dolayı çok çabuk sinirleniyorum tövbe etmem lazım ama ya bir daha yaparsam bir daha nasıl tövbe etmeye yüzüm olur çok korkuyorum Allahın izni ile biraz daha para kazanabilirsem başka eve geçip en azından bu tartışmaları azaltmak istiyorum her gün ağlamaktan yoruldum gerçekten annemi çok üzüyorum muhtemelen destek almam lazım hem annemlere hem bana maddi olarak yetecek bir işe başlayacağım yakında inşallah olur en azından daha az günaha girerim tartışmaya vaktimiz olmaz anneme bunu anlattığımda da ağlıyor gitmemi istemiyor ama her gün onun bakışlarını görüyorum daha para kazanamadın mı der gibi kahroluyorum çoğu zaman da dile getiriyor zaten haklı ama bu kadar olmuyor fazlası yapamıyorum sabah 8 de işe başlıyorum akşam 6 7 gibi eve geliyorum 9 gibi diğer işime başlıyorum gece bitiyor elimden gelen bu ama olacak inşallah çok özür dilerim bunu okuyandan saçmalamış olabilirim ama en azından daha iyi anlaşılmak için nasıl tövbe edebilirim okumam gereken özellikle bir ayet bir dua var mıdır yardımcı olursanız sevinirim şimdiden çok teşekkür ederim
 

Rhodium

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2023
Mesajlar
30
Tepkime puanı
10
Selamünaleyküm öncelikle annemle çok tartışıyorum kendimi tutamıyorum sonrasında pişman oluyorum ama saygısızlık yaptığım için konuda haklı olabilirim belki bunu düşünmem büyük bencillik ama açıklayamıyorum kendimi bir konu hakkında sürekli inanmıyor gibi bakıyor sanki kızı değilmişim veya sürekli yalan söyleyen biriymişim gibi annemi çok iyi tanıyorum bakışlarından ağzından çıkanlardan aslında ne demek istediğini anlıyorum ama kendimi anlatamıyorum aileme neredeyse hiç yalan söylemedim bu yüzden beni ciddiye almadıklarını özellikle annemin düşünüyorum. çok dindar bir ailem yok ama inanıyoruz da çok şükür ne zaman tartışsak çok yanlış biliyorum Allah affetsin çok kızıyorum kendime sürekli aşağılıyor bakışlarınla sözlerinle en büyük günahlardan olduğunu söylüyor ki haklı bela okuyor bazen sonrasında Allah seni affetsin diyor çok garip çoğu konuda çok farklı düşünebiliyoruz ama muhabbet arasında annem ile tartışamıyorum yani tartışmak derken kötü anlamda değil muhabbet gibi sadece bakıyor cevap vermemesine çok sinir oluyorum bu benim suçum evet gereksiz bir sinir gibi gelebilir ama yazarak anlatabileceğim bir şey değil ne zaman tartışsak bana çok günah olduğundan bahsediyor onu üzdüğüm için çok çekeceğimden odama geçip saatlerce ağlıyorum göstermeden ona bazen karısında dayanamıyorum benimle dalga geçip taklidimi yapıyor bu beni daha çok üzüyor her tartışmamızda o gece ağlıyorum uzun süre de vicdan azabı çekip üzülüyorum bazen o da ağlıyor en kötüsü o daha büyük günah o an o kadar sinirli oluyorum ki anneye kullanılmayacak kelimeler kullanabiliyorum sus kes öf gibi Allahım affet son 3 senedir borçlarımdan dolayı hayatım çok kötü hiçbir arkadaşım bilmiyor anlatmıyorum evde delirmek üzereyim annemi çalışmak zorunda bırakıyorum ben de çalışıyorum ama eve hiçbir katkım olmuyor yüklü miktarlarda borcum var 3 4 senedir kendime kıyafet bile alamıyorum neredeyse durumu anlayın diye söylüyorum bu durumdan şikayetçi değilim borcuma bile zar zor yeten bir kazancım var o kazancımdan sadece sigarama para ayırıyorum eve 5 kuruş bile harcayamıyorum ailem de bundan şikayetçi muhtemelen bu durumlardan dolayı çok çabuk sinirleniyorum tövbe etmem lazım ama ya bir daha yaparsam bir daha nasıl tövbe etmeye yüzüm olur çok korkuyorum Allahın izni ile biraz daha para kazanabilirsem başka eve geçip en azından bu tartışmaları azaltmak istiyorum her gün ağlamaktan yoruldum gerçekten annemi çok üzüyorum muhtemelen destek almam lazım hem annemlere hem bana maddi olarak yetecek bir işe başlayacağım yakında inşallah olur en azından daha az günaha girerim tartışmaya vaktimiz olmaz anneme bunu anlattığımda da ağlıyor gitmemi istemiyor ama her gün onun bakışlarını görüyorum daha para kazanamadın mı der gibi kahroluyorum çoğu zaman da dile getiriyor zaten haklı ama bu kadar olmuyor fazlası yapamıyorum sabah 8 de işe başlıyorum akşam 6 7 gibi eve geliyorum 9 gibi diğer işime başlıyorum gece bitiyor elimden gelen bu ama olacak inşallah çok özür dilerim bunu okuyandan saçmalamış olabilirim ama en azından daha iyi anlaşılmak için nasıl tövbe edebilirim okumam gereken özellikle bir ayet bir dua var mıdır yardımcı olursanız sevinirim şimdiden çok teşekkür ederim
Lütfen paragraf kullanın bu şekilde yazdığınızda anlamak gerçekten zor oluyor.

Tartıştığınız insan anneniz, babanız, eşiniz vb kim olursa olsun. Sonunda üzüldüyseniz ağlamaklı vb... Şu dediklerimi yapın:

Karşınızda sanki 8-10 yaşınızda ki kendiniz varmış gibi hayal edin... O kendi çocuk halinize bakın. Ona şevkat gösterin güzel ve gülümseyen gözlerle o ağlayan çocuğa bakın. Ona sarıldığınızı hayal edin...ve ona hiç bir şeyin onun suçu olmadığını söyleyin.

İçinizdeki çocuğa senin suçun değil deyin.

Anneler ve ebeveynler, onları sevmeye bilirsiniz, haksız bulabilirsiniz ve daha fazlası bütün bunlar yalnış değildir. Önemli olan saygısız olmamaktır. Bizden istenen körü körüne itaat etmek değil Saygı göstermemizdir. Bunlar nezaket, hürmet, alttan almak, önemsemek vb.

Ama tartışabilir, yanlışını söyleyebilir, karşı olabilirsiniz bunda bir sakınca yok. Ani öfkeler bir reflextir. Korkmak gibi. Elinizi yanan bir sobaya dokunmanız gibi ani bir reflextir. Bunlardan dolayı kendinizi suçlu hissetmeyin.

Yalan söylememeniz gurur verici. İnsanlar yalan söylemeyen insanların söylediklerini ciddiye alırlar. Siz bu tutumunuzu devam ettirin yalansızlığınız tecrübe edildikçe daha fazla ciddiye alınırsınız.

Anneniz ağlıyor siz ağlıyorsunuz belki anneannenizde ağlıyordu. Bunu bir düşünün. Annenizin gün içinde ki tepkilerini bir belgesel izler gibi farklı bir gözle bakın. Ne kadarını da siz yapıyorsunuz? Örneğin anneniz kedi besliyorsa onun yaşına geldiğinizde sizde kedi besleyebilirsiniz. Bu döngüyü hayat boyu gözlemleyin. Annenizden aktarılan sorunlara çok dikkatli yaklaşın... Çünkü sinsi bir şekilde sizde devam eder.

Para ve borç sorunları çözümü her zaman, rızık için dua ve şükürden geçer. Öncelikle aldığımız nefesin, içtiğimiz suyun, kazandığımız paranın her daim Allahtan geldiğini bilmeliyiz. Ben yaptım oldu, hatasına düşmemeliyiz.

Sonrasında azada, zararda, borcada şükür etmeliyiz. Sonra borçlar azaldıkça şükür etmeliyiz. Tüm kötü ve iyi şartlar için şükür etmeyi ihmal etmemeliyiz.

Bu şekilde borçların azaldığını ve daha çok para kazanacağımızı düşünüyorum.

Dostlarınızla içinde bulunduğunuz ağır borç yükünü paylaşmadığınızı söylüyorsunuz. O zaman o insanlar neden sizin dostunuz? Yani dostlar kötü sırlarınızı paylaşmanız için vardır. Lütfen onları paylaşın konuşun bu size iyi gelecektir.
 

nur98

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
5 Nisan 2024
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Yaş
21
Öncelikle özür dilerim, yazımdaki rahatlık seviyesinden dolayı.

Bu yazıyı yazarken çok rahatlamıştım. Düşünceyi ifade etmek tekrar düşünmekten daha rahatlatıcı gibi geliyor. Tabii ki, her şeyi de yazamıyoruz.

"Zarara da şükretmeliyiz" demişsiniz. Şükür, hoşnut olma durumunu ifade etmek değil midir? Mesela hasta olduğumuzda şükretmemiz gerektiğini düşünüyordum ve böyle davranıyordum. Yani, istemediğimiz şeylerle ilgili şükretmememiz gerektiğini düşünüyordum. Yanlışsam, düzeltir misiniz lütfen?

Şöyle ki, arkadaşlar, dostlar, hatta bazen anne baba kardeş bile dertlerimizi ve kötü olayları dinlemek istemez, galiba. Çok küçükken bunu öğrendim ya da en yakınlarınla paylaşılan bir konunun sinir anında yüzüne vurulmasını yaşamadım. Yaşayanın nasıl hissettiğini dinledim ve korkuyorum.

Bir de yanlış gelebilir belki, ama ben de sevmem dert dinlemeyi. Çözümü bende yoksa beni üzer. İnsanların yaşamı, düşünceleri, tecrübeleri hakkında dinlemeyi severim, ama kimsenin derdi kimseyi üzmez. Sen anlattığın için rahatladığını zannedersin, ama sonuçları daha fazla üzebilir.

Çok teşekkür ediyorum, gerçekten ilginiz için. Söylediklerinizi dikkate alacağım.
 

Rhodium

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Eylül 2023
Mesajlar
30
Tepkime puanı
10
Öncelikle özür dilerim, yazımdaki rahatlık seviyesinden dolayı.

Bu yazıyı yazarken çok rahatlamıştım. Düşünceyi ifade etmek tekrar düşünmekten daha rahatlatıcı gibi geliyor. Tabii ki, her şeyi de yazamıyoruz.

"Zarara da şükretmeliyiz" demişsiniz. Şükür, hoşnut olma durumunu ifade etmek değil midir? Mesela hasta olduğumuzda şükretmemiz gerektiğini düşünüyordum ve böyle davranıyordum. Yani, istemediğimiz şeylerle ilgili şükretmememiz gerektiğini düşünüyordum. Yanlışsam, düzeltir misiniz lütfen?

Şöyle ki, arkadaşlar, dostlar, hatta bazen anne baba kardeş bile dertlerimizi ve kötü olayları dinlemek istemez, galiba. Çok küçükken bunu öğrendim ya da en yakınlarınla paylaşılan bir konunun sinir anında yüzüne vurulmasını yaşamadım. Yaşayanın nasıl hissettiğini dinledim ve korkuyorum.

Bir de yanlış gelebilir belki, ama ben de sevmem dert dinlemeyi. Çözümü bende yoksa beni üzer. İnsanların yaşamı, düşünceleri, tecrübeleri hakkında dinlemeyi severim, ama kimsenin derdi kimseyi üzmez. Sen anlattığın için rahatladığını zannedersin, ama sonuçları daha fazla üzebilir.

Çok teşekkür ediyorum, gerçekten ilginiz için. Söylediklerinizi dikkate alacağım.
Evet şükürü hamd olarak düzelteyim. Benim hatam. Şimdi Allah'a iyi kötü her şey için hamd edilir. Hamd sadece Allah a mahsustur. Bu onun bizim için ilah Rab olmasının bizim için kabulunün ifadesi dir. Ruküden dikilirken söyleriz.

Sizde ve hemen hemen bütün insanlarda düşünceleri başkalarının düşünceleri ve söyledikleri değiştirmez. Ben bunu bildiğim için bilinç altınıza yazmaya özen gösteriyorum.

Dertlerimizi paylaşmamızın sebebi, açıklarımızı, sırlarımızı vermemiz değil duygularımızı paylaşmaktır. Duyguları paylaşmak aslında nasıl hissettiğimizi söylemektir. Bu sizi zayıflatıp eksiltmez.

Önemli olan olaylar, kişiler değildir. Bütün bunların arkasında ki sizin ne hisettiğinizdir. Bu duygu anlatımı her zaman sizi güçlendirir. Çünkü davranışlar veya söylemler sonunda sizin duygularınızı bilen insanlar hep size rağmen davranırlar. Sinir olduğunuzu bilmelerine rağmen, korktuğunuzu bilmelerine rağmen... Vb. Buda sizi baştan hep haklı hale getir.

Yani dertlerimizi sorunlarımızı çözmek için değil duygularımızı ifade etmek için konuşmalıyız.

Düşünceleri değiştirdiğinizde hormanel yapı değişir. Serotonin ve dopamin seviyelerimiz değişir. Bunlar değiştikçe daha önce başaramadığımız şeyleri başarırız. Zayıflamak, ilişkilerimizin değişmesi, daha çok para kazanmak, daha güzel bir iş bulmak, yeni bir gönül ilişkisine başlamak vb...

İnsanın düşüncelerini insanın kendisi değiştirir. Ama bu bir düşüncenin yerine başkasını koymakla olmaz.

Örneğin,
sevilecek türde bir insan değilim beni kimse sevmez
Düşüncenizin yerine sevilecek insanım düşüncesini yerleştiremezsiniz.

Bu değişim,

1.Eski düşünceler
2.Yeni eylemler
3.Yeni sonuçlar
4.Yeni düşünceler

Şeklinde olur.

Örneğin,
1.Sevilecek türde bir insan değilim.
2.Bu gün hiç tanımadığım 10 insana merhaba dedim.
3.Bunlardan 6 tanesi bana gülümseyerek merhaba dedi.
4.Belki insanların beni seveceği bir kaç özelliğim vardır.

Bu yeni eylem ve değişim olumlu yönde yükselmek diyebiliriz.

Bu değişim ve eyleme bizi iteleyen işte hamd ve şükürdür. Elde ettiğiniz her nimette vb. Şükür ederseniz. Hamd ederseniz. Bu sizin yeni eylemler yapmanıza neden olur. Bu şekilde de değişim olur.

Dolayısı ile başarının ve hayatın sırrı
Şükür etmektir.
 

nur98

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
5 Nisan 2024
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Yaş
21
Öncelikle özür dilerim, yazımdaki rahatlık seviyesinden dolayı.

Bu yazıyı yazarken çok rahatlamıştım. Düşünceyi ifade etmek tekrar düşünmekten daha rahatlatıcı gibi geliyor. Tabii ki, her şeyi de yazamıyoruz.

"Zarara da şükretmeliyiz" demişsiniz. Şükür, hoşnut olma durumunu ifade etmek değil midir? Mesela hasta olduğumuzda şükretmemiz gerektiğini düşünüyordum ve böyle davranıyordum. Yani, istemediğimiz şeylerle ilgili şükretmememiz gerektiğini düşünüyordum. Yanlışsam, düzeltir misiniz lütfen?

Şöyle ki, arkadaşlar, dostlar, hatta bazen anne baba kardeş bile dertlerimizi ve kötü olayları dinlemek istemez, galiba. Çok küçükken bunu öğrendim ya da en yakınlarınla paylaşılan bir konunun sinir anında yüzüne vurulmasını yaşamadım. Yaşayanın nasıl hissettiğini dinledim ve korkuyorum.

Bir de yanlış gelebilir belki, ama ben de sevmem dert dinlemeyi. Çözümü bende yoksa beni üzer. İnsanların yaşamı, düşünceleri, tecrübeleri hakkında dinlemeyi severim, ama kimsenin derdi kimseyi üzmez. Sen anlattığın için rahatladığını zannedersin, ama sonuçları daha fazla üzebilir.

Çok teşekkür ediyorum, gerçekten ilginiz için. Söylediklerinizi dikkate alacağım.
"Ek olarak, yalan söylemiyorum derken bazı durumlarda kaba olabiliyorum. Kelimelerimi yumuşatamıyorum, öyle ki kibar bir insan gibi davranamıyorum.

Örneğin, biri yeni aldığı bir kıyafeti giymiş ve bana gösteriyor, nasıl yakışmış mı diye sormuş olabilir. Zevkime güvenerek veya güzel bir iltifat duymak isteyerek kendine yakıştırıp almış olabilir. Ancak bazı kıyafetler bazılarına yakışmaz, ona da yakışan kıyafetler varken üzerine oturmamış olabilir veya dar seçmiş olabilir. Yakıştırmadığımı söylüyorum.

Ancak ses tonum veya kelimelerim bazen yumuşak olamadığından, söylediklerim kaba gelebilir.

Bu yüzden annem sık sık, bazen yalan da söyleyebileceğimi ve kalbini kırdığımı söyler. Onunla konuşurken kendimi çok zorluyorum ve son üç-beş senedir daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Örneğin bugün...

Kardeşimin telefonu yok. On iki yaşında olduğu için bu durumu doğru bulmuyorum. Bu yaşta bir erkek çocuğunun telefonu zaruri ihtiyaçlar dışında kullanmasını uygun bulmuyorum.

Çocuğun yanında daha az bakmasını söylüyorum. Onun gözlerinde bazen imrenir bir bakış yakalıyorum. Zaten iki sene sonra liseye başlayacağı için ihtiyaçlar dışında gizlice kullanırsa ne olabilir diye düşünüyorum. Ancak bunları anlatmakta zorlanıyorum ve yeni bir tartışma başlıyor.

Sürekli olarak 'Neden beni düzeltmeye çalışıyorsun? Her zaman doğruyu söylemek zorunda değilsin, tek doğru sen misin?' gibi tepkiler alıyorum. Onun da sorunları olduğunu anlıyorum ve açıkçası benim de doğru olduğunu düşündüğüm birçok konu var. Ancak bu şekilde sorunları çözemeyiz.

Tartışmadan konuşmadan bu sorunları çözemeyiz, ama her seferinde üç gün küsüyor, sonra kendi kendine konuşmaya başlıyor. Ben de asla bu durumu bozmuyorum ve devam ediyoruz. Sanırım hayatım boyunca onun sessiz kalmasının nedenini anlayamayacağım. Kavga etmek istemiyorum, sadece konuşmak istiyorum."
 

Kayıtlıüye

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2019
Mesajlar
179
Tepkime puanı
71
Konum
Hatay
Vakıa suresi zenginlerin süresidir. Vakıa okumak rıskı artırabilmek konusunda yardımcı olabilir. Dinlemekte iyi olabilir.Geceleri Vakıa okumak işe yarayabilir. Namaz kılıyorsan, ikindinden sonra Amme süresinden faydalanabilirsin. Dinlemekte iyi olabilir. Bunlar rıskı bollaştırır.
 
Üst Alt