- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Geçmişten günümüze oluşan kültürel ve sanatsal değerlerin sergilendiği müzeler , aynı zamanda tarih ve kültür bilincinin de oluşmasını sağlayan kurumlardır. Kültür bu mekanlarda yeniden üretilir. Sanatsal değerlere ulaşmanın yollarını öğrenen birey, sanatı eleştirel bir gözle algılayıp değerlendirirken süreç içinde sanat eserlerini yerine koymayı da öğrenir. Bunu yaparken gerçek yapıtla buluşma, onu tanıma, ilgisini arttırma sonucu, müzelere gitme isteği ve alışkanlığını kazanır. Çok sayıda sanat yapıtı görme, tanıma, ondan sanatsal haz duyma, doğru algılama ve yeni değerler yaratma yetilerini geliştirecektir.
Ülkemizde çağdaş sanatlar müzesine sahip olmadığımız yetkili kişi ve kurumlarca defalarca dile getirildiği halde uzun yıllar somut bir oluşum gerçekleştirilemedi. Ancak son yıllarda, kişi ve kurumların girişimleri sonucu çağdaş Türk sanatının önemli örnekleri,çağdaş müzecilik anlayışını benimsemiş yaşayan sanat müzelerinde yerlerini almaya başladı. Bu sevindirici ve yüreklendirici gelişmenin daha ileri boyutlara ulaşması hepimizin ortak dileğidir. Üniversite müzelerinin bu oluşum içerisinde gündeme gelmesi ve giderek çoğalması da aynı döneme rastlıyor.
Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesinin uzun soluklu oluşum sürecine baktığımızda; sanatçı ve eserinden, galeri, koleksiyon ve müzeye dönüşüm olgusunun gelişerek, yetkinleşerek ve kendini aşarak gerçekleştiğini görebiliyoruz. Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesinin, açılacak üniversite müzelerine örnek oluşturulabileceği düşüncesiyle bu oluşumu yirmi yıl öncesinden dile getirmek yararlı olacaktır.
Üç büyük kentimiz dışında Anadolu’daki ilk Güzel Sanatlar Fakültesi, 1985 yılında iki bölümü, 70 öğrencisi ile eğitim-öğretime başladığında, yeni kurulmanın zorluklarını yaşarken bir sanat galerisini kent merkezinde açmanın sorumluluğunu da üstlendi. Galeride önemli sergiler, o yılların zor koşullarında aksatılmadan gerçekleştirildi.
Güzel Sanatlar Fakültesinin, böyle bir ortamda 1987 yılında üniversite bünyesindeki ilk sanat galerisini faaliyete geçirme amacı, Türk sanatına önemli katkılarda bulunmuş sanatçılarımızın eserlerini kent merkezinde sergilemek, söyleşilerle onların sanat görüşlerini paylaşmak, ayda bir kez de olsa bir sanat olayını gerçekleştirmekti. Sanatçılara destek olmak adına, yapıtlarının taşınması, üniversitede ağırlanması, afiş, davetiye ve kokteyl masrafları üstlenilirken, sergilenen bir yapıtın üniversitemize bağışlanması tek koşuldu. Palet Sanat Galerisi bu misyonunu aralıksız onbir yıl sürdürerek seksene yakın sanatçıyı kent halkıyla buluşturdu. Sergileme süreci galerinin 1998’de kapanmasından sonra da Yunusemre yerleşkesindeki sergi salonlarında devam etti. Yaklaşık 18 yılda oluşan üniversite koleksiyonu, sanatçılarımızın bağışları, satın almalar, Bilge Karasu’nun hayattayken üniversitemize bağışladığı özel koleksiyonu ile zenginleşti. Bu sanatsal birikim, zaman zaman Eskişehir ile birkaç kentimizde sergilenmesinin dışında fakülte belgeliğinde saklandı. Anadolu Üniversitesi’nin yapısında ve geleneğinde var olan sanata ve sanatçıya verilen değerle oluşan bu birikimi dört duvar arasından çıkarmak ve paylaşmak arzumuz Çağdaş Sanatlar Müzesinin açılması ile gerçekleşti.
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in ileride müze olur diye yıktırmadığı eski yapı, küçük onarım ve iç düzenlemeler yapılarak uzun yıllar değişik amaçlarla kullanıldı. Prof. Dr. Engin Ataç, Rektörlüğü döneminde Çağdaş Sanatlar Müzesi’ni kurma düşüncesini, bu tarihi yapıyı restore ettirerek gerçekleştirdi. Yapıldığı dönemde askeri kışla ve talimgah olarak kullanılan bina, 1. Ulusal Mimarlık Dönemi 1915-1919 örneklerinden olup, Yunusemre Yerleşkesi merkezinde, her biri 110 m2’lik üç sergi salonu, belgelikleri, yönetim bölümüyle, emsalleriyle kıyaslanmayacak kadar küçük ama insanı etkileyen sıcak bir mekan. Müze, açıldığı 2001 yılından bu yana, koleksiyonundaki yapıtları bölüm bölüm sergilemenin yanı sıra, T.C. Merkez Bankası, Türkiye İş Bankası, Quensen koleksiyonları ile Sadi Çalık Heykel, Abidin Dino Resim Sergisine ev sahipliği yaptı. Bu sergilemeler içerisinde Quensen koleksiyonunun ayrı bir yeri ve önemi var. Almanya’nın Hannover kenti yakınlarındaki Lampsringe kasabasında 1970’lerin sonlarından bu yana sanatsal baskı alanında yeni ve deneysel yöntemlerle çalışmalar yapan Quensen Uluslararası Baskı Atölyesi’nin koleksiyonundan bir kesit Amerika’nın 11 ayrı yerinde, İspanya ve Almanya’dan sonra 2005 yılında bu müzede sergilenmek üzere Türkiye’ye getirildi. Koleksiyon sahibi Ernst August Quensen, açılış konuşmasının sonunda, serginin tümünü müzeye bağışladığını açıkladı. Bu önemli bağış, bizlere şaşkınlıkla sevinci birlikte yaşatırken müze için önemli bir kazanım oldu.1950 sonrası sanat akımlarını benimseyen, aralarında Magdalena Abakanowicz, Jörg Immendorff, George Baselist, Allen Jones, Valerio Adami gibi dünyaca ünlü 29 sanatçının büyük boyutta 34 adet baskı resmi artık Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi’nin envanterindeydi.
Müze koleksiyonunun 18 yıllık oluşum sürecinde, bağışlar, satın almalar dışında, farklı yollardan bu birikime katılan eserler de oldu. Leopold Levy’nin “Model Emine’nin Portresi” adlı küçük gravürünü üniversitemiz depolarındaki eser taraması sırasında bulmam,Vakıfbank Eskişehir Merkez şubesi hizmet binasının yeniden inşaatı için yıkımı sırasında Öğün BAKIR’la birlikte fark ettiğimiz, değerli hocam Adnan Turani’ye ait 187x437 boyutundaki Yunusemre konulu yağlıboya tablonun o dönemde yüksekokul müdürümüz Doç. Dr. Engin Ataç’ın girişimi ile üniversiteye alınması, 1998 yılında Kütahya’nın Göveçci köyü’ne Sayın Ataç’la birlikte götürdüğümüz taş kalıba, naif sanatçı Hüseyin Yüce’nin çizdiği deseni litografi atölyesinde basarak çoğaltmam, Feyhaman Duran’ın 1998 yılında İstanbul Eyüboğlu Sanat Galerisinde tek olarak sergilenen yağlıboya Atatürk portresi’nin Engin Ataç ve Ali İsmail Türemen’in sıkı pazarlığıyla 22 TL.’ye alınması, bu dört yapıtın koleksiyona katılım öyküsüdür. Müze koleksiyonuna katılımlarda fakültemiz litografi atölyesinin de önemli katkısı oldu ve olmaya da devam ediyor. Değişik zamanlarda yurtiçi ve yurtdışından gelen sanatçılar özellikle litografi atölyesinde çalıştılar. Cihat Burak, Adnan Turani, Mürşide İçmeli, Mustafa Pilevneli, Mustafa Ayaz, Ali İsmail Türemen, Berna Türemen, Süleyman Saim Tekcan, Gül Derman, Oya Kınıklı, Fevzi Karakoç, Micha Kloth, Martin Baeyens ve daha bir çok değerli sanatçı ile gerçekleştirdiğimiz baskıresimler de eklendi koleksiyona.
Zamanla zenginleşen ve farklı eğilimleri benimsemiş sanatçıların eserlerini barındıran koleksiyonu müze salonlarındaki sergilemenin yanı sıra seçilen eserler, 2004 yılında İzmir Türk Amerikan Derneğinde, 2005 ARTİST- 15. TÜYAP Sanat Fuarında, 2006’da Ankara ART-FORUM Sanat Fuarında, Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Kültür Merkezi ile Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde sergilendi, büyük ilgi ve beğeniyle izlendi. Çağdaş Türk Sanatının duayenlerinden orta kuşağa, 40 yaş kuşağından genç kuşağa, figüratiften soyuta, soyuttan kavramsala uzanan çizgide 172 Türk, 51 yabancı sanatçının toplam 520 yapıtından oluşan koleksiyon, yedi katalog, yedi duvar takvimi, broşürler, kartpostallar ve afişlerle belgelendirildi. Ayrıca, internet ortamında sanal müzenin tanıtımı sağlandı.
Müze, üç büyük kentimiz dışındaki en önemli kurumsal çağdaş sanat koleksiyonlarından birisini bünyesinde barındırması ve Türk plastik sanatlarına yaptığı önemli katkı gerekçesiyle Eskişehir Sanat Derneği 2005 Müze Ödülü, ART-İST-2005 15. İstanbul Sanat Fuarı kapsamında “Koleksiyoner Kurum Onur Ödülü” ile 2006 Art-Forum Ankara Sanat Fuarı’nda “Kurumsal Onur Ödülü”ne değer bulundu.
Bu önemli sanatsal birikimin oluşmasına başlangıcından bu yana katkıda bulunan tüm üst yöneticilerimize, değerli sanatçılarımıza ve emeği geçenlere teşekkür ederim.
Ülkemizde çağdaş sanatlar müzesine sahip olmadığımız yetkili kişi ve kurumlarca defalarca dile getirildiği halde uzun yıllar somut bir oluşum gerçekleştirilemedi. Ancak son yıllarda, kişi ve kurumların girişimleri sonucu çağdaş Türk sanatının önemli örnekleri,çağdaş müzecilik anlayışını benimsemiş yaşayan sanat müzelerinde yerlerini almaya başladı. Bu sevindirici ve yüreklendirici gelişmenin daha ileri boyutlara ulaşması hepimizin ortak dileğidir. Üniversite müzelerinin bu oluşum içerisinde gündeme gelmesi ve giderek çoğalması da aynı döneme rastlıyor.
Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesinin uzun soluklu oluşum sürecine baktığımızda; sanatçı ve eserinden, galeri, koleksiyon ve müzeye dönüşüm olgusunun gelişerek, yetkinleşerek ve kendini aşarak gerçekleştiğini görebiliyoruz. Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesinin, açılacak üniversite müzelerine örnek oluşturulabileceği düşüncesiyle bu oluşumu yirmi yıl öncesinden dile getirmek yararlı olacaktır.
Üç büyük kentimiz dışında Anadolu’daki ilk Güzel Sanatlar Fakültesi, 1985 yılında iki bölümü, 70 öğrencisi ile eğitim-öğretime başladığında, yeni kurulmanın zorluklarını yaşarken bir sanat galerisini kent merkezinde açmanın sorumluluğunu da üstlendi. Galeride önemli sergiler, o yılların zor koşullarında aksatılmadan gerçekleştirildi.
Güzel Sanatlar Fakültesinin, böyle bir ortamda 1987 yılında üniversite bünyesindeki ilk sanat galerisini faaliyete geçirme amacı, Türk sanatına önemli katkılarda bulunmuş sanatçılarımızın eserlerini kent merkezinde sergilemek, söyleşilerle onların sanat görüşlerini paylaşmak, ayda bir kez de olsa bir sanat olayını gerçekleştirmekti. Sanatçılara destek olmak adına, yapıtlarının taşınması, üniversitede ağırlanması, afiş, davetiye ve kokteyl masrafları üstlenilirken, sergilenen bir yapıtın üniversitemize bağışlanması tek koşuldu. Palet Sanat Galerisi bu misyonunu aralıksız onbir yıl sürdürerek seksene yakın sanatçıyı kent halkıyla buluşturdu. Sergileme süreci galerinin 1998’de kapanmasından sonra da Yunusemre yerleşkesindeki sergi salonlarında devam etti. Yaklaşık 18 yılda oluşan üniversite koleksiyonu, sanatçılarımızın bağışları, satın almalar, Bilge Karasu’nun hayattayken üniversitemize bağışladığı özel koleksiyonu ile zenginleşti. Bu sanatsal birikim, zaman zaman Eskişehir ile birkaç kentimizde sergilenmesinin dışında fakülte belgeliğinde saklandı. Anadolu Üniversitesi’nin yapısında ve geleneğinde var olan sanata ve sanatçıya verilen değerle oluşan bu birikimi dört duvar arasından çıkarmak ve paylaşmak arzumuz Çağdaş Sanatlar Müzesinin açılması ile gerçekleşti.
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in ileride müze olur diye yıktırmadığı eski yapı, küçük onarım ve iç düzenlemeler yapılarak uzun yıllar değişik amaçlarla kullanıldı. Prof. Dr. Engin Ataç, Rektörlüğü döneminde Çağdaş Sanatlar Müzesi’ni kurma düşüncesini, bu tarihi yapıyı restore ettirerek gerçekleştirdi. Yapıldığı dönemde askeri kışla ve talimgah olarak kullanılan bina, 1. Ulusal Mimarlık Dönemi 1915-1919 örneklerinden olup, Yunusemre Yerleşkesi merkezinde, her biri 110 m2’lik üç sergi salonu, belgelikleri, yönetim bölümüyle, emsalleriyle kıyaslanmayacak kadar küçük ama insanı etkileyen sıcak bir mekan. Müze, açıldığı 2001 yılından bu yana, koleksiyonundaki yapıtları bölüm bölüm sergilemenin yanı sıra, T.C. Merkez Bankası, Türkiye İş Bankası, Quensen koleksiyonları ile Sadi Çalık Heykel, Abidin Dino Resim Sergisine ev sahipliği yaptı. Bu sergilemeler içerisinde Quensen koleksiyonunun ayrı bir yeri ve önemi var. Almanya’nın Hannover kenti yakınlarındaki Lampsringe kasabasında 1970’lerin sonlarından bu yana sanatsal baskı alanında yeni ve deneysel yöntemlerle çalışmalar yapan Quensen Uluslararası Baskı Atölyesi’nin koleksiyonundan bir kesit Amerika’nın 11 ayrı yerinde, İspanya ve Almanya’dan sonra 2005 yılında bu müzede sergilenmek üzere Türkiye’ye getirildi. Koleksiyon sahibi Ernst August Quensen, açılış konuşmasının sonunda, serginin tümünü müzeye bağışladığını açıkladı. Bu önemli bağış, bizlere şaşkınlıkla sevinci birlikte yaşatırken müze için önemli bir kazanım oldu.1950 sonrası sanat akımlarını benimseyen, aralarında Magdalena Abakanowicz, Jörg Immendorff, George Baselist, Allen Jones, Valerio Adami gibi dünyaca ünlü 29 sanatçının büyük boyutta 34 adet baskı resmi artık Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi’nin envanterindeydi.
Müze koleksiyonunun 18 yıllık oluşum sürecinde, bağışlar, satın almalar dışında, farklı yollardan bu birikime katılan eserler de oldu. Leopold Levy’nin “Model Emine’nin Portresi” adlı küçük gravürünü üniversitemiz depolarındaki eser taraması sırasında bulmam,Vakıfbank Eskişehir Merkez şubesi hizmet binasının yeniden inşaatı için yıkımı sırasında Öğün BAKIR’la birlikte fark ettiğimiz, değerli hocam Adnan Turani’ye ait 187x437 boyutundaki Yunusemre konulu yağlıboya tablonun o dönemde yüksekokul müdürümüz Doç. Dr. Engin Ataç’ın girişimi ile üniversiteye alınması, 1998 yılında Kütahya’nın Göveçci köyü’ne Sayın Ataç’la birlikte götürdüğümüz taş kalıba, naif sanatçı Hüseyin Yüce’nin çizdiği deseni litografi atölyesinde basarak çoğaltmam, Feyhaman Duran’ın 1998 yılında İstanbul Eyüboğlu Sanat Galerisinde tek olarak sergilenen yağlıboya Atatürk portresi’nin Engin Ataç ve Ali İsmail Türemen’in sıkı pazarlığıyla 22 TL.’ye alınması, bu dört yapıtın koleksiyona katılım öyküsüdür. Müze koleksiyonuna katılımlarda fakültemiz litografi atölyesinin de önemli katkısı oldu ve olmaya da devam ediyor. Değişik zamanlarda yurtiçi ve yurtdışından gelen sanatçılar özellikle litografi atölyesinde çalıştılar. Cihat Burak, Adnan Turani, Mürşide İçmeli, Mustafa Pilevneli, Mustafa Ayaz, Ali İsmail Türemen, Berna Türemen, Süleyman Saim Tekcan, Gül Derman, Oya Kınıklı, Fevzi Karakoç, Micha Kloth, Martin Baeyens ve daha bir çok değerli sanatçı ile gerçekleştirdiğimiz baskıresimler de eklendi koleksiyona.
Zamanla zenginleşen ve farklı eğilimleri benimsemiş sanatçıların eserlerini barındıran koleksiyonu müze salonlarındaki sergilemenin yanı sıra seçilen eserler, 2004 yılında İzmir Türk Amerikan Derneğinde, 2005 ARTİST- 15. TÜYAP Sanat Fuarında, 2006’da Ankara ART-FORUM Sanat Fuarında, Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Kültür Merkezi ile Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde sergilendi, büyük ilgi ve beğeniyle izlendi. Çağdaş Türk Sanatının duayenlerinden orta kuşağa, 40 yaş kuşağından genç kuşağa, figüratiften soyuta, soyuttan kavramsala uzanan çizgide 172 Türk, 51 yabancı sanatçının toplam 520 yapıtından oluşan koleksiyon, yedi katalog, yedi duvar takvimi, broşürler, kartpostallar ve afişlerle belgelendirildi. Ayrıca, internet ortamında sanal müzenin tanıtımı sağlandı.
Müze, üç büyük kentimiz dışındaki en önemli kurumsal çağdaş sanat koleksiyonlarından birisini bünyesinde barındırması ve Türk plastik sanatlarına yaptığı önemli katkı gerekçesiyle Eskişehir Sanat Derneği 2005 Müze Ödülü, ART-İST-2005 15. İstanbul Sanat Fuarı kapsamında “Koleksiyoner Kurum Onur Ödülü” ile 2006 Art-Forum Ankara Sanat Fuarı’nda “Kurumsal Onur Ödülü”ne değer bulundu.
Bu önemli sanatsal birikimin oluşmasına başlangıcından bu yana katkıda bulunan tüm üst yöneticilerimize, değerli sanatçılarımıza ve emeği geçenlere teşekkür ederim.
Prof. Atilla ATAR 11.03.2010