- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 7,019
- Tepkime puanı
- 425
Allah’a güvenmek adaletten ayrılmamak
Allah’a Güvenmek
Müslümanın, her hususta Allah’a güvenip dayanmasına, üzerine düşen görevleri yaptıktan sonra işlerini Allah’a havale etmesine tevekkül denir. Dolayısıyla, çalışmadan, sebeplere sarılmadan işi Allah’a
havale etmek tevekkül değildir. Buna göre, çalışma, sabır ve tevekkül birlikte olacaktır. Çalışmadan işleri Allah’a havale etmek doğru olmadığı gibi, Allah’ı hesap dışı bırakmak da doğru değildir. Çünkü kişinin, Allah’ın izin ve yardımı olmadan başarılı olması mümkün değildir. Kur’an’da mü’minlerin Allah’a tevekkül etmeleri emredilmiş (Mâide, 5/11); “Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter” (Talak, 65/3) buyrularak tevekkül eden bir mü’minin Allah’ın koruması altında olduğu bildirilmiştir.
Adalatten Ayrılmamak
Adalet, bütün insanlığın vazgeçemeyeceği en önemli değerlerden biridir. İslam, adalete büyük değer vermiştir. Allah’ın adil olup zulmetmeyeceği (Âl-i İmrân, 3/18, Yunus, 10/47) ve adaletli davrananları sevdiği vurgulanmış (Hucurât, 49/9), mü’minlerin de adaletli olmaları istenmiştir (Hucurât, 49/9; Nahl, 16/90). Kur’an-ı Kerim’de; “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder. Hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl, 16/90) buyurulmaktadır.
Bir hadis-i şerifinde Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Verdiği hükümlerde ailesinin ve halkın yönetiminde adaletle davrananlar, kıyamet gününde Allah Teala’nın katında yüksek makamlarda bulunurlar…” (Müslim, “İmare”, 5) buyurarak adaletle davranmanın Allah katındaki mükâfatını dile getirmiştir.
Sadaka-i Cariye
Sadaka-i câriye, sürekli ecir getiren sadaka anlamına gelir. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde sürekli ecir kaynağı olan amelleri şöyle belirtir: “İnsanoğlu öldüğü zaman, amel defteri kapanır. Üç kimse bundan müstesnadır. Sadaka-i câriye (süreklilik arz eden sadaka) sahibi kimseler, topluma yararlı bir ilim (eser) bırakanlar ve kendisine hayır dua eden salih bir evlat yetiştirenler.” (Tirmizî, Ahkâm”, 36) Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, aş evi, hastane, okul vb. hayır yerlerini içine alır. İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve desek olanlar, gerek sağlıklarında gerekse vefatlarından sonra sürekli ecir almaya devam ederler.
Allah’a Güvenmek
Müslümanın, her hususta Allah’a güvenip dayanmasına, üzerine düşen görevleri yaptıktan sonra işlerini Allah’a havale etmesine tevekkül denir. Dolayısıyla, çalışmadan, sebeplere sarılmadan işi Allah’a
havale etmek tevekkül değildir. Buna göre, çalışma, sabır ve tevekkül birlikte olacaktır. Çalışmadan işleri Allah’a havale etmek doğru olmadığı gibi, Allah’ı hesap dışı bırakmak da doğru değildir. Çünkü kişinin, Allah’ın izin ve yardımı olmadan başarılı olması mümkün değildir. Kur’an’da mü’minlerin Allah’a tevekkül etmeleri emredilmiş (Mâide, 5/11); “Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter” (Talak, 65/3) buyrularak tevekkül eden bir mü’minin Allah’ın koruması altında olduğu bildirilmiştir.
Adalatten Ayrılmamak
Adalet, bütün insanlığın vazgeçemeyeceği en önemli değerlerden biridir. İslam, adalete büyük değer vermiştir. Allah’ın adil olup zulmetmeyeceği (Âl-i İmrân, 3/18, Yunus, 10/47) ve adaletli davrananları sevdiği vurgulanmış (Hucurât, 49/9), mü’minlerin de adaletli olmaları istenmiştir (Hucurât, 49/9; Nahl, 16/90). Kur’an-ı Kerim’de; “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder. Hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl, 16/90) buyurulmaktadır.
Bir hadis-i şerifinde Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Verdiği hükümlerde ailesinin ve halkın yönetiminde adaletle davrananlar, kıyamet gününde Allah Teala’nın katında yüksek makamlarda bulunurlar…” (Müslim, “İmare”, 5) buyurarak adaletle davranmanın Allah katındaki mükâfatını dile getirmiştir.
Sadaka-i Cariye
Sadaka-i câriye, sürekli ecir getiren sadaka anlamına gelir. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde sürekli ecir kaynağı olan amelleri şöyle belirtir: “İnsanoğlu öldüğü zaman, amel defteri kapanır. Üç kimse bundan müstesnadır. Sadaka-i câriye (süreklilik arz eden sadaka) sahibi kimseler, topluma yararlı bir ilim (eser) bırakanlar ve kendisine hayır dua eden salih bir evlat yetiştirenler.” (Tirmizî, Ahkâm”, 36) Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, aş evi, hastane, okul vb. hayır yerlerini içine alır. İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve desek olanlar, gerek sağlıklarında gerekse vefatlarından sonra sürekli ecir almaya devam ederler.