- Katılım
- 28 Mart 2011
- Mesajlar
- 2,123
- Tepkime puanı
- 26
İnsan, âmeline güvenerek afvolacağını ümit etmemelidir. Ancak, Allah ü teâlâ'nın rahmetini, ihsanını düşünerek afvedilebileceğini ümit etmelidir. Çünkü Cenâb-ı Hak, şirkten başka günahları dilerse afvedeceğini, rahmetinden ümit kesilmemesini, bağışlama ve merhametinin çok olduğunu bildirmektedir. Allah ü teâlâ, yüz rahmetten ancak bir tanesini, insanlara, cinlere ve hayvanlara indirdiğini, bu bir rahmet ile canlıların birbirlerine şefkat gösterdiklerini, rahmetinin doksandokuzu ile de kıyamet günü kullarına rahmet edeceğini, Peygamberimiz bildirmektedir.
Arşın altında (Ben rahmet edicilerin en merhametlisiyim, rahmetim gazabımı aştı) yazılı olduğu ve Cennet ehlinin iki misli kadar insanı Cehennemden çıkarıp afvedeceği bildirilmiştir.
Allah ü teâlânın afv ve mağfiretini ümit eden mü'minleri ve kendisinden korkanları Cehennemden çıkaracağı, bir annenin çocuğuna olan şefkatinden çok daha merhametli olduğu hadîs-i şeriflerde bildirilmiştir.
Peygamberimizin şefaati, günahı sevabından çok olan mü' minler içindir. Kıyamet günü Arşın altında bir mü'nâdinin şöyle bağırdığı duyulur:
(Allah ü teâlâ kendi hakkını bağışlamıştır. Ancak kul hakları kalmıştır. Siz de birbirinize haklarınızı bağışlayıp Allah ın rahmetiyle Cennete girin!)
Kim Allah tan başka ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın Allah ın Resulü olduğuna imân ederse. Cehenneme girmeyeceği, falcılık, üfürükçülük yapmayan ve Allah ü teâlâya tevekkül eden yetmiş bin kişinin hesapsız Cennete gireceği hadîs-i şerifle bildirilmektedir.
(Hiç kimse benim rahmetimden ümitsiz olmasın) âyet-i keri*mesini düşünerek ümitsiz olmamalıdır.
Her ne kadar günah işlemek insanı imansız etmezse de, günahlar zamanla kalbi karartarak maazallah imansız gitmeğe sebep olur. Bu bakımdan Allah ü teâlânın emirlerini yapıp, haramlardan kaçarak rahmetini ümit etmelidir.
Önce itikadı düzeltmelidir. İtikâd düzgün olmayınca iyi zannedilen âmellerin kıymeti olmaz. Hem itikadı bozuk hem de kötü şeyler yapan kimsenin (Benim kalbim temizdir, Allah beni affeder) demesi asla doğru değildir. Çünkü hadîs-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahmak o kimseye denir ki, her istediğini yapar ve rahmete kavuşmasını ümit eder.)
(Ahmak o kimseye denir ki, her istediğini yapar ve rahmete kavuşmasını ümit eder.)
Demek ki, önce itikadı düzeltip haramlardan kaçarak Allah ü teâlânın emirlerini yapmağa çalıştıktan sonra neticeyi beklemek ümit olur.
Allah ü teâlânın gazabından emin olmak öldürücü zehir olduğu gibi, rahmetinden ümitsiz olmak da öldürücü zehirdir. Mü'min daima korku ile ümit arasında yaşamalıdır. Korkunun fazla olması daha iyidir. Böylece kötülüklerden kaçıp iyilik etmeğe koşar. Ölürken ise ümidi korkusundan fazla olmalıdır.
Yâ Rabbi! Bizleri azabından korkan ve rahmetinden ümit eden kullarından eyle!