Allah'a ulaşmayı dileyin

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
allahyazisi.jpg

Herkes aşkla tanışırdı, kendini övmekten sevgilinin sesini duyabilseydi..Nefsinin isteklerini bırakıp da bir kenara, gönlünün sesini duyabilseydi...
Şâh-ı Nakşîbendi .

kıvılcım ile kendini olmuş sanmayasın
Ateş denizidir aşk başka pınarlara kanmayasın
Ey hakikati arayan kişi bil ki tutuşman gerek
Aşkla yanasın ki cehennem ateşinde yanmayasın..
Kusurlu olursun başkasında kusur görürsen
Aşk ateşinde yanarsın tevazuyla yürürsen...

ALLAH de! Ötesini bırak!
- Neden mi? ÇÜNKÜ KALPLER ANCAK ZİKRULLAH İLE MUTMAİN OLUR! Rad28

Ey yüce Allah'ım!!...
Sana tüm kalbimle can-u gönülden ulaşmayı diliyorummm!...
beni de Bizi de, Yurdagül kulunu da dostluğuna kabul buyur...amin.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
damla.jpg


ALLAH'A ULAŞMAYI DİLEMEYİ YARINA BIRAKMAYIN BAKARSINIZ YARIN OLUR SİZ OLMAZSINIZ...
Senin bunca ermiş evliyan ;Veysel Karani, Hz.Yunus, Hz.Rabia, Hz.Meryem ve daha bir çokları Sana nasıl ermiş..
geçmişte yaşamış ve asırlara izlerini bırakmış âşıkların sonlanmadığını, aslında her devirde, her toplulukta var olduklarını ve aşkın rengârenk tomurcuklarını
yeşertmeye ve yetiştirmeye devam ettiklerini biliyor olsaydık, acaba gıpta etmez mi idinik ..?

Onların kalplerine yansıyan İlâhi nûru ve yaşadıkları mutluluğu görmüş olsa idik , “Ben neden yaşayamıyorum bu güzelliği.” diye acaba kendi kendimize sormaz mı idik.?
İslâm’ın 5 şartını yaşamaksa aslolan, bu 5 şartı yerine getirmek neden mutlu kılmıyor bizi, neden gönül dünyamiz ışıklar saçmıyor tıpkı onlar gibi... ?
Biz nerde hata yapiyoruz..?
Dîni yaşamaksa eğer, hepimiz yaşadığımızı düşünebiliriz… Bize öğretileni, cennet ümidi ya da cehennem korkusu ile hayatımıza tatbik etmeye çalıyor olabiliriz..
Peki ama neden onlar kadar mutlu ve huzurlu ,kerametli değiliz..? O’nu sevmeye, O’na âşık olmaya, daha ötede O’na götürecek olan sır acaba nedir?
Yoksa biz ruhumuz ve kalbimiz ile Sevmeyi mi bilmiyoruz...?
Acaba hiç düşündük mü Biz gerçekten hayatın her zerresini Allah ile geçirmek isteyen biri miyiz..?
Hiç Allah’a,âşık olmayı diledik mi..? yoksa uzaklarda bir yerlerde öldükten sonra kavuşacağımız bir Allah mı O bizim için.
Günahları kadar cehennemde cezalandırılıp arkasından sırf inandığı için Allah’ın cennetine kavuşmayı ümit eden, dünyevi hayatın kargaşasına kapılıp kalbine Allah’ı koymayı unutuverenlerden miyiz..?

Şimdi durup bir düşünmenizi istiyorum... Biz bu dünyaya, Kalu Bela günü Allah’a verdiğiniz sözleri yerine getirmek, bu dünyada Allah’ı keşfetmek,
O’nu aramak ve bulmak üzere gönderilmemiş mi idik ?
Kendimize dikkatle bakalım! Kalbimizi dinleyelim, orada ne görüyor ? Allah size gerçekten en sevgili mi?
Yoksa dünyevî kaygıların ve beklentilerin arasında kaybolup giden ve başınız sıkıştığında ancak aklımıza gelen erişilmez bir mabed mi?

Bizler çocuğumuzu, malımızı, mülkümüzü, kariyerimizi, eşimizi Allah’ın önüne geçirdiğimizin farkında bile değiliz..
Bakın kendinize, etrafınıza dikkatle bakın... Etrafınızdaki ağaçlar, kuşlar, çiçekler, insanlar, sizi çevreleyen ne varsa, bütün bunlar Bize O’nu hatırlatıyor mu..?
Bir derin sızı ,bir boşluk , bir derin özlem hissediyormuyuz içimizde?
Ruhumuzun sessiz ve buruk çığlıklarını işitebiliyor muyuz..?
O ki Bize Hakk’tan emanet. Emanetin bu dünya hayatında sahibini nasıl özlediğini ve O’na varacağı günü nasıl özlemle beklediğini görebiliyor muyuz..?

Bilmeliyiz ki geçmişte yaşayan o gönül sultanları bugün de varlar kıyâmete kadar da var olacaklar! Onlar, bu dünyada Allah’a kavuştular.
Allah’ı bu dünyada aradılar ve Allah’tan geleni Allah’a ulaştırıp vuslat oldular...
Bir mekanik buluşma, bir mecburiyet kaygısı, bir ceza veya mükâfat beklentisi değildi onları dünya hayatını yaşarken Allah’ı aramaya iten ve buluşturan…

Onların matlubu da maksudu da bir tek Allah’ın Zat’ına varmaktı... Onu bu dünyada bulmak, Sevgili’yle bu dünyada hemhâl olmak,
O’ndan gelen emaneti (ruhlarını) Ona bu dünyada ulaştırmak arzusuydu çepeçevre saran gönüllerini...
Onlar aşk için yaşayıp aşk yoluna baş koyanlardı... Onlar ki ömürlerini Hakk’a hizmete adayanlar, geçmişte olduğu gibi, dün de, bugün de var olanlardı…

CENNET MURADI DEĞİL, CEHENNEM KORKUSU DEĞİL, SADECE BU DÜNYADA ALLAH’I BULMAKTADIR ASIL GAYEMIZ...

Yapmanız gereken şey bir gönül yakarışı ile yakarmak Allah’a...
Ey Yüce Allah’ım! Ben de onca ermiş evliyan gibi bu dünyada Sana ulaşmak istiyorum. Ne olur beni de al ermiş evliyalarının arasına. Beni de .Bizi de onlardan biri kıl.
Benim de ruhumu ulaştır Senin Zat’ına...Bütün kalbinizle dileyin Rabbinizi...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Neden Bizde Muhabbet Yok..
Aslında hiçbir mümin, muhabbetin aslından uzak değildir. Ama üç sebepten dolayı mümin muhabbetten ayrı düşer:

Birincisi, mümin kendini dünya meşguliyetleriyIe heder eder. Bu meşguliyet dostluğa aykırı olduğundan nefsanî şehvet ve lezzetlere dalar.
İkincisi, dostluğu daha fazla olanın marifetinin fazla olacağını anlamaz.
Üçüncüsü, zikri gerekli görmez, lüzumunu hissetmez. Bilmez ki kim, neyi çok severse onun zikrine dalar.
Allah’tan başka sevgililerin zikri, Allah’ın zikrini unutturur. Kim, neyi zikrederse onun kölesi olur. Bu zamanda bizim ne kadar çok sevgilimiz var.
“Futbol, siyaset, para, şöhret.Kadin,Mevki, Makam gibi..” Say sayabildığin kadar..

Evliyanın Muhabbeti
Evliyaullah, önce kendi nefislerini ıslah etmişler, tövbe-i nasuh ile tövbe etmişler, kamil olmuşlar, imandan marifete, marifetten muhabbete,
muhabbetten ülfet ve ünsiyet makamına geçmişlerdir.
Sonunda da Allah Teala’nın yeryüzündeki halifesi olarak insanların ıslah ve hidayetine vasıta olmuşlardır.
Evliyaullahın üzerine Allah muhabbetinin kokusu sinmiştir. Onun yanında duran, onun kokusunu alınca ondan aynlamaz.
Mıknatısın, demiri, çiviyi çekmesi gibi… Bakın, mübarekler camiden çıkarken bütün millet, işi olan olmayan peşinden ayağa kalkıp ta evinin kapısına kadar onunla beraber yürüyor.
Camiye gelirken de aynı. Nereye giderse bir sürü insan.
Bu insanların çoğunun soracağı bir şey de yok. Onların elinde değil Allah Teala’nın muhabbeti mübareklerin üzerlerine sirayet etmiş.
Sirayet ettiği için de insanları mıknatıs gibi çekiyorlar..
 
Üst Alt